San Francisco'da polisin 'katil robotlar' kullanmasına izin çıktı

Polis sözcüsü, "Bu şekilde donatılmış robotlar yalnızca ekstrem koşullarda masum hayatların kurtarılması veya daha fazla kaybın önlenmesi için kullanılabilir" dedi

Alman sivil toplum kuruluşu "Facing Finance"in katil robotlar diye adlandırdıkları robotları yasaklama çağrısı yaptığı "Katil Robotları Durdurun" kampanyası kapsamında düzenlenen gösteriye katılanlar (AFP)
Alman sivil toplum kuruluşu "Facing Finance"in katil robotlar diye adlandırdıkları robotları yasaklama çağrısı yaptığı "Katil Robotları Durdurun" kampanyası kapsamında düzenlenen gösteriye katılanlar (AFP)
TT

San Francisco'da polisin 'katil robotlar' kullanmasına izin çıktı

Alman sivil toplum kuruluşu "Facing Finance"in katil robotlar diye adlandırdıkları robotları yasaklama çağrısı yaptığı "Katil Robotları Durdurun" kampanyası kapsamında düzenlenen gösteriye katılanlar (AFP)
Alman sivil toplum kuruluşu "Facing Finance"in katil robotlar diye adlandırdıkları robotları yasaklama çağrısı yaptığı "Katil Robotları Durdurun" kampanyası kapsamında düzenlenen gösteriye katılanlar (AFP)

San Francisco'da yasa yapıcıların salı günü tartışmalı bir yeni politikayı onaylamasının ardından polis, insanları öldürebilecek robotları acil durumlarda kullanabilecek.
Karar, siyasi açıdan liberal olan kurulda kolluk kuvvetlerine destek konusundaki fikir ayrılıklarını yansıtan duygusal olarak yoğun bir tartışmanın ardından alındı. Oylama 8'e karşı 3'tü ve çoğunluk, insan hakları ve diğer polis gözetim gruplarının güçlü itirazlarına rağmen polise bu seçeneği sunmayı kabul etti.
Muhalifler, bu yetkinin yoksullara ve azınlık topluluklarına karşı zaten fazla saldırgan olan polis gücünün daha fazla askerileşmesine yol açacağını söyledi.
Tasarıyı tüm kurula ileten komite üyesi denetmen Connie Chan, güç kullanımıyla ilgili endişeleri anladığını fakat "eyalet yasalarına göre bu ekipmanların kullanımını onaylamaları gerektiğini" söyledi.
"İşte buradayız ve bu kesinlikle kolay bir tartışma değil."
San Francisco Polis Teşkilatı (SFPD), önceden silahlandırılmış robotlara sahip olmadığını ve robotları silahlandırmayı planlamadığını açıkladı.
Fakat SFPD sözcüsü Allison Maxie yaptığı açıklamada, insan hayatı söz konusu olduğunda departmanın "temas kurmak, etkisiz hale getirmek veya şiddetli, silahlı ya da tehlikeli şüphelinin kafasını karıştırmak için" patlayıcı yüklerle donatılmış robotlar kullanabileceğini söyledi.
Maxie, "Bu şekilde donatılmış robotlar yalnızca ekstrem koşullarda masum hayatların kurtarılması veya daha fazla kaybın önlenmesi için kullanılabilir" dedi.
Denetçiler salı günü, tasarıyı değiştirerek memurların robotları ancak alternatif güç veya gerginliği azaltma taktiklerine başvurduktan ya da şüpheliyi bu alternatif yollarla etkisiz hale getiremeyecekleri sonucuna vardıktan sonra kullanabileceklerini belirtti. Sadece sınırlı sayıda yüksek rütbeli polis memuru robotların ölümcül bir güç seçeneği olarak kullanmasında yetki sahibi olabilecek.
SFPD, San Francisco polisinin şu anda bombaları değerlendirmek veya düşük görünürlük durumlarında görüş sağlamak için kullanılan bir düzine çalışan yer robotuna sahip olduğunu söylüyor. Polis yetkilileri robotların 2010 ile 2017 arasında edinildiğini ve bir kez bile patlayıcı cihaz götürmekte kullanılmadıklarını söyledi.
Ancak bu yıl polis ve şerif teşkilatlarının askeri sınıf ekipmanları envantere kaydetmeleri ve kullanmaları için onay almalarını gerektiren yeni bir Kaliforniya yasasının yürürlüğe girmesinin ardından açık bir yetkilendirme gerekiyordu.
Eyalet yasası geçen yıl meclis üyesi olduğu dönemde San Francisco Şehri Başsavcısı David Chiu tarafından yazıldı. Yasaya göre, topluluklar üzerinde olumsuz etkisi olan askeri sınıf silahların edinilmesi ve kullanılması konusunda halka bir forum ve söz hakkı verilmesi amaçlanıyor.
Federal bir program kapsamında yerel kolluk kuvvetlerine destek olmak için uzun zamandır el bombası fırlatıcıları, kamuflaj üniformaları, süngüler, zırhlı araçlar ve diğer ihtiyaç fazlası askeri ekipmanlar dağıtılıyor.
The Independent'ta yer alan habere göre 2017'de dönemin ABD Başkanı Donald Trump, selefi Barack Obama'nın 2015'te rafa kaldırdığı bu Pentagon programını yeniden canlandıran bir kararname imzalamıştı. Obama'nın bu kararı, biraz da Michael Brown'ın vurularak öldürülmesinin ardından Missouri eyaletinin Ferguson kentinde düzenlenen protestolarda askeri teçhizat kullanımına yönelik öfkeyle tetiklenmişti.
San Francisco polisi salı günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, ordudan hiçbir fazla robot edinilmediğini fakat federal hibe parasıyla bazı robotlar satın alındığını söyledi.
San Francisco Körfezi'nin diğer tarafında, Oakland Polis Teşkilatı da halkın tepkisi üzerine benzer bir tasarıyı geri çekti.
Dallas polisi, halihazırda 5 polis memurunu öldüren bir keskin nişancıyı patlayıcılarla öldürerek, ABD'de uzaktan kumandalı robotları ölümcül güç olarak kullanan ilk polis teşkilatı olmuştu.
 



Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
TT

Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)

Sri Lanka'da 400'e yakın kişiyi öldüren sel felaketinden kurtulanlar yaşanan kaosu anlattı.

Sri Lanka Afet Yönetim Merkezi (DMC), ülkede geçen haftadan bu yana devam eden şiddetli yağışların yol açtığı afetlerde can kayıplarının 390'a çıktığını, 370 kişidense hâlâ haber alınamadığını bildirdi. 

Ayrıca arama kurtarma ekiplerinin su baskını ve heyelan riski taşıyan birçok bölgeye ulaşmakta güçlük çektiği vurgulandı.

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake, ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini duyurmuş, kurtarma çalışmaları için 20 binden fazla askeri personelin görevlendirileceğini belirtmişti.

Guardian'ın irtibata geçtiği Layani Rasika Niroşani, yoğun yağışlara alışık olduklarını fakat bu kadar büyük bir afetle karşılaşacaklarını tahmin etmediklerini söylüyor. 

Selde her şeyini kaybettiğini belirten iki çocuk annesi 36 yaşındaki kadın şöyle devam ediyor: 

Evimiz toprak altında kaldı. Ailem hâlâ şok içinde. Sıfırdan başlamak zorundayız. Bazen bu, yaşamaktan bile daha kötü olabilir.

Kantharuban Praşant da sel nedeniyle evlerini kaybeden 125'ten fazla aileye Badulla'daki bir okulda barınak sağladıklarını belirtiyor.

Yardım malzemelerine ulaşmakta güçlük çektiklerini belirten 32 yaşındaki öğretmen, birçok ailenin selde mahsur kaldığını söylüyor. 

Bazı Sri Lankalılar, yetkililerin afet uyarısı yapmadığına da dikkat çekiyor. 45 yaşındaki Ja Nilanthi, nehir suları tehlikeli seviyeye ulaştığında bile herhangi bir uyarı veya tahliye emri almadıklarını belirtiyor.

Ditwah Kasırgası ve muson yağışlarının yol açtığı sel ve toprak kaymaları nedeniyle can kaybı Endonezya'da 604'e, Tayland'da 176'ya ve Malezya'da üçe yükseldi. 

Güney Asya'da toplamda en az 1172 kişinin canını alan afetlerin yol açtığı yıkımın boyutu henüz tam olarak bilinmiyor. 

Bilim insanlarına göre Güney Asya, iklim değişikliğine karşı yüksek riskli bölgelerden biri. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, CNN


Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
TT

Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Fransa şubesi Ulusal Gazeteciler Birliği (SNJ) ile iş birliği yaparak, 26 Kasım'da Paris'teki Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı'na, Filistin topraklarında medya özgürlüğünü engelleme ve savaş suçları işleme suçlamalarıyla şikayette bulundu.

Kimliği belirsiz kişiye karşı açılan dava, Fransız gazetecilerin güvenliklerini ve çalışmalarına devam edebilmelerini sağlamak amacıyla gizlice toplanan çok sayıda tanık ifadesine dayanıyor.

İki kuruluştan yapılan açıklamada, "Temel ilkeler olan basın özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkı Gazze ve Batı Şeria'da yeniden tesis edilmelidir"denildi.

"İşgal altındaki Filistin topraklarında gazetecilerin çalışmalarının yaygın olarak engellendiği göz önüne alındığında, sembolik açıklamalar önemini koruyor, ancak yeterli değil. Harekete geçilmeli ve Fransız yargısının bu konuda bir rolü olmalı. Geçen hafta Paris'te yaptığımız şikayetin anlamı da bu."

Şikayette, özellikle 7 Ekim 2023'ten bu yana hiçbir yabancı gazetecinin serbestçe girmesine izin verilmeyen Gazze'ye uygulanan medya karartması ve Hamas saldırıları hedef alınıyor.

