Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: Amerikalılar tüm Avrupa’yı köleleştirdi

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AA)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AA)
TT

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: Amerikalılar tüm Avrupa’yı köleleştirdi

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AA)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AA)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’nin tüm Avrupa’yı köleleştirdiğini, sadece Almanları değil Avrupa Birliği’ni (AB) kontrolü altında tuttuğunu söyledi.
Lavrov, Avrupa’nın güvenlik sorunu konusunda düzenlediği basın toplantısında, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatına (AGİT) ve Batı’ya yönelik eleştirilerde bulundu.
Polonya’da katılımına izin verilmeyen AGİT Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın konuştuğu sırada sürdüğünü belirten Lavrov, 1975’te Helsinki Nihai Senedi’nin imzalanmasının Doğu-Batı ilişkilerinde yeni bir dönemin habercisi ve diplomasi başarısı olarak görüldüğünü hatırlattı.
Lavrov, buna rağmen o zamandan bu yana sorunların daha fazla arttığını, AGİT’in “marjinal” bir kuruluş haline gelmeye başladığını, dönem başkanı Polonya’nın da “uzlaşı kültürünün kalıntılarını yok ederek örgütün yıl boyunca mezarını kazdığını” ifade etti.
NATO’nun Soğuk Savaş dönemindeki önceliklerine geri döndüğünü savunan Lavrov, “Rusları Avrupa’nın dışında tutmak istiyorlar. Amerikalılar zaten tüm Avrupa’yı köleleştirdi. Sadece Almanları değil tüm AB’yi kontrolü altında tutuyor” dedi.
Lavrov, Batı ile ilişkilerin eskisi gibi kurulmayacağının altını çizerek, karşılıklı mutabık kalınan bir temelde komşu olmak istemesi halinde önce Batı’nın neler sunabileceklerini dinleyeceklerini kaydetti.

"Avrupa diplomasisinin varlığını sorgulamak gerekir"
Moskova’nın “Avrupa diplomasisi”nden kopup kopmadığını söyleyebilmek için bu diplomasinin varlığını sorgulamak gerektiğini belirten Lavrov, AB’den yapılan “çatışmaların Ukrayna’nın sahada zaferi ile sonuçlanması” şeklindeki açıklamaları hatırlattı. Lavrov, “Avrupa diplomasisinde aklı başında insanların ne zaman ortaya çıkacağını anlamamız lazım” diye konuştu.
Lavrov, Rusya’nın önerdiği güvenlik garantileri ile ilgili görüşmelere Batı’nın dönmek istemesi halinde bunu olumlu karşılayacaklarını da belirtti.
Nükleer güçler arasındaki nükleer olmayan herhangi bir çatışmanın, nükleer savaşa dönüşme riskinin çok büyük olduğuna işaret eden Lavrov, Batı'nın, Rusya’yı kitle imha silahları kullanarak Ukrayna'da provokasyon hazırlamakla suçlayan söylemlerini endişeyle izlediklerini bildirdi.
Lavrov, buna karşın ABD, İngiltere ve Fransa dahil Batı'nın Ukraynalılar aracılığıyla Rusya'ya karşı yürüttükleri savaşa neredeyse doğrudan katılımını artırmak için her şeyi yaptığını, bunun tehlikeli bir eğilim olduğunu kaydetti.
Rus istihbaratı ile ABD istihbaratı arasında mahkum değişimi konusunda oluşturulan özel kanalın sonuç getirmesini umduğunu kaydeden Lavrov, buna karşılık siyasi konularda ABD’li mevkidaşı ile hiçbir temasının olmadığına dikkat çekti.

Rus tahıl ürünleri üzerindeki yaptırımların kaldırıldığı iddiasına yalanlama
Lavrov, AB tarafından Rus tahıl ürünleri ve gübresinin ihracatına ilişkin yaptırım bulunmadığına dair açıklamalar yapıldığını, bunun “apaçık bir yalan” olduğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Rus tarım ürünlerinin ihracatı üzerindeki bu engelleri kaldırmak için çalıştığını hatırlatan Lavrov, tahıl anlaşmasının imzalanmasından bu yana 5 ay geçmesine rağmen ABD ve AB’nin son derece yavaş hareket ettiğini dile getirdi.

Azerbaycan-Ermenistan ihtilafına çözüm arayışı
Lavrov, Batı'nın Rusya’nın arabuluculuğu ile Azerbaycan ile Ermenistan arasında varılan anlaşmaları “özelleştirmeye” çalıştığını belirterek, "Şimdi Fransızlar, Amerikalılar ve AB bir bütün olarak arabuluculuk işlerine müdahale ederek gömdükleri Minsk Grubunu telafi etmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Ermeni yönetiminin son zamanlarda "statü" konusu değil, Karabağ’daki Ermeni nüfusunun haklarının sağlanmasından bahsettiğine işaret eden Lavrov, Azerbaycan tarafının bunu tartışmaya ve diğer Azerbaycan sakinlerinin sahip olduğu hakları vermeye hazır olduğunu aktardı.
Lavrov, Azerbaycan-Ermenistan ihtilafı konusunda Prag’da dörtlü toplantıda Almatı Deklarasyonu’nun onaylanması konusuna dikkati çekerek, o dönemde Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin parçası olduğunu anımsattı. Lavrov, “Bu, Azerbaycan, Ermenistan, Fransa ve Sayın (Avrupa Konseyi Başkanı) Charles Michel tarafından hiç çekince olmaksınız onaylandı. Bu, Karabağ’ın statüsüne nasıl yaklaşılacağı sorusunu çözüyor” şeklinde konuştu.

