Yemenli yetkililerin akrabalarının ayrıcalıkları iptal edildi

Alemi, Husi darbesini sona erdirmek için devlet kaynaklarının seferber edilmesi gerektiğini vurguladı.

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alemi, 4 Aralık’ta Aden’de düzenlenen hükümet toplantısına başkanlık etti. (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alemi, 4 Aralık’ta Aden’de düzenlenen hükümet toplantısına başkanlık etti. (SABA)
TT

Yemenli yetkililerin akrabalarının ayrıcalıkları iptal edildi

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alemi, 4 Aralık’ta Aden’de düzenlenen hükümet toplantısına başkanlık etti. (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alemi, 4 Aralık’ta Aden’de düzenlenen hükümet toplantısına başkanlık etti. (SABA)

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alemi, yaklaşık bir ay süren bir yurt dışı turunun ardından geçici başkent Aden’e döndü. Hükümet toplantısında konuşan Alemi, Husi darbesini sona erdirmek için devlet kaynaklarının seferber edilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca memurların akrabalarının yurtdışında eğitim görmeleri ve diplomatik birimlerde görevlere atanmaları ile ilgili yasa dışı ayrıcalıkların kaldırılması talimatını verdi.
Resmi kaynaklara göre Alemi, 4 Aralık’ta Aden’deki Maaşık Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Başbakan Muin Abdulmelik ve Cumhurbaşkanlığı Ofisi Direktörü Yahya eş-Şuaybi’nin katılımıyla düzenlenen kabine oturumuna başkanlık etti. Yemenli yetkili, hükümetle ilgili çeşitli kurumlar arasındaki koordineli çabaları iki katına çıkarma, devlet kurumlarını restore etmek ve İran rejimi tarafından desteklenen terörist Husi milislerin darbesini sona erdirmek için Yemen savaşına hizmet edecek gerekli kaynakları seferber etme çağrısı yaptı.
SABA haber ajansına göre Başkanlık Konseyi Başkanı, hükümete de ‘Ulusal Savunma Konseyi’nin Husi milisleri terör örgütü olarak sınıflandırma kararını uygulamaya yönelik uygulamalarını sürdürme ve petrol sektörüne, sivil tesislere ve uluslararası seyrüsefer özgürlüğüne yönelik sistematik saldırılarının feci sonuçlarını kontrol altına almaya çalışma’ çağrısında bulundu.
Alemi, Husilerin hükümet kontrolündeki bölgelere yönelik saldırılarının artmasıyla birlikte ‘cumhuriyetçi rejimi, Yemenlilerin bir hukuk devleti ve eşit yurttaşlık inşa etme özlemlerini savunarak, farklı alanlarda ve cephelerde konuşlanmış silahlı kuvvetler unsurlarının ve halk direnişinin’ rolüne övgüde bulundu.
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı ayrıca Suudi Arabistan Krallığı ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) liderliğindeki Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu’nu da Yemen halkı, Başkanlık Konseyi ve çeşitli düzeylerde hükümetin yanında onurlu duruşlarından dolayı selamladı.
Alemi, Başkanlık Konseyi’nin kurulmasının ardından hüküm süren geniş halk umutlarını hatırlatırken, halkın çektiği acıları hafifletmeyi, yolsuzlukla mücadele etmeyi ve harcamaları rasyonelleştirmeyi amaçlayan daha fazla hizmet ve politikayla bu umutlara yanıt vermenin önemli olduğunu vurguladı.
