Suudi Arabistan-Çin ilişkilerinde kilometre taşlarıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/4030341/suudi-arabistan-%C3%A7in-ili%C5%9Fkilerinde-kilometre-ta%C5%9Flar%C4%B1
Suudi Arabistan-Çin ilişkilerinde kilometre taşları
1998’den bu yana iki ülke liderleri ilişkileri güçlendirmek amacıyla bir dizi karşılıklı resmi ziyarette bulundu (SPA)
Riyad/Gazi el-Harisi
TT
TT
Suudi Arabistan-Çin ilişkilerinde kilometre taşları
1998’den bu yana iki ülke liderleri ilişkileri güçlendirmek amacıyla bir dizi karşılıklı resmi ziyarette bulundu (SPA)
Suudi Arabistan ve Çin yaklaşık 80 yıldır devam eden ilişkilere sahip.
İki ülkenin diplomatik ilişkileri, seçkin ve yakın bir gelişmeye tanık oluyor ve iki dost ülkenin yararına olacak şekilde çeşitli alanlarda daha fazla işbirliği ve karşılıklı anlayışa doğru hızla ilerliyor.
İkili ticari ilişkiler
Çin tüketim malları ihraç eden en büyük sanayi ülkelerinden biri ve Suudi Arabistan bu tür malların önemli bir ithalatçısı.
Çin’in olağanüstü miktarlarda ham petrole ihtiyacı var ve Suudi Arabistan bu artan ihtiyacın büyük bir bölümünü karşılıyor.
Bu denklem, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin bundan sonrası için temel bir başlangıç noktası haline gelmesinde her zaman rol oynadı.
Tarihe dayalı olarak, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin geçmişi fazla eskiye gitmese de, Arap Yarımadası ülkeleri ile Çin arasında ilişkilerin kurulmasında ticari işbirliği önemli bir rol oynadı.
İki ülke arasında istikrarlı bir şekilde ilerleyen ekonomik ve kültürel yakınlaşmanın ardından, 1990 yazında Riyad ile Pekin arasında tam diplomatik ilişkiler kuruldu.
İlk resmi görüşme
Çin tarihi kaynaklarına göre, iki ülkenin üst düzey yetkilileri arasındaki ilk resmi görüşme, Nisan 1955’te Bandung’da düzenlenen Bağlantısızlar Hareketi Konferansı sırasında gerçekleşti.
Dönemin Veliaht Prensi (daha sonra Kral olan) Faysal bin Abdulaziz ve Çin Başbakanı Çu Enlay’ın bu görüşmesi, yeni Çin’in Ortadoğu ülkeleriyle etkileşim kapılarını aralamasına katkıda bulundu.
İki ülke liderlerinin ilk üst düzey ziyareti
1990’ların sonundan günümüze kadar ilişkilerin gelişme hızı, Suudi Arabistan ile Çin arasındaki tüm hayati yönleri içerecek şekilde hızlandı.
Aynı seviyede, iki ülke yetkilileri arasındaki üst düzey ziyaretler arttı ve merhum Suudi Kralı Abdullah bin Abdulaziz’in Ekim 1998’de Veliaht Prens olduğu sırada Çin’e yaptığı tarihi bir geziyle sonuçlandı.
3 Kasım 1999’da ise, Çin Devlet Başkanı Jiang Zemin Suudi Arabistan’a resmi bir ziyarette bulundu ve bu ziyaret sırasında Prens Abdullah bin Abdulaziz ile görüştü.
Çin Devlet Başkanı, Kral Abdulaziz Halk Kütüphanesi’nde verdiği bir konferansta, Suudi Arabistan’ın Çin’in Batı Asya ve Kuzey Afrika bölgesindeki en büyük ticaret ortağı olduğunu söyledi.
Ayrıca, “Çin ile Suudi Arabistan arasındaki ekonomik ve ticari işbirliği güçlü bir tamamlayıcı karakter ve büyük bir potansiyele sahip ve parlak bir gelecek vaat ediyor” diye konuştu.
Abdullah bin Abdulaziz ise, 22 Ocak 2006’da ülkenin Kralı sıfatıyla yurtdışı turlarını başlatmak için başkent Pekin’i seçti.
Bu ziyaret, Kral Abdullah’ın Ağustos 2005’te tahta çıkışının ardından Ortadoğu dışındaki ilk ziyareti olması nedeniyle bir dönüm noktası niteliğindeydi.
Bu aynı zamanda, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana bir Suudi Arabistan Kralı’nın Çin’e yaptığı ilk ziyaret oldu.
Ziyaret sırasında taraflar, başta petrol, gaz ve mineraller alanında işbirliği olmak üzere bir dizi tarihi anlaşmaya imza attı.
Düzenli Siyasi Diyalog Komitesi
Çin Dışişleri Bakanı Li Zhao Zeng, Eylül 2004’te Cidde’yi ziyaret edip, Suudi yetkililerle görüşerek siyasi ilişkiler seyrine önemli bir ivme kazandırdı.
Ziyaret sırasında iki taraf, düzenli bir siyasi diyalog başlatma ve iki ülkenin dışişleri bakanlarının başkanlık edeceği ortak bir Suudi Arabistan-Çin Komitesi kurma konusunda anlaştılar.
Kral Selman farklı sorumluluklarla Çin’i ziyaret etti
Kral Selman, daha önce üç kez farklı sorumluluklarla Çin’i ziyaret etti.
İlk olarak 1999’da başkent Riyad’ın valisi olarak, daha sonra 2014’te Veliaht Prens olduğu dönemde ve son olarak Mart 2017’de Çin’e bir ziyaret gerçekleştirdi. Şi Cinping’in Suudi Arabistan’a çok sayıdaki seyahati
Şi, Haziran 2008’de devlet başkanı yardımcısı olduğu dönemden itibaren, Suudi Arabistan’a birden fazla resmi ziyaret gerçekleştirdi ve Suudi yönetimiyle resmi görüşmelerde bulundu.
Bu görüşmelerde, Çin-Suudi Arabistan ilişkilerine büyük önem verdiklerini ve ülkesinin Suudi Arabistan’ı ‘yakın dost ve ortak’ olarak gördüğünü vurguladı.
Çin Devlet Başkanı, Ocak 2016’da Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği resmi ziyarette Kral Selman ile görüştü.
İki lider, ülkeleri arasındaki ilişkilerin seviyesini kapsamlı bir stratejik ortaklığa yükseltme ve çeşitli alanlarda işbirliğini yoğunlaştırma konusunda mutabık kaldı.
Çin, Suudi Arabistan’ın en büyük petrol ithalatçısı oldu
2020’de Çin Gümrük Genel İdaresi’nden alınan veriler, Çin’e yapılan yıllık Suudi petrol sevkiyatının yıllık yüzde 1,9 artışla, 84,92 milyon ton veya günde yaklaşık 1,69 milyon varil olduğunu ortaya koydu.
Bu da, Çin’i Suudi Arabistan’ın en büyük petrol ithalatçısı yapıyor.
Veliaht Prens’in Çin’e iki tarihi ziyareti
İki ülke arasındaki ilişkiler, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdulaziz’in 2016 ve 2019’da başkent Pekin’e yaptığı, tarafların bir dizi ekonomik işbirliği anlaşması imzaladığı iki tarihi ziyaretin ardından daha geniş ufuklara taşındı.
O dönemde Veliaht Prens, ‘İpek Yolu’ girişimi ve Çin’in stratejik yönelimlerinin, Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu ile büyük ölçüde örtüştüğüne işaret etti.
Çeyrek asırda Suudi Arabistan: Modern kalkınma devletinin mimarisi
Görsel: Reuters/Al Majalla
Abdullah Faysal er-Rabih
Gözlemciler ve ekonomistler, Suudi Arabistan'ın gelecekteki büyük dönüşümlerini geriye dönüp bakarak incelediklerinde, ekonomiyi yeniden şekillendiren en önemli dönüm noktası olarak 2016 yılında başlatılan ‘Vizyon 2030'u uzun uzun ele alacaklar, onu ekonomiyi ve toplumu yeniden şekillendiren ve ülkeyi tek bir kaynağa bağımlılıktan çeşitlilik ve sürdürülebilirlik beklentilerine kaydıran en önemli dönüm noktası olarak değerlendireceklerdir. Ancak, modern Suudi Arabistan sahnesini yalnızca bu dönüm noktasına indirgemek, 2026’nın gelişiyle, Vizyon 2030 hedeflerine doğru yolun yarısını geride bırakırken kümülatif gelişimin bağlamını anlamada bir eksikliğe yol açabilir. Objektif bir okuma yapılması için 21. yüzyılın ilk çeyreğinin tamamını kapsayacak şekilde zamansal merceğin genişletilmesi gerekir.
Riyad, NEOM ve ülkenin tüm bölgelerinde büyük inşaat projeleri ve teknolojik ve lojistik dönüşümler açısından tanık olunanlar, birdenbire ortaya çıkan bir olgudan ziyade uzun ve dikkatle düşünülmüş bir modernleşme sürecinin meyvesidir. Bu süreç, milenyumun ilk on yılında eğitim ve altyapı temellerinin atılması aşamasından, ikinci on yılda ve sonrasında dijital dönüşümün başlatılması ve kapsamlı ekonomik çeşitlendirme aşamasına geçti. Sadece finansal politika mühendisliği yoluyla değil, aynı zamanda veri, yapay zeka (AI), turizm ve yaşam kalitesine dayalı bir petrol sonrası ekonomi kurarak kaynaklarını akıllıca yeniden yatıran bir ülkenin hikayesine tanık oluyoruz.
Bu çeyrek asırlık süreç, küresel ölçekte rekabetçi bir ekonomi inşa etme stratejik hedefi doğrultusunda birbirini tamamlayan iki aşamaya ayrılabilir. Milenyumun başlarından 2015 yılına kadar süren ilk aşama, burs programları ve üniversitelerin kurulması yoluyla insan sermayesine yapılan yoğun yatırımlarla öne çıkıyor. 2016 yılında başlayan ikinci aşama ise, bu yatırımların meyvelerinin toplandığı ve bu beyinlerin ve enerjilerin modern bir ekonomik ve teknolojik sistem kurmak için kullanıldığı, Suudi Arabistan’ın G20'nin en güçlü ekonomileri arasındaki etkili konumunun pekiştirildiği bir dönemdi.
Kaynak yönetiminden kurumsal performans verimliliğine
Bu dönüşümün altında yatan dinamikleri anlamak için, öncelikle hükümet yönetimi felsefesinde meydana gelen değişimin özünü incelemeliyiz. Gelişmeler, devlet kurumlarının kapsamlı bir rasyonalizasyonu (rationalisation) olarak tanımlanabilir. Daha önce, odak noktası geleneksel kalkınma istikrarını sürdürmek için doğal kaynaklardan elde edilen gelirlerin dağıtılmasıydı. Suudi Arabistan bugün, bu vizyonun mimarı olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın liderliğinde, hedef odaklı yönetim modeline (management by objectives) geçerek, başarı ve değerlendirme için temel gösterge olarak temel performans göstergelerini (KPIs) benimsedi.
Petrol 20. yüzyılın yakıtıysa, veri de 21. yüzyılın petrolüydü. Suudi Arabistan, bu gerçeği erken dönemde fark etti ve yapay zeka ekonomisini kalkınma stratejisinin merkezine yerleştirdi.
Hükümet projeleri artık sadece bütçelerinin büyüklüğüyle değil, aynı zamanda somut ekonomik ve sosyal etkileriyle ve sıkı zaman çizelgelerine bağlılıklarıyla da değerlendiriliyor. Yönetimde yaşanan bu radikal değişim, büyük küresel teknoloji şirketlerinin hızı ve esnekliğiyle rekabet eden dinamik bir çalışma ortamı yaratırken geleneksel bürokrasiye alternatif olarak liyakati esas alan bir sistem kurdu.
Devletin idari yapısı, merkezi planlama ve hızlı karar alınması amacıyla çok sayıda kurumun kaldırılması ve yetkilerinin biri Ekonomi ve Kalkınma Konseyi diğeri Siyasi ve Güvenlik İşleri Konseyi olmak üzere iki ana konseyde birleştirilmesi ile yeniden düzenlendi. Bu yapısal gelişme, devletin büyük bir dijital dönüşüm gerçekleştirmesini sağlayan sağlam bir temel oluşturmuş ve Suudi Arabistan’ın dijital devlet hizmetleri için küresel göstergelerin ön saflarına taşımıştı. ‘Absher’ ve ‘Tawakkalna’ gibi platformlar, teknolojiyi ekonomi ve topluma hizmet etmek için kullanmanın küresel modelleri haline gelmiş ve zaman ve kaynak israfının azaltılmasına ve ulusal üretkenliğin artırılmasına doğrudan katkıda bulunmuştu.
Tek sektöre bağlılığın sonlandırılıp ekonominin çeşitlendirilmesi
Gelecekte en büyük bir etkiye sahip olacak olan ikinci dönüşüm, petrole dayalı tek sektörlü ekonominin sonlandırılıp küresel şoklara karşı yüksek dirençli, çeşitlendirilmiş ve esnek bir ekonominin kurulmasıydı. Rakamlar, bu başarının ölçeğini gösteren en doğru gösterge olmaya devam etmektedir. Petrol dışı faaliyetler hızlı ve istikrarlı bir büyüme kaydederken, petrol dışı gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyümesi son üç yılda ortalama yüzde 4,5'i aşarak 2024 yılında yüzde 4'e yaklaştı. Tüm bunlar, enerji piyasalarının oynaklığından uzak yeni büyüme motorları yaratma konusunda ekonomik çeşitlendirme politikalarının başarısını yansıtıyor.
Bu dönüşümün merkezinde yer alan Kamu Yatırım Fonu (PIF), geleneksel devlet fonu işlevinin ötesine geçerek piyasa yapıcı ve etkili bir küresel yatırımcı haline gelip stratejik bir rol oynuyor.
Son veriler, fonun yönettiği varlıkların 2024 yılı sonuna kadar yaklaşık 3,4 trilyon riyal (yaklaşık 925 milyar dolar) yükseldiğini ve iç yatırım portföyünün büyüklüğünde yüzde 50'nin üzerinde dikkat çekici bir artış olduğunu gösteriyor. Bu durum, fonun ulusal ekonominin damarlarına likidite pompalamaya olan bağlılığını teyit ediyor.
Suudi Arabistan'ın Riyad'da 2034 FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapma adaylığı kapsamında düzenlenen medya turu sırasında NEOM kentindeki The Line projesinin maketi, 30 Ekim 2024 (AFP)
PIF, (Ceer ve Lucid Motors şirketleri aracılığıyla) elektrikli araç endüstrisi, temiz teknolojiler, askeri üretim, eğlence, turizm ve küresel spor yatırımları gibi Suudi Arabistan ekonomisinde daha önce hiç duyulmamış olan gelecek vaat eden sektörlere odaklandı. Bu strateji sadece finansal kazanç elde etmeyi değil, aynı zamanda teknoloji ve bilginin aktarılması ve yerelleştirilmesini ve Suudi gençler için kaliteli iş fırsatları yaratılmasını da amaçlıyor.
Dijital dönüşüm ve yapay zeka: Tüketimden ihracata
Petrol 20. yüzyılın yakıtıysa, veri 21. yüzyılın petrolüydü. Suudi Arabistan bu gerçeği erken fark etti ve yapay zeka ekonomisini kalkınma stratejisinin merkezine yerleştirdi. Suudi Arabistan teknoloji ithalatıyla yetinmedi, küresel teknoloji devlerini (Google, Microsoft ve Oracle gibi) çekerek ve onlarla ortaklık kurarak bulut bölgeleri ve devasa veri merkezleri oluşturmak suretiyle bölgesel bir teknoloji merkezi haline gelmeyi hedefledi ve böylece üç kıtayı birbirine bağlayan dijital bir köprü olarak konumunu güçlendirdi.
Dijital göstergelerin okunması, bunların temel itici gücü olan insan faktörü dikkate alınmazsa eksik kalır. Suudi Arabistan’ın işgücü piyasasında yaşanan dönüşüm, yüzeysel bir değişimden öteye geçerek işin kültürel ve değer yapısını da etkiliyor.
Düzenleyici rolünün ötesine geçerek dijital dönüşümün ulusal düzeydeki başlıca destekçisi haline gelen Suudi Veri ve Yapay Zeka Kurumu’nun (SDAIA) hayati rolünü en iyi göstergesi de buydu. SDAIA, devletin kaynaklarını benzeri görülmemiş bir verimlilikle yönetmesini sağlayan sağlam bir dijital altyapı kurmayı başardı.
