Rusya ve Çin’den enerji sektöründe iş birliği vurgusu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çinli mevkidaşı Şi Cinping’in geçtiğimiz Şubat ayındaki görüşmesinden (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çinli mevkidaşı Şi Cinping’in geçtiğimiz Şubat ayındaki görüşmesinden (AP)
TT

Rusya ve Çin’den enerji sektöründe iş birliği vurgusu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çinli mevkidaşı Şi Cinping’in geçtiğimiz Şubat ayındaki görüşmesinden (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çinli mevkidaşı Şi Cinping’in geçtiğimiz Şubat ayındaki görüşmesinden (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin ile ekonomik ve ticari ilişkilere övgüde bulunarak, Moskova ile Pekin arasındaki ilişkilerin özellikle enerji sektöründe geliştiğini bildirdi.
Putin, bugün başlayan 4. Çin-Rusya Enerji İş Forumu’na  gönderdiği kutlama mesajında, “4. Rusya-Çin Enerji İş Forumu'nun açılışı vesilesiyle size hoş geldiniz diyorum. Uluslararası duruma rağmen, Rusya ile Çin arasındaki kapsamlı ortaklık ve stratejik etkileşim büyümeye devam ediyor. Her zaman enerji, ekonomik iş birliğimizin ana ve en dinamik alanlarından biri olmuştur” ifadelerini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı mesajında, ülkesi ve Çin'in petrol, gaz, kömür ve elektrik sektörlerinde üst düzey ilişkiler sağlamayı başardığını vurgulayarak, Çin'de nükleer santral inşası ve Rusya'nın Kuzey Kutbu'nda sıvılaştırılmış doğal gaz üretimi gibi ortak projelerin hayata geçirildiğine değindi.
Öte yandan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ise, enerjinin Çin-Rusya iş birliğinin mihenk taşı olduğunu vurgularken, Moskova ile Pekin arasında enerji sektöründeki iş birliğinin dış zorluklara rağmen sürdürülebilirlik gösterdiğine dikkat çekti.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Şi, ülkesinin Rusya ile uluslararası enerji güvenliğini desteklemeye hazır olduğunu vurgulayarak, Çin'in enerji sektöründe Rusya ile sağlam bir ortaklık kurma niyetinde olduğunu belirtti.



İsrail, Hudeyde'deki üç limanı hedef alarak Husilere karşı sekizinci saldırı dalgasının başladığını duyurdu

İsrail tarafından Yemen'in Hudeyde limanındaki yakıt depolarına düzenlenen saldırılar büyük bir yangına yol açtı (Arşiv- AFP)
İsrail tarafından Yemen'in Hudeyde limanındaki yakıt depolarına düzenlenen saldırılar büyük bir yangına yol açtı (Arşiv- AFP)
TT

İsrail, Hudeyde'deki üç limanı hedef alarak Husilere karşı sekizinci saldırı dalgasının başladığını duyurdu

İsrail tarafından Yemen'in Hudeyde limanındaki yakıt depolarına düzenlenen saldırılar büyük bir yangına yol açtı (Arşiv- AFP)
İsrail tarafından Yemen'in Hudeyde limanındaki yakıt depolarına düzenlenen saldırılar büyük bir yangına yol açtı (Arşiv- AFP)

İsrail, savaş uçaklarının Yemen'in batı kıyısında Husilerin kontrolündeki Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarını hedef alan hava saldırıları düzenlemeye hazırlandığını duyurdu.

Saldırılarla ilgili çelişkili haberler çıktı; İsrail basını ve Husilere ait yayın kuruluşları saldırıların başladığını bildirdi. Fakat İsrailli kaynaklar, daha sonra saldırıların henüz başlamadığı açıklamasında bulundular.

Husilerin liderlerine bağlı sosyal medya hesapları, herhangi bir saldırının videoya alınmaması konusunda uyarıda bulunmakta gecikmedi. Husilere yakın görünen diğer hesaplar, İsrail'e atıfla ‘düşman’ olarak adlandırdıkları taraflara yardım ettikleri kanıtlananları tehdit etti.

İsrail ordusunun Arapça sözcüsü olan Avichay Adraee bir açıklama yayınlayarak sivillere söz konusu üç limanın çevresini derhal boşaltmaları çağrısında bulundu.

Husilerin 4 Mayıs 2025 tarihinde Tel Aviv yakınlarındaki Ben Gurion Uluslararası Havaalanı yakınlarına isabet eden balistik füze saldırısının ardından İsrail'in çok sayıda hava saldırısı düzenledi. Hudeyde limanının ve Hudeyde'nin güneyindeki Bacil'de bulunan bir çimento fabrikasının zarar gördüğü bombardımanın ardından hava saldırıları 6 Mayıs'ta Sana Uluslararası Havaalanı, Amran ilindeki çimento fabrikası ve iki elektrik santralinin imha edilmesiyle sona erdi.

Bu son gelişme, ABD ile Husiler arasında ABD gemilerine saldırmama konusunda varılan son mutabakata rağmen, İsrail ile İran destekli Husiler arasında daha geniş çaplı bir çatışma yaşanması ve bunun bölgesel güvenlik üzerindeki etkilerine dair korkular nedeniyle bölgede tansiyonun yükseldiğini yansıtıyor.