Şanghay, toplu taşıma araçlarında test sonucu gösterme zorunluluğunu yarından itibaren kaldırıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Şanghay, toplu taşıma araçlarında test sonucu gösterme zorunluluğunu yarından itibaren kaldırıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Çin'in Şanghay şehri, toplu taşıma araçlarına binişte negatif Kovid-19 test sonucu gösterme zorunluluğunun yarından itibaren kaldırılacağını bildirdi.
Şehir yönetiminden yapılan açıklamada, uygulamanın parklar gibi açık hava alanları için de geçerli olacağı belirtildi.
Çin'de vaka artışı sürerken ülkenin en büyük şehri Şanghay da bazı tedbirleri gevşeten şehirler kervanına katıldı.
Guangcou, Çongçing, Şıncın ve başkent Pekin, daha önce toplu taşımada ve bazı kamuya açık alanlarda test zorunluluğunun kaldırılacağını duyurmuştu.
Yaklaşık 25 milyon nüfuslu kentte son 24 saatte hastalık belirtisi gösteren 36, göstermeyen 450 vaka kaydedildi.
Şanghay'da bahar aylarında Omikron vakalarının tetiklediği salgında 76 gün süren kapanma uygulanmıştı.

"Sıfır vaka"dan çıkışın işaretleri
Çin'de 24 Kasım'da Urumçi'de karantinada olduğu iddia edilen apartmanda çıkan yangının ardından çok sayıda şehirde Kovid-19 tedbirlerine yönelik protestolar yapılmıştı.
Protestoların ardından Çin yönetimi, "sıfır vaka" adı verilen salgın önleme ve kontrol tedbirlerinin gevşetileceğine dair bazı işaretler vermişti.
Salgınla mücadeleden sorumlu Başbakan Yardımcısı Sun Çunlan, Ulusal Sağlık Komisyonu uzmanlarıyla yaptığı toplantıda kısıtlayıcı tedbirlerde aşamalı değişiklikler yapılması gerektiğini vurgulamıştı.
Sun, toplantıda Omikron varyantının "daha bulaşıcı fakat daha az ölümcül olduğunu" ilk kez dile getirirken resmi haber ajansı Xinhua'nın toplantıya ilişkin haberinde "sıfır vaka" ifadesine yer verilmemesi dikkati çekmişti.
Toplantının ardından ülkenin güneyindeki Guangcou ve Çongçing şehirlerinde "yüksek riskli" bölgelerdeki kısmi karantina kaldırılırken vakalarla yakın temastakilerin kendilerini evlerinde tecrit etmelerine izin verilmiş, Şiciazcuang, Cıngcou ve Çıngdu gibi bazı şehirlerde ise test zorunluluğu ve hareket kısıtlamaları gevşetilmişti.

Son 24 saatte 35 bin 755 vaka
Çin'de sonbahardan bu yana Omikron'un bulaşıcılığı yüksek alt varyantlarının yol açtığı salgınlar nedeniyle vaka sayısı artmıştı.
Ulusal Sağlık Komisyonu verilerine göre Çin ana karasında son 24 saatte hastalık belirtisi gösteren 4 bin 148, göstermeyen 31 bin 607 vaka tespit edilirken virüs nedeniyle 2 kişi hayatını kaybetti.
Vaka sayısının nüfusa oranla az olmasına ve büyük bölümünün hastalık belirtisi göstermemesine rağmen Çin, "sıfır vaka" olarak adlandırılan katı salgın kontrol tedbirlerini uygulamaya devam ediyor.
Kovid-19 vakalarını ortaya çıktığı yerde bastırmayı ve bulaşma zincirini kesmeyi hedefleyen strateji, karantina, seyahat kısıtlamaları, toplu testler, imalat, ticaret ve hizmetler sektöründeki işletmelerin faaliyetlerinin kısıtlanması veya kapalı devre sürdürülmesi gibi katı ve geniş ölçekli tedbirleri gerektiriyor. Tedbirler, hayatın olağan akışına müdahalenin yanında ekonomik maliyeti açısından da tartışmalara yol açıyor.
Çoğu ülke virüsle belirli bir uyum içinde yaşamaya, hayatın akışını ve ekonomik faaliyetleri aksatacak kontrol tedbirlerinden kaçınmaya yönelik stratejileri benimserken Çin, salgının başından beri başvurduğu kısıtlayıcı tedbirleri sürdürüyor.



İsrail, Gazze anlaşması kapsamında Bergusi'yi serbest bırakmayı ve Yahya ile Muhammed Sinvar'ın naaşlarını teslim etmeyi reddediyor

Hamas liderlerinden Yahya Sinvar'ın 1 Ekim 2022 tarihli fotoğrafı (Arşiv – Reuters)
Hamas liderlerinden Yahya Sinvar'ın 1 Ekim 2022 tarihli fotoğrafı (Arşiv – Reuters)
TT

İsrail, Gazze anlaşması kapsamında Bergusi'yi serbest bırakmayı ve Yahya ile Muhammed Sinvar'ın naaşlarını teslim etmeyi reddediyor

Hamas liderlerinden Yahya Sinvar'ın 1 Ekim 2022 tarihli fotoğrafı (Arşiv – Reuters)
Hamas liderlerinden Yahya Sinvar'ın 1 Ekim 2022 tarihli fotoğrafı (Arşiv – Reuters)

İsrail hükümet sözcüsü Şoş Bedrosyan bugün, Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak İsrailli rehinelerle Filistinli mahkûmların takas edilmesinde, Fetih Hareketi’nin önde gelen liderlerinden Mervan Bergusi'nin yer almayacağını doğruladı.

Basın toplantısında Bergusi'nin akıbeti hakkında bir soruya yanıt veren Bedrosyan, “Bu aşamada o, bu takasın bir parçası olmayacak” dedi. Müzakerelere yakın kaynaklar daha önce Hamas'ın, Donald Trump'ın Gazze planının ilk aşaması kapsamında İsrail tarafından serbest bırakılacak mahkûmlar arasında Bergusi'nin de yer almasını talep ettiğini bildirmişti.

İsrail ve Hamas, dolaylı görüşmelerde, Gazze Şeridi'nde tutulan 48 rehinenin, İsrail'in elinde tuttuğu yaklaşık 2 bin Filistinli mahkûmun serbest bırakılması karşılığında serbest bırakılması konusunda anlaşmaya varmıştı.

Yahya ve Muhammed Sinvar'ın cenazeleri teslim edilmeyecek

Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığına göre bir İsrailli yetkili, Hamas liderleri Yahya ve Muhammed Sinvar'ın cenazelerinin Gazze anlaşması kapsamında teslim edilmesinin beklenmediğini söyledi.

CNN, bu sabah erken saatlerde açıklanan Gazze anlaşması kapsamında serbest bırakılacak Filistinli mahkûmların listesi konusunda henüz bir anlaşmaya varılmadığını doğruladı.

xsdfrg
İsrail ordusu tarafından 17 Aralık 2023 tarihinde yayınlanan ve o dönem Hamas lideri Muhammed Sinvar'ı gösterdiği iddia edilen fotoğraf (Reuters)

CNN’e konuşan İsrailli bir kaynak, Hamas'ın İsrail'in şimdiye kadar serbest bırakmayı reddettiği mahkûmların serbest bırakılmasını talep ettiğini söyledi. Kaynak, cinayetten hüküm giymiş Filistinli mahkûmların Batı Şeria’ya serbest bırakılmayacağını ve üçüncü bir ülkeye nakledilip nakledilmeyeceklerinin henüz kararlaştırılmadığını belirtti.

Hükümet onayı

Diğer yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi tarafından bugün yapılan açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak anlaşmanın hükümet tarafından onaylanmadan yürürlüğe girmeyeceği ifade edildi.

Açıklamada, “Arap medyasında yer alan haberlerin aksine, 72 saatlik geri sayım ancak akşam saatlerinde yapılması beklenen kabine toplantısında anlaşma onaylandıktan sonra başlayacak” denildi.


