Londra’daki İhvan cephesi, Kemalistleri kazanmak ve anlaşmazlıkları gidermek arasında ‘dağılmış’ durumda

İstanbul Grubu’nun örgütün liderliğini kontrol etme çabaları sürüyor.

Mısır'da ‘idam ve müebbet hapis’ cezasına çarptırılan Müslüman Kardeşler Rehberi Muhammed Bedi. (Arşiv-Reuters)
Mısır'da ‘idam ve müebbet hapis’ cezasına çarptırılan Müslüman Kardeşler Rehberi Muhammed Bedi. (Arşiv-Reuters)
TT

Londra’daki İhvan cephesi, Kemalistleri kazanmak ve anlaşmazlıkları gidermek arasında ‘dağılmış’ durumda

Mısır'da ‘idam ve müebbet hapis’ cezasına çarptırılan Müslüman Kardeşler Rehberi Muhammed Bedi. (Arşiv-Reuters)
Mısır'da ‘idam ve müebbet hapis’ cezasına çarptırılan Müslüman Kardeşler Rehberi Muhammed Bedi. (Arşiv-Reuters)

Müslüman Kardeşler’in (İhvan-ı Müslimin) Londra Cephesi, dikkat çeken bir adımla İstanbul Grubu’nun örgütün liderliğini kontrol etme adımları nedeniyle Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) Değişim Hareketi ya da diğer adıyla Muhammed Kemal Grubu’nu (Kemalist Akım/ İhvan’ın liderliği mücadelesinde üçüncü taraf) kendine çekmeye ve anlaşmazlıkları gidermeye çalışıyor. Köktendinci hareketler konusunda çalışmalar yürüten araştırmacılara göre Londra Cephesi iç yapısını hızla yeniden inşa etmeye ve yeni bir rehber oluşturmaya çalışıyor. Bu, eski rehber vekili İbrahim Münir'in ölümünün ardında bıraktığı boşluğu kullanmaya çalışan İstanbul Cephesi’nin yolunu kesiyor. Araştırmacılar, Şarku'l Avsat’a yaptıkları açıklamada “Londra grubu, İstanbul grubu ve Kemalist akımın yolunu kapatmak için gençleri kendisine çekmeye çalışıyor" dedi.
Müslüman Kardeşler’e bağlı uydu kanallarından biri birkaç gün önce, Münir'in ölümünün ardından ‘İstanbul'daki Genel Şura Konseyi’ tarafından görevlendirilen ve oyunculuk rehberi olarak Mahmud Hüseyin'in bir video konuşmasını yayınladı.
Gözlemcilere göre Mahmud Hüseyin'in konuşması, kendisi ve İstanbul Cephesi tarafından, Münir'in vefatından sonra Londra Cephesi’nin yaşadığı karışıklık ve dağılma durumundan, Cephe için net ve istikrarlı bir idari yapı konusunda şu ana kadar istikrar eksikliği ve Muhyiddin el-Zait'in rehber olarak (geçici olarak) atanmasıyla yararlanarak örgüt üzerindeki kontrollerini pekiştirme girişimi.
İstanbul Cephesinin Mahmud Hüseyin’i Genel Mürşid Vekili olarak atamasından sonra örgüt içinde Müslüman Kardeşler’in Mürşid Vekili pozisyonu için verilen mücadele tüm hızıyla devam ediyor. Londra Cephesi, İbrahim Münir'in yerine Vekil’in atanması için gerekli düzenlemeler tamamlanıncaya kadar İhvan Genel Mürşid Vekili’nin Dr. Muhyiddin ez-Zayit olduğunu vurgulamıştı.
Geçtiğimiz aylarda İbrahim Münir'in Türkiye'deki Teşkilat İşleri İdari Dairesi'ni lağvetmesi ve İhvan'ın Rehberlik Bürosu'na alternatif olarak bir ‘üst organ’ oluşturmasının ardından başka gelişmelere de tanık oldu. Bunu yeni Şura Meclisi için Londra Cephesi’nin kurulması ve İstanbul Şura Meclisi’nin altı üyesi ile Mahmud Hüseyin'in görevden alınması izledi. İstanbul Şura Meclisi’nin Mustafa Tolba başkanlığında rehberin işlerini yapmak üzere bir komite oluşturması ve İbrahim Münir'in görevden alınması nedeniyle İstanbul Cephesi ile anlaşmazlıklar çıkması üzerine Londra Şurası kuruldu. Ancak Londra Cephesi, İstanbul Cephesi’nin kararlarını tanımadığını açıklayarak Tolba'yı görevden aldı.
