Koli basiline karşı yeni aşı geliştirildi

Koli Basili (FDA)
Koli Basili (FDA)
TT

Koli basiline karşı yeni aşı geliştirildi

Koli Basili (FDA)
Koli Basili (FDA)

Duke Üniversitesi'nden bilimsel araştırma ekibi, insanlarda idrar yolu enfeksiyonu yapan Koli Basili bakterisine karşı aşı geliştirdi.
Science Advances dergisinde perşembe günü yayınlanan makalelerinde ekip, aşılarını nasıl yaptıklarını, fareler ve tavşanlar üzerinde test edildiğindeki performansını anlatıyor.
İdrar yolu enfeksiyonları kadınlarda daha sık görülür ve idrar yaparken şiddetli ağrıya neden olabilir ve tedavi edilmezse ölümcül olabilecek başka komplikasyonlara da yol açabilir.
Bu tür enfeksiyonlar genellikle antibiyotiklerle tedavi edilir. Ne yazık ki, bazı kadınlar kronik olarak enfekte oluyor, bu da yılda birkaç kez idrar yolu enfeksiyonu geçirdikleri anlamına geliyor.
Bu gibi durumlarda, antibiyotik reçete etmeye devam etmek zorlaşıyor. Çünkü antibiyotik diğer bağırsak sorunlarına neden olan bağırsaklardaki tüm bakterileri öldürüyor.
Bu yeni araştırmada, araştırmacılar idrar yolu enfeksiyonlarıyla başa çıkmak için yeni bir yaklaşım benimsedi, genel olarak antibiyotiklerden kaçındı ve bunun yerine yalnızca enfeksiyona neden olan bakterileri hedef alan haplar üretti.
Bilim insanları uzun yıllardır idrar yolu enfeksiyonlarına karşı bir aşı geliştirmeye çalışıyorlar. Ancak, esas olarak ilacın ağız, boğaz ve idrar yolunun duvarlarını kaplayan hücresel mukozaya nüfuz etmesini sağlamadaki sorunlar nedeniyle başarısız oldular.
Bu sorunu aşmak için araştırmacılar, hücresel mukozaya nüfuz edebilen ilaçları manipüle etmeyi içeren çeşitli yaklaşımlar denediler. Sadece mukoza zarına nüfuz edemeyen değil, aksine bağışıklık sistemini, idrar yolu hastalıklarına neden olan koli basilini tanıması için eğitebilecek bir tür nano elyaf geliştirdiler. Söz konusu nano elyaf, bakterinin yüzeyinde bulunan üç "peptide" maruz bırakarak bakteriyle mücadele edebilecek. Aşı yönteminin, idrar yolunu ve ağzı çevreleyen mukoza zarları arasındaki benzerlikler nedeniyle idrar yolunda bir bağışıklık tepkisini tetiklediği ortaya kondu. Ekibin yaptığı haplar dil altına yerleştirilip tükürükte çözülebiliyor.
Aşılarını fareler ve tavşanlar üzerinde test eden araştırmacılar, bunun geleneksel antibiyotikler kadar etkili olduğunu ve tekrar tekrar kullanımının sindirim sorunlarına yol açmadığını belirlediler.
Şarku’l Avsat’ın Science Advances dergisinden aktardığına göre yeni aşının insanlarda etkili olduğu kanıtlanırsa, genel olarak hastalıkları tedavi etmek için kullanılan antibiyotik sayısını önemli ölçüde azaltacak ve mevcut antibiyotiklere karşı bakteriyel direnç gelişimini yavaşlatacak.



İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
TT

İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)

Bilim insanları ilk kez bir Antik Mısırlının tüm genomunu diziledi. Yaklaşık 4 bin 500 yıl önce yaşayan adamın kalıntıları, antik uygarlıktan gelen en eski genetik veriyi de sunuyor.

Uzmanlar, bölgenin sıcak iklimi DNA'nın kolayca bozunmasına yol açtığı için Antik Mısır'dan genetik kayıtlar bulmanın epey zorlu bir iş olduğunu söylüyor. Ayrıca bu toplumda yaygın olan mumyalama da yumuşak dokuları muhafaza etmesine karşın DNA'nın düzgün bir şekilde korunmasını engelliyor.

Bugüne kadar Antik Mısır'dan sadece üç kişinin genomunun bir kısmı dizilenmişti. Ayrıca bu kişiler uygarlığın daha geç dönemlerinde yaşamıştı. 

