Ben Gvir, İsrail Savunma Bakanlığı'nı genişletilmiş yetkilerle devraldı

Nablus yakınlarındaki Kafr Kaddum'daki yerleşimcilere karşı dün Filistinlilerin düzenlediği protestolardan bir kare (EPA)
Nablus yakınlarındaki Kafr Kaddum'daki yerleşimcilere karşı dün Filistinlilerin düzenlediği protestolardan bir kare (EPA)
TT

Ben Gvir, İsrail Savunma Bakanlığı'nı genişletilmiş yetkilerle devraldı

Nablus yakınlarındaki Kafr Kaddum'daki yerleşimcilere karşı dün Filistinlilerin düzenlediği protestolardan bir kare (EPA)
Nablus yakınlarındaki Kafr Kaddum'daki yerleşimcilere karşı dün Filistinlilerin düzenlediği protestolardan bir kare (EPA)

İsrail’in yeni başbakanı Binyamin Netanyahu, müttefikleri ile devam eden koalisyon pazarlıkları kapsamında, aşırı sağcı milletvekili Itamar Ben-Gvir’e ‘Ulusal Güvenlik Bakanlığı’nı verdi.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşu’nun (KAN) aktardığına göre, 1 Kasım seçimlerinden zaferle ayrılan Likud Partisi lideri Netanyahu, yeni hükümette makamların paylaştırılması konusunda Yahudi Gücü ile anlaşmaya vardı.
Seçime aynı ittifakta girdiği partilerle koalisyon kurmak için müzakereleri sürdüren Netanyahu, Yahudi Gücü partisine, Ulusal Güvenlik Bakanlığını, Banliyöler, Necef Çölü ve Celile'yi Geliştirme Bakanlığını ve Yahudi Mirası Bakanlığını teslim etti.
Geniş yetkilerle donatılmış şimdiki adı Kamu Güvenliği Bakanlığı olan Ulusal Güvenlik Bakanlığına, işgal altındaki Batı Şeria Sınır Polisi birimi de dahil edilecek.
Likud ve Yahudi Gücü, Ben Gvir'in Ulusal Güvenlik Bakanı (genişletilmiş İç Güvenlik Bakanı) olarak yeni pozisyonuna atanmasına dair anlaşmayı duyurdular.
Yeni anlaşmada Likud, büyük tartışmalara konu olan talepleri kabul etti. Görevi sokaklara güç ve kontrolü geri getirmek olan bir ‘Ulusal Muhafız’ kurulması, orduya bağlı ‘Sınır Muhafızları’ birliklerinin ‘Ulusal Muhafızlar’a devredilmesi, Yeşil Polis’in Ulusal Güvenlik Bakanı'nın yetkilerine tabi olması gibi konular söz konusu tartışmalı dosyalar arasında gösteriliyor. Yeşil Polis, Tabiat ve Parklar Kurumu ile Maliye Bakanlığı'na bağlı İcra Daire Başkanlığı bünyesinde çevresel riskler ile ilgilenen bir birimdir. Anlaşma ayrıca Negev ve Celile Kalkınma Bakanlığı'nın yetkilerinin Batı Şeria'daki ileri karakolların yasallaştırılması sürecinden sorumlu hale getirilmesini de içeriyor.
Anlaşma hakkında konuşan Ben Gvir, “Bakanlıklar üzerindeki anlaşma güvenlik ve Negev, Celile ve kırsalın güçlendirilmesi adına seçim vaatlerimizi yerine getirmemize izin vereceği için mutluyum. Tüm sağ partileri bir an önce tam teşekküllü bir sağ hükümet kurmaya çağırıyorum. Mevcut Başbakan Yair Lapid ve mevcut Savunma Bakanı Benny Gantz, İsrail devletini bir gün daha yönetmemeli” dedi.
Anlaşmanın detayları, Dini Siyonizm Partisi’ne ve lideri Bezalel Smotrich'e baskı yapmak amacıyla Likud’un daha önce üzerinde anlaşmaya varılmayan konularda tavizler verdiğini ortaya koyuyor. Bir Likud kaynağı, artık bu yola giren Dini Siyonizm Partisi’ne odaklanılacağını ve bunu yapmazlarsa halk baskısına maruz kalacaklarını vurguladı.
Netanyahu'nun sağcı liderlere son derece hassas pozisyonlar vererek ve onlara ileri karakolların yasallaştırılması ve Batı Şeria'daki bölgelerin ilhakı gibi gerilim ve tartışma yaratan konularda yetki vererek başlattığı yol, İsrail güvenlik servisleri içinde bile birçok İsrailli çevrenin ve Filistinlilerin korkularını artırdı.
Gantz, Likud ile Yahudi Gücü arasındaki anlaşma hakkında, “Gerçek başbakan Netanyahu değil Ben Gvir olacak" dedi.
Gantz, ‘güvenlik riskine yol açacak bir yüz karası ve geçici heves’ olarak nitelendirdiği anlaşmaya karşı sorumlu ve kararlı bir şekilde hareket edeceğini söyledi.
Gantz, ‘Batı Şeria'da Ben Gvir için özel bir ordu kurma fikrinin ciddi bir güvenlik başarısızlığına ve güvenlik kaosuna yol açacağını’ söyledi.
İsrail Savunma Bakan Yardımcısı Alon Schuster, Gantz'ın ‘sınır muhafızlarının Ben Gvir'in özel polisine dönüşeceği’ yönündeki eleştirici tutumunu destekledi.
Ben Gvir'in İç Güvenlik Bakanı olarak atanmasından duyduğu derin endişeyi dile getiren Schuster, “Ben Gvir'in geniş yetkilere sahip bir bakan olarak atanması siyasi kaos ve ulusal güvenlik için bir tehdit yaratacaktır" dedi.
Eleştirmenlere, Ben Gvir'in Ulusal Güvenlik Bakanı olarak atanmasını ‘üzücü bir şaka’ olarak nitelendiren eski IDF Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot da katıldı.
Ben Gvir, sağcı yönelimini gizlemiyor. Aksine, Smotrich’in Dini Siyonizm Partisi’ni, Filistinlilerle savaşmaya ve bağımsız devlet özlemlerine ve Batı Şeria’da Yahudi yerleşimini teşvik etmeye dayanan tüm seçim hedeflerine ulaşmak için hızla sağcı bir hükümete katılmaya çağırdı.
Daha önce Smotrich'in Savunma veya Maliye Bakanlığı'nı devralmanın yanı sıra orduya bağlı şehir yönetiminin yetkilerini almakta ısrar etmesi nedeniyle Likud ve Dini Siyonizm arasındaki müzakereler çökmüştü.
Sivil İdare, İsrail kontrolü altındaki bölgelerde yerleşim yerlerini düzenlemek, Filistinlilere ruhsat vermek, binaları yıkmak, yol yapmak, araziye el koymak, elektrik, su ve proje ruhsatı vermekten sorumludur.
Dün Haaretz gazetesi, Smotrich'e bu yetkinin verilmesinin yerleşimlerin genişlemesine, ileri karakolların yasallaşmasına ve Filistinlilerin evlerinin daha çok yıkılmasına yol açacağını iddia etti. Gazeteye göre bu, İsrail'in uluslararası toplum nezdindeki imajını zedeleyecek ve büyük eleştirileri beraberinde getirecek.
ABD'nin İsrail Büyükelçisi Tom Nides, Netanyahu'yu Smotrich'i savunma bakanı konumuna getirmemesi konusunda uyardı.
İsrailli insan hakları örgütü Peace Now (Barış Şimdi), Smotrich ile olası bir anlaşma durumunda Batı Şeria'nın İsrail tarafından ‘fiili’ olarak ilhakına yol açacağını ileri sürdü.
Filistinliler ilhakı reddediyor ve daha önce bunun her türlü anlaşma da dahil olmak üzere her şeyin sonu anlamına geleceği konusunda uyarı yapıyor.



İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
TT

İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)

İsrail, sahada gerilimin arttığı ya da Filistin Yönetimi'nin çeşitli siyasi kazanımlar elde etmeye çalıştığı dönemlerde yıllardır sürdürdüğü bir politikanın parçası olarak Filistinli yetkililerin iç ve dış hareketlerini kısıtlamaya geri döndü.

Gazze savaşının başlamasından bu yana İsrail bu yaklaşımını yoğunlaştırdı. İsrail makamları dün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'daki Ramallah ve Nablus vilayetlerinde bir dizi kasaba ve köyü ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.

Abbas'ın seyahatinin engellenmesi

Geçtiğimiz günlerde İsrail, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Suriye'ye yapacağı ziyarete hazırlık amacıyla Ürdün'e gitmesini de engellemeye çalıştı. Ancak yoğun çabaların ve çeşitli tarafların temaslarının ardından Abbas, İsrail'in oyalamasının ardından Ürdün'e karayoluyla gitmek zorunda kaldı.

y6jukı
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Bazı yetkililer son dakikaya kadar ve birden fazla kez Abbas'ın hava yoluyla seyahat edeceğini teyit etmeye çalıştı, ancak sonunda yıllardır nadiren gerçekleşen bir şey olarak Abbas karayoluyla gitti.

