Mısır’ın Türkiye'nin ‘ciddiyetini’ test eden dört ‘hayırı’

Kahire, Ankara ile kademeli olarak yakınlaşma yaklaşımı izlerken ‘açıklama yarışına’ girmek istemiyor

Sisi ve Erdoğan’ın Doha'daki karşılaşmalarından bir kare (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi ve Erdoğan’ın Doha'daki karşılaşmalarından bir kare (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır’ın Türkiye'nin ‘ciddiyetini’ test eden dört ‘hayırı’

Sisi ve Erdoğan’ın Doha'daki karşılaşmalarından bir kare (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi ve Erdoğan’ın Doha'daki karşılaşmalarından bir kare (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Türkiye’nin Mısır’la yakınlaşmaya yönelik açıklamaları artarken, Kahire, bu açıklamalara yanıt verirken ‘resmi’ çekinceleri ifade etmeye devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada ‘Mısır-Türkiye ilişkilerini yeniden tesis etme sürecinin iki ülkeden bakanların bir araya gelmesiyle başlayacağını ve görüşmelerin bundan sonra gelişeceğini’ vurgulamasının ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Pazartesi günü iki ülkenin ‘önümüzdeki aylarda tam diplomatik ilişkilere dönebileceği ve iki büyükelçiyi yeniden atayabileceği’ yönündeki açıklamaları geldi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın ‘önümüzdeki dönemde Türkiye ve Mısır liderleri arasında bir Türkiye-Mısır zirvesi yapılabileceğini’ söylemesi konuya daha ‘ileri’ bir boyut kazandırdı.
Şarku’l Avsat’a konuşan gözlemciler, Kahire’nin ‘açıklamalar yarışına’ girmek istemediğini ve Mısırlı yetkililerin daha önce de olduğu gibi ‘söz değil, eylem’ beklediğini ve bu yüzden Türk yetkililerin ‘aceleci’ açıklamaları karşısında Mısır’ın çekincelerini dile getirdiklerini söylediler.
Türkiye-Mısır ilişkilerinde uzman kaynaklar, Şarku'l Avsat'a yaptıkları açıklamada, Kahire'nin ‘belirli maddeleri olan bir gündeme dayalı kademeli bir yaklaşım’ izlemeyi tercih ettiğini ve ‘şimdiye kadar iki taraf arasındaki koordinasyonun üst düzey yetkililer düzeyiyle sınırlı olacağını’ söylediler.
Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, ‘Kahire’nin mevcut tutumuna ilişkin bir takım belirleyicileri olduğunu ve son zamanlarda yapılan doğrudan görüşmelerde ‘yeni değil, önemli’ olduklarını söyledikleri bu belirleyicilerin altını çizdiğini’ vurguladılar.
Kaynaklara göre bu belirleyiciler, Kahire’nin Libya topraklarındaki paralı askerlerin ve yabancı güçlerin Mısır’ın ulusal güvenliğinin bir ihlali olarak kabul etmesiyle somutlaştı. Aynı zamanda Kahire’ye göre gerek eski gerek mevcut Libya hükümetlerinin Türkiye ile imzaladığı ve Libya'nın tamamının fikir birliği olmadan geniş kapsamlı tedbirlere izin veren anlaşmaları meşru olarak kabul etmek de mümkün değil.
Kaynaklara göre Mısır’ın Türkiye ile yakınlaşma adımlarıyla ilgili dört ‘hayırından’ biri de, Mısır’ın hem Yunanistan hem de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile imzaladığı deniz sınırlarını belirleme anlaşmalarından geri adım atmaması. Çünkü Mısır anlaşmaların onaylandığını ve uluslararası hukuk ilkelerine ve 1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (BMDHS) uygun olduğunun altını çiziyor. Mısır, Yunanistan, GKRY ve diğer bölge ülkelerinin taraf olduğu BMDHS, Türkiye tarafından tanınmıyor.
