Tahran rejimi 5 protestocuyu idam cezasına çarptırdı

Tahran, 5 kişiyi idam cezasına çarptırdı ve 12 kişiyi ‘yurt dışıyla bağlantılı oldukları’ gerekçesiyle tutukladı

Şarmehd, Tahran'daki bir mahkemede Alman pasaportundaki ABD vizesini gösteren ekrana bakıyor (İran Yargı Erki)
Şarmehd, Tahran'daki bir mahkemede Alman pasaportundaki ABD vizesini gösteren ekrana bakıyor (İran Yargı Erki)
TT

Tahran rejimi 5 protestocuyu idam cezasına çarptırdı

Şarmehd, Tahran'daki bir mahkemede Alman pasaportundaki ABD vizesini gösteren ekrana bakıyor (İran Yargı Erki)
Şarmehd, Tahran'daki bir mahkemede Alman pasaportundaki ABD vizesini gösteren ekrana bakıyor (İran Yargı Erki)

İran Yargı Erki’nin yaptığı açıklamaya göre, İran makamları ülkeyi kasıp kavuran protestolar sırasında ‘Besic’ üyelerinden birinin öldürülmesine karışmaktan suçlu bulunan beş kişiyi idam cezasına çarptırdı.
İran Yargı Erki Sözcüsü Mesud Setayeşi düzenlediği basın toplantısında, Ruhullah Acemiyan’ın öldürülmesiyle ilgili olarak diğer sanıklardan üçü çocuk 11 kişinin ise ‘daha uzun süreli’ hapis cezalarına mahkûm edildiğini söyledi ve kararların temyize açık olduğunu belirtti.
Öte yandan İran'daki Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Avrupa ülkeleriyle bağlantılı bir ‘sabotajcı gruba’ üye oldukları gerekçesiyle 12 kişinin tutuklandığını duyurdu. Şarku’l Avsat’ın Tesnim Haber Ajansı’ndan aktardığı habere göre DMO, Merkezi eyaletinde (ülkenin ortasında yer alıyor) yaptığı açıklamada “Almanya ve Hollanda'da yaşayan devrim karşıtı ajanların önderlik ettiği bu ağın üyeleri silah temin etmeye çalıştı ve ulusal güvenliğe karşı eylemlerde bulundular. Yakalandılar ve isyan çıkarma planları suya düştü” ifadelerini kullandı ancak söz konusu kişilerin nerede ve ne zaman tutuklandığını belirtmedi. Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre DMO daha fazla ‘terör eylemi’ yapılabileceğine dair uyarıda bulundu.
İran, 22 yaşındaki Kürt asıllı İranlı Mahsa Emini’nin ülkedeki sert kıyafet yönetmeliğine uymadığı gerekçesiyle Ahlak Polisi tarafından gözaltına alınmasının ardından hayatını kaybettiği 16 Eylül’den beri protestolara tanık oluyor.
Protestoları ‘isyan’ olarak adlandıran yetkililer, yurtdışındaki Kürt gruplarının yanı sıra ABD ve Batılı müttefikleri bu eşi görülmemiş protesto hareketinin kışkırtıcısı olmakla suçluyor. Geçen hafta DMO’dan bir komutan, olaylarda onlarca güvenlik gücü mensubu da dahil olmak üzere 300'den fazla kişinin öldürüldüğünü ve binlerce kişinin de tutuklandığını duyurdu.
Reuters Haber Ajansı’nın aktardığına göre İran’daki devlet medyası, DMO’nun dün yurt dışındaki ajanlarla bağlantıları oldukları ve ‘sabotaj eylemleri’ düzenlemeyi planladıkları suçlamasıyla 12 kişiyi tutukladığını bildirdiği açıklamasını yayınladı. Açıklamada, tutuklananların uyrukları belirtilmedi veya başka herhangi bir ayrıntı verilmedi.
