Libya’da seçimlerin yapılması ve paralı askerler konusu Mısır’ın gündeminden düşmüyor

Şukri, Batili ile görüştü (Dışişleri Bakanlığı)
Şukri, Batili ile görüştü (Dışişleri Bakanlığı)
TT

Libya’da seçimlerin yapılması ve paralı askerler konusu Mısır’ın gündeminden düşmüyor

Şukri, Batili ile görüştü (Dışişleri Bakanlığı)
Şukri, Batili ile görüştü (Dışişleri Bakanlığı)

Kahire, Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih başkanlığındaki Libyalı yetkililerin yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Abdullah Batili'nin Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile görüşmelerine ev sahipliği yaptı.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ile Akile Salih'i bir araya getiren toplantıda, eski Birleşmiş Milletler Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams'ın görevinden istifasının ardından çalışmaları aksayan Anayasa İzleme Komitesi'nin toplanması açısından siyasi sürecin karşılaştığı zorluklar ve krizi çözmenin yolları üzerinde duruldu.
Görüşmenin ardından Libya'da seçimlerin yapılmasının bir dizi önlem gerektirdiğini söyleyen Salih, Anayasa Komisyonu'nun görevinin bir an önce tamamlanmasını ve egemen kurumlar konusunda uzlaşma sağlanmasını umduğunu dile getirdi. BM Libya Özel Temsilcisi Batili, ‘parlamentonun diyalog komiteleri ve devlet konseyi ile anayasal istişareleri tamamlaması’ çağrısında bulundu.
Akile Salih, “Dibeybe hükümetinin temsil ettiği yürütme erkinin bir dönem belli görevleri oldu ancak bunlarda başarısız oldu. Sayın Batili'den Temsilciler Meclisi ve devletin oluşturduğu Anayasal Yönetim Komitesi’ni toplantıya davet etmesini rica ediyorum. Son dönemde bir Birleşmiş Milletler temsilcisinin yokluğu, anayasal yönetimin tamamlanmasını geciktirdi. Çünkü komitenin toplantısının BM himayesinde olması gerekiyor” dedi.
Kaynaklara göre, Salih ile Kahire'deki Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı ​Halid el-Mişri arasında Batili'nin gözetiminde ‘anayasal yol’ konusunda yeni bir müzakere turunun başlayacağı öngörülüyor.
Salih ve Mişri, Kahire'de görüşeceklerini henüz duyurmadılar. Ancak iki isim, yürütme erkinin birleştirilmesi ve egemenlik makamlarının işgal edilmesi konusundaki görüşmeleri ve ertelenen cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin anayasal dayanaklarına ilişkin görüşmeleri tamamlamayı amaçlayan bir toplantıdan bahsetti.
Buna karşılık Şukri, Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Batili ile yaptığı görüşmede, "Birleşmiş Milletler'in siyasi süreci desteklemedeki en önemli rolü, anayasal yol ve yasal çerçeveler etrafında Libyalıları diyaloğa teşvik etmektir" dedi.
Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Ahmed Ebu Zeyd, Şukri'nin Mısır'ın BM Libya Özel Temsilcisi’ne Libya'da istikrarı yeniden sağlama misyonunun başarısı için desteğini ifade ettiğini ve Birleşmiş Milletler'in rolünün merkeziliğini ve tarafsızlığını vurguladığını belirterek “Batili’nin süreci doğru yönetmesinin, onun Libya içindeki tarafların ve uluslararası toplumun güvenini kazanmasını sağlıyor” dedi.
Şukri “Mısır'ın, özellikle Libya Temsilciler Meclisi ile Libya Devlet Yüksek Konseyi arasındaki ‘seçimlerin anayasal temeli’ görüşmelerinin son turlarına ev sahipliği yapması, krizi çözmek için gösterdiği ve yapmaya devam ettiği sürekli çabaların devamı niteliğindedir” dedi. Ayrıca Şukri, krizi sona erdirmek ve kardeş Libya halkının hedeflerine ulaşması için bu yolu tamamlamaya ve Libya'da cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin aynı anda yapılması gerektiğine dikkati çekti.
Zeyd, Mısır Dışişleri Bakanı’nın ‘uygulama için belirli mekanizmalar ile zaman dilimleri olmadan ve uluslararası toplum tarafından takip edilmeden mevcut anlaşmaları ve yasal siyasi haklara bağlılığı yürürlüğe koymanın mümkün olmadığını’ belirtti.
Şukri, “Bu aynı zamanda, tüm yabancı güçlerin, paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların belirli bir zaman dilimi içinde Libya'dan çıkışına ilişkin Birleşmiş Milletler kararlarının uygulanmasını da gerektiriyor" dedi. Şukri, bu bağlamda ‘5+5’ Ortak Askeri Komitesi’nin misyonunun desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Batili, Pazar günü Abu Dabi'de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Bakanı Şeyh Şehbut bin Nahyan El Nahyan ile yaptığı ortak açıklamada ‘Libya siyasi partilerinin siyasi krizin üstesinden gelme mücadelesini üstlenmeleri ve seçimlerin önünü açmaları gerektiğini’ vurguladılar. Ayrıca Libya'ya destek sağlamak için çeşitli uluslararası taraflarla koordinasyon içinde olduklarını ifade ettiler.



Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA
TT

Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA

Aliya Mansur

Yeni Suriye ulusal logosunun (görsel kimlik) lansman töreni, Suriye'deki her etkinlik gibi Suriyeliler arasında geniş çaplı bir tartışmanın eşlik ettiği, etkileyici ve güzel bir etkinlikti. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın katıldığı Halk Sarayı'ndaki görkemli törene, “Suriye Demokratik Güçleri”nin kontrolü altındaki Rakka ve Haseke hariç olmak üzere Suriye'nin çeşitli bölgelerinde aynı anda düzenlenen kutlamalar eşlik etti. Gösteriler ve sloganlar Suriye devriminden sahneleri çağrıştırdı.

Şara'nın tören sırasında yaptığı etkileyici konuşma Suriye'nin birliğinin ve çeşitliliğinin altını çizdi ama daha tören bitmeden önce Suriyeliler arasında şu tartışma başlamıştı; bu ulusal logo gerçekten Suriyeli mi yoksa başka ülkelerden “ilham mı” alındı? Bazıları bunun bir alkollü içecek şirketnin ticari logosu olduğunu söyleyecek kadar şüphelerinde ileri gittiler.

Suriye şahininin “çalıntı” olduğu suçlamaları - ki bu kesinlikle doğru değil - ve bunlara verilen karşılıklar arasında meselenin özü neredeyse kayboldu. Oysa meselenin özü şu: Nasıl bir Suriye istiyoruz? Hukuk devleti olan bir Suriye mi yoksa halkın ruh hallerinin dalgalanmalarına tabi bir Suriye mi?

Konuya ilişkin yorumunda Anayasa Bildirgesi Taslağı Komitesi üyesi Dr. Ahmed el-Karbi, resmi logoların kabulü tartışılırken yasal temellere dayanmanın gerekliliğini vurguladı. Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesinde açıkça “devletin logosu kanunla belirlenir” ifadesinin yer aldığına ve hukuka dayalı bir devletin anayasal çerçevelere uygun olarak onaylanmamış bir logoya indirgenemeyeceğine işaret etti.

Suriye'deki tartışma ve çekişmenin özü bu olmak yerine, bazı Suriyeliler binlerce yıllık Suriye anıtlarına kazınmış olan Suriye şahininin kökeni ve sembolizmiyle ilgili suçlamalarda bulunmakla meşgul oldular.

Esed rejiminin devrilmesinden ve Şara'nın yönetime gelmesinden bu yana, Suriye halkı hükümetin, özellikle de Başkan Şara'nın her eylemini mutlak biçimde destekleyenler ile hükümetin yaptığı her eylemi veya açıklamayı mutlak biçimde reddedenler arasında bölündü. İki grup arasında, bir şeyleri düzeltmek amacıyla eleştirenlerin ve teşvik etmek amacıyla destekleyenlerin sesleri kayboldu.

Esed rejiminin devrilmesinden bu yana 7 ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı analize göre Esed rejiminin devrilmesinden bu yana yedi ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak. Bu da yorumlara kapıyı açıyor ve Suriye halkının doğasını ve doğruluğunu bilinmediği söylentilerin yayılmasına katkıda bulunuyor.

17 Mayıs'ta Suriye Cumhurbaşkanlığı, eski rejim tarafından işlenen ihlallerle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak, sorumlularından hesap sormak, mağdurlara tazminat ödemek ile görevli bir geçiş adaleti komisyonu kurulacağına dair bir kararname yayınladı. Kararname, Abdulbasıt Abdullatif'in komisyon başkanı olarak atanmasını ve duyuru tarihinden itibaren 30 günü geçmeyecek bir süre içinde bir çalışma grubu oluşturma ve iç yönetmelikler hazırlama görevini üstlenmesini öngörüyordu.

Bu kararnamenin yayınlanmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti, yani komisyonun kurulması için öngörülen 30 günlük süre geçti. Peki bu komisyon hangi aşamada? Cevap yok. Bu sadece şeffaflığın eksik olduğunu değil, aynı zamanda hükümetin kendi yayınladığı kararnamelere ve mevzuata, örneğin Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesine bağlı olmadığının da bir örneği.

İşte meselenin özü de budur: Nasıl bir Suriye istiyoruz?

Hukuk ve kurumlar devleti Suriye'nin sesi, iki grubun kopardığı gürültü arasında neredeyse duyulmuyor. Bir tarafta destekçiler var ve bunların çoğu Suriyelilerin “Aralık 2024 devrimcileri” olarak adlandırdığı, devrimin 14 yılı boyunca önemli bir rol veya sese sahip olmayan, şimdiyse hükümetin sağ tarafında yer alan kişiler. Diğer taraftaki hükümetin muhalifleri arasındaysa, hükümetin her türlü eylemini çarpıtmakla meşgul olan, çoğunluğu eski rejim kalıntısı ve solcu olan sesler bulunuyor. İkisi arasında aklın sesi kayboluyor.

Suriye'nin istikrarı sadece Suriye için değil, bölge için de bir öncelik. İstikrarlı bir Suriye, komşu ülkelerin istikrarının başlangıcıdır ve bir vatandaşlık devleti ve hukukun üstünlüğünün inşası, Suriyelilerin onlarca yıllık geleceğinin temel taşıdır. Sağlam olmayan temeller üzerine inşa edilen her yapı, özellikle Suriye'nin düşmanları hâlâ pusuda beklediğinden, çökme riski altındadır. Hukukun üstünlüğü, adalet, özgürlük, vatandaşlık ve şeffaflık, istediğimiz devleti inşa etmek için önceliklerdir.