İsrail'in bu kısıtlamasının, Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye'yi ziyaret etme ve İsrail'in halen ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ülkesinin topraklarına saldırdığı Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera ile görüşme niyetinden mi yoksa Filistin'in ‘iki devletli çözüm’ çerçevesinde bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması için başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ve Suudi Arabistan'la koordinasyon içinde hareket etmesinden mi kaynaklandığı bilinmiyor.

Elbette bu tutum İsrail hükümetini ve Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kızdırdı ve Fransa'nın çabalarına ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına saldıran açıklamalar yapmasına neden oldu.

Sessiz kalmak

Filistin hükümeti Mustafa'nın Batı Şeria'daki bazı kasabaları ziyaret etmesinin engellenmesi konusunda sessiz kalırken, Filistin Devlet Başkanlığı da Suriye ziyareti öncesinde Başkan Abbas'a karşı İsrail tarafından yapılan girişimler konusunda sessiz kaldı.

dfrgthy
İsrail askerleri askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarında (İsrail ordusu)

İsrail'de hiçbir resmi kurum İsrail'in attığı bu adımlar hakkında yorum yapmazken, bazı medya kuruluşları Netanyahu hükümetinden resmi bir yorum almaksızın Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye ziyaretini engelleme girişimlerini haber yaptı.

Gözlemciler, Filistinli yetkililerin hareketlerine getirilen bu kısıtlamanın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria şehirlerine uyguladığı siyasi ve fiziki kuşatma çerçevesinde gerçekleştiğini düşünüyor.

Geçtiğimiz birkaç ay içinde Batı Şeria bir dizi yoğun askeri operasyona maruz kaldı. İsrail ordusu gece gündüz baskınlar düzenliyor, daha fazla kontrol noktası kuruyor, bölge sakinlerine yaptırımlar uyguluyor ve bir bölgeden diğerine veya bir vilayetten diğerine hareketlerini kısıtlıyor. İsrail polisi çeşitli yollarda konuşlanmış durumda ve Filistinlilere hiç de azımsanmayacak miktarlarda trafik cezaları uyguluyor.

Batı Şeria'nın coğrafi yapısının değiştirilmesi

İsrail askeri operasyonları üç aydır ağırlıklı olarak Cenin Mülteci Kampı’nda, aynı süre zarfında Tulkerim Mülteci Kampı’nda ve yaklaşık 70 gündür Tulkerim vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’nda yoğunlaştı. Bu operasyonlar, ‘silahlı terörizmin yuvası’ olarak tanımlanan bu kampların coğrafi yapısını değiştirmeye yönelik olarak evleri buldozerle yıkmayı ve yeni yollar inşa etmeyi içeriyor.

Söz konusu operasyonlar, yaklaşık 18 aydır acımasız bir savaşa maruz kalan Gazze Şeridi'nde yaşananların bir tekrarı olarak on binlerce Filistinlinin bu kamplardan göç etmesine neden oldu. Diğer vilayetlerdeki köyler, kasabalar ve kamplar da her gün daha fazla yerleşim karakolu kuran, yerleşim yolları inşa eden, Filistinli çiftçilere ait ekipmanlara el koyan ve onlara saldırarak aralarında çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalıyor.

DFRGTYH
Batı Şeria'nın El Halil kentinde Yahudi yerleşimine bakan bir tepede yürüyen Filistinli adam, 3 Nisan 2025. (AFP)

İsrailli yerleşimciler dün sabah Nablus'un doğusundaki Beyt Decen köyünde bir elektrik hattını uzatmak için çalışırken Filistinlilerin ekipmanlarına ve üç kamyona el koydu. Başka bir grup yerleşimci de Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde mahsulleri sulamak için kullanılan su pompalarını çaldı.

Filistinlilere göre yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların çoğu İsrail ordusunun koruması altında gerçekleştiriliyor. Bu durum, Tel Aviv'de yerleşimi ve yerleşimcileri teşvik eden Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanların yer aldığı aşırı sağcı hükümet altında bu tür saldırıları meşrulaştırarak İsrail'de açık ve net bir yaklaşım değişikliğine işaret ediyor.