Yeni teknoloji işitme kaybı olanlara dokunarak müzik dinleme imkanı sunacak

"Gönderilen asıl uyarana farklı bir tepki almak için sinir sistemini 'hacklemek' gibi"

(Malaga Üniversitesi)
(Malaga Üniversitesi)
TT

Yeni teknoloji işitme kaybı olanlara dokunarak müzik dinleme imkanı sunacak

(Malaga Üniversitesi)
(Malaga Üniversitesi)

Bilim insanları, işitme kaybı olanların dokunarak müzik dinlemelerine imkan tanıyacak yeni bir teknolojinin prototipini geliştirdi.
LNCS akademik dergisinde tanımlanan bu prototip, "dokunsal illüzyonlar" kullanıyor ve monofonik müziği titreşime dayalı somut uyaranlara dönüştüren bir algoritmadan oluşuyor.
İspanya'daki Malaga Üniversitesi'nden araştırmacılar yaptıkları açıklamada, "Gönderilen asıl uyarana farklı bir tepki almak için sinir sistemini 'hacklemek' gibi" dedi.
Araştırmacılar çalışmada, müziğe ilişkin özellikleri ve yapıları "titreşim dokulu uyaranlara" dönüştüren bir algoritma geliştirdi.
The Independent'ta yer alan habere göre bu algoritma müziğin özelliklerini ve yapılarını, sesin "sembolik tasvirlerini" yaratan Müzik Enstrümanları Dijital Arabirimi (MIDI) dosyalarından alıyor.
Çalışmanın ortak yazarı Paul Remach, "Bu, müziği haritalamaya benzer bir şey" açıklamasını yaptı.
50'den fazla gönüllünün katıldığı çalışmada, "dokunsal illüzyonların" düzeninin katılımcılarda olumsuz duygulara göre daha fazla olumlu duygu tetiklediği ve orijinal müziğinkinden farklı bir duygusal tepki uyandırdığı öne sürülüyor.
Araştırmada bilim insanları, "Ritim, tempo ve melodi gibi müziğe ilişkin özellikler çoğunlukla dokunsal illüzyonların düzeninde tanımlanabilse de orijinal sesinkinden farklı bir duygusal tepkiye sebep oldu" açıklamasını yaptı.
Bilim insanları daha sonraki çalışmalarda titreşimin yönündeki ve konumundaki değişiklikler de dahil algoritmanın işlediği müzik özelliklerinin yelpazesini geliştirip genişletmeyi umuyor.
Araştırmacılar, "Cildin algılanabilir frekans aralığı işitme sistemininkinden daha düşük olduğu için zorlu bir süreç, bu da müziğin bazı özelliklerinin kaybına yol açabilir" diye açıkladı.
Bilim insanları prototipin, konserlere rahatça getirilebilecek akıllı telefonlar gibi teknolojik cihazlara kolayca aktarılabilecek, taşınabilir bir terminalin önünü açacağına inanıyor.
"Uzun vadede başarmak istediğimiz şey, duymayan insanların müzik 'dinleyebilmesi'" diyen Dr. Remach, bu teknolojinin ruhsal bozukluklara yönelik terapi ve ağrı tedavisi için de geliştirilebileceğini ekledi.



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy