Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Fransa'nın barış görüşmelerine katılamayacağını söyledi

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (AFP)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (AFP)
TT

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Fransa'nın barış görüşmelerine katılamayacağını söyledi

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (AFP)
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev (AFP)

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Fransa'nın Azerbaycan-Ermenistan ihtilafı hususunda taraflı tutum sergilediğini, dolayısıyla barış görüşmelerine katılamayacağını söyledi.
Aliyev, Bakü'deki ADA Üniversitesi'nde "Orta Koridor Boyunca: Jeopolitik, Güvenlik ve Ekonomi" başlıklı uluslararası konferansın açılışında konuştu.
Brüksel'de 7 Aralık'ta Avrupa Birliği'nin (AB) arabuluculuğunda Ermenistan'la görüşme yapılmasının planlandığını fakat Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın bu toplantıda ancak Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un katılması halinde yer alabileceğini açıkladığını bildiren Aliyev, "Bu da görüşmenin gerçekleşmeyeceği anlamına geliyor." dedi.
Aliyev, 6 Ekim'de AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Paşinyan ve Macron'la Prag'da yaptıkları dörtlü görüşmeden birkaç gün sonra Macron'un bir röportajda Azerbaycan'ı eleştirdiğini ve işlemediği şeylerle suçladığını dile getirerek, Fransız Senatosunun, Azerbaycan karşıtı kararı kabul ettiğini, Fransa Ulusal Meclisinin de benzer kararı onaylamasının beklenildiğini kaydetti.
Fransa'nın, Frankofoni Zirvesi aracılığıyla da Azerbaycan'a "saldırı girişiminde" bulunduğunu ifade eden Aliyev, "Bütün bunlar dikkate alındığında Fransa'nın barış görüşmelerine katılamayacağı açıktır. Bu, onların hatası, bizim değil çünkü ABD de Rusya da hiçbir zaman resmi düzeyde taraf tutmadı. Bu, 7 Aralık görüşmesinin gerçekleşmeyeceği anlamına geliyor. Biz diğer alternatifleri değerlendireceğiz. Bakalım arabulucu rolünü kim üstlenecek ve bu, hangi platformda gerçekleşecek?" diye konuştu.
Aliyev, Paşinyan'ın, Macron'un Brüksel toplantısına katılma talebini barış görüşmelerini bozma girişimi olarak gördüğünü de vurguladı.

"Ermeniler, çocuklarını Türkiye ve Azerbaycan nefreti içinde yetiştiriyor"
Azerbaycan ve Ermenistan toplumlarının bir arada yaşaması konusunda ise Aliyev, şu değerlendirmede bulundu:
"Ermeni toplumu, Ermeni diasporası ve Ermeni milliyetçilerinin on yıllardır yürüttüğü propagandayla zehirlendi. Ermenilerin Karabağ'ın Azerbaycan köy ve şehirlerinde ve Azerbaycanlılara karşı yaptıklarının sebeplerinden biri de budur. Ermeniler, çocuklarını Türkiye ve Azerbaycan nefreti içinde yetiştiriyor. Türk ve Azerbaycan karşıtlığı, Ermenistan'ın ideolojisine dönüşmüştür. Tarihleri ve tarihi şahsiyetleri hakkında o kadar çok efsaneler yarattılar ki artık kendileri de kendi uydurduklarına inanmaya başladılar. Ermenistan'ın tüm tarihi, Ermenistan'ın tüm tarihi mirası sahtedir."



Afganistan'da suikast sonucu öldürülen Taliban yetkilisinin cenaze töreninde patlama

Afgan güvenlik güçlerinden iki kişi (Reuters)
Afgan güvenlik güçlerinden iki kişi (Reuters)
TT

Afganistan'da suikast sonucu öldürülen Taliban yetkilisinin cenaze töreninde patlama

Afgan güvenlik güçlerinden iki kişi (Reuters)
Afgan güvenlik güçlerinden iki kişi (Reuters)

Afganistan'ın kuzeydoğusundaki Badahşan vilayetinde 6 Haziran'da suikast sonucu yaşamını yitiren Badahşan vilayeti Vali Yardımcısı ve Vali Vekili Mevlevi Nisar Ahmed Ahmedi'nin cenaze töreninde patlama oldu.

