Mısır’ın gündeminde mezarların kalkınma amacıyla yıkılması var

Siyaset ve edebiyat alanının önde gelen isimlerinin mezarları yıkılıyor.

 Mısır'da Taha Hüseyin'in 'kaldırıldı' yazan mezarı tartışmaya neden oldu. (Sosyal medya)
Mısır'da Taha Hüseyin'in 'kaldırıldı' yazan mezarı tartışmaya neden oldu. (Sosyal medya)
TT

Mısır’ın gündeminde mezarların kalkınma amacıyla yıkılması var

 Mısır'da Taha Hüseyin'in 'kaldırıldı' yazan mezarı tartışmaya neden oldu. (Sosyal medya)
Mısır'da Taha Hüseyin'in 'kaldırıldı' yazan mezarı tartışmaya neden oldu. (Sosyal medya)

Mısır kültür çevreleri, kalkınma amacıyla edebi ve siyasi figürlerin mezarlarının yıkılmasıyla ilgili tartışmalara sahne oluyor.
Son tartışma dalgası ise yazar Noha Yahya Hakkı'nın birkaç gün önce, bölgedeki geliştirme çalışmaların tamamlanması kapsamında babasının Seyyide Nefisa Camii'nin arkasında bulunan kabrinin ‘kaldırılması için bir uyarı aldığını’ açıklamasıyla gündeme geldi. Bu gelişme, ünlü Mısırlı yazar Taha Hüseyin’in mezarının taşınmasıyla ilgili olarak kararın geri çekilmesiyle sonuçlanan önceki krizden iki ay gibi kısa bir süre sonra yaşandı.
Mısır’da tarihi sembol isimlerin mezarlarının yıkılmasına yönelik tartışmalar ilk kez yaşanmıyor. Bu sorun, 2014 yılında el Gafir türbelerinin yıkılmasının açıklanmasının ardından gündeme geldi. Daha sonra Firdevs eksenini (modern eksen geliştirme projelerinden biri) hizmete açmak amacıyla Memluk mezarlığındaki mezarları buldozerlerle kaldıran video görüntülerinin sosyal medyada yayılmasının ardından, 2020 yılında yeniden alevlendi.
Yapılan itirazlar yetkililerin de gündeminde. Eski Eserler Yüksek Konseyi İslami, Kıpti ve Yahudi Eski Eserler Birimi Başkanı Usame Talaat, Kahire’nin merkezindeki İmam Şafi bölgesinin geliştirilmesiyle ilgili çıkan haberler ve  video görüntüleriyle ilgili bir açıklama yaptı. Talaat, Kral Faruk'un ilk eşi Kraliçe Feride'nin mezarının yanı sıra Alevi ailesinin de dahil olmak üzere bölgedeki mezarların kaldırılmasını gerektiren, ‘bölgedeki trafiği kolaylaştırmak’ projesinin bir parçası olduğunu söyledi.
Diğer yandan Kahire Üniversitesi Mimarlık Mühendisliği Bölümü'nde Mimarlık ve Kentsel Tasarım Profesörü Dr. Süheyr Havas konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır'ın tarihi sembollerinin mezarlarının kaldırılmasının, ‘kalkınma planının uygulanabilirliği ve resmi olarak Kahire'nin mirası arasında sayılan alanların kaldırılmasının yansımaları hakkında birçok soruyu gündeme getirdiğini’ söyledi. Havas bazı resmi kararların, korunması gereken tarihi türbeler ve miras işaretleri olan mezarları kaldırma eğiliminde olduğunu kaydetti. Başkent Kahire’nin dünya mirası değerine sahip bir şehir olduğunu belirterek UNESCO’nun şehrin küresel değerini yansıtan tarihi Kahire'nin özelliklerini tanımlayan bir harita geliştirdiğini vurguladı.
Bu mezarların gençlerin yetişmesine katkı sağlayan semboller olduğuna dikkat çeken Havas, Yahya Hakkı, Taha Hüseyin ve diğer sembol isimlerin gelecek nesillerin vicdanların oluşturulmasına katkı sağladığının altını çizdi.



“Hizbullah çağrı cihazları” patlayıcı madde içeriyordu

Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
TT

“Hizbullah çağrı cihazları” patlayıcı madde içeriyordu

Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)
Hizbullah üyeleri dünkü bombalamalarda öldürülen bir kişinin cenaze merasiminde (AFP)

Lübnanlı yetkililerin dün (Salı) Hizbullah'a ait çağrı cihazlarının patlamasıyla ilgili yürüttüğü soruşturmadan elde edilen ilk verilerin, cihazların önceden programlandığını ve patlayıcı içerdiğini ortaya koyduğu belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre adının açıklanmaması kaydıyla konuşan kaynak, “Veriler, patlama yönteminin cihazların önceden programlandığını ve cihazın bataryası boyunca yerleştirilmiş patlayıcılar içerdiğini gösteriyor” dedi. Kaynak, soruşturmanın “henüz başlangıç aşamasında” olduğunu belirtti.

Lübnan'da dün meydana gelen ve Hizbullah'ın İsrail'i “tamamen sorumlu” tuttuğu eş zamanlı çağrı cihazı patlamalarında 12 kişi ölmüş, yaklaşık üç bin kişi yaralanmıştı.