Irak'ta ifade özgürlüğü yasası tartışması yeniden alevlendi

Irak Meclisi tasarıyı ilk kez görüştü

Irak Meclisi’nde dün yapılan oturumdan bir kare (INA)
Irak Meclisi’nde dün yapılan oturumdan bir kare (INA)
TT

Irak'ta ifade özgürlüğü yasası tartışması yeniden alevlendi

Irak Meclisi’nde dün yapılan oturumdan bir kare (INA)
Irak Meclisi’nde dün yapılan oturumdan bir kare (INA)

Irak'ta İfade Özgürlüğü Yasası'nın dün Meclis’te ilk kez görüşülmesinin ardından yasayla ilgili tartışma yeniden başladı. Tartışma, insan haklarını ve ifade özgürlüğünü savunan aktivistler ve meslek grupları arasında yıllardır sürerken yasanın mevcut haliyle ülkede yeni yeni adımlar atmaya başlayan ve sendeleyen demokrasi sürecini engellediğini düşünülüyor.
İtirazlar, Irak Meclisi’ni daha sonra yapılacak revizyonların ve değişikliklerin yasaya karşı olanları ikna etmeye yeterli olması umuduyla yasanın onaylanmasını sonraki oturumlara ertelemeye sevk etti.
Irak Meclisi, Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun hazırladığı ‘ifade, toplanma ve barışçıl gösteri özgürlüğü’ konulu yasa tasarısının ilk okumasını dün gerçekleştirdi. Oturumda 9 milletvekili bulunan 10 sandalyeli İmtidad Hareketi ile ittifak halindeki (Kürt) Yeni Nesil hareketi yasa tasarısına itiraz ettiler. Bu da yasaya karşı parlamento bloklarından gelen ilk itiraz oldu. Yeni Nesil Hareketi Başkanı Şaswuvar Abdulwahid, yasa tasarısına karşı olduklarını açıkladı. Tasarı, bir grup bağımsız milletvekili tarafından da reddedildi. Abdulwahid, yasa tasarısı henüz Meclis tarafından onaylanmadığı için basın ve sivil toplum kuruluşlarını muhaliflerin yanında olmaya çağırdı.
Abdulwahid yaptığı açıklamada, Irak'ın Anayasa’nın 38. maddesi tarafından güvence altına alınan ifade özgürlüğüne ilişkin bir yasa çıkarmasına gerek olmadığını ve bunun yasayla düzenlendiğine dair bir gösterge bulunmadığını söyledi. Değişiklik amacıyla yasa tasarısını geri çekmek için imza toplamaya başladıklarını açıklayan Abdulwahid, gazetecileri, medya çalışanlarını, aktivistleri, sivil toplum örgütlerini ve Irak halkının tüm kesimlerini ‘bu yasaya karşı çıkmaya ve Meclis’in bu yasayı çıkarmasına izin vermemeye’ çağırdı.
Yasanın gösteri hakkı, barışçıl toplanma ve gösteri düzenlemeden önce izni alınması gibi konularda çok sayıda ceza maddesini içerdiğini vurgulayan Abdulwahid,  aynı zamanda yasa tasarısında herkesin fikirlerini ortaya koymak ve ifade etmek isteyen herkese karşı kullanabileceği terimler ve ifadeler olduğunun altını çizdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Basın Özgürlüğünü Savunma Örgütü (PFAA) Başkanı Mustafa Nasır, şunları söyledi:
“Meclisin önceki iki oturumda yaptığı değişiklikleri, aktivistler ve sivil savunma örgütleri tarafından ortaya atılan ciddi itirazları dikkate almadan yasanın Meclis'e getirilmesi ve tartışılması, sivil topluma yönelik bir tür şantajdır. Gazeteciler Sendikası ve Yayın Kurumu'ndan bir itiraz olmaması utanç verici. İtirazlar en çok ifade ve basın özgürlüğü ile gösteri yapma hakkının karıştırılmasına karşı yapılıyor. Anayasa, halihazırda her türlü ifade ve basın özgürlüğünün yanı sıra gösteri düzenleme özgürlüğünü de güvence altına alıyor. Fakat bu özgürlük henüz kanunla düzenlenmedi. Anayasanın ikinci maddesi, düzenlenmemiş ve anayasal olarak güvence altına alınmış olan ifade özgürlüğünün düzenlenmesine atıfta bulunmuyor. Bazı parlamento organlarının, anayasal ve yasal olarak güvence altına alınmış olan özel toplanma hakkını güvence altına alan bir yasanın çıkarılması gibi yasa tasarısının kabul edilebilir görünmesi için bir takım küçük tavizler verilerek yasaya yönelik ciddi itirazlar atlatılmaya çalışılıyor. Yasa tasarısının 17 maddesi hakkında ciddi itirazlarımız ve sorunlarımız var. Meclis İnsan Hakları Komisyonu ile daha önce yapılan iki oturumda bu maddelerin bir kısmının değiştirilmesi konusunda mutabakata vardıksa da bu mutabakat Meclis’teki oturumda dikkate alınmadı.”



Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)

Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin anayasal sınırlar içinde, en fazla üç ay içinde yeni hükümeti kurma sürecinde karşılaştığı karmaşıklıklar göz önüne alındığında, "çerçeve" güçlerine yakın üst düzey bir yetkili, yeni hükümete eski bir başbakanın liderlik etmesi olasılığını dışlamıyor.

Yetkili, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Şii güçlerin "özellikle mevcut ve beklenen yerel ve bölgesel zorluklar göz önüne alındığında, ülkenin en üst düzey yürütme pozisyonunu üstlenecek deneyimli bir isim istediklerini" söyledi. Yetkili, "Koordinasyon Çerçevesi içindeki güçlerin, daha önce başbakanlık yapmış olan Nuri el-Maliki, Muhammed es-Sudani, Haydar el-İbadi veya Mustafa el-Kazımi gibi isimlerden birini ve daha az ölçüde, Ekim protestolarının ardından görevinden alınan Adil Abdul-Mehdi'yi seçebileceği" olasılığını da dışlamadı.


Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
TT

Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)

Lübnan Genelkurmay Başkanlığı tarafından dün, Güney Litani bölgesinde ordunun planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler için düzenlenen saha gezisi sırasında, Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, ordunun temel amacının istikrarı sağlamak olduğunu vurguladı.

Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre General Heykel, ‘ordunun birincil hedefinin istikrarı sağlamak olduğunu, ancak İsrail'in Lübnan topraklarını işgalinin devam ettiğini ve saldırıların sürdüğünü’ belirtti.

General Heykel, ‘gezinin amacının, ordunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararı ve ateşkes anlaşmasını uygulamaya ve sınırlı imkanlarına rağmen kendisine verilen görevleri yerine getirmeye kararlı olduğunu teyit etmesi olduğunu’ belirtti.

Katılımcıları bizzat karşılayarak, ‘Lübnan’a gösterdikleri ilgi nedeniyle temsil ettikleri kardeş ve dost ülkelere minnettarlığını’ dile getiren General Heykel, ‘halkın, Lübnan toplumunun tüm bileşenleri gibi orduya güvendiğini’ belirtti.

Gezi sırasında, ordunun Lübnan’ın çeşitli bölgelerindeki görevleri, Güney Litani bölgesindeki genel durum ve BM Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) ile iş birliği ilişkilerinin yanı sıra Düşmanlıkların Durdurulması Anlaşması İzleme Komitesi (Mekanizma) ile koordineli olarak ordunun bu bölgedeki planının ilk aşamasının uygulanması hakkında da bilgi verildi.


İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun dün Beytüllahim'in güneydoğusundaki Tuqu' kasabasında düzenlediği bir baskın sırasında 16 yaşındaki bir Filistinli çocuğu vurarak öldürdüğünü açıkladı. Bu olay, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da son dönemde yaşanan şiddet dalgasındaki son olaylardan biri oldu.

Resmi Filistin haber ajansı WAFA, Tuqu' kasaba meclisi başkanının, İsrail güçlerinin dün gece kasaba merkezinde toplanıp "ayrım gözetmeksizin" ateş açmasının ardından çocuğun vurulduğunu söylediğini belirtti.

Ajans, ordunun Ammar Yasir Sabah adlı çocuğu göğsünden gerçek mermiyle vurduğunu ve çocuğun hastaneye kaldırıldığını, ancak hayatını kaybettiğini ifade etti.

Batı Şeria'da şiddet bu yıl ve Ekim 2023'te başlayan iki yıllık Gazze Şeridi savaşından bu yana tırmanmıştır. İsrail yerleşimcilerinin Filistinlilere yönelik saldırıları keskin bir şekilde artarken, ordu hareket özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları sıkılaştırdı ve birçok şehirde büyük çaplı baskınlar düzenledi. Birleşmiş Milletler'e göre 7 Ekim 2023 ile 14 Kasım 2025 tarihleri ​​arasında Batı Şeria'da 1000'den fazla Filistinli öldürüldü.

 İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)

Aynı dönemde Batı Şeria'da 59 İsrailli öldürüldü. Şarku’l Avsat’ın Resmi Filistin verilerinden aktardığına  göre bu yıl Batı Şeria'da, İsrail güçleri tarafından öldürülenler arasında 53 Filistinli çocuk da bulunuyor.

Batı Şeria'da yaklaşık 2,7 milyon Filistinli, İsrail askeri işgali altında sınırlı bir özerklik içinde yaşıyor. Yüz binlerce İsrailli de buraya yerleşmiş durumda.

Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu, İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği topraklara inşa edilen yerleşimleri yasadışı olarak kabul ediyor ve BM Güvenlik Konseyi'nin çeşitli kararları, İsrail'i tüm yerleşim faaliyetlerini durdurmaya çağırdı. İsrail, yerleşimlerin yasadışı olduğunu reddediyor ve toprakla olan dini ve tarihi bağlarını gerekçe gösteriyor. İsrail güçleri mülteci kamplarını boşaltarak binlerce Filistinliyi evlerinden zorla çıkardı ve Batı Şeria'daki bazı şehirlerde on yıllardır varlığını sürdürüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçen kasım ayında İsrail'i Batı Şeria'daki zorla tahliyeler olarak nitelendirdiği eylemler nedeniyle savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçladı.