İran'ın Kürdistanı eyaletinde güvenlik önlemleri sıkılaştırıldı

Polis şefi operasyonlara 737 güvenlik ve istihbarat kurumunun katıldığını açıkladı.

 İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Senendec’te incelemelerde bulundu.  (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Senendec’te incelemelerde bulundu.  (İran Cumhurbaşkanlığı)
TT

İran'ın Kürdistanı eyaletinde güvenlik önlemleri sıkılaştırıldı

 İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Senendec’te incelemelerde bulundu.  (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Senendec’te incelemelerde bulundu.  (İran Cumhurbaşkanlığı)

İran’daki protestoların on birinci haftasının sona ermesiyle birlikte Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 1 Kasım’da sıkı güvenlik önlemleri altında Senendec’e gitti. Şehir, ülkenin batısında bulunan Kürt bölgelerindeki protesto hareketinin merkez üssü haline gelmiş durumda. Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami, eylemcilere yönelik ‘aldatılmış’ nitelendirmesini bir kez daha yinelerken, İran futbol takımının ABD takımına karşı yenilgisini kutlayanları da eleştirdi.
Reisi, Senendec’deki bir su temini projesinin açılışı sırasında yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Kargaşa, ilerleme trenini durdurmayı amaçlıyor. İlerlememiz düşmanları çileden çıkarıyor. Hesap hatası yaptılar. Amaçlarına terör eylemleri ve ayaklanmalarla ulaşabileceklerini düşündüler. İnsanlar ekonomik ve sosyal sorunlarla karşı karşıya. Ama dayanışmalarıyla düşmana karşı durmasını biliyorlar.”
Reisi ayrıca Kürdistan Eyaleti’nin bölgedeki sorunlar ve zorluklar sona erene kadar ziyaretleri için ‘önemli’ bir durak olacağı sözü verdi.
Bölgede, Kürt genç kadın Mahsa Amini’nin ‘kılık kıyafet kurallarına uymadığı’ gerekçesiyle gözaltındayken öldürülmesinin yol açtığı protestoları bastırmak için geçen 17 Eylül’den bu yana yetkililerin uyguladığı baskılarda 100’den fazla kişi yaşamını yitirdi.
Amini’nin ölümüne karşı duyulan öfke, İran’ın her kesiminden vatandaşların katıldığı halk ayaklanmasına dönüştü ve 1979 devriminden bu yana egemen düzene karşı en cüretkar meydan okumalardan birini ortaya koydu.
İran İnsan Hakları Aktivistleri Ajansı (HRANA), İran makamlarının protestoları kontrol altına almak için uyguladığı şiddetli müdahalenin ardından 30 Kasım Çarşamba günü 459 protestocunun öldüğünü açıkladı. İran’daki insan hakları ihlallerini yakından takip eden ajans, yetkilileri kınayan yürüyüşlerin patlak verdiği 157 şehirde ve 143 üniversitede 18 bin 195 kişinin de tutuklandığını duyurdu.
Devrim Muhafızları Havacılık ve Uzay Birimi Komutanı General Amir Ali Hacizadeh bu hafta başlarında, Amini’nin ölümünün ardından çıkan olaylarda 300’den fazla kişinin öldüğünü bildirdi. Daha önce Kürt şehri Mahabad Milletvekili Celal Mahmudzade, Kürt şehirlerinde uygulanan baskılar sırasında 105 kişinin öldüğünü belirtti.
Diğer yandan Reisi, Devrim Muhafızları’nın kara kuvvetlerinden Kürt bölgelerine gönderilen takviyelerden bahsetmezken, “Kürdistan’da karış karış, devrim karşıtı grupların karşısında durduk. Onlar, ayak basacak yer bulmaya çalıştılar ama Kürdistan halkı çabalarını boşa çıkardı” dedi.
Devlete ait ISNA haber ajansına göre Reisi, protestolarda öldürülen güvenlik güçlerinden birinin ailesine şunları söyledi:
“Ayaklanmaların arkasındakilerin gaddarlığı bize DEAŞ’ın davranışını hatırlatıyor. Güvenlik, İslam Cumhuriyeti için bir kırmızı çizgidir ve cinayet işleyen, güvenlik güçlerini ve halkı yaralayan herkes adalete teslim edilmelidir. Sevdiklerinizi öldürmekten sorumlu olanları tespit etmek için gerekli tüm önlemleri alacağımızdan emin olabilirsiniz.”
İbrahim Reisi, 1979 devriminden bu yana İslam Cumhuriyeti’ne düşman olan bir hareketi de Kürdistan’daki güvenliği istikrarsızlaştırmak için son olaylardan yararlanmaya çalışmakla suçladı.
Kürt insan hakları örgütleri, Senendec şehrinde güvenlik güçlerinin geniş bir şekilde konuşlandığını gösteren bir video yayınladı.