Birleşik Krallık'ta sinagog saldırısı: Fail, DEAŞ'e bağlılık yemini etti

Heaton Park İbrani Cemaati Sinagogu, Britanya'nın en büyük Yahudi cemaatlerinden birinin yaşadığı Crumpsall bölgesinde yer alıyor (Reuters)
Heaton Park İbrani Cemaati Sinagogu, Britanya'nın en büyük Yahudi cemaatlerinden birinin yaşadığı Crumpsall bölgesinde yer alıyor (Reuters)
TT

Birleşik Krallık'ta sinagog saldırısı: Fail, DEAŞ'e bağlılık yemini etti

Heaton Park İbrani Cemaati Sinagogu, Britanya'nın en büyük Yahudi cemaatlerinden birinin yaşadığı Crumpsall bölgesinde yer alıyor (Reuters)
Heaton Park İbrani Cemaati Sinagogu, Britanya'nın en büyük Yahudi cemaatlerinden birinin yaşadığı Crumpsall bölgesinde yer alıyor (Reuters)

Birleşik Krallık'ı (BK) şoke eden sinagog saldırısının faili Jihad Al-Shamie'nin DEAŞ'e bağlılık yemini ettiği aktarılıyor. 

Greater Manchester Polisi'nden dün yapılan açıklamada, Shamie'nin saldırı sırasında acil yardım hattını arayıp DEAŞ'e bağlılık yemini ettiğini bildirildi. 

Başkomiser Yardımcısı Rob Potts, Shamie'nin daha önce terörle mücadele ekiplerinin tehdit listesinde yer almadığını ancak saldırganın "radikal İslamcı ideolojiden etkilendiğinden artık emin olduklarını" söyledi. 

Potts, failin saldırıyı başlatmadan yaklaşık 15 dakika önce sinagoga gittiğini ve oradaki güvenlik görevlileriyle karşılaşıp uzaklaşmadan önce "şüpheli davranışlar sergilediğini" belirtti. O sırada polise herhangi bir ihbarda bulunulmadığını ifade etti. 

Başkomiser yardımcısı, Shamie'nin daha sonra aracıyla olay yerine tekrar gidip sinagog önündeki yayaları ezmeye çalıştığını söyledi. Saldırganın daha sonra arabadan inip etraftakilere bıçakla saldırdığını belirtti. 

Potts, polise ilk ihbarın ardından Shamie'nin de acil yardım hattı 999'u arayarak saldırıyı üstlendiğini, DEAŞ'e bağlılık yemini ettiğini söyledi. 

DEAŞ, 2017'de düzenlenen Londra Köprüsü saldırısı ve Manchester'daki bombalı saldırıyı üstlenmişti. Londra Köprüsü'nde de saldırganlar kullandıkları aracı yayaların üzerine sürmüş, daha sonra da bıçakla etraftakilere saldırmıştı. Olayda üç saldırgan dahil 11 kişi ölmüş, 48 kişi yaralanmıştı. Manchester'daki saldırıysa ABD'li pop şarkıcısı Ariana Grande'nin konserinde düzenlenmiş, intihar bombacısı dahil 23 kişi hayatını kaybetmiş, binden fazla kişi de yaralanmıştı. 

Potts, Shamie'nin sinagog saldırısında üstüne giydiği patlayıcı yeleğin sahte olduğu bilgisini de paylaştı. Londra Köprüsü saldırısında da faillerin benzer yelekler giydiğine dikkat çekti.

Greater Manchester Polisi, sinagog saldırısıyla ilgili devam eden soruşturmada gözaltına alınan 6 kişiden ikisinin serbest bırakıldığını da bildirdi. 

Suriye kökenli BK vatandaşı Shamie'nin daha önce tecavüz suçlamasıyla gözaltına alındığı, hakkındaki soruşturma sürerken kefaletle serbest bırakıldığı geçen hafta ortaya çıkmıştı.

Sinagog saldırısı

Manchester'ın Crumpsall bölgesindeki Heaton Park İbrani Cemaati Sinagogu'na 2 Ekim'de düzenlenen saldırıda 2 kişi ölmüş, üç kişi de yaralanmıştı.

2006'da BK vatandaşlığı alan Shamie, aracını sinagog önündeki yayaların üzerine sürmüş, daha sonra etraftakilere bıçakla saldırmıştı. İbadethaneye girmeye çalışan Shamie, olay yerinde polis tarafından vurularak öldürülmüştü.

Görsel kaldırıldı.
Komşuları, Jihad al-Shamie'yi "sıradan biri" olarak anlatıyor (Facebook/X)

Yahudilerin en kutsal bayramı Yom Kippur'da düzenlenen saldırıda ölen 53 yaşındaki Adrian Daulby'nin polis kurşunu nedeniyle yaşamını yitirdiği bildirilmişti. Polis, olayla ilgili inceleme başlatıldığını duyurmuştu. Hayatını kaybeden 66 yaşındaki Melvin Cravitz ise sinagogun güvenlik görevlisiydi.