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (2 Temmuz) yayımlanan çalışmadaysa, bu örneklerden en az bin yıl daha önceye ait bir genom ilk kez tamamen dizilendi. 

Kahire'nin güneyindeki Nuwayrat köyünde 1900'lerin başında bulunan kalıntılar, kayaya oyulmuş bir mezarın içine yerleştirilmiş bir çömlek kabın içindeydi.

Liverpool John Moores Üniversitesi'nden Dr. Adeline Morez Jacobs liderliğindeki araştırmacılar, 4 bin 500 ila 4 bin 800 yıl önce yaşamış kişinin kemiklerini inceledi. Ayrıca dişinden aldıkları örneklerle genomunu dizileyen ekip, Antik Mısırlı hakkında eşsiz bilgiler elde etti.

VFDGH
Adamın kalıntılarını içeren çömlek 1902'de keşfedilmişti (Garstang Arkeoloji Müzesi/Liverpool Üniversitesi)

İlk piramitler inşa edilirken yaşayan kişinin kalıntıları, 44-64 yaşında ölen bir erkek olduğuna işaret ediyor. Makalenin yazarlarından Joel Irish, MÖ 2855 ila 2570'de hayatını kaybeden adam hakkında "Öldüğünde muhtemelen 60'lı yaşlarındaydı, ki bu o dönem için inanılmaz derecede ileri bir yaş" diyor.

Bilim insanları kişinin genetik materyalinin yüzde 80'inin beklendiği gibi Kuzey Afrika kökenine sahip olduğunu tespit etti. Ancak yüzde 20'si, Batı Asya ve Mezopotamya bölgesindeki insanlara dayanıyordu.

Araştırmacılar Antik Mısır ve Mezopotamya halkları arasında bir ilişki olduğunu uzun zamandır düşünüyordu. Arkeolojik bulgular bu etkileşime güçlü kanıtlar sunsa da bugüne kadar genetik bir veri elde edilememişti. 

Harvard Üniversitesi'nden Iosif Lazaridis, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Bu örnek bize, bu kadar erken bir tarihte Mısır'da çoğunlukla Kuzey Afrikalı soyundan gelen ancak Mezopotamya'dan da bir miktar soy katkısı olan insanlar olduğunu söylüyor" diyor: 

Bu coğrafi açıdan mükemmel derecede mantıklı.

Araştırmacılar bulunan kemiklerde artrit ve osteoporoz belirtilerinin yanı sıra yaşamının büyük bölümünde aşağı baktığını ve öne doğru eğildiğini gösteren işaretler tespit etti. Ayrıca kollarını uzun süre önünde tuttuğunu, ağır malzemeler taşıdığını ve sert yüzeylere oturduğunu gösteren bulgulara rastlandı. 

Ekip bu verilere dayanarak bu kişinin ağır işçilik yaptığı ve muhtemelen çömlekçi olduğu sonucuna vardı. Irish çömlekçi çarkının da Mısır'a bu dönemde geldiğini söyleyerek ekliyor:

Öte yandan bir çömlekçiye genellikle böyle üst sınıf bir cenaze töreni düzenlenmez. Belki de olağanüstü yetenekli ya da başarılı olduğu için sosyal statüsü yükselmişti.

Bilim insanları Antik Mısır ve Mezopotamya ilişkisine ışık tutan yeni çalışmanın sadece tek bir genom örneğine dayandığına ve daha fazla kanıt bulmayı beklediklerine değiniyor. Bu sayede iki bölgede yakın zamanda ortaya çıkan yazının kökenlerini ve farklı toplumlar arasındaki göçleri daha iyi anlamayı umuyorlar.

Makalenin ortak yazarı Dr. Linus Girdland-Flink "Bu, insan genetik varyasyonu bulmacasının sadece bir parçası: Bugüne kadar yaşamış her insan ve onların genomu bu bulmacanın benzersiz bir parçasını oluşturuyor" diyerek ekliyor:

Hiçbir zaman herkesin genomunu dizileyemeyeceğiz ancak insanlık tarihinde bugün kim olduğumuzu şekillendiren önemli olayları doğru bir şekilde yeniden yapılandırmak için dünyanın dört bir yanından yeterince çeşitli örnek toplamayı umuyoruz.

Independent Türkçe, CNN, New Scientist, Nature