Sudanlılar ülkeyi sivil yönetime geri götüren çerçeve anlaşmayı imzaladı

Hartum’daki Cumhuriyet Sarayı’nda düzenlenen imza töreninden bir kesit (Reuters)
Hartum’daki Cumhuriyet Sarayı’nda düzenlenen imza töreninden bir kesit (Reuters)
TT

Sudanlılar ülkeyi sivil yönetime geri götüren çerçeve anlaşmayı imzaladı

Hartum’daki Cumhuriyet Sarayı’nda düzenlenen imza töreninden bir kesit (Reuters)
Hartum’daki Cumhuriyet Sarayı’nda düzenlenen imza töreninden bir kesit (Reuters)

Sudanlı sivil güçler, dün ordu liderleri ve Hızlı Destek Kuvvetleri güçleri ile sivillerin liderliğindeki güvenilir bir geçiş hükümetinin oluşumunu ve ordunun ülkedeki iktidarının bitişini öngören bir ‘çerçeve anlaşma’ imzaladı.
Sudan’ın başkenti Hartum’daki Cumhuriyet Sarayı’nda, Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Hamideti, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG), Halk Kongresi Partisi, sendika ve meslek grupları, sivil toplum güçleri, Cuba Barış Anlaşması’na katılan silahlı hareketlerden oluşan devrimci cephe başta olmak üzere yaklaşık 50 tarafın yer aldığı imza töreni düzenlendi.
Anlaşmanın 5 maddesi sivil hükümetin kurulması, ordunun siyasetteki rolünün azaltılması, sivil Başbakan liderliğinde Güvenlik ve Savunma Konseyi kurulması, ordunun askeri sanayi dışında yatırım ve ticari iş yürütmeyi bırakması ve Maliye Bakanlığı’nın gözetimi altında askeri nitelikteki yatırımlar yapılmasını içeriyor.
Anlaşmanın imza töreni, özellikle Adalet ve Eşitlik Hareketi ile Sudan Halk Kurtuluş Hareketi’nden oluşan ‘Demokratik Blok’ olarak bilinen bir dizi askeri siyasi güç tarafından boykot edildi.
Anlaşmaya ayrıca Sudan Komünist Partisi ve Halk Direniş Komiteleri de karşı çıktı.
Söz konusu anlaşmaya göre geçiş dönemi, başbakanın atandığı andan itibaren iki yıl sürecek ve geçiş dönemi sonunda seçimler düzenlenecek.
Sivil devlet ilkesine dayanan çerçeve anlaşma, devlet başkanının ordunun başkomutanı olmasını sağlıyor.
Ayrıca yasayı ve anayasayı koruma, ülkeyi ve demokratik sistemi siyasetten uzak tutmaya kararlı olmayı gerektiren yeni bir doktrinle birleşik ve profesyonel bir ulusal ordu oluşturulacak.
Anlaşmaya göre, Hızlı Destek Kuvvetleri orduya entegrasyon sağlayacak ve idari olarak Silahlı Kuvvetler Başkomutanı olan Devlet Başkanı’na bağlı olacak.
Çerçeve anlaşma, bunların yanı sıra adalet, hesap verebilirlik ve suçsuzluk ilkesini birleştirme ve cezasızlığı önleyen geçiş adalet mekanizmaları oluşturma ve vatandaşların sivil geçiş ve yapılarını izleme ve değerlendirme konusunda demokratik katılımını sağlama sözünü içeriyor.
Gençlik, Direniş Komiteleri ve siyasi güçlerin katıldığı bir sivil yasama konseyinde hükümetin yapılarını belirleyen anlaşma, parlamentodaki sandalyelerin yüzde 40’ının kadınların temsiline ayrılması gerektiğini vurguluyor.
Anlaşma, herhangi bir karışıklığa mahal vermemek adına Genel İstihbarat Teşkilatı Başkanı’nı başbakanın atayacağını açıkça belirtiyor.
Çerçeve anlaşma, iki aşamada bir siyasi sürecin ön parçası. Bunun ilk aşaması Sudan Baro Birliği tarafından hazırlanan Taslak Geçiş Anayasası temelinde olurken, ikinci kısmı çeşitli sivil partiler ile paydaşlar ile anlaşmada yer alanlar arasında en büyük kitlesel katılım sağlamak amacıyla sivil güçler arasında tartışılıyor.
Öte yandan, dün başkent Hartum ve diğer şehirlerde çerçeve anlaşmayı reddeden binlerce kişi gösteri düzenlerken, güvenlik güçleri kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve ses bombaları kullandı.
Protesto hareketine öncülük eden Direniş Komiteleri, ‘askeri otorite ile müzakere, ortaklık veya pazarlık yok’ sloganlarına bağlı kaldı ve askeri kuruluşla ortaklık olmadan ülkedeki tam sivil kuralı geri kazanmaya kararlı olduklarını vurguladı.
Protestocular, anlaşmayı imzalayan ordu liderleri ve siyasi partileri hedef alan sloganlar atarak, onları iktidardan düşürme sözü verdi.
Direniş Komiteleri daha önce çerçeve anlaşmayı tartışmak için ÖDBG koalisyonundan gelen bir daveti reddetmiş ve onu askeri liderlerle siyasi bir anlaşmaya varmak için kendisini etkisiz hale getirmeye çalışmakla suçlamıştı.
Direniş Komiteleri ayrıca, halkın ÖDBG arasında yeni bir ortaklık kurma taleplerinden tam bir feragat ile siyasi süreç hakkındaki duruşlarını ve siyasi uzlaşmaya karşı olduklarını vurguladı.



Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.


Hamas, yurtdışındaki liderlerine yönelik Arap olmayan bir ülkede suikast girişimi bekliyor

İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
TT

Hamas, yurtdışındaki liderlerine yönelik Arap olmayan bir ülkede suikast girişimi bekliyor

İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)

Hamas içinde, İsrail'in Filistin toprakları dışında bazı Hamas liderlerini hedef alan yeni bir suikast operasyonu düzenleyeceği beklentisi var.

Hareket içindeki üst düzey kaynaklar Şarku'l Avsat'a, özellikle önde gelen Hizbullah yetkilisi Heysem Tabatabai'nin suikastının ardından, liderliğe yönelik olası saldırılar konusunda endişelerin arttığını söyledi.

Bir kaynak, "hareketin liderliğinin Arap olmayan bir ülkede hedef alınacağına dair değerlendirmeler var" dedi, ancak hangi ülkede hedef alınacağını belirtmedi.

Şarku'l Avsat, yurt dışındaki Hamas liderlerine olası suikastları önlemek veya en azından zararlarını en aza indirmek için kişisel güvenlik ve ihtiyati tedbirlerle ilgili bir iç talimat belgesi dağıtıldığını öğrendi.

Belgede, "Belirli bir yerde yapılan toplantıların iptal edilmesi, farklı yerlerde yapılan periyodik olmayan toplantıların benimsenmesi gerektiği" belirtildi.

Talimatta liderlerden, "cep telefonlarını toplantı yerinden en az 70 metre uzakta tamamen izole etmeleri ve saat de dahil olmak üzere tıbbi veya diğer elektronik cihazların toplantı yerlerine girmesini engellemeleri" isteniyor.

Bu arada Gazze'deki kaynaklar, Hamas karşıtı silahlı milis grubunun lideri Yaser Ebu Şebab'ın dün öldürülmesinin, Tarabin aşiretinden iki kişinin arasında çıkan aşiret çatışması sırasında gerçekleştiğini bildirdi.

Şarku'l Avsat'a bilgi veren kaynaklar, Ebu Şebab'ın öldürülmesine katılan iki kişinin el-Dabari ve Ebu Sunayme ailelerine mensup olduğunu, her iki ailenin de Ebu Şebab ile birlikte Tarabin kabilesine mensup olduğunu belirtti.


Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn: İsrail’le görüşmeler olumlu hedef ikinci bir savaşı önlemek

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
TT

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn: İsrail’le görüşmeler olumlu hedef ikinci bir savaşı önlemek

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, bugün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Lübnan ile İsrail arasında yürütülen ateşkes izleme mekanizmasına ilişkin görüşmelerin olumlu geçtiğini ve temel hedefin ikinci bir savaşın önüne geçmek olduğunu söyledi. Avn, mekanizmanın 19 Aralık’ta yeniden toplanacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Avn, Baabda Sarayı’nda düzenlenen kabine toplantısında, ABD’de eski Beyrut Büyükelçisi olan Simon Karam’ın, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevvaf Selam ile yapılan istişareler sonucu sivil bir üyenin katılımı amacıyla heyet başkanlığına getirildiğini belirtti.

İlk doğrudan temas: UNIFIL’de tarihi toplantı

İsrail’in büyük çaplı bir tırmanış başlatabileceğine dair endişeler sürerken, Lübnanlı ve İsrailli iki sivil temsilci Çarşamba günü UNIFIL karargâhında ateşkes mekanizması komitesinin toplantısına katıldı. Bu adım, iki ülke arasında on yıllardır görülmeyen ilk doğrudan görüşme olarak kaydedildi.

dfrgt
İki Lübnan askeri, 28 Kasım 2025'te Güney Lübnan'daki Alma el-Şaab köyündeki bir Lübnan askeri noktasından, İsrail askeri karakolu Hanita'ya (solda) ve geçen yıldan bu yana İsrail güçlerinin işgal ettiği beş tepeden biri olan Labouneh'e (sağda) bakıyor (AP)

Hükümet toplantısı sonrası konuşan Enformasyon Bakanı Paul Morkos, Avn’ın “İlk oturumun çok üretken olması beklenemezdi ancak 19 Aralık’ta başlayacak sürecin yolunu açtı” sözlerini aktardı. Avn, görüşmelerin amacının hiçbir toplumsal grubu hedef almak değil bütün Lübnan’ı korumak olduğunu vurguladı.

fgthy
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)

Avn, “Şu ana kadar tepkiler olumlu. Bunu ikinci bir savaşın gölgesini Lübnan’dan uzaklaştırmak için kullanmalıyız” dedi. Müzakerenin tek yol olduğuna işaret eden Avn, “Lübnan’ın egemenliğinden taviz yok” diye konuştu.

Görüşmelerin çerçevesi: Sadece güvenlik

Cumhurbaşkanı Avn, Simon Karam’a verilen talimatların “tamamen güvenlik başlıklarına” odaklandığını belirterek bunları şöyle sıraladı:

İsrail saldırılarının durdurulması

İşgal altındaki noktalardan çekilme

Sınırların belirlenmesi

Esirlerin serbest bırakılması

Avn, yarın Beyrut’a gelecek BM Güvenlik Konseyi temsilcilerine, “müzakerelerin başarısı için İsrail’in olumlu ve ciddi tutum takınması yönünde baskı yapılması” çağrısında bulunacağını söyledi.

vfg5th
4 Aralık 2025'te Güney Lübnan'ın Cbaa kentinde İsrail bombardımanında hasar gören bir bölgedeki enkazın yanında bir sivil savunma kamyonu duruyor (Reuters)

Cumhurbaşkanı, heyetin ayrıca yıl sonuna kadar Hizbullah’a ait askeri tesislerin sökülmesi planının ilk aşamasını tamamlaması beklenen Lübnan ordusunun çalışmalarını yerinde incelemek üzere güneye gideceğini belirtti.

Toplantıya Simon Karam ile İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi’nin dış politika direktörü Yury Resnick katılırken, ABD’li arabulucu Morgan Ortagus da hazır bulundu. ABD ve Fransa gelişmeyi memnuniyetle karşıladı.

Ekonomik iş birliği yok

Enformasyon Bakanı Morkos, görüşmelerin ekonomik iş birliği veya barış anlaşması gibi başlıkları kapsamadığını belirterek şunları söyledi: “Naqura görüşmeleri yalnızca güvenlik odaklıdır.”