Az toprağa sahip Hollanda nasıl ikinci büyük gıda ihracatçısı oldu?

Dikey tarım, tohum teknolojisi ve robot sistemleriyle Hollanda tarımsal ürün devi haline geldi

Agro Care şirketi 1500 çalışanıyla 2,6 kilometrekarelik camla kaplı alanda domates üretiyor (Agro Care)
Agro Care şirketi 1500 çalışanıyla 2,6 kilometrekarelik camla kaplı alanda domates üretiyor (Agro Care)
TT

Az toprağa sahip Hollanda nasıl ikinci büyük gıda ihracatçısı oldu?

Agro Care şirketi 1500 çalışanıyla 2,6 kilometrekarelik camla kaplı alanda domates üretiyor (Agro Care)
Agro Care şirketi 1500 çalışanıyla 2,6 kilometrekarelik camla kaplı alanda domates üretiyor (Agro Care)

Sadece 41 bin 850 kilometrekarelik yüzölçümüyle Marmara Bölgesi'nin yüzde 62'si kadar alana sahip Hollanda, ABD'nin ardından dünyanın en büyük ikinci gıda ihraçatçısı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'ne göre, 2020'de ABD 124 milyar dolarlık ihracatla birinci olurken, Hollanda 79 milyar dolarla dünya gıda ihracatının yüzde 6'sını gerçekleştirdi. Ertesi yıl, Wageningen Ekonomik Araştırma ve İstatistik Kurumu verisine göre, Hollanda'nın tarımsal ihracatı 108,4 milyar dolara çıkarken, ABD'nin tarımsal ihracatı resmi veriye göre 177 milyar dolarla rekor kırdı.
Hollanda, yaklaşık 20 yıl önce 17 milyonluk nüfusunu doyurabilmek için tarıma büyük yatırım yapmaya başladı. Arada geçen sürede ihtiyacından çok fazla tarımsal ürün elde etmekle kalmayıp; dikey tarım, tohum teknolojisi, süt sağımı ve hasat robotları gibi alanlarda da ihracatçı konumuna yükseldi.
Yılda 4 milyon inek, 13 milyon domuz ve 104 milyon tavuk kesimiyle Avrupa'nın mezbahası haline gelen Hollanda, toplam yaklaşık 100 kilometrekarelik sera alanlarında sebze üretiyor. Bu seralarda kullanılan teknoloji sayesinde çok az su ve gübre kullanılarak dünya standartlarına kıyasla 10 kat fazla ürün elde ediliyor. 
Ülkenin gıda teknolojisine yatırımı, Hollanda İmparatorluğu donanmasının dünya baharat ticaretinde baskın olduğu 17. yüzyıla kadar gidiyor. Bugün de Nestle, Coca-Cola, Unilever, Cargill ve Kraft Heinz gibi dev şirketlerin araştırma-geliştirme (Ar-Ge) merkezleri Hollanda'da faaliyet gösteriyor. 
Hollanda'nın 2020'deki 8,8 milyar dolarlık et ihracatının başlıca pazarları Almanya, Birleşik Krallık ve Çin'di. Yaklaşık 1 milyon ton domates de ülkeye 2 milyar dolar kazandırdı.
Yıllık yaklaşık 100 milyon dolarlık Ar-Ge bütçesine sahip Enza Zaden, her yıl yaklaşık 150 yeni sebze çeşidi üretiyor. İdare Müdürü Jaap Mazereeuw, Washington Post'a yaptığı açıklamada, iklim değişikliği sebebiyle daha dayanıklı ve tuzlu toprakta büyüyebilen sebze tohumları üzerinde çalıştıklarını belirtti:
"Geleceğin çeşitlerini, daha çabuk büyüyen ve hızla mahsul veren bitkiler üzerinde çalışıyoruz. Marul, otlar, yapraklı mahsuller... Genetik de geliştirilebilir teknoloji de. Kapalı alan tarımı giderek daha da ucuzlayacak. Henüz bu endüstrinin ilk zamanlarındayız."
Hollandalı şirketler Almanya, Tunus, Fas ve ABD gibi birçok ülkede kurdukları tesislerde de üretim yapıyor. Agro Care şirketi, doğal ışıkla yapay ışığı birlikte kullandığı sistemle yılda yaklaşık 91 bin ton domates üretip satıyor. Üretim sırları, domates fidelerini taşyününden kılıf içinde besleyerek büyütmek. Kendi enerji üretim sistemine de sahip olan şirket, seralara karbondioksit pompalayarak verimi artırıyor. 
Axia Vegetable Seeds şirketinin yüksek verimli domates tohumlarının bir kilosu, bir kilo altınla aynı fiyata satılıyor. 
PlantLab şirketinin Den Bosch'taki Ar-Ge merkezi, dünyanın en büyük dikey tarım tesisi. Gelişmiş aydınlatma sistemi sayesinde, iki futbol sahası büyüklüğündeki bir alanda her gün 100 bin kişiye yetecek kadar sebze üretebiliyor. Bu yılki 50 milyon euro değerindeki ek yatırımla ABD, Asya ve Latin Amerika'da yeni dikey tarım tesisleri açmayı planlıyor.
Amsterdam'da eskiden IBM şirketinin olan tesisi şehir çiftliğine dönüştüren şirketin CEO'su Eelco Ockers iddialı konuştu:
"İnanıyoruz ki biz doğadan daha iyisini yapabiliriz."
Antalya'da geçen hafta düzenlenen örtü altı tarım sektörü teknolojileri fuarı Growtech'e 25 Hollandalı şirket de katılmıştı. 
Independent Türkçe, Washington Post, AA
 



Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
TT

Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)

Galler İşçi Partisi Lideri Vaughan Gething, Galler Bölgesel Başbakanı olarak seçilmesinin ardından dört kurucu ülkeden (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) oluşan Birleşik Krallık'ın (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığ) üç ülkesi göçmen kökenli isimler tarafından yönetilmeye başlandı. Gething, Galler'in başkenti Cardiff’te hükümetin dümenine geçerken, Rishi Sunak İngiltere Başbakanı olarak Londra'da, Hamza Yusuf ise İskoçya Başbakanı olarak Edinburgh'da iktidarı ellerinde bulunduruyor.

Babası Güney Galler'den bir veteriner olan 52 yaşındaki Vaughan Gething’in annesi ise Zambiya'da bir kümes hayvanı çiftliğinde çalışıyordu. Eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın hikayesi, Gething’i henüz 17 yaşındayken İşçi Partisi'ne katılmasında etkili oldu. Gething, 2011 yılında Cardiff'te meclis üyesi seçilerek siyasi kariyerine başladı.

Cardiff hükümetinde 2013 yılından bu yana çeşitli görevler üstlenen Gething, 2014 yılında Kalkınma Bakan Yardımcılığı, ardından Sağlık Bakan Yardımcılığı, ardından 2016-2021 yılları arasında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Birkaç gün önce rakibi Jeremy Miles'ı kıl payı mağlup ederek Galler İşçi Partisi'nin lideri olan Gething, 2021 mayısında Mark Drakeford hükümetinin ekonomi bakanlığı görevini üstlenmişti.

Gething, özelde Galler’in genelde ise Avrupa’nın ilk siyahi lideri oldu. Birleşik Krallık tarihindeki bu yeni durum, ‘artık göçmenlerin çocukları ve torunları sahada ve yerel meclislerden hükümete kadar çeşitli siyasi makamlar için ülkenin yerli halkıyla rekabet ediyor’ yorumlarına neden oldu.

Galler’de bir göçmenin başbakan olarak seçilmesinden önce Hint asıllı Budist Rishi Sunak, 2022 yılında İngiltere’nin başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Pakistan asıllı bir Müslüman olan Hamza Yusuf ise 2023 yılında İskoçya hükümetinin başına geçti. Böylece Birleşik Krallık'ı oluşturan ülkelerden üçü artık her zaman beyazların seçildiği makamlara partileri tarafından seçilen göçmenlerin getirildiğine tanık oldu.

Birleşik Krallık'ta farklı milletlerden üç ismin iktidara gelmesinin ve göçmenlerin çocuklarının ve torunlarının siyasetin tüm kademelerinde yer almasının yolu açıldı. Yerel halkla belediye ve meclis sandalyeleri için yarışan göçmenlerin çocukları ve torunları, hükümetlerde çeşitli görevler alırken bakanlık görevlerinde bulundular ve iç siyasi sahnede etkili oldular.

Birleşik Krallık'taki dördüncü ülke olan Kuzey İrlanda da liderlik konusunda bir istisnaya tanık oluyor. Kuzey İrlanda tarihinde ilk kez ‘Birleşik İrlanda’ fikrini destekleyen Katolik bir kadın siyasetçi olan Sinn Fein, 2023 yılında Belfast parlamento seçimlerinde rakibi Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) 1998 yılında imzalanan barış anlaşmasının temelini oluşturan güç paylaşımı hükümetine yönelik boykotunu sona erdirmeyi başararak iktidara geldi.