Husiler, Saada’daki yardım faaliyetlerine engel oluyor

Milisler, insani yardım çalışmalarını kontrol etmek için baskılarını yoğunlaştırdı.

Husilerin kontrol ettiği bölgelerde halk zorlu koşullarıyla mücadele ediyor. (Reuters)
Husilerin kontrol ettiği bölgelerde halk zorlu koşullarıyla mücadele ediyor. (Reuters)
TT

Husiler, Saada’daki yardım faaliyetlerine engel oluyor

Husilerin kontrol ettiği bölgelerde halk zorlu koşullarıyla mücadele ediyor. (Reuters)
Husilerin kontrol ettiği bölgelerde halk zorlu koşullarıyla mücadele ediyor. (Reuters)

Yemen’de insani dram derinleşirken Husi milisleri, kaleleri olarak bilinen Saada’daki bir dizi hayır kurumu ve insani yardım kuruluşunun faaliyetlerine engel oldu. Bu durum, binlerce hastayı, yerinden edilmiş kişiyi ve maddi gücü bulunmayanları, eskiden aldıkları ücretsiz hizmetlerden mahrum bırakıyor. Söz konusu kurumların faaliyetlerine yönelik müdahale, Husilerin yıllardır hayır işlerini kontrol etme ve kendi çıkarlarına yönelik kullanma yaklaşımı kapsamında gerçekleşiyor.
Saada vilayetindeki yardım kuruluşları kaynaklarına göre Husiler, Saada’daki bir hayır kurumu ve yardım kuruluşunun banka hesaplarını dondurdu. Saada dışından, bu alanda çalışmak ve yardım sağlamak için gelen görevlilere bölgeyi derhal terk etmeleri emredildi. Derneklerin liderleri, milislerin kontrolü altındaki Sosyal İşler ve Çalışma Ofisi’ne başvurmaksızın yardım çalışmalarına devam etmemeleri ve yardım sağlamamaları konusunda uyarıldı.
Kaynaklar, Husi milislerinin bu eylemlerini, yardım faaliyetlerinin resmi kontrole tabi tutma gerekliliği ile meşrulaştırdığını ve bununla, kendi kurumları aracılığıyla uyguladığı kontrolü kastettiğini belirtti.
Kaynaklara göre bu prosedürlerde yeni bir gelişme olmadı. Milisler geçmişte bazı örgüt ve derneklerin çalışmalarını kısmen durduruyordu. Şimdi ise söz konusu çalışmaları kapsamlı olarak durduruyor.
Geçen yılın başında basında çıkan haberler, Husi milislerin, Haşim Muhammed el-Husi’nin başkan olarak atanmasının ardından Kur’an Öğretme Vakfı’nın fon ve bakiyelerinden dört milyar riyalden fazla (bir dolar yaklaşık 56 riyal) miktarı yağmaladığı ve gayrimenkullerine el koyduğu ortaya çıktı. Bu, adımları onaylayan milis kontrolündeki Sosyal İşler ve Çalışma Ofisi’nin onayıyla yapıldı. Sosyal İşler ve Çalışma Ofisi bu prosedürleri onaylaması için bankalara çağrıda bulundu.
Milisler iki ay sonra, İbb’de ‘Dar el-Kitab ve es-Sunne Yardım Kuruluşu’na bağlı el-Husne Kliniği’ne ele koydu. Sosyal İşler Direktörü olarak atanan lider Nebil el-Murteda liderliğindeki derneğin soyulmasının ardından, bölge genel amiri Yahya el-Yusufi’nin direktifleri doğrultusunda kliniğe özel bir denetçi atandı.
Birkaç ay önce, Husi milisleri tarafından kurulan İnsani İşler ve Uluslararası İşbirliği Yönetimi ve Koordinasyonu Yüksek Kurulu, yardım çalışmalarını kontrol etmeye ve yerel hayırseverliğe müdahale etmeye başladı. Milislere danışmadan ve onlarla koordinasyon sağlamadan hiçbir hayır faaliyetinde bulunulmaması için şartlar koydu. Aynı zamanda bu konsey dışında hayır işlerini izleyen ve yöneten başka organlar da kuruldu.
Milislerin hayır kurum ve derneklerinin hayır işleri yapabilmelerine yönelik belirlediği şartlar arasında tüm verilerinin, çalışanlarının, yardım sağlayan kurum, iş insanları ve tüccarların verilerinin, yardım sağlanacak aile ve bireylere ilişkin eksiksiz verilerin yanı sıra kurumun aldığı tüm yardımların ayrıntılı olarak açıklanması da yer alıyor.
Husilere bağlı Sosyal İşler ve Çalışma Ofisi’ndeki kaynaklar, milislerin, kendilerine ait olan veya onlara sadık insanlar tarafından yönetilen kuruluşlar dışında, hayır işleri yapmak için izin vermediğini, geri kalanların, darbecilere tabi bulunan İçişleri Bakanlığı’ndan derneğin kurucularının iyi hallerine ilişkin adli sicil belgesi benzeri bazı belgeleri getirmelerinin istendiğini belirtti.
Milislerin belirlediği şartlar arasında, dernekler, nakdi veya ayni olarak aldıkları yardımın yüzde 30’unun milislere ödenmesini taahhüt etmeleri yer alıyor. Bu da hayır dernekleri veya kuruluşları kurmak isteyenlerin şevkini kırıyor.
Kaynaklar, milislerin çoğu mezhepsel ve dini çağrışımlar taşıyan ve milis projesine ve yaklaşımına atıfta bulunan birçok isimle hayır kurumları kurduğunu bildirdi. Bu dernekler, bir yandan destekçilerinin yararına bağışları kontrol etmek ve yönetmek için, diğer yandan ise projelerinin propagandasın yapmak ve gençleri cepheye çekmek amacıyla kullanılıyor.
Yerel kaynaklar, milislerin, farklı isimlerle 80’den fazla dernek ve örgüt kurduğunu belirtiyor. Bazıları sınırlı bir coğrafi çerçeve içinde faaliyet gösterse de çoğunluğu milislerin kontrolündeki tüm coğrafya üzerinde çalışıyor. Dernek isimlerindeki mezhepsel çağrışımlar arasında ‘Ez-Zehra’, ‘Et-Temkin’, ‘El-Benyan’, ‘Es-Sumud’, ‘Gadir’ ve ‘Şehitler Vakfı’ yer alıyor.
Halk, Husi derneklerinin bu yardımın milis lideri Abdülmelik el-Husi tarafından sağlandığını bildirdi. Ayrıca bu örgütlerin kendilerine karşı casusluk yaptığını, verilerini elde ettiğini, görüşlerini ve tutumlarını araştırdığını ve onları milisleri desteklemeye yönlendirdiğini de ifade ediyorlar.
Husi milisleri geçtiğimiz Ramazan Ayı’nda hayır kurumlarının, iş inanlarının tüccarların kendilerine danışmaksızın herhangi bir yardım sağlamasını veya dağıtmasını yasakladı. Derneklerin faaliyetlerini takip etme ve gözlemleme çalışmasını Zekat Genel Otoritesi olarak bilinen kurumu aracılığıyla uyguladı. Silahlı unsurları, genelgeye uymayan bazı hayır kurumlarının genel merkezlerine baskın düzenledi.



