Mısır'da özel ders fiyatlarıyla ilgili tartışmalar yeniden gündeme geldi

Özel ders ücretleri yasallaştırılmaya çalışılıyor.

Mısır Eğitim Bakanı Rıza Hicazi okullları ziyaret ediyor. (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)
Mısır Eğitim Bakanı Rıza Hicazi okullları ziyaret ediyor. (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)
TT

Mısır'da özel ders fiyatlarıyla ilgili tartışmalar yeniden gündeme geldi

Mısır Eğitim Bakanı Rıza Hicazi okullları ziyaret ediyor. (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)
Mısır Eğitim Bakanı Rıza Hicazi okullları ziyaret ediyor. (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)

Mısırlı aktris Dalya Mustafa, öğretmenlerin ders saati ücret listesine tepki verdiği video ülkedeki ‘özel ders’ sorununu yeniden gündeme getirdi.
Dalya Mustafa, Instagram'dan yaptığı açıklamada kimya öğretmeni aradığını, saat ücretinin 700 ila 900 Mısır poundu (28-37 dolar) arasında olduğunu görünce şaşırdığını vurguladı. "Mısır Eğitim Bakanlığı özel dersleri yasallaştırmaya giderken neden önlem almıyor?” diye sordu.
Mısırlı sanatçının yayını, sosyal medyadaki takipçileri arasında tartışmaya neden oldu. Konu basına taşındı. Ekonomik kriz devam ederken özel ders fiyatlarının yüksekliği tepki yarattı.
Mısır Eğitim Bakanı Rıza Hicazi geçen ekim ayının sonunda bakanlığın ‘özel dershaneleri’ yasallaştırmayı planladığını açıklamıştı. Bakan daha önce yaptığı açıklamada şunları söylemişti:
"Özel dersler hane gelirinin yaklaşık 47 milyar lirasına denk geliyor. Bunu da ne devlet ne de bakanlık görüyor. İleride bu merkezlerden vergi toplayarak bir akım oluşabilir.”
Ancak Hicazi’nin açıklamasını, ‘özel dersleri yasayla düzenlemek yerine bunlarla mücadele etmemek’ olarak değerlendiren ebeveynler ve uzmanlar arasında endişe uyandırdı.
Temsilciler Meclisi üyesi Dr. Feridi el-Beyadi daha önce hem Başbakan’a hem de Eğitim Bakanı’na verdiği bir brifingte, Eğitim Bakanlığı’nı kendi tanımladığı şekliyle ‘eğitim sürecini ticari bir meta olarak ele almakla’ suçladı.
Sosyal psikoloji palanında çalışmalar yürüten Pof. Dr. Suzan Fayed'in değerlendirmesine göre şu ana kadar henüz özel ders merkezleriyle ilgili eğitim planı devreye girmedi ve Eğitim Bakanlığı da özel derslere yönelik alternatif bir plan ortaya koymadı. Fayed, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Özel derslerin yasallaştırılması kabul edilemez. Durumu öğretmenle veli arasında bir mesele olarak görmek de daha az tehlikeli değil. Bazıları özel ders krizini ekonomik boyutla sınırlayabilir. Ancak bunlar, eğitim sürecinin seyrine nüfuz eden ve gelişme umutlarını engelleyen kabul edilemez davranışlar.”
Fayed, ‘krizin şiddetlenmesinin arkasında birkaç neden olduğunu belirterek bunların başında özel dersin öğrencilerin ve velilerin alışkanlığı haline dönüşmesi olduğunu vurguladı. Özel derslere başvurmanın nedenleri arasında Mısır eğitiminde başarı kavramının notlarla sınırlı olmasından ve gerçekle ilgisi olmayan, puan toplama yarışması haline gelmesinden kaynaklandığını vurguladı.



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.