Entegre savaş
Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami, İran’ın güneyindeki protestoların odak noktalarından biri olan Şiraz’da düzenlenen su projesinin açılışına katıldı. Şiraz, bir türbeye karşı DEAŞ’ın üstlendiği kanlı bir saldırıya tanık olmuş, saldırıda 13 kişi yaşamını yitirmişti.
İran devlet televizyonunun aktardığına göre Selami, güçlerinin ‘vatandaşların güvenliğinin tehdit edilmesine izin vermeyeceğini’ belirtirken, protestocuları da bir kez daha ‘aldatılmış’ olarak nitelendirdi. Selami ayrıca, “Düşmanlar, İran’ın dünyadaki ilerleyişini görmeye tahammül edemiyor. Bu nedenle gençlerin kalbine nifak tohumları ekiyor” dedi.
Hüseyin Selami, yetkililerin protestoları bastırmak için uyguladığı baskıda ‘Besic’ milislerinin ve Devrim Muhafızları’nın rolünü savundu. “Besic ve Devrim Muhafızları unsurları, bu halk içerisindendir. Kimsenin insanların güvenliğini tehdit etmesine izin vermeyeceğiz” diyerek, “Düşmana karşı kılıç çekmek için el ele işbirliği yapabilmemiz amacıyla gençlerin düşmanlardan uzaklaşmasını umuyorum” şeklinde konuştu.
Selami, İranlı protestocuların Dünya Kupası maçları çerçevesinde İran milli takımının ABD milli takımı karşısındaki yenilgisini kutlamalarını da eleştirdi:
“Futbol maçı, bir dostluk etkinliğidir. Küresel bir tartışma değil. Aslında küresel bir dostluktur, dünyadaki dostluğun rekabetidir. Ama bazı aldatılmışlar, düşman adına hareket ederek kutlama yaptı.”
AFP’nin haberine göre Selami açıklamasında ayrıca “Düşmanlar, İranlı gençlerin kalbine umutsuzluk ekmeye çalışıyor. Bazıları, İran futbol takımının Katar’ın ev sahipliği yaptığı Dünya Kupası’ndaki mağlubiyetinden memnun” dedi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ülkenin kuzeyindeki Enzeli limanında İran’ın yenilgisini kutlayanlara güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu en az bir kişi yaşamını yitirdi. Geçen çarşamba günü de İran Milli Takımı oyuncusu Said Ezatolahi, kendisiyle aynı şehirde doğan Mehran Samak (27) ile çocukken aynı takımda oynadıklarını belirterek o dönemden bir fotoğrafını paylaştı.
Diğer yandan İran Ordu Komutanı Abdurrahim Musavi, “Ülkedeki düşmanların saldırıları, Dini Lider’in (Ali Hamaney) konumunu hedef almaya odaklanıyor” açıklamasında bulundu.
Devrim Muhafızları’na ait Tesnim Haber Ajansı’na göre Musavi, bu konuda ülkesinin ‘karmaşık bir savaşta saldırı altında’ olduğunu söyledi.
İran’ın yarı resmi Mehr Haber Ajansına göre İran polis şefi Hüseyin Aştari ise ülke genelinde 12 bin noktada, 737 güvenlik ve istihbarat kurumu ve 100 bin kolluk kuvvetleri işbirlikçisinin halkın güvenliğini sağlamak için çalıştığını söyledi.
Diğer yandan İran Devrim Muhafızları’yla bağlantılı Civan gazetesinin haberine göre Besic milislerinin komutanı General Golam Rıza Süleymani, “Son olayların arkasında 47 yabancı istihbarat teşkilatı var” açıklamasında bulundu. Süleymani, çarşamba akşamı bir konferansta yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Düşmanlar, huzursuzluk çıkarmak için entegre bir savaş kullanıyor. Düşmanların strateji ve taktiklerini bilmek bizim için zorunludur. Çünkü düşman doğrudan savaşında hayal kırıklığına uğramış, ardından medyayı ve psikolojik harekatları kullanarak entegre bir savaşa yönelmiştir.”
Süleymani’nin açıklamasıyla eş zamanlı olarak Farsça yayın yapan medya kuruluşları, ‘Black Reward’ adlı bir bilgisayar korsanı grubunun bu hafta başlarında Devrim Muhafızları’na bağlı Fars ajansına dair elde ettiği belgelerin sızdırıldığını duyurdu.
‘Black Reward’ grubu, Fars ajansından elde ettiği gizli mektup, ifade ve kayıtları yayınladı. Belgelerden biri ajans tarafından Dini Lider Ali Hamaney ile kültür danışmanı olan Gulam Ali Haddad Adil arasında protesto hareketini engellemenin yolları hakkındaki bir konuşmaya atıfta bulunuyor. Buna göre Haddad Adil, “Şu an Besic güçleri zayıf durumda ve seferberlik gücünden yoksun” dedi.
Sızdırılan belgeye göre Hamaney, Zahidan kenti Cuma İmamı ve Sünnilerin İran’daki simalarından Abdulhamid İsmail Zahi’nin tutuklanmasıyla ilgili olarak polis güçleri ve Milli Güvenlik Kurulu’nun bir önerisine karşı çıkarken, Zahidan imamına karşı ‘esnek’ olma ve onu ‘yavaş yavaş zayıflatma’ talimatı verdi.

Grev çağrıları
Tesnim Haber Ajansı’nın haberine göre kaynaklar, İran Dini Lideri’ne atfedilen ifadelerin ‘yanlış’ olduğunu belirtti.
Protestoların yoğunluğunun azaldığına dair hiçbir işaret bulunmuyor.  Aktivistler, gelecek pazartesi gününden çarşamba gününe kadar grev ve protesto çağrısında bulundular.
Ayrıca Beluci Aktivistler Kampanyası, 16- 17 yaşlarındaki iki küçük kardeşin, haklarında ‘savaş’ suçlaması yapılmasının ardından idam tehdidiyle karşı karşıya olduğunu bildirdi. 63 gün önce Zahidan’daki evlerinin önünde tutuklandıklarına dikkat çekildi.
Diğer taraftan halk protestolarıyla eş zamanlı olarak Belucistan’da bir genç kıza polis tarafından tecavüz edilmesinin ardından eyaletlerdeki protestolar sırasında 100’den fazla protestocu öldürüldü. ‘Beluci Aktivistleri’ örgütüne göre, güvenlik güçlerinin göstericilere karşı başlattığı operasyonda 400 protestocu yaralandı.
İran yargısı, çarşamba günü bir kadın ve üç çocuk da dahil 15 kişiye ölüm cezası verebileceğini açıklamıştı. Söz konusu 15 kişi, Devrim Muhafızları’na bağlı bir Besiç mensubunu öldürmekle suçlanıyor. Birlemiş Milletler’in (BM) İran'daki bağımsız insan hakları müfettişi Cevad Rahman, geçen salı günü protestoculara yönelik artan baskıyla ilgili endişelerini dile getirdi.
Reuters’a konuşan Rahman, “İran rejiminin, İnsan Hakları Konseyi kararına şiddetle yanıt vermesinden korkuyorum. Bu durum, kendi açılarından daha fazla şiddete ve baskıya yol açabilir” dedi. Cevad Rahman, BM İnsan Hakları Konseyi’nin İran’ın protestoları acımasız şekilde bastırmasına ilişkin soruşturma yürütme kararına atıfta bulundu.
İran Dışişleri Bakanlığı geçen pazartesi günü, Tahran’ın bilgi toplama komitesiyle işbirliği yapmayı reddedeceğini bildirdi..
“Yetkililer, şu an eylemcilere idam cezası vermek için bir kampanya başlattı” diyen Rahman, daha fazla ceza beklendiğini de söyledi. Cevad Rahman ayrıca, protestolar kapsamında tutuklanan 21 kişinin hâlihazırda ölüm cezasıyla karşı karşıya olduğunu açıkladı.
BM İnsan Hakları Ofisi, bir e-posta aracılığıyla İranlı rapçi Toomaj Salehi’nin ‘yozlaşma’ suçlaması ile gözaltına alındığını, ‘propaganda yaymak’, ‘hasım devletle iş birliği yapmak’ ve ‘şiddeti kışkırtmak’ suçlarından yargılandığını belirtti.
İran’da idam cezaları artarken, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk ise bu yıl sayının beş yıl sonra ilk kez geçen eylül ayına kadar 400’ü geçtiğini söyledi.
Aynı şekilde Cevad Rahman de yeni bilgi toplama misyonunun, faillerin bir listesini sunmasını ve ulusal ve bölgesel yasal makamlarla paylaşmasını beklediğini belirterek “Mahkemelere ve yargı heyetlerine kanıt sunacaksınız” dedi.



HDK’nin İHA saldırılarında onlarca kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı

Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarında yer alan Ebu Şuk Mülteci Kampı’ndaki Sudanlılar (AP)
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarında yer alan Ebu Şuk Mülteci Kampı’ndaki Sudanlılar (AP)
TT

HDK’nin İHA saldırılarında onlarca kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı

Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarında yer alan Ebu Şuk Mülteci Kampı’ndaki Sudanlılar (AP)
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarında yer alan Ebu Şuk Mülteci Kampı’ndaki Sudanlılar (AP)

Hükümet, sağlık ve yardım kaynakları ile görgü tanıklarına göre, insansız hava aracı (İHA) savaşının bir devamı olarak, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından Sudan ordusunun kontrolü altındaki Kuzey Kordofan eyaletinin başkenti el-Ubeyd'deki aşırı kalabalık bir hapishane ve Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki bir mülteci kampı da dahil olmak üzere Sudan'ın çeşitli yerlerinde düzenlenen saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı. Öte yandan geçici idari başkent olan Port Sudan şehri, bir hafta boyunca havalimanı, konteyner limanı, otel ve yakıt deposunda meydana gelen patlamaların ardından sakin bir gün geçirdi.

Sudan Hükümet Sözcüsü ve Kültür ve Enformasyon Bakanı Halid el-İaysir dün yaptığı açıklamada, ülkenin merkezindeki Kuzey Kordofan eyaletinin başkenti el-Ubeyd'deki hapishane ve hastaneyi hedef alan HDK’ye ait bir İHA’nın bombalaması sonucu 20 kişinin hayatını kaybettiğini ve 50 kişinin de yaralandığını söyledi. El-İaysir yaptığı açıklamada, el-Ubeyd’deki hapishanede yaşananların tam teşekküllü bir savaş suçu olduğunu ve milislerin Sudanlı sivillere yönelik ihlal kayıtlarına eklendiğini belirtti. El-İaysir, bir terör eylemi olarak nitelendirdiği saldırıyı en sert ifadelerle kınadı.

frgty6
Kuzey Darfur'daki çatışmalardan kaçan yerlerinden edilmiş Sudanlılar, 27 Nisan 2025 (Reuters)

Sudan Doktorlar Ağı ise yaklaşık 5 bin mahkûmun bulunduğu hapishaneye düzenlenen saldırıda 21 kişinin yaşamını yitirdiğini, bazıları ağır olmak üzere 47 kişinin de yaralandığını açıkladı. Ağ, uluslararası insani yardım ve insan hakları örgütlerini, silahsız sivillere yönelik ihlallerin genişlemesini ve nüfus yoğunluğu yüksek büyük şehirlerin hedef alınmasını durdurması için HDK üzerinde daha fazla baskı kurmaya çağırdı.

HDK, yakın bir saldırının sinyalleri arasında el-Ubeyd'i birçok yönden kuşatıyor.

Ebu Şuk Mülteci Kampı bombalandı

Yardım kaynaklarına göre, HDK'nin Darfur bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin kaldığı Ebu Şuk Mülteci Kampı’nı hedef alan bombardımanında aynı aileden 14 Sudanlı hayatını kaybetti. Ebu Şuk Mülteci Kampı Acil Servisi’nden dün yapılan açıklamada, kampın ‘HDK tarafından ağır topçu ateşine’ maruz kaldığı, aynı aileden 14 kişinin yaşamını yitirdiği ve çok sayıda kişinin de yaralandığı belirtildi. Ebu Şuk Mülteci Kampı, son dönemde HDK'nin yoğun saldırılarına sahne olan Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir’de yer alıyor. Bu saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybederken yüz binlerce kişi de şehrin mülteci kamplarından göç etmek zorunda kaldı.

dfrgthy
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir civarındaki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) unsurları (Telegram)

Buna karşılık el-Faşir Direniş Komiteleri Koordinasyonu (yerel bir grup), HDK'nin dün erken saatlerde şehre yeni bir ağır topçu bombardımanı dalgası başlattığını ve aynı zamanda sivil yerleri ve hayati tesisleri ayrım gözetmeksizin hedef alan kamikaze İHA’lar uçurduğunu bildirdi. Grubun resmi Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “Mermiler ayrım gözetmeksizin yoğun nüfuslu yerleşim bölgelerine yağıyor, kurbanların sayısını arttırıyor ve yıkım alanını genişletiyor. Bu ölümcül döngü her gün tekrarlanıyor. Sabah bombardımanla başlıyor, ardından uzun sürmeyen temkinli bir sükûnet geliyor ve sonra yeni bir şiddetli bombardıman dalgasına dönüşüyor” ifadeleri yer aldı.

El-Faşir, HDK'nin şehre saldırıp kontrol altına alma girişimlerinin Sudan ordusu ve müttefik Darfurlu gruplar tarafından engellendiği bir yıl boyunca yüzlerce saldırıya maruz kaldı. Nisan ayının son haftasında el-Faşir Direniş Komiteleri Koordinasyonu, ‘el-Faşir şehrine ve savunmasız sakinlerine karşı kanlı bir katliam’ olarak tanımladığı olayda 750'den fazla havan topu, roket, tank ve ağır top mermisi kullanıldığını belgeledi.

HDK'nin el-Faşir'deki Zemzem Mülteci Kampı’na yönelik saldırıları, kamp sakinlerinin komşu şehirlere kaçmasına yol açtı ve Birleşmiş Milletler'e (BM) göre yaklaşık bir milyon kişinin yaşadığı kamp ‘neredeyse boş’ hale geldi.

dfrgtyh
Darfur'dan Çad'daki Adre'ye giden yerlerinden edilmiş Sudanlılar (Arşiv - Reuters)

El-Faşir şehri, geniş Darfur bölgesinde HDK'nin kontrolü dışında kalan tek büyük şehir olması nedeniyle ordu ile HDK arasındaki savaşta stratejik bir öneme sahip. BM ve uluslararası gözlemciler önümüzdeki günlerde yaygın vahşetlerin yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) 450 binden fazla insanın el-Faşir, Zemzem ve Ebu Şuk kamplarındaki saldırılardan kaçarak Kuzey Darfur'daki Tavile'ye ulaştığını bildirdi. UNICEF ve ortaklarının sahada 14 sağlık merkezinde hayat kurtarıcı bakım sağladıkları, çocukları taradıkları ve hayat kurtarmak için sağlık hizmeti verdikleri belirtildi.

Port Sudan'da sükûnet

Ülkenin doğusundaki Port Sudan'da, bir hafta süren saldırıların ardından temkinli bir sükûnetin geri geldiğini belirten yerel kaynaklar, ülkede savaşın başladığı Nisan 2023'ten bu yana ilk kez bu tür saldırılara tanık olan kentte hâkim olan endişe ve gerginlik atmosferinin ardından hayatın normale döndüğünü ifade etti. Geçtiğimiz pazar gününden bu yana geçici idari başkent Port Sudan, her gün İHA’larla düzenlenen ve havaalanı, liman ve ana yakıt depolarının yanı sıra Osman Dikne Hava Üssü gibi altyapı ve sivil tesisleri hedef alan yoğun saldırılara maruz kaldı. Ayrıca Sudan ordusunun Kızıldeniz'deki en büyük deniz üssü olan Flamingo Deniz Üssü de hedef alındı.