Karar destek platformu ‘İstişraf’ın büyük verileri analiz ederek ve hükümet harcamalarının verimliliğini artırma fırsatlarını belirleyerek 50 milyar riyali aşan mali tasarruf ve getiriye katkıda bulunması, bunun en iyi örneğiydi.
Öte yandan Suudi Arabistan'ın bu alandaki hedefleri, yurt içi kullanımın ötesine geçiyor, zira artık teknolojisini ihraç etmek ve başarılı dijital deneyimini dünyayla paylaşmak istiyor.
Suudi Arabistan’da 22 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren Nefaz ve 33 milyondan fazla kullanıcısıyla kapsamlı bir ulusal uygulama veya Süper Uygulama haline gelen Tawakkalna gibi platformlar değerlerini ve yüksek güvenilirliklerini kanıtladıktan sonra, bu çözümler akıllı dijital hükümet için modeller olarak ihraç edilebilir ürünlere dönüştü.
Suudi Arabistan, belirli girişimler ve ‘Made in Suudi Arabistan’ teknoloji programı aracılığıyla kendisini 2030 yılına kadar teknoloji ve inovasyonun küresel merkezi haline getirmeyi amaçlayan iddialı bir veri ve yapay zeka stratejisiyle ulusal şirketlerin küresel pazarlarda rekabet edebilmesini sağlamaya çalışıyor. Bu yaklaşım, Suudi Arabistan’ın yükselen bir teknoloji gücü olarak jeopolitik konumunu güçlendirmekle kalmayıp, petrol dışı GSYİH'ye katkıda bulunacak yeni ve sürdürülebilir bir ekonomik akış da oluşturuyor.
Yaşam kalitesi ve yeni bir gerçekliği yansıtan rakamlar
Önceki kalkınma modelinde, vatandaşlar ve ekonomi arasındaki ilişki, hizmet tüketiminden kalkınma ve değer yaratmada ortaklığa doğru ilerlerken, uluslararası standartlara uygun bir yaşam kalitesi sağladı.
Devletin kronik sorunları umut verici ekonomik fırsatlara dönüştürme becerisinin parlak bir örneği olan konut programının yıllık raporundaki verilere göre vatandaşların ev sahipliği oranı, vizyonun başlatılmasından önce yüzde 50'nin altındayken, 2024 yılı sonunda yüzde 65'in üzerine çıktı. Bu rakam sadece istatistiksel bir gösterge değil, entegre ve akıllı konut projeleri inşa eden ROSHN gibi büyük şirketlerin öncülüğünde inşaat, gayrimenkul finansmanı ve kentsel gelişim sektörleri için hayati bir itici güç oldu.
Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapma teklifi sunumundan bir kare (Reuters)
Aynı zamanda, turizm Krallığın en önemli başarı öykülerinden biri olarak öne çıkıyor. Suudi Arabistan, onlarca yıl uluslararası toplumdan tecrit edildikten sonra, engelleri aşmayı başardı ve yeni rekorlar kırdı. 2023 yılında (yerli ve yabancı) 109 milyondan fazla turist ağırlayan ülkede bu rakam 2024 yılında 116 milyona ulaşarak yükselmeye devam etti. Turizmdeki bu ivme, sadece otel ve havacılık sektörlerini canlandırmakla kalmadı, aynı zamanda 255 milyar riyali aşan gelirlerle yerel ekonominin yanında çeşitli bölgelerde binlerce mevsimlik ve kalıcı iş olanağının yaratılmasına katkıda bulundu ve tarihi şehirlerdeki ve köylerdeki yerel ekonomileri canlandırdı.
En değerli yatırım olarak işgücü
Bu rakamlar, temel itici güçleri olan insan faktörü dikkate alınmadan tam olarak anlaşılamaz. Suudi işgücü piyasasında yaşanan dönüşüm, yüzeysel değişikliklerin ötesine geçerek işin kültürel ve değer yapısını da etkiliyor. Pastoral zihniyetin ve devlete olan tam bağımlılığın yavaş yavaş ortadan kalkarak, üretkenlik ve bireysel inisiyatif kültürünün yerini aldığını görüyoruz.
