Tunus yargısı, "devletin güvenliğine karşı komplo" davasını inceliyor

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
TT

Tunus yargısı, "devletin güvenliğine karşı komplo" davasını inceliyor

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)

Tunus’ta Asliye Hukuk Mahkemesi, "devlet güvenliğine karşı komplo ve yabancı bir devletin ajanlarıyla bağlantı kurma" davasında 6 kişinin tutuklu kalmasına ve diğer 25 sanık hakkında soruşturma açılmasına karar verdi.
 Bir dizi güvenlik, medya, politikacı ve eski Tunuslu yetkili bu davada suçlanırken Tunus yargı kaynakları, "Suçlular arasında eski bir maliye bakanı, eski bir başbakan danışmanı ve tanınmış medya profesyonelleri ve güvenlik personeli isimlerinin bulunduğunu" belirtti.
 Bu dava ve sanık listesinin yayınlanması ile ilgili olarak, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile birlikte çalışan Tunus Cumhurbaşkanlığı Mahkemesi Eski Müdürü Nadia Okaşa’nın da listede yer alıyor.
 Said’in başkanlığı üstlenmesinin ilk iki yılında hükümetin temel direklerinden birini temsil eden Okaşa, “Benimle hiçbir ilgisi olmayan durumlarda adımın geçmesi iğrenç ve utanç verici” dedi.
 "Devletin güvenliğine komplo kurmak" konusuna da değinen Okaşa, "sorumluluk duygusundan dolayı" suskun kaldığını dile getirdi.
 Tunus siyasi meselelerinin gözlemcileri, Cumhurbaşkanı Kays Said'in istisnai tedbirler aldığına ve eski siyasi sınıf ve yargı temsilcilerine karşı savaştığına inanıyor. Bütün bunlar, tüm siyasi süreci boykot edip yaklaşan parlamento seçimlerine katılmayı reddeden ve Said'i "otoriterlikle" suçlayan partilerin neden olduğu siyasi gerilim atmosferi yarattı.
 Gözlemciler "rejimi devirme" suçlamalarının "ciddi" adli ve güvenlik soruşturmalarına ihtiyaç duyduğunu düşünüyorlar.
 İçişleri Bakanlığı geçen Haziran'da Cumhurbaşkanı Said'e suikast girişimi olduğunu açıkladı. Ancak bu suçlamalar hemen toprağa gömüldü ve ışığı göremedi; yargı ve güvenlik teşkilatları da herhangi bir soruşturma için herhangi bir sonuç ortaya koymaya çalışmadı. Öte yandan savunma ekibi, 2013'te suikasta kurban giden iki Tunuslu siyasetçi Şükri Belaid ve Muhammed Brahmi'yi hatırlattı. Savunma ekibi, Cuma akşamı Cenevre'de " Şükri Belaid ve Muhammed Brahmi'nin siyasi suikastlarına ilişkin yeni veriler" başlığı altında bir basın toplantısı düzenledi. Bu organ ilk kez Tunus dışında bir medya ve siyasi faaliyet yürütüyor. Komisyon üyelerinden Rıza er-Radavi, uluslararası bir basın toplantısı ile Tunus'ta meydana gelen iki suikast dosyasına ilişkin verilerin ortaya çıkarıldığını belirtti.
6 Şubat 2013’te solcu politikacı Belaid hedef alındı ve aynı yılın 25 Temmuz'unda Ulusal Kurucu Meclis'te (Parlamento) eski bir milletvekili olan Brahmi hedef alındı. Soruşturma hakimleri, çoğunluğu sol görüşlü olan şikayetçi tarafları dinledi. Belaid ve Brahmi'nin savunma ekibi de 2013'ten beri bir dizi hazırlayıcı yargı kararının uygulanması gerekliliğine bağlı kaldı. Yargı kararlarından en önemlisi, iki suikast sırasında da ülke yönetiminde olan Nahda hareketinin birkaç liderini ilk etapta dinlemek olmalı.
Tunus İçişleri Bakanlığı'na bağlı "siyah bir odada" "gizli servis" oluşturmak ve birkaç gizli belgeyi saklamakla suçlanan Nahda Hareketi, kendileriyle ideolojik anlaşmazlık içinde olan partiler tarafından sunulan "kötü niyetli" suçlamaları reddediyor.



Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
TT

Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)

Suriye Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile koordinasyon halinde, Nada el-Gabra, Lema es-Savaf, Rana el-Baba ve devrik rejim döneminde gözaltına alınan ve kaybolan muhaliflerin kayıp çocuklarıyla ilgili dosyada yer alan diğer sanıkların tutuklandığını duyurdu. Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü, sanıklara yönelik tutuklama emrinin, çocukların aileleri ve yakınlarının kişisel iddiaları ve açılan davalar üzerine Şam Savcılığı tarafından çıkarıldığını bildirdi.

Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü Samir el-Kirbi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi'ni yöneten Nada el-Gabra ve Lema es-Savaf ile Şam'daki el-Mubarrah Yetim Sponsorluk Derneği'ni yöneten Rana Muvaffak el-Baba'nın, ‘Şam Cumhuriyet Savcılığı tarafından çıkarılan bir tutuklama emrine göre, kaybolan çocukların dosyasının saklanmasına karışan diğer sanıklarla birlikte tutuklandığını’ belirtti.

El-Kirbi bu önlemin, önceki dönemlerde mahkûmların çocuklarının kaybolmasıyla ilgili davalara karıştıkları yönündeki suçlamaların arka planında geldiğini söyledi. El-Kirbi, “Resmi ve sivil makamların yanı sıra konuyla ilgili herhangi bir bilgiye sahip olan herkesi, bu çocukların akıbetini aydınlatmak ve haklarını güvence altına almak için soruşturma komitesiyle iş birliği yapmaya çağırıyoruz” dedi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, çocukların dosyasıyla ilgili bir dizi kişi tutuklandı ve bu kişiler, ‘çocukların akıbetiyle ilgili olası suiistimal ve ihlallere karıştıklarından şüphelenildiği için resmi soruşturma altına alındı.’ Söz konusu adımlar, Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı’nın 2025 tarihli ve 1806 sayılı kararı uyarınca, bu dosyayı araştırmak ve çocukların akıbetini takip etmek üzere özel bir komite oluşturulmasını takiben atıldı.

3 bin 700 çocuk yetimhanelere yerleştirildi

İnsan hakları örgütleri ve medya raporları, eski rejime muhalif mahkûmların Şam'daki yetimhanelere veya çocuk esirgeme kurumlarına yönlendirilen 3 bin 700 çocuğu olduğunu gösteriyor. Esed'in devrilmesi ve kaçışından sonra yayınlanan gizli Suriye istihbarat belgelerine göre, yaklaşık 400 çocuk tutukluluk yılları boyunca muhaliflerin ailelerinden ayrılarak Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi, Daru’r Rahme Yetimhanesi ve Çocuk Köyleri de dahil olmak üzere dört yetimhaneye yerleştirildi.

 Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi bir televizyon röportajında, eski rejimin yıkılmasından önce 2015-2024 yılları arasında 27 çocuğun kendisiyle birlikte yetimhanede kaldığını ve güvenlik güçlerinin bu çocukları gizli notlarla şube mahzenlerinden yetimhaneye gönderdiğini itiraf etti. Güvenlik güçleri bu çocukları gizli emirlerle yetimhaneye gönderiyor, isimlerini değiştiriyor ve Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı'ndan yazılı onay almadıkça kimsenin onları ziyaret etmesine izin vermiyordu.

Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)

Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi Müdürü Meys Acib bir televizyon kanalında yayınlanan açıklamalarında, kompleksin geçmişte özel durumları olan çocukları kabul ettiğini ve devrik Devlet Başkanı’nın eşi Esma Esed'in bu çocukların dosyalarını bizzat takip ettiğini itiraf etti. Öte yandan SOS Çocuk Köyleri yetkilileri de 2014-2018 yılları arasında resmî belge ve kayıtları olmayan 139 çocuğu kabul ettiğini ve bunların çoğunu Esed'in yetkililerine iade ettiğini ve o dönemde bakanlıktan bu tür vakaların gönderilmemesini istediğini kabul etti.

Samir el-Kirbi, çocukların akıbetinin belirlenmesi ve halen hayatta olup olmadıkları ya da toplu mezarlara gömülüp gömülmedikleri konusunda, bu çocuklar için özel toplu mezarların varlığının söz konusu olmadığını vurguladı. El-Kirbi, “Bugüne kadar yaptığımız dikkatli araştırma ve incelemeler sonucunda çocuklar için toplu mezarların varlığına rastlamadık, ancak bu çocukların yetimhanelere ve çocuk derneklerine yönlendirildiğini kanıtlayan belge ve kanıtlara sahibiz. Kayıp Çocuklar Komitesi, gerçeği ortaya çıkarmak ve çocukların ailelerine ve yakınlarına adalet sağlamak amacıyla bu dosyaları ilgili bakanlıklarla paylaşıyor” ifadelerini kullandı.

 Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Mart 2011'den bu yana Suriye'de Esed rejimi tarafından en az 23 bin çocuğun öldürüldüğünü, bunlardan 190'ının işkence altında hayatını kaybettiğini ve 5 bin 200 çocuğun da zorla kaybedildiğini belgeledi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Hind Kabavat tarafından kurulan Kayıp Çocuklar Komitesi'nde Adalet, İçişleri ve Vakıflar bakanlıklarından birer temsilci ile devrik rejim döneminde kaybolan kişiler ve mahkûmlar konusunda çalışan sivil derneklerin başkanları yer alıyor.