Mısır’daki intihar olayları ‘gençlere desteğe’ yönelik soru işaretlerini artırıyor

Mısır’daki intihar olayları ‘gençlere desteğe’ yönelik soru işaretlerini artırıyor
TT

Mısır’daki intihar olayları ‘gençlere desteğe’ yönelik soru işaretlerini artırıyor

Mısır’daki intihar olayları ‘gençlere desteğe’ yönelik soru işaretlerini artırıyor

Mısır toplumunda iki gencin intihar etmesi geniş bir yankı uyandırdı. Aileleri ve arkadaşları sosyal medyada, üzüntülerini dile getirirken, onlar için bağışlanma duaları ettikleri mesajlar yayınlandı. Diğer yandan güvenlik yetkilileri, Kahire Kulesi’nde intihar girişiminde bulunan üçüncü bir genci kurtarmayı başardı.
İlk olay, İskenderiye’de hayatına son veren Samih Muhammed isimli bir genç ile ilgiliydi. Muhammed Facebook sayfasında arkadaşlarından ve ailesinden ‘kendisini affetmelerini ve onun için dua etmelerini’ istediği etkileyici bir mesaj bıraktı ve sonrasında, evinin balkonundan atlayarak hayatına son verdi. İki şüphelinin, gencin intihar etmesine neden olabileceği belirtiliyor.. Yakınlarından bazıları gencin ‘zorbalığa uğradığını’ söyledi.
İkinci intihar vakasına ise Şarkiye’de tanık olundu. Mahmud Azazi adlı bir genç, Facebook’ta yaptığı canlı yayında zehirli bir böcek ilacı yuttu. Söz konusu videoda, ‘babasıyla anlaşmazlıkların kötü bir hal aldığını ve bunun onu intihara yönlendirdiğini’ ifade etti.
Öte yandan dün güvenlik güçleri, annesinin ölümü sonrası yaşadığı psikolojik bunalım sonucu Kahire Kulesi’nin atlayarak intihar etmeye çalışan bir genci kurtardı.
Mısır geçen hafta, Buhayre’de bir kızın Facebook’ta bir not paylaştıktan sonra evinin beşinci katından atlayıp intihar etmesine tanık olmuştu. Kız paylaştığı notta ‘kuzenini küçükken ona cinsel tacizde bulunmakla ve babasını da kendisine inanmamakla’ suçlamıştı. Bunlar, son birkaç yılda Mısırlı gençler ve ergenler arasında sık görülen intihar vakaları arasına katıldı. İntihar nedenleri, intihar edenler tarafından birçok kez ‘aile anlaşmazlıkları’ ile ilişkilendirildi. Temmuz ayında, Kalyubiye’de genç bir adam aynı sebepten intihar etti. Ağustos ayında Bahr Yussef’de bir genç, ailesiyle yaşadığı şiddetli anlaşmazlıklar nedeniyle Nil Köprüsü’den atlayarak canına kıydı. Bunlar, söz konusu gençlerin ‘bu kişilerin ailevi ve psikolojik desteğini kaybettiklerini’ gösterdi.
Kahire Üniversitesi’nde Eğitim Psikolojisi Yardımcı Doçenti Dr. Asım Hecazi’ye göre son intiharlar düşünüldüğünde “İlk bakışta, görünürdeki sebeplerde intiharlara neden olan sebeplerde açık bir farklılık olduğu görülebilir. Bunlar ekonomik koşullar ile ilgili güdüler ile sosyal ve duygusal yönlerle ilgili olabiliyor. Aynı zamanda, bu vakaların bazılarında zihinsel üstünlüğün ve daha yüksek bilgi seviyelerine erişimin ve hatta bilimsel yaratıcılığın, intihara yol açan umutsuzluk ve hayal kırıklığına düşmelerine engel olmadığı da açıkça görülüyor” dedi.
Hecazi Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda “Ancak herkesin açıkça görmesi gereken gerçek şu ki, gerek ekonomik, gerekse sosyal veya duygusal olsun, tüm biçimleriyle stres, intihar sorununun sadece görünürdeki nedenidir. Gerçek ve temel nedenler, psikolojik ve bilişsel dayanıklılığın olmaması ve gençler arasında psikolojik direncin düşük düzeyde bulunmasına dayanıyor. Bu ise, ailenin ve okulun eğitici rol üstlenmemesi ve genci çevreleyen güçlü bir psikolojik ve sosyal destek ağının olmaması başta olmak üzere bir dizi nedenden kaynaklanıyor” ifadelerini kullandı.
Dr. Asım Hecazi sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
 “Şüphesiz çoğu genç ve ebeveyn teknolojik cihazlarla aşırı derecede bütünleşmiş durumda bulunuyor. Bu da, çeşitli sosyal platformlar aracılığıyla güçlü bir şekilde yayılan yalnızlık, izolasyon ve olumsuz düşüncelerin kurbanı olmalarını sağlıyor.”
Mısır Sağlık ve Nüfus Bakanlığı’na bağlı ruh sağlığı ve bağımlılık tedavi hastaneleri, insanları intiharla mücadele kapsamında açılacak ilk devlet kliniğine yönlendirmek için “Hayatınız Yaşamaya Değer” başlıklı bir kampanya başlattı. Ayrıca, soruları cevaplamak, destek sağlamak ve intihar etmek isteyenlere yardımcı olmak için psikolojik destek, acil durum ve psikolojik danışma hattı hizmetini başlatıldığını duyurdu. Ulusal Ruh Sağlığı Konseyi de soruları almak için bir yardım hattı hizmeti başlattı.



(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


Palmira saldırısı kapsamında Suriye Genel Güvenlik Teşkilatı’nda gözaltına alınanları sayısı 11’i geçti

Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
TT

Palmira saldırısı kapsamında Suriye Genel Güvenlik Teşkilatı’nda gözaltına alınanları sayısı 11’i geçti

Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)
Suriye güvenlik güçleri mensupları (AFP)

Suriye İçişleri Bakanlığına bağlı Genel Güvenlik Teşkilatı mensubu bir kişinin, Palmira’da (Tedmur) ABD-Suriye ortak devriyesini hedef alan saldırının faili olduğu açıklandı. Yetkililer, saldırının ardından aynı teşkilattan 11’den fazla personelin gözaltına alındığını ve soruşturma sürecinin başlatıldığını bildirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen bir güvenlik kaynağı, Tedmur saldırısını gerçekleştiren kişinin yaklaşık 10 aydır Genel Güvenlik Teşkilatında görev yaptığını, farklı şehirlerde çalıştıktan sonra Tedmur’a atandığını söyledi. Kaynak, olayın hemen ardından 11’den fazla personelin gözaltına alındığını ve haklarında soruşturma başlatıldığını ifade etti.

Suriye İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin el-Babba da saldırganın Genel Güvenlik güçlerine mensup olduğunu ve daha önce yapılan bir güvenlik değerlendirmesi doğrultusunda görevden uzaklaştırılmasının planlandığını belirtti. Babba, resmi televizyona yaptığı açıklamada, saldırganın “tekfirci veya aşırı fikirler taşıyabileceğine” dair bir değerlendirme yapıldığını ve bu doğrultuda hakkında karar alınmasının gündemde olduğunu söyledi.

Sözcü, Badiye bölgesindeki iç güvenlik komutanlığının 5 binden fazla personelden oluştuğunu ve personelin haftalık değerlendirme mekanizmasına tabi tutulduğunu, gerekli görüldüğünde idari ve güvenlik tedbirleri alındığını kaydetti.

Önceki yönetimin devrilmesinin ardından iç güvenlik ve polis teşkilatlarında yaşanan çöküş nedeniyle yeni yönetimin güvenlik açığını kapatmak amacıyla geniş çaplı gönüllü alımına gittiği hatırlatıldı.

ABD Başkanı Donald Trump, cumartesi günü yaptığı açıklamada saldırıya karşılık verileceğini belirterek, olayın Suriye makamlarının tam kontrolünde olmayan ve “son derece tehlikeli” olarak nitelendirdiği bir bölgede meydana geldiğini söyledi.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), saldırıyı gerçekleştiren kişinin öldürüldüğünü, üç ABD askerinin ise yaralandığını açıkladı. CENTCOM, askeri heyetin Tedmur’da DEAŞ’a karşı yürütülen operasyonlara destek kapsamında bulunduğunu bildirdi.

Suriye yönetimi, Tedmur’da meydana gelen saldırının bir terör saldırısı olduğunu belirterek, ABD hükümeti ve halkına başsağlığı mesajı gönderdi. Açıklamada, geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın geçen ay Washington’a yaptığı ziyaret sırasında Suriye’nin DEAŞ’la mücadele kapsamında uluslararası koalisyona resmen dahil olduğu kaydedildi.

Suriye çölünde 2015–2016 yıllarında etkisini artıran DEAŞ, bu dönemde Tedmur’u kontrol altına alarak tarihi mirasa büyük zarar verdi ve siviller ile askerleri hedef alan infazlar yaptı. Örgüt, Rusya destekli Suriye güçleri ile ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun operasyonları sonucunda bölgeden çıkarılırken, 2019’dan itibaren geniş alanlardaki varlığını kaybetti. Ancak çöl bölgelerinde faaliyet gösteren hücreleri hâlen saldırılar düzenliyor.

ABD güçleri Suriye’de ağırlıklı olarak ülkenin kuzeydoğusunda Kürtlerin kontrolündeki bölgelerde ve Ürdün sınırı yakınındaki Tanf Üssü’nde konuşlu bulunuyor. Washington, askeri varlığının temel amacının DEAŞ’la mücadele ve yerel müttefiklere destek olduğunu vurguluyor.