Kahire ayrıca ‘Yunanistan ve GKRY’nin güvenliği, istikrarı ve egemenliğine herhangi bir zarar verilmesini kabul etmediğini’ ve Ankara ile yakınlaşmanın Atina ve Lefkoşa ile Kahire arasındaki ‘seçkin ilişkileri’ etkilemeyeceğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, önümüzdeki dönemde Türkiye-Mısır görüşmelerinin yeniden başlayabileceği ve iki ülkenin dışişleri bakanlarının bir araya gelebileceğini söylerken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mısır’ı mı ziyaret edeceği yoksa Sisi'nin Türkiye’yi mi ziyaret edeceği hakkında konuşmak için henüz çok erken olduğuna işaret etti. Bu konudan önce birçok hazırlığın yapılması ve bir takım temellerin atılması gerektiğini söyleyen Kalın, 3-4 ay içerisinde Mısır ile ilgili somut, pratik, önemli adımlar atabileceklerini kaydetti.
Mısır-Türkiye ilişkileri, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 Kasım'da Katar'da düzenlenen Dünya Kupası'nın açılış töreninde bir araya gelip tokalaşmalarının ardından bir ivmeye tanık oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı ile 30 ila 45 dakika görüştüğünü açıkladı.
Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Cemal Beyumi, Mısır-Türkiye yakınlaşmasının, ‘bölgedeki diğer ülkelerin çıkarlarına saygı gösterilirken, iki ülke arasındaki çıkar hesaplarına bağlı’ olduğunu söyledi.
Beyumi, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Kahire, genellikle değişken ve sert olan Türk siyasetiyle uğraşırken her zaman dikkatli, bazen muhafazakar adımlar attı” ifadelerini kullandı.
Beyumi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mısır Dışişleri Bakanlığı, özellikle çok sayıda ulusal kurumun dahil olduğu ve tek bir kuruma özgü olmayan bir vizyona çerçevesinde ihtiyatla ele alınması gereken hassas dosyalarda yarardan çok zarar getirebilecek basın açıklamalarından uzak, kurumsal çerçeveler içinde çalışmalarını sürdürüyor.”
Mısırlı Türkiye araştırmacısı Muhsin İvadullah ise İki ülke ilişkilerinin önümüzdeki dönemde somut ve önemli adımlara sahne olabileceği yorumunda bulundu. İvadullah, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Sisi arasında bir görüşme olmasını kimsenin beklemediğini, ancak Doha'daki görüşmenin iki ülkenin arasındaki ilişkilerde yeni bir ufuk açtığını söyledi.
İvadullah, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, iki ülkenin büyükelçiler göndermeleri ve her ikisinden de yetkililer ve bakanlar arasında görüşmeler yapılmasıyla kademeli olarak normalleşme sürecinin başlamasının en olası senaryo olduğunu belirtti. Ancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Sisi’nin Katar'da Dünya Kupası finalinde yeniden bir araya gelebileceklerini düşünen İvadullah, bunun da iki tarafın görüşlerini yakınlaştırmada Katar’ın rolünün devamı niteliğinde olacağının altını çizdi.
İvadullah, Türkiye’deki ve Mısır’daki ekonomik durumun, iki ülkeyi ekonomi dosyasına öncelik vermeye itebileceğini, çünkü bunun, siyasi ve güvenlik koordinasyonu kurulması konusunda daha önemli olan Libya dosyasında bir uzlaşının sağlanmasından daha kolay olduğunu belirtti.