Öte yandan İran Radyo ve Televizyon Kurumu (IRIB) pazartesi akşamı DMO’ya bağlı Fars Haber Ajansı’nın Müdür Yardımcısı Abbas Derviş Tavanger’in tutuklandığını duyurdu. IRIB yaptığı açıklamada “Fars Haber Ajansı Müdür Yardımcısı Abbas Derviş Tavanger yalan haber yapmaktan tutuklandı. Haberleri çarpıtmasının ve yanıltıcı haberler yaymasının gerekçelerini öğrenene kadar tutukluluğu devam edecek” ifadelerini kullandı. Olay, bazı abonelere dağıtılan gizli bültenlerle ilgili.
26 Kasım'da Fars Haber Ajansı Telegram kanalından yaptığı açıklamada, ‘karmaşık bir hackleme eylemi ve siber bir saldırı’ sonrasında ‘kullanıcıların web sitesine erişiminin kesildiğini’ belirtmişti. Kendisine ‘Black Reward’ (Kara Ödül) adını veren bir grup, ajansın onlarca gizli belgesini ele geçirdiğini açıklamıştı.
Söz konusu tutuklama kararı, ülke Mahsa Emini’nin ölümüyle patlak veren protestolarla sarsılırken geliyor. Protestolar başladığından beri yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Ölenlerin çoğu protestoculardan oluşurken, güvenlik güçlerinden de hayatını kaybedenler var. Yetkililerin birçoğunu 'isyan' olarak nitelendirdiği gösterilerde aralarında gazeteciler, aktörler ve avukatların da bulunduğu binlerce kişi tutuklandı.
Buna ek olarak, İran'daki adli makamlar, İran asıllı Alman Cemşid Şarmehd’e karşı açılan davada kararın yakında verileceğini bildirdi.
İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’nın (ISNA) aktardığına göre Yargı Erki Sözcüsü Mesud Setayeşi dün yaptığı açıklamada “Bu kişi İran'da terör operasyonları planlamak ve yürütmekle suçlanıyor ve yakında hakkında bir karara varılacak” dedi. Ancak kararın kesin ne zaman çıkacağı hakkında net bir bilgi verilmedi. Sanığın idam cezası alma olasılığı var.
67 yaşındaki Şarmehd, casusluğun yanı sıra 2008'de İran'ın güneyinde bir camiye bombalı saldırı düzenlemek de dahil olmak üzere çeşitli saldırılarla ilgili suçlamalarla karşı karşıya. Muhalif bir grubun lideri olarak İran'ın füze tesisleri hakkında yabancı istihbarat servislerine bilgi sağladığından şüpheleniliyor.
Şarmehd, İran istihbaratı tarafından 2020 yazında Dubai'de tutuklandı. Bazı kaynaklar Şarmehd’in kaçırıldığını iddia ediyor. O zamandan beri Tahran'da tutuklu bulunan Şarmehd, daha önce uzun yıllar ABD’de yaşadı. Ailesi ve Batılı insan hakları grupları suçlamaları şiddetle reddediyor ve serbest bırakılması için çağrıda bulunuyor.
Bunun yanı sıra, İran asıllı Alman vatandaşı Nahid Taghavi de Ekim 2020'den bu yana İran hapishanelerinde tutuklu bulunuyor. Avukatına göre Nahid, 'yasadışı bir gruba liderlik etmekten' 10 yıl ve İslami rejim aleyhine propaganda yapmaktan 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Şu ana kadar bu yasadışı grubun niteliği veya yaptığı propaganda hakkında herhangi bir açıklama yapılmadı. Almanya'nın Köln kentinde Nahid'in kızı Meryem Claren, sosyal medyada 'Nahid'i serbest bırakın' ve 'Annemi serbest bırakın' etiketleriyle annesinin tutukluluğuna dikkat çekmeye çalışıyor.
İki sanığın Tahran'daki Alman büyükelçiliğinden konsolosluk yardımı alıp alamayacağı belli değil. İran, yasal olarak çift uyruklu olan vatandaşlara İranlı muamelesi yapıyor. Sanıklardan birinin sağlık durumunun kötü olduğu iddiası dolaşıyor.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe