Çavuşoğlu: Mısır’a önümüzdeki aylarda büyükelçi ataması olabilir

Çavuşoğlu Mısır’a önümüzdeki aylarda büyükelçi ataması olabilir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi Doha’da 2022 FIFA Dünya Kupası’nın açılış töreninde (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi Doha’da 2022 FIFA Dünya Kupası’nın açılış töreninde (AFP)
TT

Çavuşoğlu: Mısır’a önümüzdeki aylarda büyükelçi ataması olabilir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi Doha’da 2022 FIFA Dünya Kupası’nın açılış töreninde (AFP)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi Doha’da 2022 FIFA Dünya Kupası’nın açılış töreninde (AFP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta Doha’da Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile yaptığı görüşmede yaşananların bir kısmını açıklarken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde istikşafi görüşmelerin yakında başlayabileceğini ve büyükelçi atamalarının yapılabileceğini duyurdu.
Çavuşoğlu dün yaptığı açıklamada, “Mısır ile Bakan Yardımcıları arasındaki siyasi istişareler yakında tekrar düzenlenebilir. Önümüzdeki aylarda büyükelçi ataması olabilir” dedi.
Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkileri normalleştirmeye yönelik iki tur istikşafi müzakereler Mayıs ve Eylül 2021’de Kahire ve Ankara’da yapıldı.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri Ekim ayında yaptığı bir açıklamada, uygulamalarında herhangi bir değişiklik olmadığı için Türkiye ile istikşafi müzakerelere devam edilmediğini dile getirdi.
Şukri, yabancı güçlerin henüz Libya’yı terk etmemiş olmasının endişe konusu olduğuna ve bu amaca ulaşmak için kararlı adımların atılmadığına dikkat çekti.
Libya’da kara, deniz ve hava üsleri bulunan Türkiye, geçen ay Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile askeri ve enerji alanlarında 3 anlaşma imzaladı.
Bu, Mısır, Yunanistan, Avrupa Birliği (AB) ve ABD’nin itirazlarının yanı sıra Libya içinde tepkilere yol açtı.
İki ülke arasındaki ilişkiler, Müslüman Kardeşler’in 2013 yılında yönetimde devrilmesinin ardından, Ankara’nın hareket liderlerine ve muhalif medya organlarına ev sahipliği yapması nedeniyle kötüleşti.
Anadolu Ajansı’nın (AA) haberine göre, Konya Millet Bahçesi’nde düzenlenen etkinlikte gençlerle bir araya gelen Erdoğan, Sisi ile görüşmesine ilişkin şunları söyledi;
“Son dönemde, bir dokuz yıllık süreç içerisinde bir sıkıntı yaşadık. O akşam özellikle de Katar emirinin araya girişiyle bu adımı attık. O sıkıntıyı aştıktan sonra da bir yarım saat, 45 dakika kadar biz Sayın Sisi’yle dar kapsamlı bir görüşme yaptık.  ‘Şimdi alt düzeyde bakanlarımız gidiş gelişleri başlatsınlar, ondan sonra da biz görüşmelerimizi genişletelim, geliştirelim, tüm derdimiz, sizlerle Türkiye arasındaki bu kırgınlığı, dargınlığı gidermek. Akdeniz’de Türkiye-Mısır arasında böyle bir sıkıntı yaşanmaması gerekir’ dedik. Çok farklı bazı şeyler daha aramızda konuştuk. Daha sonra da aldığım bilgi, haberler çerçevesinde kendisi de bu görüşmeden çok mutlu olmuş, aynı mutluluk temennisini biz de ilettik. Şimdi süreç başladı, bakanlarımızla bir süreç devam edecek.”
Türkiye, 2013 yılında Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile iki sınır belirleme anlaşması imzalayan Mısır ile deniz sınırlarını çizmek istiyor.
Bölgede enerji merkezi olmayı hedefleyen Türkiye, Yunanistan ile kıta sahanlığı konusunda sorunlar yaşıyor.
2020 yılında Doğu Akdeniz’de petrol ve doğal gaz arama amaçlı faaliyetleri, Yunanistan ve AB ile gerilimleri artırdı.
Türkiye, Akdeniz’in enerji kaynakları üzerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Türkler kadar kendisinin de hakları olduğu konusunda ısrar ediyor.
Ankara, Fayiz Sarrac başkanlığındaki eski Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Kasım 2019’da iki mutabakat zaptı imzaladı.
Ardından Ekim ayında Dibeybe hükümeti ile petrol enerjisi ve hidrokarbon alanlarında iki mutabakat zaptı imzalandı.
Ancak iki mutabakat zaptı Libya Meclisi’nden onay almadı, ayrıca bölgesel ve uluslararası düzeyde reddedildi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, geçtiğimiz günlerde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin soruları yanıtladı.
Oktay, Ortadoğu’da son dönemde yaşanan jeopolitik dönüşümün bölge ülkelerinin yaklaşımlarına yansıdığını vurgulayarak şu ifadelerle devam etti;
“Ülkemizin bölge sathında yürüttüğü işbirliğini önceleyen tutum, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve İsrail’le ikili ilişkilerde de yeni bir döneme girilmesiyle neticelendi. Mısır’la da ilişkilerin normalleşmesine yönelik temaslarımız, iki tarafın ortak iradesi, müşterek menfaatleri ve karşılıklı saygı çerçevesinde sürmektedir. Ülkemizin, milletimizin menfaati neyi gerektiriyorsa onu yaptık ve yapıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan Konya’da yaptığı konuşmada, ayrıca BAE ile ilişkilerin çok iyi olduğunu vurgulayarak, “Aramız daha da iyi olacak inşallah. Bu tabi malum bazı çevreleri rahatsız ediyoruz. Bundan sonraki süreçte Mısır gibi Suriye ile de bu iş yoluna girebilir. Siyasette küslük olmaz” dedi.