Trump–Netanyahu görüşmesi sonrası Gazze’de ikinci aşama tartışması

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
TT

Trump–Netanyahu görüşmesi sonrası Gazze’de ikinci aşama tartışması

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)

Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının ocak ayı ortalarında başlayabileceği yönündeki söylentiler, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasındaki görüşmenin önemli sonuçları arasında yer aldı. Öte yandan İsrail kaynaklarından ‘aşamanın başlaması konusunda anlaşma sağlandığı, ancak uygulama mekanizmalarında hala boşluklar olduğu’ yönünde sızıntılar geldi.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre ikinci aşamada haftalarca süren durağanlığın ardından ortaya çıkan bu olası süreç, Washington'ın anlaşmayı uygulamaya istekli olmasına bağlı. İsrail'in ikinci aşamaya devam etmeyi kabul edeceği ve şartlarını, kontrolü altındaki bölgelerde yeniden inşa hakkı verecek ve Hamas'ı silahsızlandırma bahanesiyle geri çekilmemesini sağlayacak şekilde düzenleyeceği beklentileri arasında, bu durum geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe giren ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planını karmaşık hale getiriyor.

İsrail gazetesi Israel Hayom dün, Trump’ın Kaliforniya’daki Mar-a-Lago tatil köyünde Netanyahu ile yaptığı görüşmede, Gazze'deki planının ikinci aşamasını 15 Ocak'ta başlatması için Netanyahu'ya bir tarih belirlediğini bildirdi.

Bir diğer İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, İsrailli kaynaklara dayandırdığı haberinde Trump’ın Gazze'deki planını mümkün olan en kısa sürede uygulamaya koymayı taahhüt ettiğini ve ikinci aşamanın başlamasını Gazze Şeridi'nden son rehinenin cesedinin iadesi ile ilişkilendirmeme sözü verdiğini yazdı.

ABD merkezli Axios internet sitesi dün, iki kaynağa dayandırdığı haberinde, Netanyahu'nun, Trump'ın ekibiyle uygulama mekanizmaları konusunda anlaşmazlıkları olmasına rağmen, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesini kabul ettiğini bildirdi.

İsrail basını, Netanyahu ile Trump'ın yakın çevresi arasında ikinci aşamaya geçiş ve Hamas’ın ortadan kaldırılması konusunun atlanması konusunda önemli görüş ayrılıkları olduğunu ortaya koydu. Netanyahu ile görüşmesinin ardından Trump, Florida'da düzenlenen ortak basın toplantısında çoğu konuda anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Netanyahu ile Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda konuştuğunu da sözlerine ekleyen Trump, Hamas’ın ‘bunu yapmak için çok az zamanı olduğunu, aksi takdirde ağır bir bedel ödeyeceğini’ vurguladı. Ancak, Hamas tamamen silahsızlandırılmadan önce İsrail'in Gazze'den askerlerini çekip çekmeyeceği sorulduğunda, “Bu daha sonra konuşacağımız başka bir konu” yanıtını verdi.

vgt
ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'deki savaşı sona erdirme planının ikinci aşaması halen bazı eksikliklerle karşı karşıya (Mısır Başkanlığı)

Al-Farabi Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Sekreteri Dr. Muhtar Gubbaşi, tarih belirleme konusunun Washington'ın iradesine ve İsrail'in uygulamasına bağlı olduğunu düşünüyor. Dr. Gubbaşi’ye göre pazartesi günü Trump ve Netanyahu arasında yapılan toplantıda yaşananlar, birden fazla konuda ortak koordinasyonlarına rağmen Trump'ın işleri hızla ilerletmeye istekli olduğunu gösteriyor.

Öte yandan Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mattava’ya göre Trump ve İsrailli yetkililerin farklı vizyonlara sahip olduğu açık. Trump, hızlı hareket etmek istiyor, ancak silahsızlanma engeliyle karşı karşıya, İsrail ise ikinci aşamayı bölmek istiyor, bu da o aşamada takılıp kalacağımız anlamına geliyor.

Mattava, ikinci aşamanın planlandığı gibi başlamasını bekliyor. Bu aşamada, sınır kapılarının açılması, yardım kamyonlarının sayısının artırılması, bir ‘barış konseyi’ ve Gazze Şeridi’ni yönetmek için bir komite atanması gibi adımlar atılacak. Bunun yanında Washington, Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda bir anlaşmaya varılamaması halinde İsrail'in kontrolündeki bölgelerde yeniden inşa çalışmalarına başlamasına izin verecek.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, CNN televizyonuna verdiği röportajda “Mısır, Gazze'deki ateşkesi istikrara kavuşturmak ve ikinci aşamaya geçmek, erken iyileşme ve yeniden inşa çabalarına devam etmek için çabalarını sürdürecek” dedi.

fvgb
Gazze şehrinin sahil şeridinde sıralanan ve Filistinli mültecileri sert kış koşullarından koruyan çadırlar (AFP)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, Netanyahu'nun Trump ile görüşmesinden önce yaptığı açıklamada, Hamas’ın ‘Başkan Trump’ın Gazze Şeridi ve tüm bölgede barışı sağlama yeteneğine güvenmeye devam ettiğini’ söyledi.