Irak'taki Sünniler siyasi olarak birleşiyor

Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
TT

Irak'taki Sünniler siyasi olarak birleşiyor

Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)

Irak’ta 11 Kasım’da yapılan parlamento seçimlerinde 65'ten fazla sandalye kazanan başlıca Sünni güçler ve partiler, ‘siyasi ve sosyal istikrarı korumak, anayasal hakları güvence altına almak ve devlet kurumlarında temsiliyeti güçlendirmek için çabaları birleştirmek ve ortak bir vizyonla çalışmak’ amacıyla ‘Ulusal Siyasi Konsey’in kurulduğunu duyurdu.

Konseyde eski Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi, milletvekili Musenna es-Samarrai liderliğindeki Azim Partisi, Hamis el-Hancer liderliğindeki Egemenlik İttifakı, mevcut Savunma Bakanı Sabit el-Abbasi liderliğindeki Ulusal Hasim İttifakı ve mahkeme kararıyla parlamento seçimlerine katılmaktan men edilen eski milletvekili Ahmed el-Cuburi'nin liderliğindeki Ulusal Cemahir Partisi yer alıyor.

Bazıları bu adımı memnuniyetle karşılarken, Şarku’l Avsat’a konuşan bir kaynak, sorunun Sünni partilerin ve isimlerin Türkiye, Ürdün, bazı Körfez ülkeleri ve İran dahil olmak üzere çok sayıda bölgesel destekçisinin bulunması ve buna karşın Şii tarafındaki herkesin (Koordinasyon Çerçevesi) Tahran ile ittifak halinde olmasından kaynaklandığını söyledi.


