İran rejimi, yurtdışındaki muhalifleri tuzağa düşürmek için çalışmalarını artırdı

İran rejimi, yurtdışındaki muhalifleri tuzağa düşürmek için çalışmalarını artırdı
TT

İran rejimi, yurtdışındaki muhalifleri tuzağa düşürmek için çalışmalarını artırdı

İran rejimi, yurtdışındaki muhalifleri tuzağa düşürmek için çalışmalarını artırdı

ABD'li ve Batılı güvenlik yetkilileri, İran rejiminin son zamanlarda dünya çapındaki muhaliflerini ‘tuzağa düşürmek’ için sindirme çabalarını artırdığını açıkladı.
Tahran kendisine karşı faal olan yabancı şahsiyetleri hedef almanın yanı sıra ABD, Kanada ve birçok Avrupa ülkesinde öldürme ve adam kaçırma girişimlerine başvuruyor.
Washington Post, hükümet belgelerine ve Washington, Avrupa ve Ortadoğu'dan 15 yetkiliyle yapılan görüşmelere dayanan kapsamlı bir soruşturma yayınladı. İranlı yetkililerin ABD de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanında hükümet yetkililerini, aktivistleri ve gazetecileri kaçırma ve öldürme girişimleri nedeniyle yetkililer, isim vermemek kaydıyla önemli açıklamalarda bulundular.
Yetkililer, İran istihbarat ve güvenlik servislerinin planlarını gerçekleştirmek için büyük ölçüde ajanlara güvendiğini, cinayetler için hırsızlara, uyuşturucu tacirlerine ve diğer suçlulara yüzbinlerce dolar temin ettiğini ortaya çıkardı. Soruşturma kapmasında konuşan yetkililer bazı operasyonların başarısız olduğunu açıkladı.
Yetkililer, 2015 ile 2017 yılları arasında İran ajanslarının Batı Avrupa'da en az üç muhalifi öldürdüğünü, bunlardan birinin Lahey'deki evinin önünde vurularak öldürülen bir Arap (Ahvazi) siyasi aktivist olduğunu belirtti.
Hollandalı yetkililer Tahran'ı Avrupa'da başka bir suikast planına ve bombalama girişimlerine karışmakla suçladı.
2018'de Avusturyalı yetkililer İranlı bir diplomatı, Belçika'da yaşayan İranlı bir çifti Paris'te muhalif Halkın Mücahitleri Örgütü tarafından düzenlenen bir mitinge bomba yerleştirmeleri için görevlendirmekle suçladı. Söz konusu diplomat Avusturya makamlarınca tutuklandı.
İstihbarat yetkilileri, son iki yılda komplo eylemlerinin önemli ölçüde arttığına dikkati çekti. İran komplolarının açığa çıkması, diplomatların sınır dışı edilmesine ve potansiyel hükümet hedeflerine uyarıların verilmesine yol açtı.
Kanada'nın Vancouver şehrinde yaşayan İran asıllı Kanadalı müzisyen ve sanatçı Ramin Sayed Emami'de Tahran rejiminin hedef tahtasında. Emami’nin çevre aktivisti olan babası Kavous Emami Şubat 2018'de bir İran hapishanesinde hayatını kaybetmişti. Bu da Ramin Sayed Emami için ‘tehlikenin çok gerçek’ olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Kanadalı yetkililer, Emami'yi ‘sınırdaki hiçbir ülkeye seyahat etmemesi’ ve sözde ‘bal küpü’ planlarına karşı tetikte olması konusunda uyardı. Kanada Güvenlik İstihbarat Servisi Sözcüsü, özellikle Emami'nin davası hakkında yorum yapmayı reddetti.
Kanada Güvenlik İstihbarat Servisi Sözcüsü yaptığı açıklamada, ‘İran da dahil olmak üzere düşman hükümet aktörlerinin Kanada topluluklarını izlediğini’ söyledi.
Sözcü açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"İran genellikle diaspora topluluklarını hedef alıyor. İstihbarat servisi güvenilir istihbarat bilgilerine dayanarak İran'dan kaynaklanan birçok tehdidi araştırıyor.”
Batılı güvenlik birimleri, eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'a Washington'da suikast girişimini ve New York'ta İranlı-Amerikalı gazeteci Mesih Alinecad'ı kaçırma girişimini engellediklerini açıkladılar. Batılı güvenlik birimleri, ‘Birleşik Krallık'ta yaşayan İran muhaliflerini öldürmeye yönelik çeşitli girişimler, Paris'te Fransız gazeteci Bernard Henry Levy'yi öldürmek için İranlı bir uyuşturucu satıcısının kullanıldığı bir operasyon, Kıbrıs'ta İsrailli iş adamlarını öldürme girişimleri ve Dubai'deki bir hapishanede kiralık katilleri Kolombiya'da İsrailli iş adamlarını öldürmek için kullanma planı’ gibi İran’ın kanlı planlarını engellemeyi başardı.
Yetkililer ve uzmanlar, diğer faktörlerin yanı sıra ABD vatandaşlarına yönelik saldırıların, İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin Ocak 2020'de Bağdat'ta öldürülmesinin intikamını almak amaçlı olduğunu söyledi. O dönem analistler, ABD saldırısının muhtemelen misilleme saldırılarını tetikleyebileceği konusunda uyarıda bulunmuşlardı.
Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nün bir üyesi olan eski ABD terörle mücadele yetkilisi Matthew Levitt, 1979'dan beri İran'a atfedilen toplam 124 saldırı girişimi olduğunu, bunlardan 36’sının ‘alışılmadık bir artışla’ Süleymani'nin öldürülmesinden sonra geldiğini bildirdi. Bu saldırıların dörtte birinden fazlası gerçekleşti. Süleymani öldürülmeden önce bu oran yüzde 15'in altındaydı.
Operasyonların sıklığı ve artış olasılığı, Batılı hükümetleri kanlı İran planlarına karşı savunma seviyelerini yükseltmeye sevk etti.