Badahşan Valiliği Kültür ve Enformasyon Müdürü Maazeddin Ahmedi, yaptığı açıklamada, patlamada Taliban'ın atadığı Bağlan vilayetinin eski Emniyet Müdürü Safiullah Samim'in hayatını kaybettiğini belirterek, ölü ve yaralı sayısına dair net bilgi vermedi.

Afganistan'ın önde gelen basın organlarından TOLONews'a göre, olayda 15 kişi yaşamını yitirirken, 50 kişi de yaralandı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı.

Badahşan vilayeti Vali Yardımcısı ve Vali Vekili Mevlevi Nisar Ahmed Ahmedi, 6 Haziran'da vilayetin merkez ilçesi Feyzabad'da kendisini hedef alan intihar saldırısında yaşamını yitirmiş, saldırıyı terör örgütü DEAŞ üstlenmişti.


Çin’e ait 37 savaş uçağı Tayvan’ın Hava Savunma Tanımlama Sahası’na girdi

Çin’e ait iki savaş uçağı Tayvan’ın Hava Savunma Tanımlama Sahası yakınında uçuyor (Reuters-Arşiv)
Çin’e ait iki savaş uçağı Tayvan’ın Hava Savunma Tanımlama Sahası yakınında uçuyor (Reuters-Arşiv)
TT

Çin’e ait 37 savaş uçağı Tayvan’ın Hava Savunma Tanımlama Sahası’na girdi

Çin’e ait iki savaş uçağı Tayvan’ın Hava Savunma Tanımlama Sahası yakınında uçuyor (Reuters-Arşiv)
Çin’e ait iki savaş uçağı Tayvan’ın Hava Savunma Tanımlama Sahası yakınında uçuyor (Reuters-Arşiv)

Tayvan Savunma Bakanlığı, Çin’e ait 37 savaş uçağının 6 saat içinde Tayvan’ın Hava Savunma Tanımlama Sahası’na (ADIZ) girdiğini bildirdi.

Son yıllarda Pekin, adadaki hava savunma amaçlı tespit bölgesine uçuşlarını yoğunlaştırdı ve 2022’de bölgede gerçekleştirdiği sortileri bir önceki yıla göre ikiye katladı.

Tayvan Savunma Bakanlığı sözcüsü Sun Li-fang bugün yaptığı açıklamada, sabah 05.00’dan bu yana 37 Çin askeri uçağının Tayvan’ın ADIZ bölgesine girdiğini duyurdu.

Sözcü, Çin’e ait uçakların bir kısmının Tayvan’ın güneydoğusuna uçtuğunu ve hava gözetleme ve uzun mesafe navigasyon eğitimi gerçekleştirmek için Batı Pasifik’e geçtiğini söyledi.

Bakanlığın Twitter hesabından yapılan paylaşımda ise, durumun yakından izlendiği ve devriye uçakları, donanma gemileri ve karaya konuşlu füze sistemlerinin konuşlandırıldığı bilgisi verildi.

Analistler, Çin’in Tayvan’ın ADIZ bölgesine yönelik artan hava ihlallerinin, Pekin’in adayı baskı altında tutan daha geniş ‘gri bölge’ taktiğinin bir parçası olduğunu söylüyor.

Bu yeni ihlal, ABD, Filipinler ve Japonya’nın, Pekin’in kendisine ait olarak gördüğü Güney Çin Denizi’ndeki ilk ortak Sahil Güvenlik tatbikatlarını tamamlamasından bir gün sonra gerçekleşti.

Çin, 1949’daki Çin İç Savaşı’nın sona ermesinden bu yana ilhak etmeyi başaramadığı Tayvan’ı kendi topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor. Pekin, bir gün gerekirse Tayvan’ı güç kullanarak geri alacağını iddia ediyor.


Afganistan'da, Taliban'ın vali yardımcısı uğradığı saldırıda yaşamını yitirdi

Saldırıda Badahşan vilayetinin valisi hedef alındı (AP)
Saldırıda Badahşan vilayetinin valisi hedef alındı (AP)
TT

Afganistan'da, Taliban'ın vali yardımcısı uğradığı saldırıda yaşamını yitirdi

Saldırıda Badahşan vilayetinin valisi hedef alındı (AP)
Saldırıda Badahşan vilayetinin valisi hedef alındı (AP)

Afganistan'ın kuzeydoğusundaki Badahşan Valilik sözcüsü yaptığı açıklamada, Vali Yardımcısı ve Vali Vekili Mevlevi Nisar Ahmed Ahmedi'nin suikast sonucu hayatını kaybettiğini ifade etti.