Başkanlık Konseyi Başkanı, dış sevkiyatlar ve istihdam da dahil olmak üzere vatandaşlara fırsat eşitliği ilkesini sağlamak için farklı kurumlarda şeffaf standartlar benimseme gerekliliğine dikkat çekti.
Alimi ayrıca yurt dışında öğrenim görmek üzere burslu öğrenci listelerinde yer alan devlet çalışanlarının ve hukuka aykırı olarak diplomatik faaliyetlere atanan görevlilerin yakınlarına ilişkin son günlerde yerel basında yer alan haberler doğrultusunda, söz konusu yasa dışı ayrıcalıkların iptal edilmesini emretti.
Resmi kaynaklara göre Alemi, birinci derecede akrabalar da dahil olmak üzere, devlet memurlarının çocuklarından hak kazanmaksızın burs alanların isimlerinin iptal edilerek bursların şartları taşıyan hak sahibi öğrencilere devredilmesi, ayrıca Bakanlar Kurulu’nun yurt dışı burslarını kültür değişim programlarıyla sınırlandırma kararının doğru, şeffaf ve adil kriterlere göre uygulanması talimatı verdi.
SABA haber ajansına göre Reşad el-Alemi, Dışişleri Bakanlığı’na da bakanlık dışından diplomatik görev, ateşe ve misyonlara atanan memurların çocukları ve birinci dereceden akrabalarının, kamu hizmetine, uyumlu ve uzman sahibi oldukları kurumlara sevkini ‘kamu görevinde bulunma şartlarına uygun olarak sınırlandırılmasını istedi.
Aktarılan bilgilere göre Alemi, Bakanlar Kurulu’nun dış turlarının sonuçlarını, bölgesel ve uluslararası ortakların güvenini yeniden kazanacak ve çeşitli alanlarda mevcut yatırımları çekecek kronik hükümet programlarıyla özümseme ihtiyacını dile getirdi.
Başkanlık Konseyi Başkanı, Cezayir, Mısır ve Ürdün’ü de kapsayan bir yurtdışı turunun ardından geçen cumartesi günü BAE’den geçici başkent Aden’e döndü.
Resmi medya organlarına göre Alemi, Konsey üyeleri Aidarus ez-Zubeydi, Tarık Salih, Abdullah el-Alemi’nin de yer alığı ziyaretler sırasında devlet liderleri, uluslararası kuruluşların temsilcileri ve siyasi ve diplomatik aktörlerle görüşmelerde bulundu.
Reşad el-Alemi’nin ziyaretlerinde Yemen’deki koşullara ilişkin gelişmelere, Başkanlık Konseyi ve hükümet liderliğindeki ekonomik ve hizmet reformları için gerekli desteğe, İran destekli terörist Husi milislerin ihlallerini caydırmak için açıklanan önlemlere, dünyadaki en kötü insani krize, uluslararası güvenlik ve barış çabalarına odaklanıldı.
Diğer yandan resmi medya organlarına göre Başkanlık Konseyi üyesi Farac Salmeen el-Bahsani, 4 Aralık’ta Husilerin saldırılarına karşı koymalarını sağlamak, Hadramut vilayetinde ulusal ekonomik tesisleri korumak ve güvence altına almak için özellikle ikinci askeri bölge olmak üzere, askeri bölgelere gerekli lojistik desteği sağlamak üzere talimat verdi.
Bahsani, Lojistik Destekten Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Tümgeneral Dr. Salih Muhammed Hassan ile görüşmesi sırasında ‘Savunma Bakanlığı tarafından Silahlı Kuvvetler’e sağlanan lojistik desteğin düzeyi, askeri bölgelerin Husi saldırılarına yanıt vermesi ve ulusal görevlerini etkin bir şekilde yerine getirmesi için desteğin artırılması’ meselelerini görüştü.
Husi milisleri ateşkesi yenilemeye ve genişletmeye ikna etmede BM ve uluslararası çabaların başarısızlığı ve İran destekli grubun petrol ihraç limanlarını tehdit etmeye devam etmesi sürerken Yemen hükümeti, güvenlik ve askeri hazırlığın artırılması çağrısı yaptı.



