Urumçi'deki yangının ardından Sincan'da Kovid-19 huzursuzluğu büyüyor

Urumçi protestoları, yüksek bir binada çıkan yangında 10 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından geldi (Reuters)
Urumçi protestoları, yüksek bir binada çıkan yangında 10 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından geldi (Reuters)
TT

Urumçi'deki yangının ardından Sincan'da Kovid-19 huzursuzluğu büyüyor

Urumçi protestoları, yüksek bir binada çıkan yangında 10 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından geldi (Reuters)
Urumçi protestoları, yüksek bir binada çıkan yangında 10 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından geldi (Reuters)

Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de karantina altında olduğu iddia edilen apartmanda çıkan yangında, 10 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından kentte protesto gösterileri düzenlendi.
Sosyal medyada yayılan videolarda, halkın yerel hükümet binasının bulunduğu meydanda toplanarak karantina tedbirlerini protesto eden sloganlar attığı, kentin farklı bölgelerinde çok sayıda vatandaşın ellerinde bayraklarla sokaklarda yürüdüğü görüldü.
"Karantinayı kaldırın", "Halka hizmet edin", "Öleceksek birlikte ölelim!" sloganları atan protestocular, siyasi yetkililere ve sağlık görevlilerine tepki gösterdi.
Yangının çıktığı apartmanda yaşayanların karantina nedeniyle evlerini terk edemediği, itfaiye ekiplerinin metal bariyer ve engellerle çevrili komplekse giremedikleri için yangına zamanında müdahale edemediğine ilişkin iddialar, protestolara dönüşen tepkilere yol açtı.
Tianşan ilçesindeki apartman kompleksinde önceki akşam bir dairedeki elektrik kaçağından çıktığı sanılan yangında 10 kişi hayatını kaybetmiş, 9 kişi yaralanmıştı. Apartmanın 15. katında başlayan yangın, 17'nci kata kadar yayılmış, dumanlar 21'inci kata ulaşmıştı.
İtfaiye ekiplerinin yangını 3 saate yakın bir zamanda söndürebilmesi, apartman kompleksinin içine girmeyen itfaiye aracının sıktığı tazyikli suyun binaya erişemediğini gösteren videoların sosyal medyada yayılması tepkileri büyüttü.

Apartman karantinada mıydı?
Yetkililer, düzenledikleri basın toplantısından, apartmanın olduğu bölgenin, "düşük riskli" salgın kontrol bölgesi olduğunu, dolayısıyla sakinlerin yangın esnasında dışarı çıkabileceğini ileri sürerken sosyal medya kullanıcıları, salgın kontrolüne ilişkin veri tabanlarında bölgenin hala "yüksek riskli" işaretlendiğini gösteren paylaşımlar yaptı.
Sosyal medyada paylaşılan, yangının çıktığı apartmanın sakinlerine 21 Kasım'a gönderildiği iddia edilen notta, apartmanda pozitif vakalara rastlandığı, vatandaşların 3 gün boyunca evlerinden çıkamayacağı, daire kapılarının mühürleneceğinin bildirildiği görülüyor.
Ayrıca daire kapılarının kollarının çelik tellerle mühürlendiğini gösteren bazı fotoğraflar da paylaşımlarda yer aldı.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de Kovid-19 vakaları nedeniyle 10 Ağustos'tan bu yana kentin farklı bölgelerinde kısmi karantina uygulanıyor. Geçen ay Urumçi ve Sincan'ın diğer kentlerinde uzayan karantina süreçlerinin yarattığı sıkıntılarla ilgili şikayetler sosyal medyaya yansımıştı.
Vatandaşlar, sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarda, ağustos başında ortaya çıkan bazı vakaların ardından uygulanmaya başlanan karantina tedbirlerinin, resmi bir açıklama olmamasına rağmen halen devam ettiğini, gıda ve ihtiyaç malzemelerinin temini ile sağlık bakımına erişimde büyük sıkıntılar yaşandığını bildirdi. Mahallelerinden ve apartman kompleksinden dışarı çıkmayan vatandaşlar, sosyal medya paylaşımlarında öfke ve çaresizliklerini dile getirmişti.

"Sıradan insanlar bedel ödüyor"
Urumçi'deki olay, Çin genelinde Kovid-19 tedbirlerine karşı artan huzursuzluğu tepkiye dönüştürdü. Sosyal paylaşım sitesi Weibo'daki çok sayıda kullanıcı, karantina tedbirlerinin yol açtığı önceki insani felaketleri hatırlatan yorumlar yaptı.
Bir kullanıcı, "Önce Guicou'daki otobüs kazası, şimdi de Urumçi'de yangın. Tarih tekerrür ediyor ve bedelini sıradan yoksul insanlar ödüyor." ifadelerini kullandı.
Guicou eyaletinde, 18 Eylül'de zorunlu karantina için başka şehre sevk edilen yolcuları taşıyan otobüsün yaptığı kazada 27 kişi hayatını kaybetmişti.
Başka bir kullanıcı, 200 binden fazla beğeni aldığı görülen paylaşımında, şu ifadelere yer verdi:
"Guicou'da karantina otobüsünde 27 kişi can verdi. Çonçing'de bir kadın karantinada düşük yaptı, Lancou'da gazdan zehirlenen bir çocuk öldü. Çıngdu'da deprem evlerinden çıkmaya çalışan insanlar acil durum çıkışlarının kapatıldığını gördü, Şian'da hastaneye alınmayan kadın, kanlar içinde kapıda bekledi, İç Moğolistan'da gözü yaşlı genç kız, apartmandan atlayan annesine erişemedi ve şimdi bir kez daha Sincan'da karantinadaki insanların yanarak öldüğüne tanıklık ediyoruz."