Badahşan Valiliği Kültür ve Enformasyon Müdürü Maazeddin Ahmedi, yaptığı açıklamada, sabah saatlerinde vilayetin merkez ilçesi Feyzabad'ın Mahkeme Meydanı'ndaki patlamanın Vali Yardımcısı Ahmedi'nin bulunduğu aracı hedef aldığını duyurdu.

Sözcü, patlama sonucu Badahşan Vali Yardımcısı ve Vali Vekili Mevlevi Nisar Ahmed Ahmedi ile bir kişinin daha öldüğünü aktardı.


Afganistan'da ilkokula giden 77 kız çocuğu zehirlendi

Kabil'de okuldan eve dönen Afgan çocuklar  (AP)
Kabil'de okuldan eve dönen Afgan çocuklar (AP)
TT

Afganistan'da ilkokula giden 77 kız çocuğu zehirlendi

Kabil'de okuldan eve dönen Afgan çocuklar  (AP)
Kabil'de okuldan eve dönen Afgan çocuklar (AP)

Afganistan'da ilkokula giden yaklaşık 80 kız öğrencinin zehirlendiği bildirildi. 

Ülkenin kuzeyindeki Sar-i Pol Vilayeti'nde cumartesi ve pazar günü yaşanan olaylarda Nasvan Kabod adlı ilkokulda 60 öğrencinin, Nasvan Fayzebad ilkokulunda da 17 öğrencinin zehirlendiği belirtildi. 

Vilayetin eğitimden sorumlu yetkilisi Muhammed Rahmani, "Her iki ilkokul da birbirine yakın ve art arda hedef alındı. Zehirlenen öğrenciler hastaneye kaldırıldı. Şu anda durumları iyi" ifadelerini kullandı. 

Rahmani, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını belirtirken, ilk tespitlere göre saldırganın "şahsi bir düşmanlık" meselesi nedeniyle öğrencileri zehirlemesi için birini tuttuğunu söyledi. 

Polisten yapılan açıklamada, saldırganın kimliği ve olaya dair detaylar paylaşılmazken, henüz kimsenin gözaltına alınmadığı bildirildi.

ABD merkezli haber ajansı Associated Press, ABD askerlerinin Ağustos 2021'de ülkeden çekilmesinin ardından Taliban'ın yönetimi ele geçirmesinden bu yana ilk kez böyle bir saldırı yaşandığını yazdı.

Taliban, Afganistan'da geçen yıl kadınların üniversite eğitimi görmesini yasaklamıştı. Bunun ardından kız çocuklarının lise eğitimleri de durdurulmuştu. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayımcısı BBC ise Afganistan'da kadınların her geçen gün daha fazla baskıya karşılaştığını ve intihar düşüncelerinin yaygınlaştığını yazdı. 

BBC'nin görüştüğü ve kimliğini paylaşmayan bir üniversite öğrencisi, "Sınıfımdaki kadınların çoğunun intihar düşünceleri var. Hepimiz depresyon ve anksiyeteden mustaribiz. Hiç umudumuz yok" dedi.

Soyadını paylaşmayan psikolog Emel ise "Afganistan'da bir intihar düşüncesi salgını var" ifadelerini kullandı. 

Uluslararası medyada ülkedeki açlığın ve ekonomik krizin gündemde tutulduğuna fakat akıl sağlığı sorunlarının tartışılmadığına dikkat çeken Emel, "Sanki insanlar yavaş yavaş zehirleniyor. Gün geçtikçe umutlarını kaybediyorlar" dedi.

Psikolog, Taliban aralıkta üniversite eğitimini yasaklama kararını açıkladığında, iki gün içinde 170 kişiden acil destek talebi aldığını söyledi. Günde en az 10 kişinin destek için kendisini aradığını belirten Emel, taleplerin çoğunun kadınlardan ve kız çocuklarından geldiğini belirtti.


Çin’e ait bir savaş gemisi, ABD’ye ait savaş gemisinin önünü kesti

TT

Çin’e ait bir savaş gemisi, ABD’ye ait savaş gemisinin önünü kesti

Çin’e ait bir savaş gemisi, ABD’ye ait savaş gemisinin önünü kesti

ABD Donanması, Tayvan Boğazı’nda ‘güvensiz etkileşim’ olarak adlandırdığı şekilde ABD’ye ait bir savaş gemisine yaklaşan, Çin’e ait bir savaş gemisinin video görüntülerini yayınladı.

ABD ordusu tarafından yapılan açıklamada, “ABD’ye ait USS Chung-Hoon ve Kanada’ya ait HMCS Montreal, 3 Haziran’da Tayvan Boğazı’ndan rutin bir geçiş gerçekleştirdi. Geçiş sırasında Çin’e ait bir savaş gemisi, Chung-Hoon civarında güvenli olmayan bir şekilde manevralar yaptı ve 137 metre kadar yaklaşarak önünü kesti” denildi.

ABD Donanması tarafından Pazar günü yayınlanan videoya göre, Çin’e ait savaş gemisi, ABD’ye ait güdümlü füze destroyerinin önünden geçti ve çarpışmayı önlemek için onu yavaşlamaya zorladı.

Söz konusu videoda, Çin’e ait savaş gemisine telsiz aracılığıyla, İngilizce olarak ‘seyrüsefer özgürlüğünü kısıtlama girişimlerine’ karşı uyarı da yapıldı.

Çin, ABD’nin olayla ilgili eleştirileri hakkında yorum yapmadı.

Çin ordusu, Cumartesi günü ABD ve Kanada’yı, iki ülkeye ait savaş gemilerinin Tayvan Boğazı’nda ortak bir seyir gerçekleştirmesinin ardından ‘kasıtlı olarak riskleri artırmakla’ suçladı.

Tayvan Savunma Bakanlığı ise, Çin’in ABD ve Kanada gemilerine yönelik eylemlerini ‘provokatif’ olarak nitelendirerek, Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarın sağlanmasının özgür ve demokratik ülkelerin ortak sorumluluğu olduğunu vurguladı.

Çin’i seyrüsefer özgürlüğü hakkına saygı göstermeye çağıran açıklamada, “Gerginliği ve tehlikeyi artırmayı amaçlayan herhangi bir önlem bölgesel güvenliğe katkıda bulunmayacaktır” denildi.


ABD Kuzey Kore’ye karşı Japonya ve Güney Kore ile füze uyarı sistemi kuruyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD Kuzey Kore’ye karşı Japonya ve Güney Kore ile füze uyarı sistemi kuruyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Amerika Birleşik Devletleri, Pyongyang'ın art arda balistik füze denemeleri yaptığı bir dönemde, müttefikleri Japonya ve Güney Kore ile Kuzey Kore füzeleri hakkında gerçek zamanlı bilgi alışverişi sağlayacak bir sistemi bu yılın sonuna kadar hayata geçirmeyi planlıyor.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA'dan aktardığı habere göre, üç ülkenin savunma bakanları tarafından cumartesi günü yapılan ortak açıklamada, bir uyarı mekanizmasının kurulacağı ve bu yılın sonuna kadar faaliyete geçeceği belirtildi.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Japon mevkidaşları Yasukazu Hamada ve Güney Koreli Lee Yong-sob ile Singapur'da yarına (Pazar) kadar devam edecek olan yıllık Asya Güvenlik Zirvesi (Shangri-La) kapsamında bir araya geldi.

Savunma bakanlarının katıldığı Shangri-La Zirvesi bölgedeki en önemli güvenlik forumu olarak görülüyor. Foruma 40 ülke temsilci gönderdi.

Her üç ülke de Kuzey Kore'nin nükleer silah ve füze programını doğrudan bir tehdit olarak görürken, Pyongyang ile gerilim artıyor.

Geçen yıl benzeri görülmemiş bir dizi füze denemesinin ardından Kuzey Kore, Birleşmiş Milletler ambargolarını ihlal ederek bu yıl birkaç kez daha nükleer füze denemesi yaptı.

Kuzey Kore özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Güney Kore'yi düşmanca bir politika izlemekle suçluyor.

Üç ülke arasındaki veri alışverişi ortak caydırıcılık, güvenlik ve istikrar için önemli bir adım olarak göze çarpıyor.

Veri alışverişi, üç ülkenin Kuzey Kore tarafından fırlatılan füzeleri daha iyi izleyip analiz etmesini sağlamayı amaçlıyor.