Son olarak, geçmişte Müslüman Kardeşler’in silahlı kanadının kurucusu olan, Ekim 2016'da öldürülen Muhammed Kemal ve onun özel komiteleri tarafından kurulan ve kendisini ‘Kemalist Hareketi’ olarak adlandıran İhvan liderliği üzerinde çatışan bir cephe ortaya çıktı.
Mısırlı bölgesel güvenlik araştırmacısı Muhammed Fevzi, ‘İstanbul Grubu’nun örgütün liderliğini kontrol etme çabalarının Londra cephesini daha fazla kışkırtacağına ve önümüzdeki günlerde örgütün iç yapısını ve adını hızla yeniden inşa etmek için harekete geçmesine yol açacağına’ işaret etti. Fevzi şu açıklamada bulundu:
“Uluslararası örgüt için yeni bir rehber vekil ve genel sekreter de dahil, Münir’in ölümüyle sonuçlanan boşluk İstanbul Cephesi istismarına kapıyı kapatıyor. Mahmud Hüseyin'in Grubu, son hamleleriyle, İstanbul Cephesi'nin örgüt üzerindeki kontrolünü genişletmeye ve Londra Cephesi'nin marjinalleştirilmesine dayalı olarak içinde yeni bir realiteyi sürdürmeyi hedefliyor. İstanbul Grubu, hareketleriyle ilgili olarak Londra Cephesi bir karmaşa içindedir ve cephenin başında Münir ile aynı ağırlıkta onun yerini alacak karizmatik liderler yoktur. Münir'in yerine aday gösterilen isimler, İbrahim Münir'in oynadığı rolleri oynamalarına engel olan sorunlar yaşıyor.”
Diğer yandan İslami hareketlerle ilgili çalışmalar yürüten Mısırlı araştırmacı Ahmed Zağlul, "Mürşid’in eylemlerinin bir listesinin resmi olarak seçilmemesi durumunda Londra Grubu içindeki çatışma daha da derinleşebilir" dedi. Münir'in ölümünden sonra geniş bir uzlaşıya sahip kimsenin bulunmadığına ve uygun kişiyi seçmekte zorluk yaşandığına işaret eden Zağlul, “Örneğin Zayit'te istikrar sağlanması durumunda, bu konuda fikir birliği olacak mı?” diye sordu.
Fevzi sözleirni şöyle sürdürdü:
“Tüm tahminler, Londra Cephesi’nin mürşid olarak Muhammed el-Buhari'yi ve yardımcısı olarak Zayit'i seçeceğini ve Mahmud el-İbari'nin uluslararası örgütün sekreteri olacağını gösteriyor."
İstanbul Cephesi, Mahmud Hüseyin'in maslahatgüzarlık görevine atanması konusunda, Genel Şura Konseyi'nin grubun genel tüzüğünün beşnci maddesindeki çalışmaların etkinleştirilmesi ve orijinal metnine uygun olarak uygulanmasının incelenmesine dayanıyor. Söz konusu maddeye göre Genel Mürşid’in görevini yapmasına mâni olan mücbir sebepler hâlinde, yerine birinci vekili, sonra vekillerin en yaşlısı getiriliyor.
Muhammed Fevzi, İstanbul Grubu'nun önümüzdeki günlerde örgüt eklemleri üzerindeki kontrolüne ve ona bağlı yeni kurumsal yapıların inşasına dikkat çekti. Özellikle de uluslararası örgüte bir genel sekreter atama arayışı düzeyinde örgütün yurt dışındaki varlıklarını ve yatırımlarını kontrol etmek ve karşılığında Londra Grubu'nun olası hareketlerini sınırlamak ile Londra cephesinin, Kemalist hareketi kazanmaya çalışmasının muhtemel olduğunu vurguladı. İstanbul Grubu’nun adımları Londra cephesini kendi iç yapısını hızla yeniden inşa etmek ve bir rehber belirlemek için hızlı hareket etmeye itiyor. Bu, İstanbul Grubu'nun İbrahim Münir'in ölümüne neden olan boşluğu istismar etmesine kapıları kapatıyor.
Zağlul da Londra Cephesi'nin İstanbul Grubu'nu devre dışı bırakmak için pozisyonlar ve organizasyon fonlarıyla ilgili tüm düzenlemelerini ve prosedürlerini tamamlamak için önümüzdeki dönemde hızla hareket edeceği görüşüne katılıyor.



Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, Sudan’daki krizle ilgili olarak ‘kırmızı çizgiler’ çizdiğini duyurdu ve bu çizgilerin aşılmasının ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit edeceği’ uyarısında bulundu. Kahire yönetimi, iki ülke arasında imzalanan ortak savunma anlaşmasının kendisine tanıdığı tüm tedbirleri alma ihtimalini de gündeme getirdi. Uzmanlar, bu açıklamaları Sudan’da savaşın başlamasından bu yana Mısır’dan gelen ‘en sert söylem’ olarak değerlendirdi.

Mısır’ın bu tutumu, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin dün Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ı kabul etmesiyle eş zamanlı olarak açıklandı. Sisi, görüşmede ‘ülkesinin, Sudan halkının mevcut hassas süreci aşma çabalarına tam destek verdiğini’ ifade etti. Ayrıca ‘Sudan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarını destekleyen Mısır tutumunun değişmez ilkelerine’ vurgu yaparak, bu çerçevede mümkün olan her türlü çabanın gösterilmeye hazır olunduğunu belirtti. Açıklama, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi tarafından yapıldı.

Mısır, Burhan’ın ziyareti sırasında ayrıca, ‘Sudan’da güvenlik, istikrar ve barışın sağlanmasına yönelik ABD Başkanı Donald Trump’ın vizyonuna tam destek verdiğini’ yineledi. Bu desteğin, ‘ABD yönetiminin dünyada barışı tesis etme, gerilimi artırmaktan kaçınma ve anlaşmazlıkları çözme yönündeki yaklaşımı’ kapsamında olduğu kaydedildi.

Ortak savunma anlaşmasının yürürlüğe girmesi

Kahire yönetimi, söz konusu ilkeleri teyit ederken Sudan krizinde ilk kez ‘kırmızı çizgiler’ belirlediğini açıkladı. Mısır, bu çizgilerin aşılmasına ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendirdiği ve Sudan’ın ulusal güvenliğiyle yakından bağlantılı olduğu’ gerekçesiyle izin verilemeyeceğini vurguladı. Mısır’ın uyarıları arasında ‘Sudan’ın birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, Sudan halkının imkân ve kaynaklarıyla oynanmaması ve Sudan topraklarının herhangi bir bölümünün ayrılmasına izin verilmemesi’ yer aldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı dün yaptığı açıklamada, ‘Sudan devlet kurumlarının korunmasının ve bu kurumlara zarar verilmesinin engellenmesinin de bir diğer kırmızı çizgi olduğunu’ bildirdi.

Açıklamada ayrıca, ‘uluslararası hukukun tanıdığı tüm tedbir ve önlemleri alma konusunda tam hakka sahip olunduğu’ ifade edilerek, bu kapsamda ‘iki ülke arasındaki ortak savunma anlaşmasının devreye sokulmasının da kırmızı çizgilerin ihlal edilmesini veya aşılmasını önlemeye yönelik seçenekler arasında bulunduğu’ kaydedildi.

a
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ile Sudan arasında Mart 2021’de, ‘eğitim, sınır güvenliğinin sağlanması ve ortak tehditlerle mücadele’ alanlarını kapsayan bir askeri iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşmadan önce ise iki ülke, ‘dış tehditlere karşı’ 1976 yılında bir ortak savunma anlaşmasına taraf olmuştu.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Tümgeneral Yahya Kedvani, Mısır’ın ulusal güvenliğinin Sudan topraklarının birliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “Sudan’ı bölmeyi hedefleyen komploların varlığı, aşılmaması gereken kırmızı çizgilerin belirlenmesini zorunlu kılmaktadır” dedi.

