Dibeybe, Tunus ziyareti ile iki ülke arasındaki soğukluğu sonlandırdı

Libya'nın Tunus'a olan tüm borçlarının geri ödenmesine ilişkin anlaşma açıklandı.

Dibeybe ve Buden, Çarşamba akşamı Tunus'ta basın toplantısı düzenlediler. (AFP)
Dibeybe ve Buden, Çarşamba akşamı Tunus'ta basın toplantısı düzenlediler. (AFP)
TT

Dibeybe, Tunus ziyareti ile iki ülke arasındaki soğukluğu sonlandırdı

Dibeybe ve Buden, Çarşamba akşamı Tunus'ta basın toplantısı düzenlediler. (AFP)
Dibeybe ve Buden, Çarşamba akşamı Tunus'ta basın toplantısı düzenlediler. (AFP)

Tunus ve Libya tarafları, Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdülhamid Dibeybe'nin salı ve çarşamba günleri, ekonomi ve güvenlik konularını görüşmek üzere Tunus'a yaptığı ziyaretin hedeflerine ulaştığı görüşündeler. Dibeybe, Tunuslu mevkidaşı Necla Buden ile düzenlediği ortak basın toplantısında, iki ülke yetkilileri arasında gerçekleşen görüşmelerin ‘mevcuttakikara bulutları kaldırdığını’ söyledi. İki ülke arasındaki soğukluk da böylece sonlanmış oldu.
Tunus tarafı, Dibeybe'nin Libya'nın sağlık, hava taşımacılığı, elektrik veya diğer alanlardaki Tunus'a olan tüm borçlarını ödeme anlaşmasını duyurmasının ardından bu ziyaretin Tunus’u çeşitli mali yüklerden kurtaracağını düşünüyor.
Bir dizi farklı meselenin gündeme geldiği görüşmede ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi, Tunus heyetinin Trablus ziyareti sırasında imzalanan anlaşmaların uygulanması ve gerekli uygulama mekanizmalarının geliştirilmesi konuları ele alındı. Libyalı iş insanlarının Tunus'taki işlerini kolaylaştırmanın yanı sıra iki ülke arasındaki çıkarlar ve fikir birliği hususunda görüş alışverişinde bulunuldu.
Ziyaret, iki ülkenin heyetleri arasında iş birliği umutları verdi. Tunus Maliye, Adalet, Sağlık ve İçişleri bakanları Libyalı mevkidaşlarıyla bir araya geldi.
Gözlemciler, Libya'nın özellikle akaryakıt fiyatlarında farklılık yaratarak Tunus'a sağlayacağı ekonomik destek ve yeniden yapılanma çalışmalarının Tunus kurumlarına açılması yoluyla sağlayacağı ekonomik desteğin Libya Ulusal Birlik Hükümeti ile doğrudan anlaşmalar karşılığında olabileceği görüşünde.
Ortak bir vizyon geliştirmenin yanı sıra deniz taşımacılığı, limanlar, sivil havacılık, kara ve demiryolu taşımacılığı ve eğitim öğretim alanında karşılıklı deneyim alışverişinde bulunma anlaşması gibi başlıklar görüşmenin sonuçları arasında yer aldı. Ayrıca iki ülke ve komşu ülkeler yararına gıda maddelerinin işlenmesi ve depolanması için gıda güvenliğini tesis edebilecek bir liman oluşturulması, boru hatlarının güçlendirilmesi ve iki ülke arasında düzenli toplu taşıma bağlantılarının sağlanması konuları da görüşmede gündeme geldi.
Dibeybe’ye Tunus ziyaretinde Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir, Maliye Bakanı Halid el-Mebruk, Ekonomi ve Ticaret Bakanı Muhammed el-Huveyc, Çalışma ve Rehabilitasyon Bakanı Ali el-Abid, İçişleri Bakanı Imad Trabelsi, Ulaştırma Bakanı Muhammed eş-Şahubi, Adalet Bakanı Halime İbrahim Abdurrahman, İskân ve İmar Bakanı Ebubekir Muhammed el-Gavi, Kabine İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Adil Cuma, İletişim ve Siyasi İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Velid Ammar Muhammed el-Lafi, Libya Yatırım Ajansı Başkanı ve bir dizi üst düzey yetkili eşlik etti.
Dibeybe, görüşmelerin ‘mevcuttaki kara bulutları ortadan kaldırdığını’ söylerken sağlık, hava taşımacılığı, elektrik ve diğer alanlarda Libya'nın Tunus’a tüm borçlarının ödenmesine ilişkin imzalanan anlaşmayı duyurdu.
Görüşmelerde gümrük prosedürlerinin birleştirilmesi, Ras el-Cedir'deki ortak ekonomik bölgenin tamamlanması ve iki ülke arasındaki mal hareketine ilişkin tüm kısıtlamaların kaldırılması da kararlaştırıldı. Dibeybe, Libya'da 56 Tunuslu müteahhitlik firması olduğunu ve sayının artmasını umduğunu dile getirdi. Görüşmelerde Libyalıların isim benzerliği sorununun araştırılması ve ortak güvenlik iş birliği yoluyla konunun aydınlatılması konusunda da mutabık kalınırken Dibeybe, Tunus'ta Libyalılar aleyhindeki bazı yargı kararlarının tüm aşamalarını tamamlamadan gözden geçirilmesi ve iki ülke arasında kültürel ve sanatsal iş birliğinin etkinleştirilmesi yönünde umudunu vurguladı.
İki ülke arasındaki ortak komite yakında Trablus'ta toplanacak ve bu ziyaret sırasında üzerinde anlaşmaya varılan hedeflere ulaşılmasındaki ilerleme değerlendirilecek. Dibeybe, iki ülke ve iki halk arasında uzun süredir devam eden ilişkilere övgüde bulunarak, ‘hiçbir sınır, sorun veya engelin onları ayıramayacağını’ kaydetti.
Buden de Tunus ile Libya arasındaki çeşitli iş birliği alanlarını ve özellikle daha fazla koordinasyon, istişare ve dayanışma gerektiren mevcut bölgesel ve uluslararası zorluklar ışığında bunları geliştirme olasılıklarını tartıştıkları müzakerelerin ‘verimli ve yapıcı’ geçtiğini söyledi.
Tunu Başbakanı, Bakanlar düzeyinde ortak bir çalışma toplantısı düzenlendiğini ve bu toplantıda iki tarafın gıda ve enerji güvenliği alanında iş birliğini geliştirmenin yanı sıra bir sonraki aşamadaki ortaklık önceliklerini tartıştığını belirtti. Bunların en başta ticaret alışverişini geliştirmek, her iki yönde mal akışını ve yolcu trafiğini kolaylaştırmak ve sınır kapılarında verilen hizmetlerin sorunsuzca yapılmasını sağlamak olduğunu açıkladı.
Buden, özellikle birçok Tunuslu şirketin Libya'da bulunması ve kalkınma projelerinin tamamlanmasına katkıda bulunması nedeniyle, bugünkü toplantının ana eksenleri arasında yer alan finans ve yatırım dahil olmak üzere ekonomik iş birliğini ve Tunus'un Libya'daki altyapı projelerine katkısını desteklemenin önemini vurguladı.
Tunus Başbakanı, iki taraf arasındaki görüşmelerin ‘mevcut birtakım sorunların nesnel ve açık bir şekilde teşhis edilmesi, bunların aşılması, tüm engellerin kaldırılması, ikili iş birliği mekanizmalarının etkinleştirilmesi ve düzenliliğinin sağlanması amacıyla pratik çözümlerin üretilmesi için uygun olduğunu’ ifade etti. Ayrıca bu bağlamda, Dibeybe'nin Tunus ile ilişkileri ilerletme ve daha iyi hale getirme isteğine övgüde bulundu.
Buden, Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı’nın kendisini son siyasi gelişmeler hakkında bilgilendirdiğini ve Libya'daki durumun Tunus-Libya müzakerelerinin gündeminde olduğunu açıkladı. Bu bağlamda kendisine şunları söyledi:
“Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in özel takibi ile Tunus'un her zaman Libyalı kardeşlerin yanında yer alma ve Libya'nın egemenliğini ve yüce çıkarlarını koruyan her türlü dış müdahaleden uzak bir Libya-Libya diyalogu için baskı yapma konusundaki kararlılığını yineledim.”
Başbakan, Tunus'un  ‘kardeş Libya'yı desteklemek ve krizi Libya liderliği çerçevesinde ülkenin güvenliğini ve bölgenin istikrarını yeniden sağlayacak ve güvenliğini koruyacak şekilde çözmek için ikili veya çok taraflı düzeyde hiçbir çabadan kaçınmayacağını’ da teyit etti.

