Tarihin en ürkütücü deneylerinden biri: Şempanzeye benzeyen bebek büyüyünce intihar etti

"Kendi çocukları üzerinde deney yapmaları son derece sorunlu"

Deneyde iki bebek de kafaya kaşıkla vurma ve sandalyede döndürme gibi acımasız testlere tabi tutuldu (A/V Geeks / YouTube)
Deneyde iki bebek de kafaya kaşıkla vurma ve sandalyede döndürme gibi acımasız testlere tabi tutuldu (A/V Geeks / YouTube)
TT

Tarihin en ürkütücü deneylerinden biri: Şempanzeye benzeyen bebek büyüyünce intihar etti

Deneyde iki bebek de kafaya kaşıkla vurma ve sandalyede döndürme gibi acımasız testlere tabi tutuldu (A/V Geeks / YouTube)
Deneyde iki bebek de kafaya kaşıkla vurma ve sandalyede döndürme gibi acımasız testlere tabi tutuldu (A/V Geeks / YouTube)

Bilim insanları uzun yıllar boyunca yetiştirilme tarzının biyolojiyi ve genetiği doğrudan etkileyip etkilemeyeceğini merak etti.
Hatta bu soruyu cevaplandırmak için etik dışı yöntemlere başvuranlar bile oldu. Örneğin, hayvan psikologları Luella Kellogg ve eşi Winthrop Kellogg tarihin en ürkütücü deneylerinden birine imza attı.
Hayatlarını zeki hayvanlar türlerini incelemeye adayan çift, ABD'deki Florida Eyalet Üniversitesi ve Indiana Eyalet Üniversitesi'nde laboratuvar çalışmaları yürütmüştü.
Çift, 1931'de bu çalışmaları bir ileri seviyeye taşıyarak Gua adlı yavru bir şempanzeyi, kendi bebekleri Donald'la kardeş gibi yetiştirmeye karar verdi.
Deney başladığında dişi şempanze henüz 7,5 aylık, Donald ise 10 aylıktı. İki bilim insanı başta 5 yıl sürmesi planlanan bu deneyde insan gibi yetiştirilen bir şempanzenin sınırları ne denli zorlayabileceğini görmek istedi.
Gua'nın gelişim sürecini görüntüleyen ve sonunda bunu bir belgesel haline getiren çift, şempanzeye tıpkı Donald'a davrandıkları gibi davrandı. Gua tıpkı bir insan yavrusu gibi giydirildi, beslendi ve erkek kardeşiyle aynı görevleri üstlendi.

Birkaç ay içinde Gua'nın çok hızlı gelişim gösterdiği anlaşıldı. Dik yürümeye başlayan şempanze çatalla yemek yiyor, 20 basit komuta cevap veriyor ve hatta Donald'dan "daha akıllı" diye niteleniyordu.
Öte yandan iki yavru arasındaki farklılıklar da çok hızlı ortaya çıktı. Donald insanları fiziksel görüntü ve yüzlerinden tanırken, Gua kokuları ve giydikleri kıyafetleri baz alıyordu.
Donald 16 aylıkken kelimeler kurmaya başladı ama Gua konuşabileceğine dair hiçbir belirti göstermedi. Çift, Gua'nın gelişebileceği son noktaya kadar geldiğini düşünüyordu. Zira türün fizyolojisi ve beyin gelişimi, insan iletişimine izin vermiyordu.
Ancak deney ilerlerken, Donald'ın şempanzeden daha fazla etkilendiği görüldü. Gua'nın Donald'a benzemesi beklenirken tam tersi bir tablo ortaya çıktı.
Şempanzenin çıkardığı sesleri taklit eden Donald, insanları ısırmaya, bir şempanze gibi oynamaya ve dört ayak üzerinde hareket etmeye başladı.
Donald'ın giderek şempanzelere benzediğini gören aile 9 ayın sonunda deneyi durdurdu.
Bu deneyi yorumlayan diğer bilim insanları, çiftin kararlarına eleştirel yaklaşıyor. 
Johns Hopkins Berman Biyoetik Enstitüsü'nden Jeffrey Kahn, çiftin bu sonucu öngörmüş olması gerektiğini düşünüyor.
"Köpek yavrusu olan bir bebek yetiştirirseniz, yavru köpeğin insan özelliklerini öğrenmesini beklemezsiniz" diyen bilim insanı şöyle ekliyor:
"Ancak yerlerde sürünen ve köpekler gibi havlayan küçük çocukları kim görmemiştir?"
Gua deneyin sona ermesinin ardından ABD'nin Florida eyaletindeki Yerkes Bölgesel Primat Araştırma Merkezine gönderildi ve bir yıl sonra burada zatürre nedeniyle öldü.
Donald ise büyüyüp doktor oldu ama 42 yaşında intihar ederek hayatını kaybetti.
Donald'ın intiharının söz konusu deneyle ne kadar ilişkili olduğu bilinmiyor. Ancak Kahn, "Kendi çocukları üzerinde deney yapmaları son derece sorunlu" diyor.
Kahn ayrıca, deneyin yeterince bilimsel olmadığını da ekliyor:
"Kendi aileniz ve kendi hayatınız üzerinde deney yaparsanız, bir laboratuvar çalışması kadar bilimsel olmaz."
Independent Türkçe, IFL Science, OZY