Gazze ateşkesi: Philadelphia Koridoru 2 ile ilgili anlaşmazlıklar arabulucuların çabalarını zorlaştırıyor

Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
TT

Gazze ateşkesi: Philadelphia Koridoru 2 ile ilgili anlaşmazlıklar arabulucuların çabalarını zorlaştırıyor

Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)

ABD-İsrail görüşmelerinde Hamas ile İsrail arasında anlaşmazlık konusu ‘tek nokta’ olan, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki stratejik bir bölgenin kontrolünü ele geçirmesi ve Kahire'nin bunu reddetmesi konuşuluyor.

Mısırlı ve Filistinli kaynaklar, Katar’ın başkenti Doha'da devam eden ateşkes görüşmelerinde ‘taraflar arasında uçurumlar’ ve ‘İsrail'in inatçılığı’ olduğunu vurguladılar.

İsrail basını, müzakere masasında bir ‘kriz’ olduğu yönünde sızıntıları aktarırken özellikle Mısır'ın, arabulucuların anlaşmaya varmak için çabalarını desteklemek üzere uluslararası toplumun ve Avrupa ülkelerinin arabulucu rolü almasını talep etmesi ve Katar heyetinin ABD'de bulunması bu sızıntılara neden oluyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki bölgelerden, özellikle de ‘Philadelphia Koridoru 1 ve Philadelphia Koridoru 2’ bölgelerinden çekilmemeyi sürdürmesi halinde müzakerelerin çıkmaza girebileceğini düşünüyor.

gthy
Salı günü Gazze'nin güneyindeki Morag Ekseni’nde seyir halindeki İsrail askeri araçları (AP)

Mısır, geçtiğimiz yıl sınırlarına yakın olan Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’nun İsrail tarafından yeniden işgal edilmesini reddetmiş ve iki taraf arasında bu konuda gerginlikler yaşanırken derhal geri çekilmesini talep etmişti. Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz nisan ayında, ‘Philadelphia Koridoru 2’ olarak nitelendirdiği, Han Yunus’un hemen güneyinde uzanan bir askeri yol olan Morag Ekseni’nin kontrol altına alınması gerektiğini ve bu koridorun işgal edilmesinin Filistin'in Refah bölgesini Gazze Şeridi'nden ayırmaya imkan vereceğini açıklamıştı.

"Stratejik riskler"

Dün Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı bir kaynak, Kahire'nin İsrail'in Philadelphia Koridoru veya Morag Ekseni gibi bölgelerden çekilmesinin önemine ilişkin tutumunun sarsılmaz olduğunu ve ‘Filistinlileri Refah'ta toplama gibi, bölgedeki istikrarı bozacak ve onların zorla yerlerinden edilmesine yol açacak başka planlar dayatılmasının kesinlikle kabul edilemez’ olduğunu belirtti.

Doha’daki mevcut müzakerelerin ‘gizli’ olduğunu ve ABD ve İsrail çevrelerinde yayılan söylentilerin aksine, müzakerelerin sona ermiş ve çıkmaza girmiş olabileceğini düşünen kaynak, buna karşın ABD’nin baskısıyla İsrail'in tutumunun değişmesi halinde bu durumun değişebileceğini belirtiyor.

fvbfrg
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Gazze şehrinde İsrail'in saldırısının ardından dumanların yükseldiği görüntü (AFP)

Filistinli bir kaynak, Morag Ekseni’nin müzakere belgesinde kalan veya temel sorun olmadığını, işgalci İsrail’in geri çekileceği bölgeler konusunda bir anlaşmaya varılması ve uluslararası toplum ile Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarının insani yardımları ulaştırma rolünün yeniden aktif hale getirilmesi gerektiğini, bunun da Washington'ın işgalci İsrail’e karşı ciddi bir tutum sergilemesi ve anlaşmayı engellememesi veya başarısızlığa uğratmaması için baskı yapması halinde gerçekleşebileceğini’ belirtti.

Dün Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, Mısır’ın İsrail’in önerisini reddettiği ve bu konuda net bir tavır sergilediğini belirterek, Kahire’nin İsrail’in Refah bölgesindeki işgalinin Mısır'ın ulusal güvenliği için doğrudan bir tehdit oluşturduğunun ve Morag Ekseni gibi sınır şeridine yakın bölgelere düzensiz bir şekilde çekilmenin gelecekte ciddi gerginliklere yol açabilecek stratejik riskler barındırdığının farkında olduğunu da sözlerine ekledi.

Öte yandan İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, başlıca anlaşmazlık noktasının İsrail'in Morag Eksenini kontrol altında tutma planıyla ilgili olduğunu aktardı. Gazete  bu konuyla ilgili olarak İsrail’de, rehinelerin serbest bırakılmasını geciktirebileceğini düşünenler ile İsrail'in, yerinden edilmiş kişileri Hamas üyelerinden ayırmak için bir şehir inşa etme girişimleri çerçevesinde bunun hayati önem taşıdığını düşünenler arasında görüş ayrılığı olduğunu bildirdi.

bgy
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Nasır Hastanesi önünde cenaze töreni düzenleyen Filistinliler (AFP)

Öte yandan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz pazartesi günü yaptığı açıklamada, bakanlığın Refah bölgesinde en az 600 bin Filistinliyi kabul etmek üzere yeni bir insani bölge kuracağını ve bu bölgenin Hamas’tan arındırılmış olacağını söyledi.

