Sudani'nin Tahran'daki gündeminde ‘Kürt muhalefetinin’ etkinliği var

İran, ortak sınırları kontrol etmek için federal güçlerin gönderilmesini memnuniyetle karşıladı.

IKBY bölgesinde, Kerkük'ün kuzeyindeki Bardi kasabasında İran tarafından 23 Kasım'da düzenlenen bombardıman ağır hasara yol açtı. (AFP)
IKBY bölgesinde, Kerkük'ün kuzeyindeki Bardi kasabasında İran tarafından 23 Kasım'da düzenlenen bombardıman ağır hasara yol açtı. (AFP)
TT

Sudani'nin Tahran'daki gündeminde ‘Kürt muhalefetinin’ etkinliği var

IKBY bölgesinde, Kerkük'ün kuzeyindeki Bardi kasabasında İran tarafından 23 Kasım'da düzenlenen bombardıman ağır hasara yol açtı. (AFP)
IKBY bölgesinde, Kerkük'ün kuzeyindeki Bardi kasabasında İran tarafından 23 Kasım'da düzenlenen bombardıman ağır hasara yol açtı. (AFP)

Irak Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, Ürdün ve Kuveyt’e yaptığı iki kısa ziyaretin ardından bugün İran’a geçecek. Zö konusu ziyaret, Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) tarafından Kuzey Irak’taki IKBY bölgesinde faaliyet gösteren İranlı Kürt partilerinin tesislerine ve karargahlarına yönelik bombalı saldırıyla ilgili anlaşmazlıkları kontrol altına alma girişimleri doğrultusunda gerçekleşiyor.
İran Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, Sudani'nin İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin resmi davetlisi olarak Tahran'ı ziyaret edeceğini bildirildi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani şu açıklamada bulundu:
“Ziyaret, iki ülke arasındaki ekonomik, ticari ve siyasi konulardaki ikili diyalogu takip etmeyi ve iki ülke arasındaki yüksek ortak komiteye katılmayı hedefliyor.”
Kenani, İranlı Kürt muhalif partilerin yayıldığı bölgeleri etkileyen saldırılara atıfta bulunarak, iki tarafın su dosyalarını, sınırları ve İran'ın kuzey Irak'ı hedef alan bombardımanını görüşeceğini sözlerine ekledi. Sözcü, “İran ve Irak'ın pek çok ortak sorunu var ve bu ziyaretin iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin gelişmesine katkı sağlamasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
Irak-İran ilişkileri dosyasında çalışmalar yürüten uzmanlar ve gözlemciler, Sudani'nin ziyaretinin, Bağdat ile Tahran arasındaki ilişkilerin, İran'ın Kürdistan bölgesinin Irak’ın kuzeyindeki bölgelere yönelik devam eden ağır bombardımanı nedeniyle gerilimin başladığı bir zamana denk geldiğine işaret ediyor. Bağdat, Sudani'nin İran ziyaretinden bir gün önce IKBY ile pozisyonunu birleştirmişti. IKBY Başkanı Neçirvan Barzani'nin bir hafta içinde Bağdat'a yaptığı iki ziyaret sırasında IKBY’deki bazı bölgeler hedef alındı. Bağdat ve Erbil, 2003'ten bu yana ilk kez federal hükümet güçleri ile Kürt Peşmerge güçlerinin ortak harekatıyla sınırlarda federal hükümetin denetimi yoluyla bu hassas dosyayla başa çıkmak için bir formüle varmış gibi görünüyor.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani dün düzenlediği haftalık basın toplantısında konuya dair şunları söyledi:
“Irak hükümetinin güçlerini IKBY sınırlarına konuşlandırma kararının haberini aldık. Bunun gerçekleşmesini diliyor ve memnuniyetle karşılıyoruz. Irak hükümetinin bu konuda teknik yardıma ihtiyacı olursa, yardım sağlamaya hazırız.”
Kenani’ye göre Bağdat'ın güçlerini sınıra konuşlandırması, Irak'ın ‘iki ülke arasındaki ortak sınırların güvenliğini garanti etme’ vaatlerinin bir parçası olarak kabul ediliyor.
Sudani'nin iki ülke arasındaki geniş sınırların kontrolünde nasıl iş birliği yapılacağı ve bir kısmı IKBY’nin dağlık bölgelerinden sığınak alan İranlı muhalif güçlerin hareketini kontrol etme konusunda İran tarafıyla bu dosyayı görüşmesi bekleniyor.
Diğer yandan Sudani'nin komşu ülkelere yaptığı ziyaretler, hükümetinin talimatları konusunda ona güvence mesajları gibi görünse de Tahran'a yaptığı ziyaret, ABD Kongresi’nden bir heyetin Bağdat ziyaretine ek olarak İran'ın Bağdat'taki ABD Büyükelçisi’nin Irak Başbakanı ile daha hükümeti bir ayını doldurmadan yaptığı birçok görüşmeden duyduğu korkunun ışığında geliyor. Tahran'ın Irak'taki Şii Koordinasyon Çerçevesi Güçleriyle ‘stratejik ittifak’ olarak tanımlanabilecek bir bağa sahip olduğu biliniyor.
Bu bağlamda Irak Siyasal Düşünce Merkezi Başkanı Dr. İhsan eş-Şemri, Şarku'l Avsat ile yaptığı röportajda şunları söyledi:
“Sudani'nin İran ziyareti, İran'ın Irak'taki herhangi bir yeni başbakana uzun süredir gönderdiği protokol davetlerini kabul bağlamında ilk sırada yer alıyor. Irak'ın dış ilişkilerinde denge ilkesinin tesis edilmesi çerçevesinde de ikinci sırada gelmektedir. Bu, önceki hükümetlerin çoğunun izlediği ilkedir ancak bu kez yeni olan, bu hükümetin tamamen bir çerçeve hükümet Koordinasyon Çerçevesi olarak sınıflandırılmasıdır. Ama özellikle Sudanlıların Ürdün ve Kuveyt'e yaptığı ziyaretlerden sonra denge ilkesine bağlı kalıyor. Başka bir husus da bu ziyaretin zamanlamasının doğasıdır. Özellikle İran'ın Kürdistan bölgesi topraklarında askeri bir operasyon başlatma olasılığından söz edildiği bir zamana denk geliyor. Operasyon kara veya balistik füzeler yoluyla olabilir. Hatta İranlı muhalifleri tutuklamak için askeri bir iniş olabilir. Bu da ziyaret sırasında enerji, gaz, su, ekonomi ve diğer dosyalara ek olarak bu dosyanın baskı altında olacağı anlamına gelir. Sudani, özellikle Washington'ın Bağdat'a büyük açılımından sonra İran'da denge ilkesini sağlamak ve karar vericilere güven vermek istiyor. ABD yönetiminin yüzünü tamamen Irak'a çevirdiği açık ve öyle görünüyor ki Sudani en azından Tahran'ı kışkırtmak istemiyor. Bu, Irak'ın ABD’ye İran'dan daha yakın olduğu bir noktaya varamayacağı anlamına geliyor.”



Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
TT

Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile bir anlaşmanın mümkün olabileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Netanyahu, geçen hafta Suriye’de yaşanan çatışmada yaralanan askerleri ziyaret ederken yaptığı açıklamada, “Suriye’den beklenen, Şam’dan mevcut tampon bölgeye kadar silahsızlandırılmış bir tampon hat oluşturmasıdır. Buna elbette Hermon Dağı’nın etekleri ve zirvesi de dahildir” dedi.

Netanyahu, “Bu bölgeler üzerindeki kontrolümüzü, İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için sürdürüyoruz. Eğer iyi niyet gösterilir ve bu ilkeler üzerinde anlaşılırsa, Suriyelilerle bir anlaşmaya varmak da mümkün. Ancak her koşulda kendi ilkelerimizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan İsrail medyasına göre Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ile bir araya geldi.

Yediot Aharonot’a bağlı Ynet haber sitesinin aktardığına göre görüşme, Kudüs’te Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleşti.

Ortagus’un ilerleyen saatlerde Beyrut’u ziyaret etmesinin beklendiği bildirildi.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
TT

Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)

Sri Lanka'da 400'e yakın kişiyi öldüren sel felaketinden kurtulanlar yaşanan kaosu anlattı.

Sri Lanka Afet Yönetim Merkezi (DMC), ülkede geçen haftadan bu yana devam eden şiddetli yağışların yol açtığı afetlerde can kayıplarının 390'a çıktığını, 370 kişidense hâlâ haber alınamadığını bildirdi. 

Ayrıca arama kurtarma ekiplerinin su baskını ve heyelan riski taşıyan birçok bölgeye ulaşmakta güçlük çektiği vurgulandı.

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake, ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini duyurmuş, kurtarma çalışmaları için 20 binden fazla askeri personelin görevlendirileceğini belirtmişti.

Guardian'ın irtibata geçtiği Layani Rasika Niroşani, yoğun yağışlara alışık olduklarını fakat bu kadar büyük bir afetle karşılaşacaklarını tahmin etmediklerini söylüyor. 

Selde her şeyini kaybettiğini belirten iki çocuk annesi 36 yaşındaki kadın şöyle devam ediyor: 

Evimiz toprak altında kaldı. Ailem hâlâ şok içinde. Sıfırdan başlamak zorundayız. Bazen bu, yaşamaktan bile daha kötü olabilir.

Kantharuban Praşant da sel nedeniyle evlerini kaybeden 125'ten fazla aileye Badulla'daki bir okulda barınak sağladıklarını belirtiyor.

Yardım malzemelerine ulaşmakta güçlük çektiklerini belirten 32 yaşındaki öğretmen, birçok ailenin selde mahsur kaldığını söylüyor. 

Bazı Sri Lankalılar, yetkililerin afet uyarısı yapmadığına da dikkat çekiyor. 45 yaşındaki Ja Nilanthi, nehir suları tehlikeli seviyeye ulaştığında bile herhangi bir uyarı veya tahliye emri almadıklarını belirtiyor.

Ditwah Kasırgası ve muson yağışlarının yol açtığı sel ve toprak kaymaları nedeniyle can kaybı Endonezya'da 604'e, Tayland'da 176'ya ve Malezya'da üçe yükseldi. 

Güney Asya'da toplamda en az 1172 kişinin canını alan afetlerin yol açtığı yıkımın boyutu henüz tam olarak bilinmiyor. 

Bilim insanlarına göre Güney Asya, iklim değişikliğine karşı yüksek riskli bölgelerden biri. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, CNN