Tunus Cumhurbaşkanı Said: Devletin kasası için ağlayanlar, onu boşaltan kişiler

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (EPA)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (EPA)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı Said: Devletin kasası için ağlayanlar, onu boşaltan kişiler

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (EPA)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (EPA)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Ekonomi ve Planlama Bakanı Samir Said ile Kartaca Sarayı'nda yaptığı görüşmede, ‘halkın onurlu bir yaşam konusundaki iradesini yerine getirmenin zorunluluğunun yanı sıra kamu parasının, şeffaflık ve servetin adil bir şekilde dağıtılması temellerinde Tunus halkına ait olduğu’ yaklaşımındaki kararlılığını vurguladı. 
Cumhurbaşkanı Said aynı bağlamda şunları söyledi:
“Biliyorsunuz ki devlet sadece ekonomi ve finans değil… Özellikle de kurtuluşu istediğini iddia edenlerin devlet kasasını boşaltılmasından sonra bugün her tercihin, halkın talepleri çerçevesinde toplumsal bir boyutu olması gerekiyor.”
Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) Genel Sekreteri Nureddin Tabbubi, sendikanın “Vizyonsuz, programsız bir hükümetle karşı karşıyayız. Doğaçlama, belirsizlik ve uyumsuzluk hakim. Önceki hükümetlerle aynı mekanizmalar tarafından yürütülüyor, şeffaflık ve söylem tutarlılığı yok” ifadeleri ile hükümete karşı uyarıda bulunduğunu belirtti.
Tabbubi “Geriye kalanları kurtaran, birçok bakanlığı yeniden faaliyete geçiren ve onları durgunluktan çıkaran bir hükümet değişikliğinin zamanı geldi” ifadelerini sözlerine ekledi.
Önder Farhat Haşed’in suikastının 70. yıldönümü münasebetiyle yaptığı konuşmada Tabbubi “İyimser değiliz; özellikle de ülkemizi saran simsarlar ve dış güçler konusunda. Ancak iyimser olmamamız umutsuz olduğumuz anlamına gelmez, zira bizi her zaman umut yönlendirir” ifadelerini kullandı.
Tabbubi, Tunus’un durumu hakkında “Bugün boğucu bir durumda ve her düzeyde gerileme içinde yaşıyor. Ayrıca rengi ve tadı olmayan milletvekili seçimlerinin eşiğinde bulunuyor. Seçimler, ne oybirliğiyle, ne de çoğunluk tarafından onaylanan bir anayasanın sonucu olarak geldi” dedi.
Tabbubi Tunuslu yetkililere, elinde bulundurdukları tüm sendika arşivlerini açıklamaya çağırarak “Lider Farhat Haşed’in suikastından bu yana geçen 70 yıl, Tunus Genel İşçi Sendikası’nın çalışmalarına, fedakarlığına, vermen taraf olmasına ve gerçek vatanseverlik ruhuna tanıklık ediyor” sözlerini kullandı.
Başka bir bağlamda, Temyiz Mahkemesi İddianame Dairesi, Nahda hareketinin iktidarda olduğu dönemde ‘Gerilim kaynaklarına sürgün davası dosyası’ olarak bilinen soruşturmada yer alan İçişleri Bakanlığı’ndan eski bir yetkili hakkında tahliye kararı verdi.
Söz konusu soruşturmalar, Nahda Hareketi liderleri, eski bakanlar, avukatlar, politikacılar ve imamlar da dahil olmak üzere 817 sanığa yönelikti.
Tunus Ufukları Partisi’nin (Afak) Başkanı Fazıl Abdulkafi son günlerde adının bu dava ile anılmasının ardından, ‘devlet güvenliğine karşı komplo’ davasıyla ilgili herhangi bir bağlantısı olduğunu yalanladı. Cumartesi günü Facebook hesabında yaptığı bir paylaşımda “Şahsımın bu davada söylenen hiçbir şeyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Ülkemin güvenliğine, itibarına veya yetkililerinin prestijine karşı komplo kurmadım ve kurmayacağım. Korkarım bu davada ismimin kullanılması, medyada yankı uyandırmanın ulusal bir spor haline geldiği bir zamanda, sadece davanın etkisini ve medyanın etkileşimini artırmaya yönelik bir girişimdi” ifadelerine yer verdi.



Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
TT

Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)

Gazze'de Hamas hareketine karşı çıkan Halk Güçleri’nin lideri Yaser Ebu Şebab, İsrail'in Arapça yayın yapan resmi radyo kanalı Makan'a verdiği röportajda, İsrail ordusuyla Gazze'nin güneyinde iş birliği yaptığını teyit etti.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde rahatlıkla hareket ettiğini belirten Ebu Şebab, iki taraf arasında koordinasyon olduğunu vurguladı.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusuna, tek başına gerçekleştirdiği askeri faaliyetleri bildirdiğini açıklayan Ebu Şebab, herhangi bir ayrıntıya girmeden ‘dışarıdan destek aldıklarını’ belirtti. Ebu Şebab, bazı konuların açıkça konuşulamayacağını ifade etti.

İsrailli yetkililer, geçtiğimiz haziran ayında Hamas'a muhalif bir Filistinli grubu desteklediğini ve silahlandırdığını kabul etmiş, ancak bu grubun Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri olduğunu açıklamamıştı.

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin, konuyla ilgili bir soruya “Hamas yönetimi karşısında farklı yöntemler kullandığımızı söyleyebilirim” yanıtını verdi, ancak ayrıntılara girmedi.

Bir araştırma merkezi olan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi, Ebu Şebab’ı ‘Refah bölgesinde faaliyet gösteren ve yardım tırlarını yağmalamakla suçlanan bir suç çetesinin lideri’ olarak tanımladı.

Röportajda, Halk Güçleri’nin herhangi bir ideoloji veya siyasi örgüte bağlı olmadığını belirten Ebu Şebab, lideri olduğu grubun 2007 yılında Gazze'de iktidara gelen Hamas'a atıfla ‘adaletsizlik ve yolsuzlukla mücadele ettiğini’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Independnet Arabia’dan aktardığı habere göre Halk Güçleri’nin ne kadar büyük fedakarlıklar yaparsa yapsın mücadelesine devam edeceğini vurgulayan Ebu Şebab, Hamas’ın şu anda iç çatışmalar yaşadığını ve sonunun yaklaştığını bildiğini söyledi.

Hamas'ın askeri yargı organı geçtiğimiz çarşamba günü, Ebu Şebab’a silahlı çete kurmak ve İsrail ile iş birliği yapmakla suçlandığı gerekçesiyle 10 gün içinde teslim olması için süre tanıdığını açıkladı.

Filistinli birçok grubu bir araya getiren ‘Filistinli Gruplar Ortak Odası’ pazar günü, Halk Güçleri'ni ‘işgalci İsrail’in maşası olmakla’ suçladı. Filistinli Gruplar Ortak Odası tarafından yapılan açıklamada, “Ebu Şebab ve onunla birlikte olanlar ulusal kimliklerinden mahrumdurlar, Filistin ulusal saflarının dışındadırlar ve direniş gruplarının oybirliği ile kanları dökülmüştür” denildi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yaşayan 1990 doğumlu Yaser Ebu Şebab, İsrail ordusunun kontrolü altındaki Refah'ın güneydoğu bölgesinde faaliyet gösteren Halk Güçleri adında bir silahlı grup kurdu.

Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri’nin silahlı üyeleri geçtiğimiz haftalarda, Refah'taki bir yardım merkezinin yakınlarında hafif makineli tüfeklerle görüldüler.