Mısır su politikasını iklim değişikliğine uyumlu hale getiriyor

Mısır, su konusunda ‘iklim değişikliğine uyum’ girişimini hayata geçirmek için adım atıyor

Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Hani Suveylem, Su Sektöründe İklim Değişikliğine Uyum Girişimi’ni başlatma prosedürlerini tartışmak üzere video konferans yoluyla düzenlenen bir BM toplantısında (Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı)
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Hani Suveylem, Su Sektöründe İklim Değişikliğine Uyum Girişimi’ni başlatma prosedürlerini tartışmak üzere video konferans yoluyla düzenlenen bir BM toplantısında (Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı)
TT

Mısır su politikasını iklim değişikliğine uyumlu hale getiriyor

Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Hani Suveylem, Su Sektöründe İklim Değişikliğine Uyum Girişimi’ni başlatma prosedürlerini tartışmak üzere video konferans yoluyla düzenlenen bir BM toplantısında (Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı)
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Hani Suveylem, Su Sektöründe İklim Değişikliğine Uyum Girişimi’ni başlatma prosedürlerini tartışmak üzere video konferans yoluyla düzenlenen bir BM toplantısında (Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı)

Mısır, 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP27) kapsamındaki Su Günü’nde resmi olarak başlattığı Su Sektöründe İklim Değişikliğine Uyum Girişimi’ni hayata geçirmek için harekete geçiyor. Mısır bunu, Afrika kıtasındaki ülkelere yönelik projeler hazırlamak ve uygulamak için uluslararası ortaklarla iletişim kurarak gerçekleştiriyor.
Bu yöndeki açıklamalar, Mısır’ın ‘Su Sektöründe Uyum Girişimi’ hükümlerini hayata geçirmek için uyguladığı mevcut ve gelecekteki prosedürleri tartışmak üzere, Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Hani Suveylem, Mısır’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi temsilcisi Büyükelçi Usame Mahmud Abdulhalik ve Cenevre Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmed İhab Cemaleddin arasında video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıda dile getirildi.
Mısır Sulama Bakanlığı’ndan pazar günü yapılan açıklamaya göre, Sulama Bakanı toplantıda ‘COP27 İklim Konferansı sırasında, uluslararası toplumun dikkatini su konusundaki aktivitelere ve Mısır ve ortaklarının son birkaç aydaki iklim değişikliğine yönelik çabaların sonuçlarına dikkat çekmedeki büyük başarıya’ değindi. Ayrıca ‘bu başarının, iklim değişikliğine uyum için Afrika ülkeleri başta olmak üzere sahada hayata geçirilmesi gereken bir çalışma ve projelerin sadece başlangıcı olduğunu’ da vurguladı.
Mısır Sulama Bakanı, “Su sektöründe iklim değişikliğine uyuma yönelik uluslararası girişim, iklim konferansı sırasında çeşitli hükümetlerden ve uluslararası kuruluşlardan büyük destek aldı. Bu girişimi sahada hayata geçirmek için gerekli prosedürlerin yerine getirmeye başlanması için bu desteğin üzerine katılarak devam edilmesi gerekiyor. Bu bağlamda Mısır, gelişmekte olan ülkelerde, özellikle Afrika ülkelerinde iklim değişikliğine uyum alanında uygulanacak projeleri hazırlamak için uluslararası ortaklarla iletişim kurmaya başlandı” açıklamasında bulundu. Bakan şu ifadeleri de sözlerine ekledi:
“Önümüzdeki birkaç ay içinde, girişimin fiilen uygulamaya konulması için gerekli usule ilişkin adımlar atılacak. 1 Ocak tarihine kadar girişimin hedefleri ve projeleri belirlenecek, organizasyon yapısı oluşturulacak ve girişim için bir sekreterlik kurulacak. Mart ayına kadar ise, girişim için net projeler içeren ayrıntılı bir planı içeren bir eylem planı belirlenecek. Girişimin ve projelerinin tüm detayları, Mart ayında yapılması planlanan Birleşmiş Milletler ara dönem gözden geçirme konferansında duyurulacak.”
Şarku’l Avsat’ın Mısır haber ajansı MENA’dan aktardığı habere göre Mısırlı Bakan, Mısır ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki iş birliğine atıfta bulunarak, ‘gelecek yıl BAE’de yapılacak olan COP28’in etkinlikleri sırasında su sorunlarının ve bu sorunların küresel düzeyde iklim değişikliği ile ilişkisinin vurgulanacağını’ belirtti.



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.