Kasım, Trump'a ‘İsrail'e daha fazla baskı uygulayarak Şarm ei-Şeyh'te alınan kararlara uymasını sağlaması’ çağrısında bulundu.

Kasım, Hamas'ın silahsızlandırılması talepleri hakkında resmi bir yorumda bulunmadı, ancak Hamas, daha önce bunun için bazı koşullar belirlemişti.

Öte yandan İsrail'in engellerinin ikinci aşamanın hızlı ilerlemesini geciktireceğini, ancak Mısır'ın bu engelleri aşmak için çabalarını sürdüreceğini düşünen Gubbaşi, “İsrail'in Trump ile yapılan görüşmenin sonuçlarına bağlılığı ışığında, ikinci aşamanın başlangıç tarihi veya gecikmesi konusunda her şey mümkün” diye ekledi.


Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
TT

Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)

Sudan Başbakanı Dr. Kamil Idris, dün Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan 2026 mali yılı için acil durum bütçesini "mucize" olarak nitelendirdi.

Maliye Bakanlığı'nı, olağanüstü koşullar altında harcamaları kontrol altına aldığı, devlet kaynaklarını etkin bir şekilde yönettiği ve gelirleri artırdığı için övdü.

Sudan Başbakanı, ilk "mucizenin" bütçenin yaklaşık yüzde 9'luk bir GSYİH büyüme oranı beklentisi olduğunu, ikincisinin ise 2026 yılı boyunca ortalama enflasyon oranının yüzde 65'e düşürülmesi olduğunu belirtti.

Maliye Bakanı Dr. Cibril İbrahim, bütçenin ücretlerin iyileştirilmesini ve hizmet sektörünün giriş seviyesinde iş imkanlarının sağlanmasını içerdiğini belirterek, gelir tabanının genişletilmesinin yatay genişlemeye bağlı olduğunu ve vatandaşlara yeni vergi yükleri getirmeyi gerektirmediğini açıkladı. Bütçe ayrıca, 2025 yılındaki %101,9'luk orana kıyasla, 2026 yılı için ortalama enflasyon oranını %65'e düşürmeyi hedefliyor.

İbrahim, bütçenin kamu maliyesini reforme etmeye, belirli harcamalara ve kamu giderlerine öncelik vermeye, silahlı kuvvetlerin ve güvenlik hizmetlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya, bakanlıkların ve hükümet birimlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamaya, ayrıca komşu ülkelerdeki yerinden edilmiş ve mülteci Sudanlıların koşullarını iyileştirmeye ve onlara insani yardım sağlama maliyetlerini karşılamaya odaklandığını belirtti.

Maliye Bakanı, savaşın devam eden zorluklarına rağmen 2025 bütçesinin performansının beklentileri aştığını, kamu gelirlerinin %147'lik bir performans oranına ulaştığını ve harcamaların temel ihtiyaçlara yönelik olarak sürdürüldüğünü açıkladı. Bakan, bütçenin Hartum'a dönüş için uygun bir ortam yaratmaya ve Hartum Havalimanı'nı rehabilite etmeye yönelik olduğunu ifade etti.


Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)
TT

Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)

Tunus, ülkedeki olağanüstü hal uygulamasını yarından 30 Ocak'a kadar geçerli olarak bir ay daha uzattı.

Uzatma kararı, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından Resmi Gazete'de yayımlandı. Önceki uzatma, 2025 yılının tamamını kapsıyordu.

Ülkede olağanüstü hal, 24 Kasım 2015 tarihinde başkent merkezinde başkanlık güvenlik otobüsünü hedef alan ve 12 güvenlik görevlisi ile saldırının failinin de öldüğü ve DEAŞ’ın üstlendiği terörist bombalı saldırıdan bu yana on yıldan fazla bir süredir yürürlükte.