Arizona'da tarihi keşif: 200 milyon yıllık uçan sürüngen fosili bulundu

Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)
Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)
TT

Arizona'da tarihi keşif: 200 milyon yıllık uçan sürüngen fosili bulundu

Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)
Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)

Araştırmacılar 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti.

Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nden bilim insanları 2011'de, fosilleşmiş çene kemiğini ortaya çıkardıkları bu canlının, artık Kuzey Amerika'da bilinen en eski teruzor türü olduğunu belirledi.

Arizona'daki Taşlaşmış Orman Milli Parkı'ndaki ücra bir kemik yatağında keşfedilen bu canlının çene kemiği 209 milyon yıl önce volkanik kül içinde korunmuş.

Yeni türün, bir insanın omzuna rahatça tüneyebilecek kadar küçük olduğu düşünülüyor.

Bu olağanüstü fosili, müzenin FossiLab bölümünde 18 yıldır gönüllü olarak çalışan Suzanne McIntire keşfetti.

McIntire şöyle diyor:

Bu örneği ortaya çıkarmanın heyecan verici tarafı, dişlerin hâlâ kemiğin içinde olmasıydı, bu yüzden hayvanı tanımlamanın çok daha kolay olacağını biliyordum.

Ekip, diş uçlarının aşınmış olmasından yola çıkarak teruzorun, çoğu zırh benzeri pullarla kaplı balıklarla beslendiği sonucuna vardı.

Ekip yeni teruzor türüne Eotephradactylus mcintireae adını verdi. "Kül kanatlı şafak tanrıçası" anlamına gelen bu isim, fosilin bulunduğu alandaki volkanik küle atıf yapıyor.

Arizona'nın kuzeydoğusundaki bu bölge, 209 milyon yıl önce Pangaea'nın ortasında ve ekvatorun hemen üzerinde yer alıyordu.

Küçük nehir kanallarının kesiştiği bölge muhtemelen mevsimsel sellere maruz kalıyordu; bu seller kanallara tortu ve volkanik kül taşıyarak muhtemelen kemik yatağında muhafaza edilen canlıları gömdü.

Ekip toplamda kemikler, dişler, balık pulları ve koprolitler yani fosilleşmiş dışkılar da dahil 1200'den fazla fosil ortaya çıkardı.

Araştırmacılar ayrıca sivri uçlu zırhı ve ayakkabı kutusuna sığabilecek kabuğuyla, eski bir kaplumbağanın fosillerini de tanımladı. Kara kaplumbağası benzeri bu hayvan, fosilleri daha önce Almanya'da keşfedilen, bilinen en eski kaplumbağayla aynı zamanlarda yaşamıştı.

Kligman, "Bu, kaplumbağaların Pangea genelinde hızla yayıldığını gösteriyor ki bu çok büyük olmayan ve muhtemelen yavaş bir tempoda yürüyen bir hayvan için şaşırtıcı" diyor.

Independent Türkçe