‘ABD baskısı’ kartı

Eski Mısır Dışişleri Bakanı ve Mısır Dışişleri Konseyi Başkanı Büyükelçi Muhammed Urabi, İsrail'in Mısır için kabul edilemez olan sınırlarda kalma gibi tutumunu değiştirmediği sürece ateşkes için bir fırsat olduğunu düşünmüyor. Masada birtakım zorluklar olduğunu ve anlaşma için son şansın giderek azaldığını belirten Büyükelçi Urabi, İsrail'in anlaşmayı kabul etmek için henüz ciddi bir adım atmadığını vurguladı.

Hamas konusunda uzman Filistinli siyasi analist İbrahim el-Medhun, İsrail'in çekilmeyi engellemeye ve uluslararası kuruluşların çalışmalarını aksatmaya çalıştığını belirterek, “İsrail'in Gazze'nin güneyinden ve doğusundan çekilmeme konusundaki ısrarı, zorla yerinden etme planının hâlâ geçerli olduğu yönündeki endişeleri güçlendiriyor ve bu da gerçek bir sükunet veya kapsamlı bir siyasi çözüm için gösterilen çabaları baltalıyor” dedi.

dfrgt
Dün Gazze şehrinin batısındaki Şati Mülteci Kampı’nda İsrail'in saldırısının yol açtığı yıkıma derin düşüncelerle bakan Filistinli bir genç (AFP)

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal ise İsrail'in Morag Ekseni’nde kalma ısrarının arabulucuların çabalarını zorlaştırdığını ve İsrail'in yerinden etme planını sürdürme niyetini ortaya koyduğunu belirtti. Mısır'ın ‘ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğu için bunu kabul etmeyeceğini’ ifade eden Nazzal, “Ancak genel olarak, ABD’nin Netanyahu üzerindeki baskısı, onun bu eksende güçlerini azaltmasına ve geçici bir anlaşmaya varmaya yöneltebilir” şeklinde konuştu.

Avrupa Birliği'nin rolü

İsrail’in ateşkes ve esir takası anlaşmasını tehdit eden bu hamleleri devam ederken Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ve ve Hollanda Dışişleri Bakanı Kasper Veldkamp ile dün Gazze'de ateşkese ilişkin müzakerelere dair son gelişmeleri, uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi ihtiyacını ve ateşkes çabalarını destekleme konusunda Avrupa Birliği'nin (AB) rolünün önemini görüştü.

Yedioth Ahronoth gazetesi, Katar heyetinin bu hafta Washington'a giderek ABD yönetiminin üst düzey yetkilileriyle görüşmelerde bulunduğunu, Başkan Donald Trump'ın ise salı günü İsrail Başbakanı Netanyahu ile Beyaz Saray'da ikinci kez bir araya gelerek ‘Gazze konusunda azami baskı uygulamak’ için görüşmelerde bulunduğunu bildirdi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar dün düzenlediği basın toplantısında,İsrail'in ‘Gazze'de ateşkes sağlanması konusunda ciddi olduğunu ve bunun gerçekleştirilebilir bir hedef olduğunu’ vurguladı. Sa’ar, “Geçici bir ateşkes sağlanırsa, kalıcı bir ateşkes için müzakerelere başlayacağız” dedi.

İsrail ve ABD'nin anlaşmayı desteklemesinin ‘gerçekte hiçbir karşılığı olmadığını’ düşünen Urubi, “Washington İsrail’e baskı yapmadığı sürece, ateşkes anlaşması olmayacak ve bu da İsrail’in bölgede barışı engellemeden veya geciktirmeden gerçek bir yol izlemesini sağlayacak. Mısır’ın şu anki girişimleri akıllıca ve sorumluluk sahibidir ve arabulucuların çabalarına uluslararası ve Avrupa desteği sağlamak ve bölgede istikrarı sağlamak amacıyla yapılıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan Medhun’a göre İsrail'in bu yaklaşımını sürdürmesi, daha fazla tırmanışa ve 60 günlük sınırlı bir ateşkes fikrinin önünü açacak, ancak nihai bir çözüm getirmeyecek. Medhun, böyle bir durumun ise Filistinliler tarafından kabul edilmeyeceğinin altını çizdi.

Nazzal ise, anlaşmanın açıklanmasının ardından ABD'nin baskısıyla ‘İsrail'in, Hamas’ın çok sayıda rehineyi serbest bırakmasının ardından bölgeyi yeniden savaşa sürükleyecek mayınlar döşeyeceğini’ öngörüyor.