"ABD, Avrupa'nın üzerinden geçimini sağlıyor"
Lavrov, Batı’nın Rus petrolüne tavan fiyat uygulaması konusunun Rusya’yı ilgilendirmediğini söyleyerek, Rusya’nın ortaklarıyla tavan fiyatlara bakmadan iş birliğini sürdüreceğini ifade etti.
ABD’nin artık Avrupa'nın üzerinden geçimini sağladığına ve Avrupa'nın içinde bulunduğu ekonomik ve enerji krizinden kar elde edeceğine dikkati çeken Lavrov, “Avrupa'ya, Avrupa'nın Rusya'dan aldığı gazdan dört kat daha pahalıya gaz satacaklar. Avrupa’dan yatırımcı çekmek için ABD, endüstrilerine yüz milyarlarca dolar sübvansiyon vererek enflasyonla mücadele yasalarını ilerletecek. Sonuçta Avrupa sanayisini kaybedecek” diye konuştu.



Trump'ın yeni stratejisi, Amerikan varlığının dünyadaki konumunu belirlemeyi öngörüyor

Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde Avrupa medeniyetinin silinmesi tehlikesine karşı uyarıda bulunulduABD Başkanı Donald Trump, 8 Eylül 2025'te Washington D.C.'deki İncil Müzesi'nde Beyaz Saray Din Özgürlüğü Komisyonu'na hitap ediyor (Reuters)
Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde Avrupa medeniyetinin silinmesi tehlikesine karşı uyarıda bulunulduABD Başkanı Donald Trump, 8 Eylül 2025'te Washington D.C.'deki İncil Müzesi'nde Beyaz Saray Din Özgürlüğü Komisyonu'na hitap ediyor (Reuters)
TT

Trump'ın yeni stratejisi, Amerikan varlığının dünyadaki konumunu belirlemeyi öngörüyor

Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde Avrupa medeniyetinin silinmesi tehlikesine karşı uyarıda bulunulduABD Başkanı Donald Trump, 8 Eylül 2025'te Washington D.C.'deki İncil Müzesi'nde Beyaz Saray Din Özgürlüğü Komisyonu'na hitap ediyor (Reuters)
Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde Avrupa medeniyetinin silinmesi tehlikesine karşı uyarıda bulunulduABD Başkanı Donald Trump, 8 Eylül 2025'te Washington D.C.'deki İncil Müzesi'nde Beyaz Saray Din Özgürlüğü Komisyonu'na hitap ediyor (Reuters)

Trump yönetimi, uzun zamandır beklenen yeni stratejisinde, Amerika Birleşik Devletleri'nin uluslararası rolünün odak noktasını Latin Amerika ve göçle mücadeleye kaydıracağını duyurdu.

Bu sabahı yayınlanan yeni strateji, "küresel askeri duruşumuzu, dünyanın bizim bulunduğumuz bölgesine yönelik acil tehditleri ele alacak şekilde ayarlamayı ve son yıllarda veya on yıllarda ABD ulusal güvenliği açısından göreceli önemi azalan cephelerden uzaklaşmayı" taahhüt ediyor.

Belgeye göre Donald Trump liderliğindeki Amerika Birleşik Devletleri, dünya çapında kitlesel göçü sona erdirmeyi ve sınır kontrolünü "Amerikan güvenliğinin temel taşı" haline getirmeyi hedefliyor. "Ulusal Güvenlik Stratejisi" başlıklı belgede, "Kitlesel göç çağı sona ermelidir. Sınır güvenliği, ulusal güvenliğin en önemli unsurudur" ifadesi yer alıyor. Belgede ayrıca, "Ülkemizi yalnızca kontrolsüz göçten değil, aynı zamanda terörizm, uyuşturucu, casusluk ve insan ticareti gibi ulusötesi tehditlerden de korumalıyız" deniliyor.

Belgede ayrıca Avrupa medeniyetinin "silinme" riski konusunda uyarıda bulunularak, "mevcut eğilimler devam ederse, kıta 20 yıl veya daha kısa bir sürede tanınmaz hale gelecek" denildi. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre 33 sayfalık belgede, Latin Amerika'da "Amerikan üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi" çağrısı yapılıyor.

Trump yönetimi bugün yayınladığı "Ulusal Güvenlik Stratejisi" belgesinde hem Japonya'yı hem de Güney Kore'yi, Çin'e karşı kendini savunma çabalarında Tayvan'a daha fazla destek vermeye çağırdı.