Kuşatma altındaki el-Faşir, savaş ve açlıkla mücadele ediyor

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatılan el-Faşir kentinden göç (Arşiv – Şarku’l Avsat)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatılan el-Faşir kentinden göç (Arşiv – Şarku’l Avsat)
TT

Kuşatma altındaki el-Faşir, savaş ve açlıkla mücadele ediyor

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatılan el-Faşir kentinden göç (Arşiv – Şarku’l Avsat)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatılan el-Faşir kentinden göç (Arşiv – Şarku’l Avsat)

Sudan'ın batısında bulunan Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki sivillerin durumu, gıda, su ve tıbbi tedaviye erişimin giderek zorlaşmasıyla daha da kötüleşiyor. Açlık ve devam eden çatışmalar, Nisan 2024'ten bu yana şehirde mahsur kalan on binlerce insanın kaderini tehdit ediyor. Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) her geçen gün kötüleşen insani durumun ortasında, gıda maddelerinin şehre girdiği tüm geçitleri ve yolları kapatıyor; temel gıda maddeleri ve yakıt tedarik etme girişimlerini engelliyor.

El-Faşir'deki kaynaklar, HDK’nin her gün pazarları ve hayati tesisleri ağır topçu ateşine tutması nedeniyle büyük marketlerin kapılarını kapatmasının ardından sivillerin büyük zorluklarla gıda temin ettiğini söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Siviller, mısır unu, şeker, yağ ve sabun gibi temel gıda maddelerini satın almak için meskûn mahallelerdeki küçük marketlere güveniyor” dedi.

Devam eden kuşatmanın bir sonucu olarak, bölge sakinlerinin alım gücü azaldı ve yüksek fiyatlar nedeniyle az miktarda yiyecek bile alamaz hale geldiler.

Bir bölge sakini, banka yoluyla ödeme yapıldığında fiyatların iki katına çıktığını, nakit ödeme yapıldığında ise fiyatların düştüğünü ve çok sayıda bölge sakininin yüksek fiyatlar nedeniyle el-Faşir'den kaçtığını belirtti. Birçok sebze ve meyve türü bir yılı aşkın süredir şehrin pazarlarında bulunmuyor.

Gıda kaçakçılığı

Bazı kent sakinlerine göre, el-Faşir'e mal ve eşya sokmanın tek yolu eşek ve deve gibi hayvanları kullanarak kaçakçılık yapmak, ancak bu da riskli. Çünkü HDK militanları tarafından durduruluyorlar ve çoğu zaman mallara el konuluyor.

VFGHY
Sudanlılar savaştan kaçmak için Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir’in eteklerinde bulunan Ebu Şuk Mülteci Kampı’na sığınıyor. (AP)

Şehir sakinlerinin çoğunluğu, günde darı unu ve mısırdan yapılan tek bir ana öğünle yetiniyor ve ellerinde başka bir şey olmayabiliyor.

Geleneksel yeraltı kuyularından yeterli miktarda içme suyu temin edilse de, bir varilin fiyatının 8 bin Sudan cüneyhini aşması vatandaşların sıkıntılarını artırıyor.

Günde bir öğün ücretsiz yemek sağlayan aşevlerine bağımlı hale gelen ailelerin sayısı her geçen gün artıyor; bazen bu yemekler ihtiyaç sahibi ailelerin sayısına yetmiyor. El-Faşir'deki bazı vatandaşlar, kuşatma altında bulunan kentteki insani durumun özellikle çocuklar, kadınlar ve yaşlılar için ciddi bir zorluk derecesine ulaştığını, yetersiz beslenme nedeniyle zayıf vücutlarının bunu kanıtladığını bildirdi.

Yerlerinden edilen insanlar HDK ve müttefikleri tarafından öldürmeye varan ciddi ihlallere maruz kaldıkları için el-Faşir'den kaçmak da güvenli değil. Bölge sakinleri, kuşatmanın devam etmesi ve el-Faşir'e insani erişimin açılmaması halinde, sonbahar mevsimine girilmesi ve vatandaşların tarım yapamaması nedeniyle durumun daha da kötüleşeceğinden korkuyor.

Saha durumu

El-Faşir'deki geniş alanlar, son birkaç gün içinde siviller arasında onlarca ölüm ve yaralanmaya neden olan, bazıları konutları hedef alan yoğun topçu bombardımanına ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarına tanık oluyor.

Yerel kaynaklar, ordunun geçtiğimiz aylarda HDK tarafından el-Faşir'e düzenlenen onlarca saldırıyı püskürtmeyi başardığını bildirdi. El-Faşir sakinleri, Birleşmiş Milletler (BM) ve yardım kuruluşlarının insani yardımın ihtiyaç sahibi sivillere ulaşmasına izin vermesi için HDK üzerinde daha fazla baskı kurmasını bekliyor.

Yerel bir gönüllü grubu olan el-Faşir Direniş Komiteleri Koordinasyonu, çatışmaların ortasında kalan on binlerce masum insanın çektiği acılara son vermek için orduyu şehir üzerindeki kuşatmayı kaldırmaya çağırıyor.

CDFG
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki Hızlı Destek Kuvvetleri mensupları (Arşiv - Telegram)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan kısa bir süre önce BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in talebi üzerine kentte bir hafta süreyle insani ateşkes yapılmasını kabul etti, ancak HDK bu konuda kendileriyle herhangi bir temas kurulmadığını belirtti.

HDK'ye göre el-Faşir kentinde şu anda siviller bulunmuyor; kentte bulunanlar ordu ve müttefik silahlı gruplara mensup savaşçılar.

Geçtiğimiz haziran ayında BM Güvenlik Konseyi, bir yıldan uzun bir süredir HDK tarafından kuşatma altında tutulan ve ordunun geniş ve yoğun nüfuslu Darfur bölgesindeki son kalesi olan el-Faşir üzerindeki kuşatmanın kaldırılması için bir karar almıştı.