Kuzey Kore liderini tebrik eden Trump’a Cumhuriyetçi rakiplerinden sert eleştiri

ABD eski Başkanı Donald Trump ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (AFP-Arşiv)
ABD eski Başkanı Donald Trump ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (AFP-Arşiv)
TT

Kuzey Kore liderini tebrik eden Trump’a Cumhuriyetçi rakiplerinden sert eleştiri

ABD eski Başkanı Donald Trump ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (AFP-Arşiv)
ABD eski Başkanı Donald Trump ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un (AFP-Arşiv)

ABD eski Başkanı Donald Trump, Kuzey Kore’nin Dünya Sağlık Örgütü Yönetim Kurulu’na kabul edilmesi nedeniyle Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’u tebrik etmesinin ardından, 2024 başkanlık yarışındaki rakibi olabilecek Cumhuriyetçiler tarafından sert bir şekilde eleştirildi.

Trump, Kuzey Kore Halk Sağlığı Bakanlığı’ndan Dr. Jong Min Pak’ın WHO Yönetim Kurulu’na seçilmesinin ardından, Truth Social’daki hesabında “Kim Jung-un’a tebrikler” yazdı.

Bunun ardından, 2024 başkanlık yarışında Cumhuriyetçi partiden aday olacak Trump’ın eski yardımcısı Mike Pence, Trump’ın başkanlığı döneminde Güney Karolina Valisi olan ve Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi olarak görev yapan Nikki Haley ve Florida Valisi Ron DeSantis tepki gösterdi.

Şarku’l Avsat’ın Fox News’ten aktardığı habere göre, önümüzdeki hafta Iowa’da 2024 başkanlık seçim kampanyasını başlatması beklenen Pence şunları söyledi;

“İster eski arkadaşım, ister başka biri olsun, hiç kimse Kuzey Kore’deki diktatörü veya Ukrayna’da sebepsiz yere bir savaş başlatan Rusya’daki lideri övmemeli. Özgürlükten yana olduğumuzu ve özgürlükten yana olanların yanında olduğumuzu dünyaya açıkça göstermemiz gereken bir zamandayız.”

 Trump ve Pence, 2 Kasım 2020’de Michigan’daki bir kampanya etkinliği sırasında (AP)
Trump ve Pence, 2 Kasım 2020’de Michigan’daki bir kampanya etkinliği sırasında (AP)

Şubat ayında başkanlık yarışına adaylığını açıklayan Haley ise, “Bir haydutu tebrik edemezsiniz. Yani şunu aklımızda tutalım. Bu haydut ABD’yi tehdit etti. Müttefiklerimizi defalarca tehdit etti. Bu gözardı edebileceğimiz bir şey değil” dedi.

Haley, “O berbat biri. Halkı için berbat. Dünyadaki müttefiklerimiz için berbat. Tebrikleri hak ettiğini düşünmüyorum” diye ekledi.

Trump ve Haley, 9 Ekim 2018’de Beyaz Saray’daki Oval Ofis’te (Reuters)
Trump ve Haley, 9 Ekim 2018’de Beyaz Saray’daki Oval Ofis’te (Reuters)

Cumhuriyetçi Parti’nin, seçimlerde Trump’ın en büyük rakibi olarak görülen DeSantis ise, Bunu gördüğüme şaşırdım. Bence Kim Jong-un cani bir diktatör” ifadelerini kullandı.

DeSantis, Güney Karolina’daki bir kampanya mitingi sırasında (AFP)
DeSantis, Güney Karolina’daki bir kampanya mitingi sırasında (AFP)

Trump, 2019’da Kuzey Koreli bir liderler görüşen ilk ABD başkanı oldu.

Dr. Jong Min Pak’ın, WHO Yönetim Kurulu’ndaki görevine 2026 yılına kadar devam etmesi bekleniyor.

Bu yeni pozisyon, komünist devletin WHO’nun gündemini ve eylem planını tanımlamaya katılmasına izin veriyor.

Dr. Jong Min Pak’ın yönetim kuruluna alınması, komşu Güney Kore hükümetinden de eleştiriler aldı.


3 SORUDA - İran ve Taliban arasında güç dengeleri

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

3 SORUDA - İran ve Taliban arasında güç dengeleri

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

​​​​​Mehmet Koç, İran-Taliban arasında son yaşanan gelişmelerden sonra sorunun kaynağını ve gelecekte yaşanabilecek durumları AA Analiz için 3 soruda kaleme aldı.

- İran-Taliban arasında sorun ne?

Taliban, Ağustos 2021'de Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) 20 yıllık Afganistan işgaline son vermesinin ardından ülkenin kontrolünü tekrar ele geçirdi. İran, Taliban'a Afganistan'a egemen olduğu 1995-2001 döneminin aksine daha olumlu bir yaklaşım sergiledi ve ABD çekilmeden önce Taliban'la temaslara başlayarak yeni bir başlangıç yaptı. Zira Taliban, Afganistan'da kontrolü ele geçirdiği 90'lı yıllarda İran'ın Mezar-ı Şerif'te bulunan konsolosluğundaki 8 diplomat ve 1 gazeteci olmak üzere 9 kişiyi infaz etti. Bu olaydan sonra taraflar arasındaki gerilim savaşın eşiğine kadar geldi. Taliban ve İran arasında ABD işgali döneminde meydana gelen yakınlaşma neticesinde işgalin son yıllarında bazı Taliban yetkilileri İran'a ziyaretlerde bulundu. Bu ziyaretin geri dönüş yolunda Taliban yetkilileri ABD tarafından bombalanmak suretiyle ortadan kaldırıldı.

İran ve Taliban arasındaki bu temaslar sayesinde ABD karşıtlığı ortak paydasında bir yakınlaşma meydana geldi. Bu durum sonucunda tarafların birbirine yaklaşımında yumuşama ve işbirlikleri oluştu. Dolayısıyla Taliban ülkenin kontrolünü ele geçirirken İran'da kamuoyu ikiye bölündü. Ancak müesses nizam, Taliban'dan yana olumlu tavır sergileyerek taraflar arasında yeni bir diplomatik sayfa açılmasına vesile oldu. İran, yeni dönemde Afganistan'da mezhepsel paydaşlık üzerinden destek verdiği Şii Hazaralara ve etnik paydaşlık üzerinden yakın temasta olduğu Taciklere karşı Taliban'ın daha esnek davranması karşılığında bu topluluklara sağladığı askeri, siyasi ve diplomatik desteğini asgari düzeye indirdi.

Taliban da önceki deneyimlerinden elde ettiği dersler sayesinde farklı bir tutum geliştirdi. Bu durum, Tahran ile Taliban arasında diplomatik temasların ve ilişkilerin geliştirilmesinin önünü açtı. Ancak taraflar arasındaki ilişki tamamen iyimserlik yerine ihtiyatlı bir realist yaklaşıma dayanıyor. Zira İran, Taliban'ın verdiği sözleri pratikte yerine getirmesini beklerken uluslararası toplumun ve bölgesel aktörlerin tutumunu merak ediyor. Bu sebeple de Taliban'ı hemen resmi olarak tanımak yerine bekle gör politikasını benimsiyor.

Taliban'ın egemenliği sağladığı tarihten bu yana İran ile 12 kez sınır gerginliği yaşandı. Ancak taraflar arasındaki görüşmeler neticesinde olaylar kontrol altında tutulabildi. Sınırda yaşanan gerilimler dışında iki ülke arasında eskiden beri süregelen su krizi, kaçakçılık ve İran'da sayıları milyonları bulan Afgan göçmenlerin geri dönüşü üzerine siyasi ve diplomatik temaslarla zaman zaman sözlü atışmalar düzeyinde gerilimler yaşanıyor. Nitekim son olay da İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin Afganistan'da doğup İran'a akan Hilmend Nehri'nden su paylarının yeterince verilmemesi üzerine yaptığı açıklama ile meydana geldi. Taliban'ın kuraklığı gerekçe göstererek daha fazla su veremeyeceğini açıklaması üzerine Taliban'ın kimi yerel komutanları, İranlı yetkililerin açıklamalarına istihza ile karşılık verdi. Bu durum sınır muhafızları arasındaki çatışmalara zemin hazırladı.

- Taliban'ın bölge ülkeleriyle boy ölçüşebilecek askeri gücü var mı?