Yabancı basın, İsrail'in Gazze'ye giriş izni verme kararını ertelemesini eleştiriyor

Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi (AFP)
Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi (AFP)
TT

Yabancı basın, İsrail'in Gazze'ye giriş izni verme kararını ertelemesini eleştiriyor

Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi (AFP)
Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi (AFP)

Kudüs'teki Yabancı Basın Derneği, dün İsrail Yüksek Mahkemesi'ni yabancı gazetecilerin Gazze'ye girişine izin verme kararını bir kez daha ertelediği için eleştirdi.

Hamas'ın İsrail'e saldırdığı Ekim 2023'teki Gazze Savaşı'nın patlak vermesinden bu yana, İsrail yetkilileri yabancı medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin harap olmuş ve abluka altındaki bölgeye bağımsız olarak girmelerini engelledi.

İsrail ve Filistin topraklarındaki uluslararası medya kuruluşlarını temsil eden ve bünyesinde yüzlerce yabancı gazeteci barındıran Yabancı Basın Derneği, yabancı gazetecilerin Gazze'ye derhal girişine izin verilmesi talebiyle Yüksek Mahkeme'ye dilekçe verdi.

Mahkeme, 23 Ekim'de İsrail yetkililerine yabancı gazetecilerin Gazze'ye girişine izin verecek bir plan geliştirmeleri için 30 gün süre verdi.

Ancak sürenin pazartesi günü dolması üzerine mahkeme, İsrail hükümetine 10 günlük ek süre vererek kararını 4 Aralık'a erteledi.

Dernek, yaptığı açıklamada "derin hayal kırıklığını" dile getirerek, İsrail Yüksek Mahkemesi'nin, İsrail hükümetine Gazze'ye serbest ve bağımsız erişim için yaptığı başvuruya yanıt vermesi için bir kez daha ek süre verdiğini öğrendiklerini belirtti.

Dernek, "Dilekçenin sunulmasından bu yana geçen 14 ay boyunca bu tür gecikmelere alıştık. İsrail hükümeti, Gazze'ye erişime izin vermek istemediğini ve böyle bir planı olmadığını defalarca açıkça belirtti" ifadelerini kullandı.


İsrail’in Tabtabai suikastı Beyrut'ta korkuları artırdı

İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai ve diğerleri için büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)
İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai ve diğerleri için büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)
TT

İsrail’in Tabtabai suikastı Beyrut'ta korkuları artırdı

İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai ve diğerleri için büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)
İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai ve diğerleri için büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)

İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai’ye düzenlediği suikastın ardından önümüzdeki günlerde olası bir tırmanışa ilişkin korkular arttı. Yetkililer, bu suikastın siyasi ve güvenlik mesajları içerdiğine inanıyor.

Lübnan Cumhurbaşkanlığı'na yakın kaynakları, Beyrut’un güney banliyölerinde gerçekleşen saldırıyı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın müzakere girişimlerini önermeye başladığından beri İsrail'in benimsediği eylem planının bir parçası olarak değerlendirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Haftalar önce, Cumhurbaşkanı Avn müzakere girişimini başlattığında, İsrail buna ateşle karşılık verdi ve Bekaa Vadisi ve güney bölgelerine yoğun bombardımanlar düzenledi. Şimdi de İsrail ile krize sürdürülebilir bir çözüm bulmak için bir girişim başlatmasının ardından yanıt Dahiya'ya saldırmak oldu” dediler.

Tabatabai suikastı, İsrail'in yakında gerilimi tırmandırma niyetinde olduğunu teyit eden tehdit mesajları yayınladığı, Lübnan ile kuzey sınırındaki hava savunma sisteminde alarm durumu ilan ettiği ve işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri'nde sürpriz askeri tatbikatlar düzenlediği bir dönemde gerçekleşti.

İsrailli liderler, ABD yönetiminin bu tırmanışa itiraz etmeyeceğini ve İsrail'in bu görevi sadece suikastlarla değil, güç kullanarak da üstleneceğini öne sürdüler. Aynı yetkililer, İsrail ordusunun şu anda Lübnan'da işgal altındaki Batı Şeria'da olduğu gibi hareket ettiğini vurguladılar.