BK Başbakanı Keir Starmer, saldırıyı kınayarak Yahudilerin ülkede güven içinde yaşaması için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını söylemişti. İsrail lideri Binyamin Netanyahu da olayı "barbarca saldırı" diye nitelemişti.  

Independent Türkçe, New York Times, CNN


Kolombiya lideri Gustavo Petro: ABD, Karayipler’de savaş başlattı

ABD'de geçen ay düzenlenen Filistin eylemine katılan Kolombiya lideri Gustavo Petro'nun vizesi iptal edilmişti (Reuters)
ABD'de geçen ay düzenlenen Filistin eylemine katılan Kolombiya lideri Gustavo Petro'nun vizesi iptal edilmişti (Reuters)
TT

Kolombiya lideri Gustavo Petro: ABD, Karayipler’de savaş başlattı

ABD'de geçen ay düzenlenen Filistin eylemine katılan Kolombiya lideri Gustavo Petro'nun vizesi iptal edilmişti (Reuters)
ABD'de geçen ay düzenlenen Filistin eylemine katılan Kolombiya lideri Gustavo Petro'nun vizesi iptal edilmişti (Reuters)

Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, ABD'nin sivillerin yer aldığı tekneleri vurduğunu öne sürdü. 

ABD Başkanı Donald Trump, pazar günü yaptığı açıklamada, Venezuela açıklarında uyuşturucu kaçakçılığı yapan bazı tekneleri hedef alan saldırılar düzenlendiğini duyurmuştu. 

Petro, X'ten dün yaptığı paylaşımda, ABD'nin vurduğu teknelerin içinde Kolombiya vatandaşlarının olduğunu savundu. 

Kolombiya lideri, ABD'nin bu hamleyle "Karayipler'de yeni bir savaş cephesi açtığını" ileri sürdü. 65 yaşındaki siyasetçi, paylaşımında şu ifadelere yer verdi: 

Umarım bu kişilerin aileleri yaşananları bildirir. Ortada uyuşturucu kaçakçılığıyla savaş yok, petrol için verilen bir savaş var. Dünya bu savaşı durdurmalıdır. Bu saldırganlık tüm Latin Amerika ve Karayipler'e yöneliktir.

Petro, öldürülen kişilerin kimliğini paylaşmazken, olayla ilgili herhangi bir kanıt da sunmadı. 

Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Petro'nun "mesnetsiz iddialarda bulunduğu" savunuldu. Kolombiya liderinden açıklamasını geri çekmesi istendi. 

Venezuela İçişleri Bakanı Diosdado Cabello da Petro'nun söylediklerine istinaden "ABD, uyuşturucunun Venezuela'dan geldiği bahanesiyle, öldürebileceğini düşündüğü her vatandaşı idam cezasına çarptırıyor" dedi. 

Beyaz Saray'ın verilerine göre geçen ay Trump'ın talimatıyla, uyuşturucu taşıdığı öne sürülen teknelere yönelik toplamda 4 saldırı düzenlendi. Bu operasyonlarda 21 kişinin öldürüldüğü belirtiliyor. 

Diğer yandan ABD Senatosu, Başkan Donald Trump'ın Karayipler bölgesinde uyuşturucu taşıdığı iddia edilen gemilere ve "yabancı terör örgütlerine" karşı orduyu devreye sokma yetkisini sınırlandırmayı amaçlayan karar tasarısını kabul etmemişti. Demokrat Senatör Tim Kaine ve Adam Schiff'in sunduğu tasarı 48'e karşı 51 oyla reddedilmişti. 

Trump'ın adımları Venezuela'yla gerilimi de tırmandırmıştı. ABD Başkanı'nın talimatıyla Venezuela açıklarına denizaltı ve savaş gemileri gönderilmişti. Savunma Bakanı Pete Hegseth de ABD ordusunun Venezuela'da rejim değişikliği dahil operasyonlara hazır olduğunu söylemişti.

Ayrıca ABD Hazine Bakanlığı, 25 Temmuz'da "Cartel de los Soles"i "Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist" diye tanımlamıştı. Washington, 10 yılı aşkın süredir ABD'ye uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu kartelin liderliğini Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun yaptığını iddia etmişti. 

Independent Türkçe, New York Times, Reuters, BBC