Jeffrey Epstein'ın malvarlığından ABD Virjin Adaları yönetimine 105 milyon dolar tazminat ödenecek

Epstein, onlarca yıl boyunca seks ticareti amacıyla genç kızları özel adası Little Saint James'e kaçırmıştı

Jeffrey Epstein, seks ticareti suçlamasıyla yargılanmayı beklerken hapishanede öldü (AP)
Jeffrey Epstein, seks ticareti suçlamasıyla yargılanmayı beklerken hapishanede öldü (AP)
TT

Jeffrey Epstein'ın malvarlığından ABD Virjin Adaları yönetimine 105 milyon dolar tazminat ödenecek

Jeffrey Epstein, seks ticareti suçlamasıyla yargılanmayı beklerken hapishanede öldü (AP)
Jeffrey Epstein, seks ticareti suçlamasıyla yargılanmayı beklerken hapishanede öldü (AP)

Jeffrey Epstein'ın malvarlığından ABD Virjin Adaları hükümetine, hayatını kaybeden pedofilinin takımadalarındaki özel adasını seks ticareti için kullandığına dair davada uzlaşma olarak 105 milyon dolara kadar ödeme yapılmasına karar verildiği yeni bir haberde bildirildi.
New York Times'ın haberine göre bu uzlaşma, ABD Virjin Adaları Başsavcısı Denise George tarafından açılan ve Epstein'ı, yetkilileri kandırarak mali danışmanlık şirketine vergi indirimi sağlamakla suçlayan üç yıllık davayı sona erdiriyor.
Times'ın haberine göre anlaşma kapsamında Epstein'ın malvarlığından 80 milyon dolar vergi cezasının yanı sıra özel adası Little Saint James'in satışından elde edilen gelirin yarısı da ödenecek.
Epstein'ın düzinelerce kurbanının, seks ticareti için kaçırıldığını söylediği yaklaşık 287 dönümlük gözlerden uzak ada, 55 milyon dolara satışa çıkarılmıştı.
The Times, Epstein'ın New York, New Mexico ve Florida'daki geniş mülkleri nedeniyle bir zamanlar 600 milyon dolar değerindeki malvarlığından, kurbanlara, avukatlara ve İç Gelir İdaresi'ne yapılan muazzam ödemelerden sonra sadece 22 milyon dolar nakit kaldığını bildirdi.
The Independent'ta yer alan habere göre yatırımlarda 159 milyon dolar daha malvarlığı var ve cezanın ödenmesi için 12 ay süre tanındı.
George, dolandırıcılık şikayetinde Epstein'ın, danışmanlık firması Southern Trust Company'ye yasadışı vergi indirimleri sağladığını iddia etmişti.
Başsavcılığın şikayetinde bu şirket, "genç kadınların ve reşit olmayan kızların cinsel hizmet, çocuk istismarı ve cinsel saldırı amacıyla kaçırılması için mükemmel bir sığınak ve barınak" olarak tanımlanmıştı.
Epstein ve ortakları, yasadışı faaliyetlerinin Virjin Adaları ve federal kolluk kuvvetleri tarafından tespit edilmesini önleyebiliyor ve bu genç kadınların ve reşit olmayan kızların özgürce ayrılmasını ve istismardan kaçmasını engelleyebiliyordu.
Times'a yaptığı açıklamada George şöyle konuştu: 
"Davanın en başında, Little St. James'te insan kaçakçılığı ve cinsel istismara uğrayan üç cesur genç kadınla tanışmaktan büyük onur duydum. Çalışmalarımız, Epstein'ın istismarından kurtulan herkesin gücü ve cesaretinden ilham aldı, onurlandı ve güçlendi."
Epstein, seks ticareti suçlamasıyla yargılanmayı beklerken Ağustos 2019'da Manhattan'daki bir hapishane hücresinde ölmüştü.
The Independent, ABD Virjin Adaları Başsavcılığı'yla temasa geçse de henüz yanıt alamadı.



Arakçi: Nükleer silah peşinde değiliz ve İsrail'in nükleer silah cephaneliğine sahip olmasına izin verilmemeli

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)
TT

Arakçi: Nükleer silah peşinde değiliz ve İsrail'in nükleer silah cephaneliğine sahip olmasına izin verilmemeli

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi bugün yaptığı açıklamada ABD’nin İran'la müzakerelerdeki amacının İran'ı ‘nükleer haklarından’ mahrum bırakmak olması halinde Tahran'ın bu haklarından asla vazgeçmeyeceğini söyledi.

Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Arap-İran Diyalog Forumu'nda konuşan Arakçi, ülkesinin nükleer silah sahibi olmayı bir tabu olarak gördüğünü, ancak uranyumu barışçıl yollarla zenginleştirme hakkı konusunda ısrarcı olduğunu belirtti. Aynı zamanda İsrail'in nükleer silah cephaneliğine sahip olmasına izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan İranlı Bakan, ülkesinin diyalog ilkesine inandığını ve bölge ülkeleri arasında diyalog çağrısında bulunduğunu vurguladı. İran'ın bölgesel diyalogda daha üst bir aşamaya geçtiğini belirten Arakçi, “bölge ülkeleriyle ilk konferansı gerçekleştirmeyi başardık” dedi.

İran’ın resmi haber ajanslarının aktardığına göre İran ve ABD arasında Umman’da yapılması planlanan yeni müzakere turunun başlamasına bir gün kala yaptığı açıklamada Arakçi, İran'ın ABD ile görüşmelerini ‘iyi niyetle’ sürdürdüğünü söyledi.

İran Dışişleri Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak müzakerelerin amacının İran'ı nükleer haklarından mahrum bırakmaksa, İran'ın hiçbir hakkından vazgeçmeyeceğini açıkça vurguluyorum.”

İran defalarca kez uranyum zenginleştirme hakkının müzakere edilemez olduğunu ileri sürerek bazı ABD’li yetkililer tarafından dile getirilen ‘sıfır uranyum zenginleştirme’ talebini reddetti.

Fakat ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff cuma günü verdiği bir röportajda, ABD ile yapılacak herhangi bir anlaşma kapsamında İran'ın uranyum zenginleştirme tesislerinin lağvedilebileceğini belirtti.

rfgthyju
Arakçi ve Witkoff (AP)

Trump, İran'ın nükleer programına ilişkin uzun süredir devam eden anlaşmazlığı çözecek yeni bir anlaşmaya varılmaması halinde İran'ı bombalamakla tehdit etti. Göreve geldiği ilk dönemde Trump, ülkesinin Tahran ile dünya güçleri arasında 2015 yılında imzalanan ve İran'ın nükleer faaliyetlerini dizginlemeyi amaçlayan nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekildiğini açıklamıştı.

Batılı ülkeler, ABD'nin 2015 tarihli nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından Tahran'ın hız verdiği nükleer programının nükleer silah üretmeye yönelik olduğunu söylerken, İran bu çalışmaların sadece sivil amaçlı olduğunda ısrar ediyor.

Arakçi, sözlerini şöyle noktaladı:

“İran, ABD ile yaptığı dolaylı müzakerelerde nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılması hakkını vurguluyor ve nükleer silah edinmenin peşinde olmadığını açıkça ifade ediyor. İran müzakereleri iyi niyetle sürdürüyor. Eğer bu görüşmelerin amacı nükleerleşmemeyi sağlamaksa bir anlaşmaya varılabilir. Eğer amaç İran'ın nükleer haklarını kısıtlamaksa, İran bu haklarından asla vazgeçmeyecektir.”