İki kuruluş, bu durumu "silahlı çatışmada eşi benzeri görülmemiş bir karartma" olarak nitelendirirken, Filistinli gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik "sert baskı"nın da eşlik ettiğini belirterek, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'nun 225 cinayeti belgelediğini kaydetti.

Kuruluşlar, İsrail ve Batı Şeria'da gazetecilerin çalışmalarına getirilen kısıtlamaları da kınadı.

Sahada çalışan Fransız muhabirler, günlük hayatta olayları takip etmelerinin engellendiğini, tehdit edildiğini, ekipmana el konulduğunu, fiziksel saldırılara maruz kaldıklarını, silahların savrulduğunu, tutuklamalar, aramalar ve sorgulamalar, gözaltılar ve keyfi sınır dışı edilmeler yaşandığını ve hatta bazen "vurulduklarını" anlattılar.

Şikayette, belirli bir kişiyi hedef almadıklarını belirtilerek, belgelenen ihlallerin işgal altındaki topraklarda, siviller ve yerleşimcilerin yanı sıra askeri, polis, gümrük ve idari birimlere atfedildiği, "olayların doğru ve dengeli bir şekilde aktarılmasını engellemek ve tek taraflı bir anlatım dayatmak" amacı güdüldüğü belirtildi.

Bu bağlamda SNJ Genel Sekreterleri Vanessa Ribush ve Julien Fleury, "Gazeteciler gözlemci olarak görülmekte zorlanıyorlar, çünkü çoğu zaman aktivist, hatta terörist gibi muamele görüyorlar" dedi.

"Onlarca silahlı yerleşimci tarafından takip edildiklerinde, hayatlarına yönelik tehlike mevcut ve bazen somut hale geliyor. Gazetecilerin temel haklarının bu şekilde ihlal edilmesi cezasız kalamaz" diye eklediler.

İki örgüt, işgal altındaki topraklarda yaşanan ihlallerin, İsrail'in "devlet dokunulmazlığı"nı ileri sürmesini engellediğini ve özellikle ihlallerin Fransız vatandaşlarını etkilemesi ve temel özgürlüklerini ihlal etmesi nedeniyle, Fransız yargısının harekete geçmesinin önünü açtığını savundu.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Anthony Bellanger ise "Fransız gazetecilerin uluslararası insancıl hukukun tamamen geçerli olduğu alanlarda çalışmalarını engellemelerine, tehdit ve sindirilmelerine veya hedef alınmalarına artık izin vermeyeceğiz" dedi. Bellanger, "Basın özgürlüğü çiğnendiğinde ve savaş suçları işlendiğinde, Fransa vatandaşlarını korumak için harekete geçmelidir. Şikayetimiz, uluslararası hukukun üstünde kimsenin olmadığını ve gerçeğin susturulamayacağını herkese hatırlatmak için gerekli bir adımdır" ifadesini kullandı.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ve Ulusal Gazeteciler Birliği'ni temsil eden avukatlar Inès Dafoe ve Louise L. Yafe, bu şikayetin Fransa'da "eşi benzeri görülmemiş" olduğunu doğrulayarak, "Gazetecilerin çalışmalarının sistematik olarak engellenmesi ve onları hedef alan savaş suçları temelinde, çatışma bölgesindeki Fransız muhabirlerini korumak için ulusal bir mahkemeye ilk kez böyle bir dava açıldı" dediler.

"Basın özgürlüğünün korunması, hukukun üstünlüğüyle yönetilen her devlette temel bir ilkedir ve Fransız gazetecilerin görevlerini yerine getirme yetenekleri ihlal edildiğinde, mahkemelere başvurmalarını tamamen haklı çıkarır" vurgusu yapıldı.


Kremlin: Putin-Witkoff görüşmesi, çatışmanın barışçıl çözümü için önemli bir adım

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
TT

Kremlin: Putin-Witkoff görüşmesi, çatışmanın barışçıl çözümü için önemli bir adım

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bugün ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yapacağı görüşmenin Ukrayna ile olan çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi için önemli bir adım olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Rus medya kuruluşu RT’den aktardığına göre Peskov, Putin ve Witkoff'un bugün Washington'un son günlerde Kiev ile yaptığı görüşmelerde elde ettiği sonuçları tartışacaklarını söyledi.

Peskov, “Rusya barış görüşmelerine açık, ancak Ukrayna'daki askeri operasyon çerçevesinde belirli hedeflerine ulaşması gerekiyor... Rusya, Ukrayna çatışmasına gelecek nesiller için bir çözüm bulunmasını istiyor” ifadelerini kullandı.

Witkoff, Miami'de Ukrayna heyetiyle yapılan görüşmelerin sonuçlarını Rusya Devlet Başkanı’na aktarmak ve Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için Başkan Donald Trump'ın önerilerini iletmek üzere Putin ile görüşmeye hazırlanıyor.