Taliban'ın askeri gücü, sahip olduğu askeri teçhizat ve kapasiteden ziyade konvansiyonel olmayan savaş deneyimi ve yöntemlerinden geliyor. Buna en iyi örnek Yemen'deki Husilerin, Suudi Arabistan ve müttefiklerine karşı geliştirdiği savaş yöntemidir. Sınırlı askeri ve silah kapasitesine rağmen yıpratıcı etkiye sahip bu savaş yöntemiyle karşı tarafa hem maddi hem de manevi anlamda kayda değer oranda zarar vermek mümkündür. Dolayısıyla Taliban'ın özellikle ABD'nin geri çekilirken bıraktığı 80 milyar dolar düzeyindeki askeri teçhizat ile İran gibi bir ülkeyle konvansiyonel savaş yürütmesi mümkün değildir. Bununla birlikte Taliban 20 yıl boyunca dünyanın süper gücü ABD'ye karşı yürüttüğü asimetrik savaş neticesinde, bu ülkeyi ülkesinden çıkarmanın verdiği öz güvenle iç işlerine karışılması halinde buna kayıtsız kalmayacağını açıklayarak komşu ülkeleri temkinli davranmaya sevk ediyor.

Taliban, iç işlerine karışmadığı takdirde komşu ilkeler için herhangi bir tehdit oluşturmayacağını belirtti. Buna rağmen İran, Pakistan, Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan; Afganistan ile olan sınır bölgelerindeki güvenlik tedbirlerini artırdı.

- Bölge için olası senaryolar nelerdir?

Taliban'ın Pakistan'a karşı toprak iddialarının yanı sıra Pakistan'daki milyonlarca Peştun ile etnik bağları üzerinden İslamabad üzerinde yarattığı baskı; Orta Asya ülkelerinde radikal İslamcı grupların güçlenmesine olası etkileri ve destek ihtimalleri; İran ile su sorunu; kaçakçılık; etnik ve mezhepsel kimlik çatışması; milyonlarca düzenli ve düzensiz Afgan mülteci meseleleri bir arada düşünüldüğünde, lokal da olsa çatışma potansiyelleri sürekli bir teyakkuz atmosferinin bölgeye egemen olmasına neden oluyor. Bu sorunları, devlet deneyimi olmayan Taliban ile kalıcı bir çözüme bağlamak, bu vesileyle kalıcı bir güvenlik, istikrar ve barış ortamı yaratmak kısa vadede mümkün gözükmüyor.

Taliban'ın uluslararası toplum tarafından kabul görmesinin ne kadar zaman alacağı henüz bilinmiyor. Çin, Rusya, ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle Afganistan'a doğrudan komşu ülkeler, şimdilik Taliban ile geliştirdikleri ilişkileri test ediyor. Taliban, muasır anlamda bir devlet olmanın yeterliliğini ve sorumluluklarını yerine getirebileceğini ispatlayana kadar mevcut durum sürecek gibi görünüyor. Dolayısıyla İran da bu koşulları dikkate alarak Taliban ile yaşanması muhtemel sorunları ve lokal çatışmaları herhangi bir savaşa girmeden yönetme çabasında.

Son olayda da İranlı siyasi ve güvenlik elitlerinin attığı adımlar ve yaptıkları açıklamalar, bunu açık bir şekilde gösterdi. Ayrıca İran gerek ABD yaptırımlarının yarattığı ekonomik baskı gerekse de ülke içinde her geçen gün derinleşen ekonomik krizin tetikleyeceği yeni siyasi ve toplumsal protestoları dikkate alarak komşu ülkelerle sorunlu ilişkilerini onarma çabasına girmişken Taliban ile doğrudan bir çatışmadan kaçınacaktır. Öte taraftan her iki taraf da ABD'nin baskısı altında ve yaptırımlarına maruz kalıyor. Bu durum, tarafların birbirine doğrudan veya dolaylı bir şekilde destek olmasına neden oluyor ve ortaya çıkan lokal çatışma ve krizleri kontrol altında tuttukları da görülüyor.

[Mehmet Koç, İran Kıdemli Uzmanı]

* Makalelerdeki fikirler, yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.


Çin: Rusya ve Ukrayna müzakerelere kapıyı kapatmadı

Çin'in Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui ve eski Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev. (Reuters-Arşiv)
Çin'in Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui ve eski Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev. (Reuters-Arşiv)
TT

Çin: Rusya ve Ukrayna müzakerelere kapıyı kapatmadı

Çin'in Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui ve eski Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev. (Reuters-Arşiv)
Çin'in Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui ve eski Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev. (Reuters-Arşiv)

Çin'in Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui, hali hazırda  müzakereleri yürütmekte yaşanan zorluklara rağmen Rusya ve Ukrayna'nın krizi çözmek için müzakerelere kapıyı ‘tamamen’ kapattığına inanmadığını’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre Li Hui, Rus tarafının Çin'in Ukrayna krizine barışçıl bir çözüm bulma arzusunu ve çabalarını takdir ettiğini vurguladı.

