Lübnanlılar dolar kuru yükselmeden borçlarını ödemeye çalışıyor

Lübnanlılar dolar kuru yükselmeden borçlarını ödemeye çalışıyor
TT

Lübnanlılar dolar kuru yükselmeden borçlarını ödemeye çalışıyor

Lübnanlılar dolar kuru yükselmeden borçlarını ödemeye çalışıyor

Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame ve geçici hükümetin Maliye Bakanı Yusuf el-Halil tarafından belirlenen iki tarih, Lübnanlıların büyük bir kısmını meşgul etmeye başladı. Söz konusu tarihlerden ilki önümüzdeki Aralık ayının başı. Bu tarihten itibaren gümrük dolar fiyatı 15 bin Lübnan lirası bazında işlem görecek. Bunun da çoğu ithal malın fiyatlarında önemli bir artışa yol açması bekleniyor. İkinci tarih ise Şubat ayı başları. Bu tarihte bankaya borçlu olanların aidatlarını yeni döviz kuruna göre ödemelerini zorunlu kılınacak. Daha önce bin 500 Lübnan lirası olan resmi döviz kuru bu tarihten itibaren 15 bin lira olacak. Ancak Lübnanlıların büyük bir bölümünün bu rakamlardan ödeme yapmalarına izin vermeyen maaşlar aldıkları biliniyor.
Lübnanlılar, tarihlerin duyurulmasından hemen sonra, giysi ve elektronik eşya gibi temel ihtiyaçlarını satın almaya koştular.  Özellikle bu ayın sonuna denk gelen ‘Black Friday’ olarak bilinen indirim günleri çerçevesinde yoğun bir indirim dönemi yaşandı.
Bazı bakanlar bu düzenlemenin ithal edilen tüm malları etkilemeyeceğine dair güvence verse de ülke birçok kriz, denetçi kuruluşların sınırlı sayıda olması ve yeterli denetim yapamaması nedeniyle birçok satıcı hiçbir istisnayı dikkate almadan fiyatları artırmaya başladı.
Ekonomist Dr. Mahmud Cebai, gümrük dolar fiyatındaki güncellemeden sonra, fiyatların bir bütün olarak, her mal üzerindeki ücret yüzdesine göre yüzde 20 ile yüzde 50 arasında artacağını düşünüyor. Özellikle rastgele fiyatlama vakalarını artıran ve insanların satın alma gücünü etkileyen artışın olacağı emtialar için bugüne kadar net bir düzenleme yapılmadığına dikkati çeken Dr. Cebai, denetim olmadığı takdirde fiyat artışının ithal mallarla ya da Lübnan pazarında alternatifi olan mallarla sınırlı kalmayacağından ve istisnasız tüm malların fiyatlarının yükseleceğinden korkulduğunun altını çizdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Dr. Cebai, gümrük doları fiyatının yükseltilmesinin bugün 40 bin Lübnan lirasına ulaşan fiili döviz kurunda ek bir artışa yol açabileceğine dair değerlendirmesinde, Merkez Bankası’nın piyasaya müdahale yoluyla ve kısa bir süre içinde çıkarılabilecek hem döviz kurundaki yükselişi frenlemeyi hem de kur düzeylerini birbirine yaklaştırmayı amaçlayan mevduatlar aracılığıyla mevcut enflasyon dalgasıyla mücadele planları olduğunu söyledi.
Lübnanlı yetkililer, kriz sırasında, piyasadaki resmi döviz kuru ve fiili döviz kurunun yanı sıra Merkez Bankası’na ait ‘Sayrafa’ platformuna dayalı döviz kuru ve bankalardaki yerel para birimi mevduatlarından çekilen döviz kuru gibi birçok başka kur oluşturdu. Dolar kurunun Şubat ayı başlarında 15 bin Lübnan lirası olacak olması, kriz öncesi bankalardan 1 doların bin 500 lira olduğu kur üzerinden dolarla borç alan kişileri, borçlarını 15  bin liradan ödemek zorunda bırakıyor.
Geçtiğimiz günlerde binlerce borçlu, ilerleyen süreçte iki kat yüksek bir kurdan ödeme yapmak zorunda kalmamak için mevcut banka kuru üzerinden yani 8 bin lira üzerinden borçlarını ödeyip kapatmak için bankalara akın ettiler. Bazı bankalar, kredinin banka çeki ile tek ödemede ödenmesi şartıyla bunu kabul ederken, bazı bankalar kredinin dolar olarak ödenmesini şart koştu.
Bazı borçlular, kalan ödemelerinin büyük meblağlarda olmaması nedeniyle gerekli tutarlar için çek kullanabilirken bazıları, özellikle de ödeyecekleri meblağ yüksek olanlar ve 2019 yılından bu yana halen aynı maaşı alanlar başlarına geleceklerden çekiniyorlar.
Yakında toplumsal bir patlama yaşanabileceğine dair çok sayıda uyarı yapılmasına rağmen Dr. Cebai, böyle bir olasılığın yalanmayacağından emin bir şekilde “Bugün 3 yıl öncesine göre daha iyi bir durumdayız. İki tür ekonomi vardır. Bunlardan biri gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 21’ini oluşturan kamu sektörüyle bağlantılı bir ekonomi, diğeri özel sektöre bağlı ekonomi. Devletin yardım çabalarını kamu sektörüne odaklamalı. Özel sektörde ise yerli üretimin yüzde 2 ile yüzde 6 arasında büyümesinden ve doğal olarak dönen bir ekonomik çarkı desteklemesinden bahsedilebilir” ifadelerini kullandı.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.