İran Genel Başsavcısı: Ahlak polisi geçmişte nerede kurulduysa orada kapatılmıştır

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İran Genel Başsavcısı: Ahlak polisi geçmişte nerede kurulduysa orada kapatılmıştır

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İran Genel Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri, ülkede iki aydan uzun süren Mahsa Emini gösterileriyle ilgili eleştirilerin odağındaki "ahlak polisi" biriminin kapatıldığını duyurdu.
İranlı Öğrenciler Haber Ajansına (ISNA) göre Muntazeri, "Hibrit Savaşın Boyutlarının Açıklanması" konulu toplantıda konuştu.
Yargı Erki'nin ülkede meydana gelen son gösterileri tüm yönleriyle değerlendirdiğini dile getiren Muntazeri, Ahlak Polisi biriminin kapatılmasına ilişkin bir soru üzerine, "Ahlak polisinin Yargı Erki ile hiçbir ilişkisi yoktur. Ahlak polisi, geçmişte nerede kurulduysa orada kapatılmıştır" dedi.
Ülkenin geneline yayılan ve rejim karşıtlığına dönüşen gösterileri "hibrit savaş" şeklinde niteleyen Muntazeri, 8 yıl süren İran-Irak Savaşı'ndan daha kapsamlı bir savaşla karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Muntazeri, "İran-Irak Savaşı ile kıyaslanamayacak boyuttaki hibrit savaşın, siyaset, sahte ve yalan haber yayma, siber, kültürel ve diplomatik savaş, diğer ülkelerle ilişkileri bozma, dini ve etnik azınlıkların arasını açma ve ekonomik yaptırımları artırma gibi birçok yönü var" ifadelerini kullandı.
Ülkede "isyan" hareketine sebebiyet verenlerin üzerine kararlılıkla gidileceğini kaydeden Muntazeri, İran aleyhine girişimlerden ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İsrail ve bazı Arap ülkelerini sorumlu tuttu.
İran Emniyet Teşkilatına bağlı olarak kurulan ahlak polisi, ilk olarak 2006 yılında görevine başladı. Başlangıçta kılık kıyafet kurallarına göre "uygunsuz" giyinen kadınları uyaran birim, daha sonra söz konusu kadınları gözaltına almaya da başladı.
Emniyet Teşkilatından ise henüz konuyla ilgili açıklama yapılmadı.
Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyelerince gözaltına alındıktan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi, ülke yönetimine karşı protestolara yol açmıştı.



Suriye Hükümeti: SDG konferansı kapsamlı bir ulusal çerçeveyi temsil etmiyor

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke’de daha önce düzenlenen “SDG” askeri geçit töreni (Şarkul’l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke’de daha önce düzenlenen “SDG” askeri geçit töreni (Şarkul’l Avsat)
TT

Suriye Hükümeti: SDG konferansı kapsamlı bir ulusal çerçeveyi temsil etmiyor

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke’de daha önce düzenlenen “SDG” askeri geçit töreni (Şarkul’l Avsat)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke’de daha önce düzenlenen “SDG” askeri geçit töreni (Şarkul’l Avsat)

Suriye hükümeti yetkilisi, Paris'te düzenlenecek “Suriye Demokratik Güçleri” konferansına ilişkin yaptığı açıklamada, dini veya milliyetçi grupların siyasi görüşlerini ifade etme ve partiler kurma konusunda tam haklara sahip olduklarını söyledi.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), söz konusu yetkilinin bugün yaptığı açıklamada, dini veya etnik grupların faaliyetlerinde barışçıl olmaları, devlete karşı silah taşımamaları ve Suriye devletinin yapısına kendi vizyonlarını dayatmamaları gerektiğini söylediğini belirtti.

Yetkili, devletin şeklinin “grup anlaşmalarıyla değil, halk oylamasıyla kabul edilen kalıcı bir anayasa ile” belirleneceğini, bu sayede tüm vatandaşların eşit katılımının garanti altına alınacağını ve her vatandaşın devletle ilgili görüşlerini ifade etme hakkına sahip olacağını, ancak bunun tehdit veya silahlı güçle değil, kamusal diyalog ve sandıklarla olacağını ifade etti.

Yetkili, Paris'teki SDG konferansının "kapsamlı bir ulusal çerçeveyi temsil etmediğini, aksine Suriye halkının zaferi ve eski rejimin düşüşünden zarar gören tarafların yanı sıra, statükonun zoruyla Suriye'nin çeşitli bileşenlerinin temsilini tekeline alan veya almaya çalışan bazı gruplardan oluşan kırılgan bir ittifakı temsil ettiğini" vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre hükümet yetkilisi bu grupların dış desteğe dayandığını, "gelecekteki yükümlülüklerden kaçmak ve tek ordu, tek hükümet ve tek ülkeye dayalı Suriye devletinin ilkelerini inkar etmek" amacıyla, bu tür konferanslara başvurduklarını belirtti.

Yetkili, Suriye hükümetinin konferansta düşmanca eylemlerde bulunan ayrılıkçı isimlerin ağırlanmasını şiddetle kınadığını belirterek, konferansı "Suriye meselelerini uluslararasılaştırma, yabancı müdahaleye davetiye çıkarma ve yaptırımları yeniden uygulama girişimi" olarak nitelendirdi.

Cuma günü “Bileşenlerin Ortak Tutumu” adı altında Haseke’de düzenlenen konferans, “merkezi olmayan bir devletin kurulması ve etnik, dini ve kültürel çoğulculuğu garanti altına alan bir anayasanın hazırlanması” çağrısında bulundu.