Kararlı tutum
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said çarşamba günü Dibeybe ile yaptığı görüşmede, Tunus'un Libya'daki siyasi durumla ilgili kararlı tutumuna bağlılığını ve bu kardeş ülkenin istikrarına duyulan ihtiyaç çağrısını ve birlik beraberlik ilkelerine bağlılığını vurguladı.
İki taraf, iş birliğine kapıların tamamen açılması ve iki ülke arasındaki tarihi ortaklığın önünde duran tüm sorunların ele alınması gereği konusunda anlaştılar.
Kays Said, Libya Ulusal Birlik Hükümeti'nin bir dizi siyasi, ekonomik ve güvenlik dosyasını görüşmek üzere Tunus'a ziyaretini memnuniyetle karşılayarak, iki ülke vatandaşları arasında tarihsel ilişkinin derinliğini ve prosedürleri kolaylaştırmak için iş birliği hızını artırma gereğini vurguladı.
Dibeybe de görüşmede, ziyaretin amacının ekonomik, siyasi ve güvenlik işbirliğini geliştirmek, verimli ekonomik iş birliği oluşturmaya katkıda bulunan bir dizi anlaşmayı görüşmek ve Libya vatandaşları ve iş adamlarını ilgilendiren bir dizi prosedürü kolaylaştırmak olduğunu vurguladı.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.