Li geçtiğimiz mayıs ayında, 12 günlük bir Avrupa turuna çıktı. Savaşa siyasi bir çözüm bulma umuduyla Kiev, Varşova, Paris, Berlin, Brüksel ve Moskova'yı ziyaret etti.

Yaptığı açıklamada “Rusya-Ukrayna savaşının hız kazanma riski halen yüksek” diyen Li, tüm tarafların ‘durumu yatıştırmak’ ve nükleer tesislerin güvenliğini sağlamak için somut adımlar atması gerektiğini ifade etti.

Çinli yetkili ayrıca ülkesinin durumu sakinleştirmeye katkıda bulunacak her şeyi yapmaya hazır olduğunu bildirdi.

Diğer yandan Kremlin de Rusya'nın çatışmayı sona erdirmek için müzakerelere açık olduğunu duyurdu.

Ukrayna, Rusya'nın tek taraflı olarak ilhak ettiği drt bölgeden ve 2014'te ilhak ettiği Kırım'dan çekilmesi de dahil olmak üzere herhangi bir barış planını görüşmeden önce Rus kuvvetlerinin topraklarının her karışını terk etmesi gerektiğini savunuyor.


Kuzey Kore liderinin kız kardeşi, yakında 'düzgün' şekilde uzaya uydu fırlatacaklarını açıkladı

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un kız kardeşi Kim Yo-jong (AP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un kız kardeşi Kim Yo-jong (AP)
TT

Kuzey Kore liderinin kız kardeşi, yakında 'düzgün' şekilde uzaya uydu fırlatacaklarını açıkladı

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un kız kardeşi Kim Yo-jong (AP)
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un kız kardeşi Kim Yo-jong (AP)

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un kız kardeşi Kim Yo-jong, ülkesinin başarısızlıkla sonuçlanan askeri casus uydu fırlatma denemesine ilişkin, yakında uzaya "düzgün" şekilde uydu fırlatacaklarını belirtti.

Yonhap'ın haberine göre, Kim Yo-jong, ABD'nin, Kuzey Kore'nin uzaya balistik uydu fırlatma girişimini kınamasına tepki gösterdi.

Kim Yo-jong, yaptığı yazılı açıklamada, "Eğer Kuzey Kore'nin uydu fırlatması özellikle engellendiyse, binlerce uydu fırlatan ABD ve diğer ülkeler kınanmalıdır. Kuzey Kore'nin askeri casus uydusunun yakında düzgün şekilde uzaya gönderileceği ve görevine başlayacağı kesin." ifadesini kullandı.

Ülkesinin askeri casus uyduya ulaşabilmesinin "düşmanların" en korktuğu şey olduğunun bir kez daha kanıtlandığına işaret eden Kim Yo-jong, keşif uydusu geliştirmek için daha fazla çaba sarf etmeleri gerektiğinin farkında olduklarını vurguladı.

Kim Yo-jong, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK), Kuzey Kore'nin balistik teknoloji kullanmasını yasaklayan kararının ülkesinin uzaydan yararlanma hakkını ihlal ettiği ve bunun "haydutluk" olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Ülkesine karşı "düşmanca politikalar" izleyen ABD ile diyalog kurmaya gerek duymadıklarına dikkati çeken Kim Yo-jong, "Daha saldırgan bir tavırla karşı koyma tarzımıza devam edeceğiz ki onlar da Kuzey Kore'ye yönelik düşmanca politikaların faydası olmayacağını anlasın." ifadesini kullandı.

Kuzey Kore'nin güdümlü füze teknolojisiyle fırlatış yapması yasaklanmıştı

Kuzey Kore'nin dün sabah saatlerindeki fırlatışının, taşıyıcı roket sisteminde yaşanan arıza nedeniyle başarısız olduğu bildirilmişti.

ABD ve Birleşmiş Milletler (BM) de Kuzey Kore'nin balistik füze teknolojisi kullanarak yaptığı başarısız askeri casus uydu fırlatma denemesini kınamıştı.

BMGK, nükleer silah programı nedeniyle uyguladığı yaptırımlar kapsamında Kuzey Kore'nin güdümlü füze teknolojisiyle fırlatış yapmasını yasaklamıştı.