Belgede, "Bu iki ülkeyi, düşmanları caydırmak ve Çin'in doğusundaki Tayvan'ı da içeren doğal bir adalar bariyeri olan ilk ada zincirini korumak için gerekli olan yeteneklere odaklanarak savunma harcamalarını artırmaya teşvik etmeliyiz" ifadesi yer aldı.


Barrack: Lübnan, Hizbullah konusunu İsrail ile görüşmeli

ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)
TT

Barrack: Lübnan, Hizbullah konusunu İsrail ile görüşmeli

ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)

ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Başkan Donald Trump'ın Suriye temsilcisi Tom Barrack, bugün, Lübnan'ın Hizbullah meselesini İsrail ile görüşmesi gerektiğini belirterek, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarını genişletmemesini umduğunu söyledi.

Abu Dabi'de düzenlenen bir konferansta yaptığı konuşmada, Lübnan'ın geçmişi unutup İsrail ile bir anlaşmayı hızlandırma zamanının geldiğini belirterek, Lübnan, Hizbullah ve İsrail arasında doğrudan görüşmeler çağrısında bulundu.

ABD elçisi ayrıca, ABD'nin geçen yıl devrilmeden önce eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimine uyguladığı Sezar Yasası kapsamındaki Suriye yaptırımlarının da kaldırılmasını umduğunu belirtti.

Trump, mayıs ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile yaptığı görüşmenin ardından Suriye'ye yönelik tüm yaptırımların kaldırılacağını duyurdu. Ancak, Şam ile ticareti kısıtlayan ve Sezar Yasası olarak bilinen en katı yaptırımlar, ancak ABD Kongresi kararıyla kaldırılabiliyor.

Bu arada Barrack, Türkiye'nin Gazze Şeridi'nde planlanan uluslararası istikrar gücüne katılmasının, "karşılıklı güven eksikliği" olarak nitelendirdiği bir durum nedeniyle pek olası olmadığını söyledi.

Barrack, Türkiye'nin Gazze'deki uluslararası güce katılımının, Hamas ile ilişkileri ve Filistin hareketini silahsızlandırmaya yönelik ABD destekli çabaları göz önüne alındığında faydalı olacağını belirtti.

Axios haber sitesi dün, iki ABD'li yetkili ve Batılı bir kaynağa dayanarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze barış sürecinin ikinci aşamasına geçişini duyurmayı ve Noel'den önce bölgedeki yeni yönetim yapısını açıklamayı planladığını bildirdi.

Trump yönetimi, savaşın geri dönmesini önlemek ve kırılgan ateşkesi sürdürmek için Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçmeyi hedefliyor. İlk aşamanın temel bileşenlerinden biri olan Hamas'ın hayatta olan ve ölen tüm tutukluları serbest bırakması neredeyse tamamlandı ve iade edilecek yalnızca bir tutuklunun naaşı kaldı.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail'in Gazze'nin ek bölgelerinden çekilmesini, uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını ve Trump liderliğindeki "Barış Konseyi"ni de içeren yeni yönetim yapısının harekete geçirilmesini içeriyor. BM Güvenlik Konseyi, geçen ay hem uluslararası istikrar gücünü hem de Barış Konseyi'ni yetkilendirmişti.

 


İsrail, Lübnan'ın diplomatik girişimlerine hava saldırılarıyla karşılık verdi

Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
TT

İsrail, Lübnan'ın diplomatik girişimlerine hava saldırılarıyla karşılık verdi

Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)

İsrail dün, Lübnan ile sivil müzakerelerin sonucunda oluşan "olumlu atmosfer" hakkındaki yetkililerinin çelişkili pozisyonlarını çözüme kavuşturdu ve bunlarla askeri yoldan ayrı olarak ilgileneceğinin açık bir işaretini verdi. Ateşkes izleme komitesi toplantısından 24 saatten kısa bir süre sonra, Güney Lübnan'da dört evi hedef alan, bunlardan birinde Litani Nehri'nin kuzeyindeki bir eve yönelik saldırılar düzenledi.

İsrail'in bu gerilimi artırışı, Lübnan medyasının sızdırdığı bilgilere bir yanıt gibi görünüyor. Buna göre, İsrail ile müzakere heyetinin başkanı olan Büyükelçi Simon Karam'ın görevi, düşmanlıkların sona erdirilmesi, esirlerin iadesi, işgal altındaki topraklardan çekilme ve sadece Mavi Hat üzerindeki noktaların düzeltilmesi konularını görüşmekti. Yerel el Cedid kanalı ise Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın "Lübnan'ın normalleşmeye girmediğini ve bir barış anlaşması imzalamadığını vurguladığını" bildirdi.

Cumhurbaşkanı Avn, dün geceki hükümet toplantısında yaptığı konuşmada, "İlk oturumun çok verimli olmayacağı açık, ancak bu ayın 19'unda başlayacak olan sonraki oturumların önünü açtı" dedi ve "savaş dili yerine müzakere dilinin hakim olması gerektiğini" vurguladı.