Amr Musa: Arap Birliği, NATO'dan Kaddafi'yi devirmesini istemedi

Eski Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa. (Getty)
Eski Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa. (Getty)
TT

Amr Musa: Arap Birliği, NATO'dan Kaddafi'yi devirmesini istemedi

Eski Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa. (Getty)
Eski Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa. (Getty)

Eski Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, 11 yıl önce Birliğe yöneltilen suçlamalara ilişkin açıklamalarda bulundu. NATO'nun 2011'de eski Libya Cumhurbaşkanı Muammer Kaddafi'nin rejimini devirmek için Libya'ya müdahale etmesi çağrısında bulunanlar arasında olduğu yönündeki ithamları reddetti. Musa, “Bu konuda söylenenler gerçeklerle çelişiyor. Birlik bunu talep etmedi” dedi. Söz konusu askeri müdahalenin sonuçlarının feci olduğunu vurguladı.
Muammer Kaddafi rejiminin 2011'de devrilmesinden bu yana Libya'daki birçok kesim, özellikle de eski rejimin destekçileri, doğrudan Arap Birliği'ni ve o dönemki Genel Sekreteri Amr Musa'yı NATO'yu Kaddafi'nin devrilmesinde yer almaya davet etmekle suçladı. Ancak Musa, Fas'ın Fes kentinin ev sahipliğinde düzenlenen Medeniyetler İttifakı Forumu'nun oturum aralarında, Rus menşeili ‘Sputnik’ ajansına verdiği röportajda "Bu konuda çok fazla yanlış anlaşılma var" dedi.
Diğer yandan Libyalı siyasi analist İdris Ahmed, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Arap Birliği'nin, NATO'nun, ülkesine girmesine büyük katkı sağladığı konusunda ısrar ederek ittifakın ‘ülkeyi mahvettiğine’ işaret etti.
Musa da aynı bağlamda, 2011'de NATO'nun Libya'ya müdahalesinin ‘Libya egemenliğine yönelik bir ihlal olduğunu ve hayatın normale dönmesinde güçlük yaşanmasıyla sonuçlandığını’ ifade etti. "Libya'daki durum, o dönemde birçok söylenti ve hikayeye kapı açan öfke ve devrim durumu ışığında kötüydü" diyen Musa ‘bu konuda iddia edilenlerin mantıksızlığına’ işaretle Birleşmiş Milletler’de (BM) bulunan belgelerin ve bu konuda yapılan tartışmaların gözden geçirilmesini ve ‘arzulara dayalı yayınlananlara itibar edilmemesini’ tavsiye etti.
Eski Arap Birliği Genel Sekreteri, dönemin Libya Dışişleri Bakanı Abdulati el-Ubeydi'nin Musa'nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi görüşmelerine müdahalesine ilişkin korkularını ve Genel Sekreter'in Libya'daki NATO müdahalesine itirazını içeren kitabının incelenebileceğini söyledi. ‘İddia edilenlerin gerçeklere dayanmadığını’ belirten Musa, kişisel olarak meseleleri hafifletmeye çalıştığını ve Birlik Genel Sekreteri’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) bir kararını durduramayacağını vurguladı. Bu kararın Arap Birliği'nin değil, BMGK'nın toplantısını talep eden Libya'nın isteği üzerine geldiğinin altını çizdi.
Musa, 2011'de bölgede yaşananların nedenlerini hayatın çoğu alanında tanık olunan ciddi ihmale ek olarak eğitimin ihmal edilmesi ve bir farkındalık sisteminin olmamasına bağladı. “70 yılı aşkın süredir birçok ülkede gerekli reform yapılmadı" dedi.
Musa, ‘bölgeye yönelik komplolar ve bunların sebeplerine ek olarak ülkelerin yaptığı hatalara ve bunun etkilerine işaret etti. Birçok ülkede reforma ilginin olmamasının yurt dışından ithal kumpaslarla etkileşime katkıda bulunduğunu kaydetti.
Bölgenin kapsamlı ulusal güvenliğini korumak için Arap dünyasında olup bitenler ve onu çevreleyen dış değişkenler hakkında gerçek algılar geliştirmenin gerekliliğine dikkat çeken Musa sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünya birçok kutuplaşmanın önüne geçti. Bu nedenle, Arap ulusal güvenliğini korumak ve bölgeyi ilgilendiren konularda eşik bir pozisyon oluşturmak amacıyla bölgenin geleceği hakkında bir tartışma başlatmak için Arap dünyasını çevreleyen ülkelerle bir diyalog öneriyorum.”



İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
TT

İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)

İsrail ordusu, Gazze şehrinde bir Hamas liderini öldürdüğünü duyurdu. Şarku’l Avsat’ın İ24 NEWS’ten aktardığına göre dün Gazze şehrinde bir araca düzenlenen İsrail saldırısında dört kişi hayatını kaybetti. Saldırının Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın Operasyon Komutanı Ala el-Hadidi'yi hedef aldığı belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi dün, Hamas’ın Yahudi devletiyle olan kırılgan ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini gerekçe göstererek, İsrail'in Gazze Şeridi'nde beş üst düzey Hamas yetkilisini öldürdüğünü açıkladı.

Netanyahu'nun ofisi tarafından X platformu üzerinden yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Bugün Hamas, İsrail askerlerine saldırmak için teröristleri İsrail kontrolündeki bölgelere göndererek ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti. Buna karşılık İsrail, beş üst düzey Hamas teröristini ortadan kaldırdı.”


Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
TT

Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)

Tunus’ta çoğunluğu gençlerden oluşan protestocular, sivil toplum örgütleri, aktivistler ve bağımsız siyasetçiler dün, ‘adaletsizliğe karşı’ ve özgürlük talepleriyle bir yürüyüşe katıldı. Yürüyüş, İnsan Hakları Meydanı’ndan başlayarak başkentin merkezindeki 5. Muhammed Caddesi’ni geçerek devam etti.

Protesto yürüyüşü, Tunus’un güneyindeki Gabes'te çevre kirliliğine karşı geniş kapsamlı protestoların, sektörel grevlerin ve ‘devlet güvenliğine karşı komplo kurmak’ suçlamasıyla hapiste tutulan politikacılar için uzaktan yapılan duruşmalara tepki olarak düzenlendi.

Bu durum, gazetecilerin yargılanması, sivil toplum kuruluşlarının ve basın kuruluşlarının faaliyetlerinin dondurulmasına ilişkin mahkeme kararları, vergi denetim kampanyası ve siyasi partilerin faaliyetlerinde önemli bir düşüşün yaşandığı bir dönemde ortaya çıktı.

Protesto yürüyüşü organizatörlerinden oluşan komisyonun sözcüsü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Amacımız safları birleştirmek. Bildiğiniz gibi, bugün iklim zorlu. Adaletsizliği durdurmayı ve ülkenin uçuruma sürüklenmesini önlemeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Protestolar sırasında göstericiler “Özgürlük, özgürlük, polis devleti bitti” ve “İş, özgürlük, ulusal onur” sloganları attılar. Göstericiler ayrıca üzerinde ‘Sadece adaletsizlik ve tehditleri bilen bir başkan! Halkın ve halkın isteklerinden uzaklaşan yolun nereye gidiyor?’ yazan büyük bir pankart açtılar.

Muhalefet kanadından Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Riyad Şuaybi, Alman Basın Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Ulusal sahnede yaşanan çok yönlü siyasi, sosyal ve çevresel gelişmeler çerçevesinde, bu yürüyüş, beş yıldan fazla bir süredir durmuş olan demokrasi ve kalkınma sürecinin yeniden başlatılması hedefine ilişkin gerçek bir ulusal konsensüsü ifade ediyor” dedi.

Bu hareket, sokakta yetkililer ile Tunus'un en büyük sendikası olan Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) da dahil olmak üzere çeşitli parti ve örgütlerden muhalefet kanadındaki gruplar arasındaki gerginliğin bir göstergesi olarak görülüyor.

Paris'te yaşayan Tunuslu muhalif siyasetçi ve Fransa'daki Tunuslular Demokratik Derneği Başkanı Tarık Tukabri, “Siyasi partilerin genel sekreterlerinin çoğu bugün hapiste. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, kamu özgürlüklerini savunmak ve onların serbest bırakılmasını talep etmek önemli” ifadelerini kullandı. Tukabri, “Siyasi ve demokratik hayata dönmemiz, partilerin ve sivil toplumun rolünü yeniden tesis etmemiz ve uzaktan yargılamalara son vermemiz gerekiyor” diye ekledi.

2019 yılında iktidara gelen Cumhurbaşkanı Kays Said, muhaliflerini devleti içeriden parçalamaya çalışmakla, yabancı güçlerle bağlantıları olmakla ve devlet kurumlarında yaygın şekilde yolsuzluğa neden olmakla suçluyor.

Öte yandan Adalet Bakanı Leyla Ceffal, ifade özgürlüğüne karşı davalar veya kovuşturmalar ya da hapishanelerde muhaliflere işkence uygulandığı iddialarını reddediyor. Ancak Tunus İnsan Hakları Birliği ve Tunus Gazeteciler Sendikası gibi insan hakları örgütleri, kamusal özgürlüklerde ciddi bir gerileme olduğuna işaret ederken hapishanelerde tutuklu bulunan politikacıların sağlık durumunun kötüleştiğini vurguluyor.

Yetkililer, özgürlük kısıtlamalarını kaldırmak, kamu hizmetlerini ve yaşam koşullarını iyileştirmek ve artan fiyatlarla mücadele etmek konusunda çifte baskı altında bulunuyor.

Tukabri, yaptığı açıklamada ayrıca “Bu boşluk bir an önce kapatılmalı ve vatandaşların sağlık, çevre kirliliği, barınma ve diğer alanlardaki gerçek sorunlarına çözüm bulmaya özen gösterilmeli” diye vurguladı.


Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
TT

Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Sudan’da Kordofan'ın kuzey bölgelerinde, özellikle stratejik öneme sahip Babnusa şehrinde şiddetli çatışmalar devam ederken çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne de sıçradı. Kuzey Eyaleti’nin yönetim şehri Dongola, Sudan ordusu ile ‘Evlad Kamari’ adıyla bilinen yerel milisler arasında patlak veren ilk çatışmaya tanık oldu. Bu olay, yerel halk arasında terör ve korku dalgasına yol açarken, çok sayıda milis öldürüldü ve liderleri ağır yaralı halde hastaneye kaldırıldı.

Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD Başkanı Donald Trump'ın Sudan'daki savaşı sona erdirme isteğini memnuniyetle karşıladı. Cumartesi günü, BAE Devlet Başkanı Diplomasi Danışmanı Enver Karkaş, ‘Sudan’daki kanlı iç savaşın acilen sona erdirilmesi ve acil ateşkes’ çağrısında bulundu.

Karkaş, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, Sudan'ın birliğine vurgu yaparken Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) etkisinin geri dönüşünün ciddi endişe kaynağı olduğunu söyledi. Karkaş, Sudan’da çatışan her iki tarafta da ihlallere karışanların hesap vermesi gerektiğinin altını çizdi.