İsrailli yerleşimciler, Batı Şeria'nın Brukin kasabasındaki evleri ve araçları ateşe verdi

İsrailli yerleşimcilerin Batı Şeria'daki Brukin kasabasına düzenlediği saldırının ardından evinde meydana gelen hasarı inceleyen bir Filistinli (Reuters)
İsrailli yerleşimcilerin Batı Şeria'daki Brukin kasabasına düzenlediği saldırının ardından evinde meydana gelen hasarı inceleyen bir Filistinli (Reuters)
TT

İsrailli yerleşimciler, Batı Şeria'nın Brukin kasabasındaki evleri ve araçları ateşe verdi

İsrailli yerleşimcilerin Batı Şeria'daki Brukin kasabasına düzenlediği saldırının ardından evinde meydana gelen hasarı inceleyen bir Filistinli (Reuters)
İsrailli yerleşimcilerin Batı Şeria'daki Brukin kasabasına düzenlediği saldırının ardından evinde meydana gelen hasarı inceleyen bir Filistinli (Reuters)

İsrail ordusu ve işgal altındaki Batı Şeria'nın Brukin kasabasında yaşayan Filistinliler, İsrailli yerleşimcilerin bu ayın başlarında hamile bir yerleşimcinin öldürüldüğü yerin yakınında, kasabaya yönelik saldırılarda Filistinlilere ait evleri ve araçları ateşe verdiklerini bildirdi.

Yakındaki İsrailli yerleşimcilerin sürekli saldırı ve tacizlerine maruz kaldıklarını söyleyen Brukin'in Filistinli sakinleri, kalabalık bir grubun gece boyunca molotof kokteylleri atarak önlerine çıkan herkese saldırdıklarını söyledi.

Kasaba sakinlerinden Ekrem Sabra, evinden çıktıktan sonra onlarca, belki de 100 kadar kişinin kendisine ve ailesine ait arabaları yaktığını ve oğlunun evine molotof kokteyli attığını gördüğünü ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Sabra, “Evden çıktıktan sonra araçların alev aldığını gördüm... Kafama sert bir şekilde vurdular. Halen uyuyamıyorum... Başım dönüyor” ifadelerini kullandı.

