Sudan’da ÖDBG ile ordu arasındaki ‘çerçeve anlaşma’ haftaya imzalanabilir

Sudan’da ÖDBG ile ordu arasındaki ‘çerçeve anlaşma’ haftaya imzalanabilir
TT

Sudan’da ÖDBG ile ordu arasındaki ‘çerçeve anlaşma’ haftaya imzalanabilir

Sudan’da ÖDBG ile ordu arasındaki ‘çerçeve anlaşma’ haftaya imzalanabilir

Sudan’da muhalefet koalisyonu Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’ndeki (ÖDBG) kaynaklar, önümüzdeki hafta başlarında askeri tarafla ‘çerçeve’ anlaşmasının imzalanmasını bekliyorlar.
Şarku’l Avsat’a konuşan ÖDBG kaynakları, ordu liderleri ile geçiş güçleri arasında çerçeve anlaşmasının önümüzdeki hafta başlarında imzalanmasını beklediklerini söyledi.
Çerçeve anlaşma, siyasi deklarasyona imza atan taraflar arasında istişare edilerek, sivillerin liderliğinde bir hükümet kurulmasının yolunu açıyor.
Muhalefet koalisyonunun en yüksek liderlik organı olan Merkez Konseyi, dün üçlü mekanizmaya geçmeden önce çerçeve anlaşmanın nihai vizyonunu belirlemek için bir toplantı yaptı.
Üçlü mekanizma, Sudanlı taraflar arasında mevcut siyasi krizi sona erdirmek ve sivil geçiş yolunu yeniden kurmayı öngören bir anlaşmaya varmak için yapılan görüşmeleri kolaylaştırmak için çalışıyor.
Uluslararası üçlü mekanizma dün Güney Sudan’ın başkenti Cuba’da Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey örgütünün (SPLM-N) Güney Kurdufan lideri Abdulaziz el-Hılu ve Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/AM) lideri Abdulvahid Muhammed Nur ile görüşmeler yaptı.
Mekanizma heyetinde Birleşmiş Milletler Sudan Misyonu (UNMIS) Başkanı Volker Peretz, Afrika Birliği misyonu başkanı Muhammad Belaish ve Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) temsilcisi İsmail Weiss yer aldı.
SPLM-N Güney Kurdufan lideri Abdulaziz el-Hılu yaptığı açıklamada, “Toplantı, üçlü mekanizmanın daveti üzerine, mekanizmanın siyasi süreci başarılı kılma çabaları hakkında hareketin liderlerini bilgilendirmek ve siyasi krizi çözme vizyonunu ve siyasi süreç ile barışı sağlamak arasındaki yaklaşımını dinlemek için gerçekleşti” dedi.
Hılu, Sudan’da devam eden siyasi sürecin eski ortaklığı yeniden tesis etmeye değil, darbeyi sona erdirmeye ve kapsamlı barışa ulaşmaya götürmesi gerektiğini vurguladı.
SPLM için önemli olanın, siyasi elitler arasında güç ayrımı değil, sorunun köklerine inmek ve kapsamlı bir barışa ulaşmak olduğunun da altını çizdi.
UNMIS Başkanı Volker Peretz ise, toplantının SPLM’nin sivil hükümetle iletişim kurmaya ne kadar hazır olduğunu öğrenmek için geldiğini belirterek, “Sonradan geri çekilecek bir anlaşmaya varmak istemiyoruz. SPLM’nin barış ve anlaşmanın bir parçası olmasının önemli” diye konuştu.
Afrika Birliği misyonu başkanı Muhammad Belaish, SPLM’nin önemli bir grup olduğunu ve Sudan’da katılımı olmadan barış ve geçişin gerçekleşemeyeceğini söyledi.
BM’in Sudan’daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu (UNITAMS) sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, üçlü mekanizmanın SLM/AM lideri Abdulvahid Muhammed Nur ile görüşmesinin siyasi bir geçiş hakkında görüş alışverişinde bulunmak için bir fırsat olduğunu bildirdi.
Abdulaziz el-Hılu liderliğindeki SPLM, ülkenin batısındaki Güney Kordofan ve Mavi Nil eyaletlerindeki bölgeleri kontrol ediyor
Hılu ve Nur’un grupları, Ekim 2020’de Cuba Barış Anlaşması’nı imzalamayı reddetti.



Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

Times of Israel'in haberine göre, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, dün Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi'nde yaptığı toplantıda, Suriye'de Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünen silahlı grupların bulunduğunu söyledi.

Katz, İsrail'in Şam ile bir güvenlik anlaşmasına veya normalleşmeye ulaşma yolunda olmadığını ve ülke içindeki Suriye güçlerinin veya çeşitli milislerin İsrail yerleşimlerine saldırmaya çalışabileceği veya Suriye Dürzi toplumunu yeniden tehdit edebileceği senaryolara hazırlandığını sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre Husilerin Golan Tepeleri'ne kara harekâtı düzenlemeyi düşündükleri belirtildi.

İsrail güçleri ise Beşşar Esed rejiminin Aralık 2014'te devrilmesinden bu yana Güney Suriye'de dokuz noktaya konuşlandı. Bunların çoğu, iki ülke sınırında Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölge içinde yer alıyor. Bu noktalardan ikisi Hermon Dağı'nın Suriye tarafında bulunuyor.

İsrail, İsrail yerleşimlerini korumak ve Lübnan Hizbullahı veya diğer İran destekli milisler de dahil olmak üzere düşman güçlerin eline geçmesi durumunda tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak için Suriye topraklarının 15 kilometreye kadar uzanan bölgelerinde faaliyet gösterdiğini açıkladı.

Golan Tepeleri, Suriye'nin güneybatı köşesinde, Şam'ın 60 kilometre batısında yer almakta ve yaklaşık bin 860 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır.

İsrail, Haziran 1967'deki "Haziran Gerilemesi" olarak bilinen savaş sırasında Golan Tepeleri'nin yaklaşık bin 250 kilometrekarelik bir alanını işgal etti ve ardından 1981'de fiilen ilhak etti; ancak bu hamle Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadı ve burası işgal edilmiş Suriye toprağı olarak görülmeye devam edildi.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.