Tayvan lideri Tsai, yerel seçimin ardından partisinin genel başkanlığından istifa etti

Tayvan lideri Tsai Ing-wen (AA)
Tayvan lideri Tsai Ing-wen (AA)
TT

Tayvan lideri Tsai, yerel seçimin ardından partisinin genel başkanlığından istifa etti

Tayvan lideri Tsai Ing-wen (AA)
Tayvan lideri Tsai Ing-wen (AA)

Tayvan lideri Tsai Ing-wen, iktidardaki Demokratik İlerici Partinin (DPP) yerel seçimlerdeki başarısız performansı nedeniyle genel başkanlıktan istifa ettiğini duyurdu.
Tayvan haber ajansı CNA'nın haberine göre, Tsai, DPP merkezinde yaptığı açıklamada, genel başkan olarak partinin yerel seçimlerde aldığı başarısız sonuçların sorumluluğunu üstlenmek zorunda olduğunu belirtti.
Tsai, DPP'nin yerel yönetim düzeyinde siyasi atmosferi değiştirmediğini ve halkın beklentilerine yanıt veremediğini belirterek bu yüzden 2020'de liderlik ve parlamento seçimlerinde kaydettiği başarıyı yineleyemediğini vurguladı.
Tayvan lideri, Başbakan Su Tseng-chang'ın da istifasını sözlü olarak kendisine ilettiğini ancak hükümetin temel politikalarının uygulanmasında sürekliliğin sağlanması açısından istifasını kabul etmediğini ifade etti.

- Liderliği bırakması beklenmiyor
Genel başkanlıktan istifa eden Tsai'nin, Tayvan liderliğini bırakması beklenmiyor. 2024'te yapılacak seçimde dönem sınırlaması nedeniyle aday olamayacak Tsai'nin, süresi dolana kadar görevini sürdüreceği öngörülüyor.
Henüz kesinleşmeyen geçici sonuçlara göre, DPP adayları çok sayıda büyük şehirde ve vilayetteki seçimi açık farkla kaybetmiş görünüyor.
Ana muhalefetteki Milliyetçi Parti (Koumintag/KMT), Ada'daki 6 büyük şehirden başkent Taipei, Yeni Taipei, Taoyuan ve Taichung'u kazanırken iktidar partisinin adayları yalnızca Taynan ve Kaohsiung'da koltuklarını koruyabildi.
KMT adayları ayrıca merkeze bağlı 13 vilayet ve 3 kentteki yarışların çoğunda da DPP adaylarına üstünlük sağladı.



Polis, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırıyla ilgili ikinci bir şüpheliyi arıyor

Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
TT

Polis, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırıyla ilgili ikinci bir şüpheliyi arıyor

Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)
Providence Polis Departmanı tarafından yayınlanan videodan alınan bir karede, Brown Üniversitesi'ndeki silahlı saldırı soruşturmasında şüpheli olabilecek bir kişi görülüyor (Reuters)

ABD'li yetkililer, cumartesi günü Brown Üniversitesi'nde meydana gelen ve 2 kişinin ölümüne, 9 kişinin de yaralanmasına neden olan silahlı saldırıyla ilgili olarak ikinci bir şüpheliyi arıyor.

Polis, soruşturmacıların, şüpheliye yakın yerde görülen bir kişinin kimliğinin belirlenmesi konusunda vatandaşlardan yardım istediğini belirtti.

Rhode Island eyaletinin kuzeydoğusunda yer alan Providence şehri polisi, yüzü net olarak görünmeyen şahsın üç fotoğrafını yayınladı. Şahsın koyu mavi kıyafetler giydiği, başının örtülü olduğu ve bir çanta taşıdığı görülüyor.

Daha önce, kolluk kuvvetleri yaklaşık 1,73 boyunda ve orta yapılı, koyu renkli kıyafetler, yüz maskesi ve yün şapka giyen bir şüphelinin birkaç fotoğrafı ve videosunu yayınlamıştı. Kimliği henüz bilinmiyor.

Yetkililer, failin tespit edilip tutuklanmasına yol açacak her türlü bilgi için 50 bin dolarlık ödül teklif etti ve şüphelinin "silahlı ve tehlikeli" olduğu konusunda uyarıda bulundu.

Cumartesi günü, Brown Üniversitesi'ndeki mühendislik ve fizik binasında, sınavların yapıldığı sırada bir silahlı saldırgan ateş açarak 2 öğrenciyi, Ella Cook ve Mohammad Aziz Omorzokov'u öldürdü ve isimleri açıklanmayan 9 kişiyi de yaraladı.