"Sıfır vaka" politikasında ısrar
Kovid-19 salgınında ilk vakaların görüldüğü Çin, vaka sayısı nüfusuna oranla az olmasına ve büyük bölümünün hastalık belirtisi göstermemesine rağmen Çin, "sıfır vaka" olarak adlandırılan katı salgın kontrol tedbirlerini uygulamaya devam ediyor.
Kovid-19 vakalarını ortaya çıktığı yerde bastırmayı ve bulaşma zincirini kesmeyi hedefleyen strateji, karantina, seyahat kısıtlamaları, toplu testler, imalat, ticaret ve hizmetler sektöründeki işletmelerin faaliyetlerinin kısıtlanması veya kapalı devre sürdürülmesi gibi katı ve geniş ölçekli tedbirleri gerektiriyor. Tedbirler, hayatın olağan akışına müdahalenin yanında ekonomik maliyeti açısından da tartışmalara yol açıyor.
Dünyanın ülkeleri virüsle belirli uyum içinde yaşamaya, hayatının akşını ve ekonomik faaliyetleri aksatacak kontrol tedbirlerinden kaçınmaya yönelik stratejileri benimserken Çin, salgının başından beri başvurduğu tedbirleri sürdürmekte ısrar ediyor.



4 soruda Trump’ın Alcatraz planı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

4 soruda Trump’ın Alcatraz planı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Başkanı Donald Trump, ünlü Alcatraz hapishanesinin yeniden açılması talimatıyla tartışma yarattı.

Trump, Truth Social’dan 4 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Alcatraz hapishanesinin "azılı suçlular" için yeniden açılması amacıyla Federal Cezaevleri Bürosu'na (BOP) talimat verdiğini duyurdu.

Adalet Bakanlığı Sözcüsü Chad Gilmartin de “Alcatraz'ın yeniden inşası, bir hukuk ve düzen sembolü olarak hizmet vermek üzere açılması için” çalıştıklarını belirtti.

Alcatraz hapishanesi nedir?

Kaliforniya eyaletinin San Francisco kentine bağlı Alcatraz Adası, öncelikle donanma savunma alanı olarak inşa edildi.

1934’te federal hapishaneye dönüştürülen yapıda Al Capone, Mickey Cohen ve George "Machine Gun" Kelly gibi kötü şöhretli mahkumlar tutuluyordu.

San Francisco Körfezi'nin güçlü akıntıları ve dondurucu soğukları nedeniyle hapishane, mahkumların kaçmasını neredeyse imkansız hale getiriyordu.

Tesis ayrıca Clint Eastwood'un başrolde oynadığı, 1979 yapımı Alcatraz’dan Kaçış’la (Escape from Alcatraz) ünlendi. Film, 1962’de hapishaneden kaçan suçluların hikayesini konu ediniyor.

Alcatraz, başrollerinde Sean Connery ve Nicolas Cage'in oynadığı 1996 yapımı Kaya (The Rock) filmiyle de tekrar gündem oldu.

Hapishane neden ve ne zaman kapatıldı?

BOP kayıtlarına göre Alcatraz’ın işletilmesi, diğer federal hapishanelere kıyasla yaklaşık üç kat daha maliyetliydi. Alcatraz’da o dönem mahkum başına maliyet 10 ila 13 dolardı. Tartışmaların ardından tesis 1963’te kapatıldı.

1973 itibarıyla ada ve hapishane, Ulusal Park Servisi tarafından işletilen bir müzeye dönüştürüldü. Tesisi her yıl 1,5 milyona yakın kişi ziyaret ediyor.

Golden Gate Ulusal Parkları Koruma Kurumu Başkanı Christine Lehnertz, BBC'ye açıklamasında şunları söylüyor:

Alcatraz geçmişin günümüzle buluştuğu bir yerdir.

Daha önceden yeniden açılması teklif edilmiş miydi?

Donald Trump, tesisin yeniden hapishane olarak açılmasını isteyen ilk ABD lideri değil.

Eski ABD Başkanı Ronald Reagan, 1981’de Küba'dan Florida'ya kaçan 20 bin kadar mülteciyi tutmak için Alcatraz’ı tekrar açmayı gündeme getirdi.

Ancak Reagan yönetimi, yapılan incelemeler sonucu adanın yeterli kaynaklara sahip olmadığını ve çok fazla turist çektiğini belirterek projeden vazgeçti.

Trump, Alcatraz’ı yeniden açabilir mi?

Bazı uzmanlar projenin gerçekleştirilmesinin zor olduğuna dikkat çekiyor. 2018-2019’da BOP Direktör Vekili olarak görev yapan Hugh Hurwitz, şu ifadeleri kullanıyor:

Açıkçası ilk başta bunun bir şaka olduğunu düşünmüştüm. Onarılması gerçekçi değil. Her şeyi baştan yapmanız lazım. Güvenlik ekipmanı yok. Kamera yok. Çit yok. Burayı hapishane olarak kullanamazsınız.

Alcatraz’ın tarihiyle ilgili çalışmalar yapan Jolene Babyak da kanalizasyon problemine işaret ediyor. O dönemde 500’den fazla kişinin atıklarının körfeze boşaltıldığını söyleyen Babyak, “Artık bunların tekneyle taşınması gerekecek, bu gerçekçi değil” diyor.

ABD’nin federal hapishanelerinde mahkumlar için kişi başına maliyet 120 ila 164 dolar. Alcatraz gibi bir tesiste bu rakam 500 doların üzerine çıkabilir.

Independent Türkçe, BBC, Reuters, CNN