Fransa ve Almanya’dan farklılıkları aşma hamlesi

Fransa Başbakanı Elisabeth Borne (AFP)
Fransa Başbakanı Elisabeth Borne (AFP)
TT

Fransa ve Almanya’dan farklılıkları aşma hamlesi

Fransa Başbakanı Elisabeth Borne (AFP)
Fransa Başbakanı Elisabeth Borne (AFP)

Fransa Başbakanı Elisabeth Borne ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz bugün Berlin’de bir araya gelerek, iki ülkenin pozisyonlarını koordine etmek ve Ukrayna’daki savaşın vurguladığı savunma ve enerji farklılıklarını aşmaya çalışacak.
Borne ve Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Scholz’un 26 Ekim’de Paris’te yaptıklarına benzer şekilde, Avrupa Birliği’nin (AB) lokomotifi olan ‘Fransa-Almanya’ ilişkisine yeni bir ivme kazandırmak istiyor.
Borne, Salı günü Macron tarafından Paris’te kabul edilen Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck ile de görüşecek.
Borne’un çevreleri de, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ve geride bıraktığı enerji kriziyle ‘Avrupa’ya olan ihtiyacın her zamankinden daha fazla olduğunu’ vurguladı.
Aynı kaynaklar, “Avrupa’nın bazı krizlerle yüzleşmek için ne kadar gerekli hale geldiğini görüyoruz. Avrupa’nın iyi çalışması zorunlu olarak Fransa ve Almanya arasındaki çok iyi ilişkilerden geçer” yorumunda da bulundu.
Fransa Ekonomi ve Maliye Bakanı Bruno Le Maire, dün Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner ile görüşmesinde, “Özellikle iklim kriziyle yüzleşmek ve Çin ile ABD arasında Avrupa adı verilen üçüncü bir büyük gücün varlığı yönünde çalışmak için birlikte daha güçlüyüz” dedi.
Olaf Scholz Çarşamba günü Alman parlamentosunda yaptığı konuşmada, “Emmanuel Macron ile daha fazla hareket edebilen jeopolitik bir Avrupa’ya ulaşma hedefini paylaşıyorum” ifadelerini kullandı.
Enerji alanındaki farklılıkların üstesinden gelmek için Paris ve Berlin, karşılıklı gaz ve elektrik arzı konusunda daha fazla dayanışma gösterebilir.
Fransa, Ekim ortasından beri Almanya’ya gaz sağlıyor.
Berlin, Ocak yerine Kasım ayı itibariyle elektrik değişim kapasitelerini artırabilir, bu da Fransa’nın daha büyük miktarlardan faydalanmasını sağlayabilir.
Birçok nükleer reaktörün askıya alınması nedeniyle Fransa, 42 yıl sonra ilk kez elektrik ithal etmek zorunda kaldı.
Özellikle Rusya’dan gaz ithal eden Almanya için de bu dönüşümün eşi benzeri yok.
Bununla birlikte iki ülke, gaz fiyatı için tavan belirleme ve Almanya’nın yüksek fiyatlarla başa çıkmak için bireylere ve şirketlere yönelik 200 milyar euroluk yardım planı konusunda bölünmüş durumda.
Bruno Le Maire ve Christian Lindner iki ülke arasında adil bir rekabet sürdürme dileğinde bulunarak, ABD’nin büyük bir yatırım planını (enflasyon azaltma mevzuatı) onaylamasıyla Avrupa endüstriyel projelerini hızlandırma arzularını dile getirdiler.
İlişkilerdeki gerilim, Almanya-Fransa Ortak Bakanlar Konseyi’nin ertelenmesiyle ortaya çıktı.
Uzay düzeyinde, her ülke küçük fırlatma roketleri geliştirmeye çalışırken, Fransa, Almanya ve İtalya Salı günü bu küçük roketlerin Avrupa Uzay Ajansı için fırlatılmasına izin verme konusunda anlaştı.
Ancak Paris ve Roma projelerine rakip olan Berlin’in teşvik ettiği ‘füzesavar kalkanı’ projesi başka bir müzakere çerçevesinde görüşülecek.
Fransa-Almanya Antlaşması’nın 60. yıldönümü olan 22 Ocak’ta yapılacak toplantıya kadar Fransa-Almanya Bakanlar Konseyi için yeni bir tarih açıklaması beklenmiyor.
Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde danışman olan Hans Stark, Fransa Başbakanı’nın Almanya ziyaretinin özellikle ‘çalışan bir yaklaşım oluşturmayı’ ve Rusya karşısında bölünmüş görünmekten kaçınmayı amaçladığını söyledi.



Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
TT

Filistinli aktivist Mahmud Halil: Trump yönetimi beni susturmaya çalıştı ama bu bana daha büyük bir platform sağladı

 Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)
Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın seçkin üniversitelerle mücadelesinin başlamasından sadece birkaç gün sonra, federal göçmenlik görevlileri mart ayında New York'taki Columbia Üniversitesi'ndeki yurdunda Filistinli öğrenci Mahmud Halil'i gözaltına aldı.

Trump yönetimi, Filistinlileri destekleyen diğer yabancı öğrencileri gözaltına alarak ve Halil'in en önde gelen aktivistlerinden biri olduğu Filistin yanlısı öğrenci protesto hareketine tanık olan Columbia, Harvard ve diğer özel eğitim kurumlarına verilen milyarlarca dolarlık araştırma hibelerini iptal ederek mücadelesini artırırken, Halil üç aydan fazla bir süre Louisiana kırsalındaki bir gözaltı merkezinde tutuldu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre 30 yaşındaki Halil, “Soykırıma karşı durduğum için hiç pişman değilim… Doğru olanı savunduğum için, yani savaşa karşı çıktığım ve şiddete son verilmesi çağrısında bulunduğum için pişman değilim” ifadelerini kullandı.

Halil, hükümetin kendisini susturmaya çalıştığına ama aksine bunun kendisine daha geniş bir platform sağladığına inanıyor.

Halil serbest bırakıldıktan sonra New York'a döndüğünde havaalanında Trump'ın siyasi muhaliflerinden Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez tarafından karşılandı. Gözaltına alındığı için doğumunu kaçırdığı eşi ve küçük oğluyla buluştuğu sırada destekçileri Filistin bayrakları salladı.

İki gün sonra Columbia Üniversitesi'nin Manhattan kampüsü yakınlarındaki katedralin merdivenlerinde düzenlenen bir mitingin yıldızı oldu ve burada üniversite yetkililerini eleştirdi.

Geçtiğimiz hafta, 2025 New York Belediye Başkanlığı seçimleri öncesinde Demokrat Parti ön seçimini kazanan Filistin yanlısı Zohran Mamdani ile birlikte coşkulu kalabalığın karşısına çıktı.

Halil şunları söyledi: “Bu durumda olmayı ben seçmedim; Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) seçti... Bunun elbette hayatım üzerinde büyük bir etkisi oldu. Dürüst olmak gerekirse halen yeni gerçekliğim üzerine düşünmeye çalışıyorum.”

Mayıs ayındaki mezuniyet törenine katılamayan Halil gözaltından işsiz olarak çıktı. Uluslararası bir yardım kuruluşunun siyasi danışman olarak çalışması için yaptığı teklifi geri çektiğini söyledi.

Hükümet temyiz başvurusunu kazanıp onu tekrar gözaltına alabilir. Bu nedenle Halil önceliğinin oğlu ve diş hekimi eşiyle mümkün olduğunca çok zaman geçirmek olduğunu ifade etti.

Suriye'deki bir Filistin mülteci kampında doğan Halil'in eşi Dr. Nur Abdullah ABD vatandaşı. Halil'e geçen yıl ABD'de kalıcı oturma izni verildi.

Yüksek lisans öğrencisi olarak 2022 yılında New York'a taşındı ve Columbia Üniversitesi yönetimi ile üniversitenin İsrail ordusunu destekleyen silah üreticileri ve diğer şirketlere yaptığı yatırımlara son vermesini talep ederek kampüs parkında eylem yapan protestocular arasındaki başlıca öğrenci müzakerecilerinden biri oldu.

Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)Filistinli aktivist Mahmud Halil, ABD'nin New York şehrindeki evinde, 2 Temmuz 2025 (Reuters)

Halil herhangi bir suçla itham edilmedi. Ancak ABD hükümeti geniş kapsamlı bir göçmenlik yasasına dayanarak onun ve diğer bazı Filistin yanlısı uluslararası öğrencilerin ‘yasal ancak tartışmalı’ konuşmalarının ABD'nin dış politika çıkarlarına zarar verebileceği gerekçesiyle sınır dışı edilmeleri gerektiğini savundu.

Davaya bakan federal yargıç, Trump yönetiminin Halil'i sınır dışı etmek için öne sürdüğü temel gerekçenin, ifade özgürlüğü haklarının anayasaya aykırı bir şekilde ihlal edilmesi olduğuna hükmetti. Hükümet karara itiraz ediyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Abigail Jackson sorulara cevaben şunları söyledi: “Bu ifade özgürlüğü ile ilgili değil, Hamas teröristlerini desteklemek ve kampüsleri güvensiz hale getiren ve Yahudi öğrencileri taciz eden kitlesel protestolar düzenlemek için ABD'de bulunma hakkı olmayan kişilerle ilgili.”

Columbia Üniversitesi'nin politikasına meydan okuma

Halil, antisemitizm bahanesini kınadı ve Yahudi öğrencileri protesto hareketinin ‘ayrılmaz bir parçası’ olarak tanımladı. Hükümetin, Trump'ın Amerikan karşıtı, Marksist ve ‘radikal sol’ ideolojilerin hâkim olduğunu söylediği Amerikan yüksek öğretimini yeniden şekillendirmek için ‘antisemitizmi’ bahane olarak kullandığını söyledi.

Trump yönetimi Columbia'ya ve diğer üniversitelere, çoğunlukla biyomedikal araştırmalar için verilen federal hibe parasının, hükümet kimi kabul ettikleri, işe aldıkları ve ne öğrettikleri konusunda daha fazla denetime sahip olmadıkça devam etmeyeceğini bildirdi ve ‘daha fazla entelektüel çeşitlilik’ çağrısında bulundu.

Harvard'ın aksine Columbia Üniversitesi, hükümetin hibeleri aniden iptal etmesine itiraz etmedi ve Trump yönetiminin protestolarla ilgili kuralların sıkılaştırılması yönündeki bazı taleplerini, finansmanın yeniden başlatılmasına yönelik müzakerelerin ön koşulu olarak kabul etti.

Halil, Columbia'nın eylemlerini yürek parçalayıcı olarak nitelendirdi. Halil, “Columbia, yükseköğretim kurumlarının nasıl yönetildiğine dair her ayrıntıya müdahale etmesine izin vererek kurumu Trump yönetimine teslim etti” dedi.

Columbia Üniversitesi yönetimi, müzakereler devam ederken akademik özerkliği korumanın ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtti.

Columbia Üniversitesi Sözcüsü Virginia L. Abrams, üniversite yetkililerinin Halil'in nitelendirmesine ‘kesinlikle katılmadıklarını’ ifade etti.

Abrams yaptığı açıklamada, “Columbia Üniversitesi, Halil de dahil olmak üzere, öğrencilerin güçlü bir şekilde inandıkları konularda konuşma hakkını tanır... Ancak üniversitenin, kampüsteki herkesin ayrımcılık ve tacizden uzak bir kampüs topluluğuna katılabilmesini sağlamak için kurallarına ve politikalarına uyması da önemlidir” ifadelerini kullandı.

Halil, Columbia ve Trump'ın hedefindeki diğer üniversiteleri öğrencilerine kulak vermeye çağırdı.

Halil sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Öğrenciler, bu kampüsün insan hakları ve uluslararası hukuka nasıl uyabileceğine ve tüm öğrencileri nasıl kapsayabileceğine dair net bir plan sundular... Meselelerin neresinde dururlarsa dursunlar herkes kendini eşit hissedecek... Üniversite yönetimi öğrencileri dinlemek yerine siyasi baskıya boyun eğmeyi tercih ediyor.”