Pazar günü bir kişi gözaltına alındı, ancak delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Brown Üniversitesi dün, sosyal medyada bir öğrencisine yönelik yapılan suçlamaları kınayan açıklama yayınladı.


Trump, Venezuela'ya petrol ambargosu uyguladı ve hükümetini "terörist devlet" olarak ilan etmekle tehdit etti

ABD Deniz Piyadelerine ait iki MV-22 Osprey uçağı, Ponce'daki Mercedita Uluslararası Havalimanı'ndan kalkış yapıyor (AFP)
ABD Deniz Piyadelerine ait iki MV-22 Osprey uçağı, Ponce'daki Mercedita Uluslararası Havalimanı'ndan kalkış yapıyor (AFP)
TT

Trump, Venezuela'ya petrol ambargosu uyguladı ve hükümetini "terörist devlet" olarak ilan etmekle tehdit etti

ABD Deniz Piyadelerine ait iki MV-22 Osprey uçağı, Ponce'daki Mercedita Uluslararası Havalimanı'ndan kalkış yapıyor (AFP)
ABD Deniz Piyadelerine ait iki MV-22 Osprey uçağı, Ponce'daki Mercedita Uluslararası Havalimanı'ndan kalkış yapıyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, Karayipler'deki ABD askeri operasyonlarını genişletme hazırlıkları gibi görünen bir hamleyle, Venezuela'ya giden ve gelen yaptırım uygulanan petrol tankerlerine "tam bir abluka" emri verdi ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro hükümetini terör örgütü ilan etmekle tehdit etti.

Trump, Venezuelalı yetkililerin "benzeri görülmemiş bir şok" yaşayacağını söylerken, Maduro liderliğindeki Venezuela "rejimini" "yabancı bir terör örgütü" olarak nitelendirdi.

ABD başkanının emrinin, özellikle Çin olmak üzere küresel pazarlara ulaşmak için yaklaşık 30 tankere bağımlı olan Venezuela petrol ihracatını sekteye uğratacağından şüphe yok.

Trump'ın kararı küresel endişeye yol açtı. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Venezuelalı mevkidaşı Iván Gil'e, Pekin'in Karayipler'deki "korkutma" ve "zorbalık" politikasına karşı olduğunu söyledi.

BM Genel Sekreteri António Guterres, hem Amerika Birleşik Devletleri'ni hem de Venezuela'yı gerilimi azaltmaya ve itidal göstermeye çağırdı.

Meksika Cumhurbaşkanı Claudia Sheinbaum da Birleşmiş Milletler'i Venezuela'da "kan dökülmesini önlemeye" çağırdı.


Trump, Suriye'de öldürülen 3 Amerikalının naaşlarının ülkelerine getirilmesi törenine katıldı

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki bir saldırıda öldürülen iki Ulusal Muhafız’ın naaşlarının ülkeye getirilmesi töreninde selam veriyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki bir saldırıda öldürülen iki Ulusal Muhafız’ın naaşlarının ülkeye getirilmesi töreninde selam veriyor (AFP)
TT

Trump, Suriye'de öldürülen 3 Amerikalının naaşlarının ülkelerine getirilmesi törenine katıldı

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki bir saldırıda öldürülen iki Ulusal Muhafız’ın naaşlarının ülkeye getirilmesi töreninde selam veriyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki bir saldırıda öldürülen iki Ulusal Muhafız’ın naaşlarının ülkeye getirilmesi töreninde selam veriyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, dün Suriye'de hafta sonu DEAŞ mensubu olduğundan şüphelenilen bir saldırgan tarafından öldürülen iki ABD askeri ve bir sivil tercümanı anma törenine katıldı.

Trump, cenazelerin aileleriyle birlikte, Hava Kuvvetlerinin "yurtdışından Amerika Birleşik Devletleri'ne onurlu bir şekilde geri getirilmesi" olarak adlandırdığı tören için Delaware'deki Dover Hava Kuvvetleri Üssü'ne geldi. ABD ordusu, ABD ve Suriye birliklerinden oluşan bir konvoyu hedef alan saldırganın iki askerini ve bir sivil tercümanı öldürdüğünü açıkladı. Trump saldırıyı korkunç olarak nitelendirdi ve intikam yemini ederek, öldürülen üç kişiyi "büyük vatanseverler" olarak tanımladı. Saldırıda üç ABD askeri de yaralandı.