Reuters(Arşiv-Reuters)

Olay soruşturma altında

İsrail ordusu perşembe günü Batı Şeria'nın kuzeyindeki kasabanın yakınlarında İsrailli sivillerin mülklere zarar verdiğine dair ihbar aldığını açıkladı.

“İhbarın alınmasının hemen ardından askerler olay yerine sevk edildi. Şüpheliler askerler gelmeden önce kaçtı” denilen açıklamada, herhangi bir yaralanma olmadığı ve olayın soruşturulduğu ifade edildi.

İsrail güçleri, yakınlardaki Brukin yerleşiminde yaşayan Tzila Giz'in öldürülmesinin ardından Brukin ve çevresinde sıkı bir güvenlik kordonu oluşturdu.

İsrail ordusu bu hafta yaptığı açıklamada, Brukin yakınlarındaki bölgede arama yapan İsrail güçlerinin saldırının failini öldürdüğünü ve bu kişinin daha önce Hamas mensubu olmak suçundan hapis cezasına çarptırıldığını bildirdi. Askerler saldırıya yardım ettiklerinden şüphelenilen birkaç kişiyi daha gözaltına aldı.

Giz'in öldürülmesinden bu yana Filistinliler, arabaları yakan, evlere taş ve molotof kokteyli atan ve Filistinlilere ait arazileri buldozerle yıkan yerleşimcilerin bölgede çok sayıda saldırı düzenlediğini bildirdi.

Brukin sakinlerinden 45 yaşındaki Mustafa Hater, “Her gün acı çekiyoruz ve saldırıya uğruyoruz. Hatta aynı gün içinde birden fazla kez bize sözlü saldırıda bulunuyorlar ve taşlarla saldırıyorlar... Durum çok zor” şeklinde konuştu.

İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Filistin köyü Deyr Şeref'e baskın düzenleyen Yahudi yerleşimcileri engellemeye çalışıyor. (Arşiv-FP)İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Filistin köyü Deyr Şeref'e baskın düzenleyen Yahudi yerleşimcileri engellemeye çalışıyor. (Arşiv-FP)

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Brukin ve Kafr ed-Dik kasabalarında 11 binden fazla Filistinlinin mahsur kaldığını ve 19 Mayıs'ta sona eren haftada yaralanmalara veya maddi hasara neden olan 28 yerleşimci saldırısının rapor edildiğini açıkladı.

OCHA tarafından yayınlanan raporda, geçtiğimiz yıl bin 449 saldırının kaydedildiği ve bunun 20 yılı aşkın bir sürenin en yüksek seviyesi olduğu belirtildi.

Yerinden edilme

Gazze savaşının başlamasından bu yana Batı Şeria'daki Filistin köylerine yönelik yerleşimci saldırıları artarken, Başbakan Binyamin Netanyahu hükümeti döneminde yeni yerleşim yeri inşaları hız kazandı.

Son saldırılar, İsrail ordusunun Batı Şeria'da 20 yıl önceki İkinci İntifada'dan bu yana en büyük operasyonunu yürüttüğü sırada meydana geldi.

BM verilerine göre Cenin ve Tulkerim gibi kuzey Batı Şeria şehirlerindeki mülteci kamplarına odaklanan operasyon 40 binden fazla Filistinlinin yerinden edilmesine neden oldu ve birçok Filistinlinin İsrail'in Batı Şeria'nın kontrolünü tamamen ele geçirmesinden endişe duymasına yol açtı.

Aralarında yerleşim yanlısı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in de bulunduğu Netanyahu hükümetindeki bazı bakanlar, Batı Şeria'nın ilhak edilmesi ve çok sayıda Filistinlinin yerinden edilmesi için açıkça çağrıda bulundu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Batı Şeria 1967 savaşında İsrail güçleri tarafından ele geçirildi ve o zamandan beri işgal altında. Filistinliler, Batı Şeria'nın Gazze ve Doğu Kudüs ile birlikte gelecekteki bağımsız devletlerinin merkezi olmasını istiyor.

Çoğu ülke yerleşimlerin uluslararası hukuka göre yasadışı olduğunu düşünüyor. İsrail bunu reddediyor ve Yahudilerin bölgeyle tarihi ve dini bağları olduğunu iddia ediyor.