Kedvani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Sudan’ın birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik Mısır tutumunun sabit ve güçlü olduğunu, Kahire’nin Sudan devlet kurumlarını korumaya yönelik açıkladığı girişim ve söylemleri hayata geçirme kapasitesine sahip bulunduğunu’ ifade etti. Ortak savunma anlaşmasının gündeme getirilmesinin, ‘iki ülke arasında uluslararası meşruiyet ve daha önce imzalanmış anlaşmalar çerçevesinde ortak bir koordinasyonun bulunduğunu teyit etmeyi amaçladığını’ söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yayımlanan açıklamada ise ‘Kahire’nin Sudan’da süregelen gerilimden derin endişe duyduğu’ belirtildi. Açıklamada, bu durumun ‘Sudanlı sivillere yönelik korkunç katliamlara ve insan haklarının en temel kurallarının açık ihlallerine yol açtığı’ vurgulandı. Mısır’ın, ‘Sudan’ın birliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vereceği gerekçesiyle, herhangi bir paralel yapının kurulmasını veya tanınmasını kesin bir dille reddettiği’ kaydedildi.

Diğer yandan eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime, ülkenin bölünmesine yönelik tehditlerle mücadelede Mısır-Sudan koordinasyonunun, Mısır, Sudan ve Arap dünyasının ulusal güvenliğini koruma çerçevesinde ele alındığını belirtti. Halime, iki ülkenin Kızıldeniz’e kıyısı olan devletleri bir araya getiren konseyin üyesi olduğuna işaret ederek, bu yapının temel rollerinin ‘savunma ve kalkınma’ olduğunu söyledi.

Halime, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun Uluslararası Dörtlü girişimi ile Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD ziyareti sırasında gündeme getirdiği inisiyatif kapsamında şekillendiğini ifade etti. Kahire’nin, ‘üç ay sürecek bir ateşkesle başlayacak, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Sudan ordusuna entegre edilmesini ve Sudan askeri kurumunun bütünlüğünün korunmasını öngören bir yol haritasının uygulanmasını desteklediğini’ kaydetti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasına göre Kahire, ‘insani bir ateşkese ulaşılması, bunun kalıcı bir ateşkese dönüşmesi ve Sudanlı sivillerin güvenliği ile korunmasını sağlamak amacıyla güvenli insani sığınaklar ve geçiş koridorları oluşturulması’ hedefiyle Uluslararası Dörtlü çerçevesinde çalışmayı sürdürme konusundaki kararlılığını yineledi. Bu sürecin, Sudan devlet kurumlarıyla tam koordinasyon içinde yürütüleceği belirtildi.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’den oluşan Uluslararası Dörtlü, ağustos ayında sunduğu yol haritasında, ‘üç aylık insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, siyasi sürecin başlatılmasını ve dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümetin kurulmasını’ öngörmüştü.

sfg
New York'ta düzenlenen Uluslararası Dörtlü toplantısından (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Burhan’ın Mısır ziyareti, geçtiğimiz pazartesi günü Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından geldi. Burhan, söz konusu ziyaretin sonunda, ‘Sudan’ın barışın sağlanması ve savaşın sona erdirilmesi yönündeki çabalarda ABD Başkanı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Özel Temsilci Massad Boulos ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu’ ifade etmişti.

El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Afrika Programı Direktörü Emani et-Tavil ise ‘Mısır’ın Sudan dosyasında ilk kez kırmızı çizgiler koyduğunu, son tutumunun savaşın başlamasından bu yana en sert duruşu yansıttığını’ belirtti. Et-Tavil, bu yaklaşımın ‘Sudan’ın birliğinin korunması, savaşın durdurulması, paralel yapıların reddedilmesi ve devlet kurumlarının muhafazası’ konularında Suudi Arabistan ve ABD’nin tutumlarıyla örtüştüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan et-Tavil, ‘Sudan’ın birliği konusunda güçlü tutumlar sergilenmesi noktasında Suudi Arabistan ile Mısır arasında bir uyum bulunduğunu, bunun da ateşkes ilanı ve insani ara verilmesine yönelik bir girişimin şekillendirilmekte olduğunu gösterdiğini’ ifade etti. Ancak et-Tavil, ‘birbirini kabul etmeyen Sudanlı taraflarla yürütülecek siyasi çözümlerin en karmaşık mesele olmaya devam ettiğini’ vurguladı.

Sumud İttifakı bünyesindeki siyasi ve sivil güçler, salı günü Kenya’nın başkenti Nairobi’de, Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile Sudan’daki savaşı durdurmaya yönelik ortak bir ilkeler bildirgesine imza attı. Bu adım, savaşa karşı olan Sudanlı tarafların büyük bölümünü bir araya getiren ilk yakınlaşma olarak değerlendirildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Burhan arasındaki görüşmelerde, ‘iki ülke arasındaki ilişkilerin, halkların bütünleşme ve karşılıklı kalkınma beklentilerini yansıtacak şekilde güçlendirilmesinin ele alındığını, ayrıca sahadaki gelişmelerin değerlendirildiğini’ bildirdi.


İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
TT

İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)

İsrail ordusunun yasağına rağmen, dün birkaç İsrailli Gazze Şeridi'ne girdi ve eski bir yerleşim yerinde İsrail bayrağını dalgalandırarak harap olmuş Filistin topraklarının yeniden işgalini istedi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre İsrail sağ kanadıyla bağlantılı sosyal medya hesapları, açık bir alanda İsrail bayrağının etrafında toplanmış yaklaşık 20 erkek, kadın ve çocuğu gösteren bir fotoğraf paylaştı ve fotoğrafın Kfar Darom'da çekildiğini iddia etti.

Gazze Şeridi'nin merkezindeki bu eski kibbutz, diğer 20 yerleşim yeriyle birlikte, İsrail'in 2005'teki tek taraflı çekilmesi sırasında boşaltılmıştı.

O zamandan beri, İsrail sağının bir kesimi, Gazze'de İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasını savunuyor. Bu çağrı, Gazze Şeridi'ndeki savaşı başlatan 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından sonra daha da yoğunlaştı.

Bunun ardından, bazı İsrailli yetkililer de Filistinlilerin Gazze'den tahliye edilmesini ve bölge üzerindeki İsrail kontrolünün yeniden kurulmasını savundu.

rty65u7
Gazze'ye yerleşmeyi destekleyen İsrailliler, ordunun kendilerine Gazze Şeridi içinde Hanuka bayramını kutlama izni vermesini talep eden bir yürüyüşe katıldı (Reuters)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ne girenlerin "İsrail topraklarına geri gönderildiğini" duyurdu ve "onlarca" kişinin daha başka bir sınır kapısından sızmasının engellendiğini, ancak bazılarının güvenlik bariyerlerini aşmayı başardığını belirtti.

Açıklamada ayrıca, "savaş bölgesine herhangi bir giriş yasaktır, sivilleri tehlikeye atar ve bölgedeki askeri operasyonları aksatır" denildi.

Sınır kasabası Sderot'ta düzenlenen bir mitingde, yerleşim hareketinin önde gelen isimlerinden Daniella Weis, yaklaşık 100 destekçisine şöyle seslendi: “Allah'ın izniyle, bu bayrağın yükseltilmesi yeni bir dönemin başlangıcını işaret edecek; Gazze'ye geri döneceğimiz bir dönem.”

Şöyle devam etti: “Gazze, Endonezyalılar, Türkler, Mısırlılar veya başka herhangi bir ülke tarafından yönetilmeyecek. Gazze'yi yalnızca İsrail halkı yönetecek.” Bu sözleriyle, ateşkes anlaşması kapsamında Gazze Şeridi'ne konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne katılması muhtemel ülkeleri kastediyordu.

Geçtiğimiz hafta, Weis'in kurucu ortaklarından olduğu aşırı milliyetçi yerleşim hareketi "Nahala", bir mesajda, Gazze'de İsrail bayrağını dalgalandırmayı organize etme niyetini açıkladı. Bu girişim, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, on diğer bakan ve Knesset'in yirmiden fazla üyesi tarafından destekleniyor.


Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
TT

Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)

Hamas liderlerinden biri, Gazze ateşkesinin bir sonraki aşamasına geçmek için bugün Miami'de yapılması planlanan görüşmelerin, İsrail'in ateşkesi "ihlal etmesine" son vermesiyle sonuçlanması gerektiğini söyledi.

Hamas siyasi büro üyesi Basim Naim AFP'ye yaptığı açıklamada, "Halkımız, bu görüşmelerde bulunanların devam eden İsrail saldırganlığına son vermelerini, tüm ihlalleri ve aykırılıkları durdurmalarını ve işgalcileri Şarm el-Şeyh anlaşmasının gereklerine uymaya zorlamalarını bekliyor" ifadelerini kullandı.

Amerika Birleşik Devletleri, Florida'da bu görüşmelere ev sahipliği yapıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff'un, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını ilerletmek amacıyla Katar, Mısır ve Türkiye'den üst düzey yetkililerle bir araya gelmesi bekleniyor.