VİDEO | Kitlesel protesto öncesinde İran'da 1200 öğrenci zehirlendi

Yönetimi suçlayan öğrenciler, tepsileri sokağa attı

Tahran Üniversitesi öğrencileri de üç günlük ders ve sınav boykotuna katılıyor (Twitter/@KhosroKalbasi)
Tahran Üniversitesi öğrencileri de üç günlük ders ve sınav boykotuna katılıyor (Twitter/@KhosroKalbasi)
TT

VİDEO | Kitlesel protesto öncesinde İran'da 1200 öğrenci zehirlendi

Tahran Üniversitesi öğrencileri de üç günlük ders ve sınav boykotuna katılıyor (Twitter/@KhosroKalbasi)
Tahran Üniversitesi öğrencileri de üç günlük ders ve sınav boykotuna katılıyor (Twitter/@KhosroKalbasi)

İran'da üniversite yemekhane ve kantinlerindeki gıdalardan zehirlenenlerin sayısı hızla artarken, öğrenciler yöneticilerin kitlesel gösterilerin önüne geçmek için kasten yiyeceklere zehirleyici madde kattığını öne sürdü.
En az 4 üniversitede son 10 günde zehirlenme vakaları bildirilmesinin ardından, Harezmi ve Ark üniversitelerinde de yaklaşık 1200 öğrenci gıda zehirlenmesi nedeniyle hastaneye kaldırıldı. İranlı Öğrenciler Haber Ajansı (ISNA) mağdurlarda kusma, şiddetli kas ağrısı ve halüsinasyon belirtileri görüldüğünü kaydetti.
İran Bilim Bakanlığı, zehirlenmelere sudan bulaşan bir bakterinin sebep olduğunu savunurken, öğrenciler yemek tepsilerini yola attı. 
İran'da 7 Kasım Öğrenciler Günü öncesinde üç aydır devam eden rejim karşıtı gösteriler kapsamında genel eylem çağrısı yapılmıştı. Harezmi Üniversitesi de kitlesel eylemlere sahne olan yerlerden biri.
Ulusal Öğrenci Birliği, üniversitelerin sağlık birimlerinde aşırı su kaybı durumunda kullanılan elektrolitler bulunmadığını ve kadın öğrencilere yatakhane dışına çıkmamalarının emredildiğini duyurdu:
"İsfahan Üniversitesi'ndeki benzer olaylardan edindiğimiz tecrübe bu kitlesel gıda zehirlenmesiyle ilgili olarak yetkililerin sunduğu gerekçeyi yalanlıyor."
Tahran, İsfahan, Şiraz, Reşt ve Senendec şehirlerindeki üniversitelerde üç günlük genel boykot nedeniyle ders yapılmıyor.

Kepenkler kapalı
Eski milli futbolcu Ali Dayi'nin Tahran'daki kuyumcu dükkanı, üç günlük genel eylem çağrısına uyup 5 Aralık'ta kepenk açmadığı için mühürlendi.
Öğrencilerin ve muhalif grupların sosyal medyadaki hesapları, 7 Aralık'ta Tahran'ın Azadi Meydanı'nda gösteri çağrısı yaptı. En az 30 kentte daha benzer gösterilerin yapılacağı belirtiliyor. 
Sosyal medyada yayınlanan görüntülerde, Tahran ve İsfahan'ın büyük çarşıları dahil, birçok merkezde esnafın kepenk açmadığı görüldü. Grev ve boykota katılım Kerec, İsfahan, Meşhed, Tebriz, Şiraz, Bucnurd, Kirman, Sebzevar, İlam, Erdebil ve Lahican'da yüksek. 
Tahran'daki Hodro Otomotiv Fabrikası, Senendec Petrokimya Şirketi ve Sepahan Çimento Fabrikası işçileri de greve çıkarak dışarıda ateş yaktı.
Tahran'ın mahallelerinde ve birçok kentte yağışlı havaya rağmen bazı gruplar gece sokakta ateş yakıp rejim karşıtı sloganlar attı.

Devlet denetimindeki medya, açık olan işyerlerinden görüntüler servis ederek, hayatın normal akışında devam ettiğini öne sürdü.
İran Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, esnafın kepenk açmaması için baskı yapanlar hakkında dava açılması talimatı verdi. Ejei ayrıca, gösteriler sırasında cinayet ve mala zarar vermek gibi suçlamalarla tutuklanan ve hakkında idam cezası verilenlerden bazıları hakkındaki hükmün onandığını söyledi. 
Gösterilerde, Birleşmiş Milletler'e göre en az 17 bin kişi gözaltına alınırken, sadece başkent Tahran'da yaklaşık bin kişi hakkında iddianame hazırlanmış ve en az 6 kişiye idam cezası verilmişti.

İrşad devriyesi durduruldu
İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Merkezi sözcüsü Ali Hanmuhammedi, sokakta kadınların kılık kıyafetini denetleyen İrşad Devriyesi uygulamasının durdurulduğunu doğruladı. Hafta sonunda ahlak polisi diye bilinen uygulama hakkında çelişkili açıklamalar gelmişti. Diğer yandan, örtünme kuralları hâlâ yürürlükte ve İçişleri Bakanlığı'na bağlı Ahlaki Emniyet Polisi faaliyette.
İran'daki gösteriler eylül ortasında 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin örtünme kurallarına uymadığı gerekçesiyle Tahran'da gözaltına alındığında ölümüyle başlamış ve ülkenin dört yanına yayılmıştı. 

Doktorlar ülkeyi terk ediyor
Tahran'da yayımlanan reformist çizgideki Arman Meli gazetesinin haberine göre, son bir yıl içinde 30 bin doktor, hemşire ve sağlık görevlisi yurtdışında çalışmak için Tıp Konseyi'nden belge talep etti. İranlı sağlıkçıların öncelikli tercihi komşu ülke Umman. 
Nisana kadarki 12 ayda sadece 4 bin başvuru aldıklarını belirten konsey sözcüsü Rıza Laripur, 2013-2015 döneminde yılda sadece 600 civarında sağlıkçının yurtdışına taşınmak istediğini belirtti.
İran Tıp Konseyi Başkanı Muhammed Reiszade, ülkenin yurtdışından doktor aramak zorunda kalabileceği uyarısında bulundu:
"Tıpçılar olarak bazı uzmanlık dallarında temel zorluklarla karşı karşıyayız, bu yüzden gelecekte bazı alanlarda yeni mezun bulamayabiliriz."
Sağlık Bakanlığı eylülde tıp, dişçilik ve eczacılık mezunları için işi bırakma tazminatını eğitim yılı başına 5 bin dolar olarak belirlemişti.
Independent Türkçe, Telegraph, Iran International



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.