Airbus yolsuzluk soruşturmalarını düşürmek için 15,9 milyon euro ödeyecek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Airbus yolsuzluk soruşturmalarını düşürmek için 15,9 milyon euro ödeyecek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Airbus, Fransa'da hakkında yolsuzlukla ilgili açılan soruşturmaların düşürülmesi ve kovuşturma açılmaması için 15,9 milyon euro para cezası ödemeyi kabul etti.
Fransız basındaki haberlere göre, Paris Adli Mahkemesi, Airbus'ın özellikle 2006-2011 döneminde Libya ve Kazakistan'a uçak veya helikopter gibi farklı ekipman satışlarına ilişkin rüşvete bulaşmakla suçlandığı soruşturmaları kapatmak için Ulusal Mali Savcılık Ofisi (PNF) ile anlaşma yoluna gitmesine onay verdi.
Airbus, bu anlaşmayla 15,9 milyon euro (yaklaşık 310 milyon Türk lirası) para cezası ödeyerek marka isminin "kirletilmesini" önlemek istiyor.
Şirkete yönelik ön soruşturmaların başını, eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin görev süresine denk gelen 2009-2010 döneminde, Fransa ve Kazakistan arasında Airbus ekipmanlarının alımına yönelik imzalanan sözleşmeler için aracılara ödenen yasa dışı komisyonlar ve yolsuzluk iddiaları çekiyor.
Sarkozy'nin 2007'deki cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası için Libya'dan yasa dışı finansman sağladığına ilişkin yargı süreci nedeniyle Fransız yargısı, Airbus'ın Libya'ya 2006'da 12 uçak satışına da dikkat çekiyor.
PNF'ye göre, Airbus'ın ödeyeceği 15,9 milyon euroluk meblağ, Libya ve Kazakistan'da yapılan ekipman satışları sırasında aracılara ödenen toplam miktara denk geliyor.
Airbus, daha önce de hakkında kovuşturma açılmaması için 2020'de Fransız, İngiliz ve ABD makamlarına toplam 3,6 milyar euro (yaklaşık 70 milyar Türk lirası) ödemeyi kabul etmişti.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.