İyi düşünülmüş Suudileştirme politikaları, iyileştirilmiş eğitim verimliliği ve küçük ve orta ölçekli işletmelere verilen destek, bir araya gelerek yaratıcı ve girişimci bir nesil yarattı. Genç Suudilerin kariyer hedefleri artık geleneksel devlet işleriyle sınırlı değil, inovasyon, finansal teknoloji (FinTech) ve yaratıcı endüstriler gibi sektörlere de açıldı.
Uluslararası festivaller, Riyad ve Cidde sezonları, el-Ula ve Diriya'daki tarihi mekanların restorasyonu, Suudi Arabistan’ı turizm, yatırım ve yaşam için küresel bir destinasyon haline getirmeyi hedefleyen tek bir stratejik amaca hizmet ediyor.
Bu çerçevede kadınların güçlendirilmesi dönüşüm sürecini taçlandırdı. Devlet bu konuyu sadece insan hakları perspektifinden ele almakla kalmadı, aynı zamanda acil bir ekonomik gereklilik (womenomics) olarak da değerlendirdi. Bu vizyon, kadınların işgücüne katılımının vizyonun başlatılmasından önce yaklaşık yüzde 17'den bugün yüzde 35'in üzerine çıkmasıyla gerçeğe dönüşürken başlangıçtaki hedefleri yıllar öncesinden aştı.
Ekonomik açıdansa bu, toplumun yarısını fiili üretim döngüsüne entegre etmek, ulusal rekabet gücünü artırmak ve kalkınmanın damarlarında atıl durumda olan belirli beceri ve yetenekleri devreye sokmak anlamına geliyor.
Ekonomik bir kaynak olarak yumuşak güç olarak kültür
Gözlemciler için belki de en çarpıcı dönüşüm, kültür ve mirasın yeniden konuşlandırılmasıydı. Sessiz bir yerel mirastan, küresel bir ürüne ve karlı getiriler sağlayan bir eğlence ve turizm endüstrisine dönüştü.
Önceki dönemde, kültürel faaliyetler içe dönüklükten dolayı gölgede kalmış ve bu da Krallığı küresel turizm haritasından uzaklaştırmıştı. Ancak bugün, denklem tamamen yeniden yazıldı. Kültür, yumuşak gücün kaynağı ve stratejik bir ekonomik varlık haline geldi.
Suudi Arabistan'ın Riyad kentinde düzenlenen NEOM adlı yeni şehirle ilgili sergide 3D sunumu izleyen ziyaretçiler, 25 Ekim 2017 (Reuters)
Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Devlet, cesurca bir açıklık stratejisi izlemeye başladı. Artık küreselleşmeden korkmuyor, aksine küreselleşmenin araçlarına yatırım yapıyor. Uluslararası festivaller, Riyad ve Cidde sezonları, el-Ula ve Diriya'daki tarihi mekanların restorasyonu, Suudi Arabistan’ı turizm, yatırım ve yaşam için küresel bir destinasyon haline getirmeyi hedefleyen tek bir stratejik amaca hizmet ediyor. Sanat, eğlence ve sinemaya yönelik bu açıklık, ‘geçici eğlence’ alanında değil, aksine, binlerce kişiye istihdam sağlayan ve yaşam kalitesini artıran yeni bir ekonomik sektörün temelini oluşturuyor. Esasen, bu durum doğrudan yabancı yatırımların en önemli itici güçlerinden biri. Yabancı yatırımcılar ve küresel yetenekler sadece iş fırsatları ve finansal getiri değil, aynı zamanda canlı ve çekici bir yaşam ortamı da arıyor.
Mühendislik, mega projeler ve geleceğin şehirleri
NEOM, Kızıldeniz, Qiddiya ve New Square gibi mega projelerden bahsetmeden bu tabloyu tamamlamış olmayız. Bu projeler, geleneksel gayrimenkul geliştirme kavramının ötesine geçiyor. Geleceğin endüstrisinde inovasyon için kuluçka merkezleri haline geliyor. Örneğin NEOM, sadece yeni bir şehir değil, yüzde 100 yenilenebilir enerjiden akıllı ulaşım sistemlerine ve biyoteknolojiye kadar yarının teknolojileri için bir ‘yaşayan laboratuvar’ olarak karşımıza çıkıyor. Özetle NEOM, 21. yüzyılda ‘şehir’ ve kentsel yaşam kavramını yeniden tanımlamaya yönelik cesur bir girişimdir.
Bugün Suudi Arabistan, kendisini dünyaya sadece bir enerji rezervuarı olarak değil, aynı zamanda önemli bir yatırım gücü, küresel bir lojistik merkezi ve geleceğin ekonomilerini şekillendirmede aktif bir ortak olarak tanıtıyor.
Bununla birlikte başkent Riyad da radikal bir dönüşüm geçiriyor. Yaklaşık 15 milyon kişiyi barındırmayı planlayan şehir, toplu taşıma (şehrin arterlerini birbirine bağlayacak Riyad Metrosu'nun açılmasıyla), yeşil alanlar (Kral Selman Parkı projesi gibi) ve ikonik mimari projelerle entegre edilen hareketli bir şantiyeye dönüşüyor. Bu entegre sistem, ‘ekonomiyi yerelleştirmeyi’ amaçlıyor. Devlet, vatandaşların daha iyi bir yaşam ve iş fırsatlar arayışıyla dünyanın dört bir yanındaki başkentlere göç etmelerini sağlayacak şekilde artık dünyayı onlara getiriyor.
Gelecekteki haklar ve verimlilik taahhüdü
2025 yılı sona ererken, Suudi Arabistan artık kendisini yalnızca petrol mirasıyla değil, mevcut başarıları ve gelecekteki hedefleriyle tanımlıyor. Bu bağlamda, Expo 2030'a ev sahipliği yapma yarışını kazanmak ve 2034 Dünya Kupası'nı düzenlemek için dünyanın güvenini kazanmak, ulusal sistemi (hem kamu hem de özel) sıkı zaman kısıtlamalarıyla karşı karşıya bırakırken çalışmaların en yüksek verimlilik ve disiplin standartlarıyla yürütülmesini gerektiriyor.
Kızıldeniz'deki mega proje NEOM şehrinin kalbinde yer alan iki adet 500 metre yüksekliğindeki paralel yapıya ilişkin önerilen tasarımı gösteren fotoğraf, 26 Temmuz 2022 (AFP)
Bu uluslararası etkinlikler, sadece kutlamalardan ibaret olmamakla birlikte altyapı çalışmalarının tamamlanmasını hızlandırmak, ulaşım ağlarını geliştirmek ve yeni şehirler kurmak için akıllı yönetim araçları ve stratejik katalizörler olarak işlev görürler. Kısacası bu, Suudi Arabistan'ın, gelişmiş ülkelerden muadillerine eşdeğer ve hatta onları aşan bir verimlilikle büyük etkinlikleri organize etme ve yönetme kapasitesine ve finansal gücüne sahip, güvenilir bir uluslararası ortak olduğunu dünyaya açıkça gösteren mesajlar.
İnovasyonda küresel bir ortak olarak Suudi Arabistan
Suudi Arabistan'ın son çeyrek yüzyılda ve son on yılda hızlanan bir şekilde tanık olduğu gelişmeler, modern kalkınma devleti kavramının kapsamlı bir şekilde yeniden kurulmasını temsil ediyor. Devlet, sınırlı doğal kaynaklara bağımlılıktan, yenilenebilir insan ve teknik kaynaklara yatırım yapmaya geçti. Geleneksel bir ekonomiden rekabetçi bir dijital ekonomiye dönüştü. İçine kapanık bir kültürden, açıklık ve inisiyatif alan bir kültüre adım attı. Bugün Suudi Arabistan, kendisini dünyaya sadece bir enerji rezervuarı olarak değil, aynı zamanda önemli bir yatırım gücü, küresel bir lojistik merkezi ve geleceğin ekonomilerini şekillendirmede aktif bir ortak olarak tanıtıyor. Rakamlar ve başarılarla bir dönüşümün hikayesi yazılırken geleceğe ve insanlara yatırım yapmanın her zaman kazançlı bir yatırım olduğu gözler önüne seriliyor.
Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadıhttps://turkish.aawsat.com/k%C3%B6rfez/5222726-suudi-arabistan-pakistanda-polis-memurlar%C4%B1n%C4%B1n-hedef-al%C4%B1nmas%C4%B1n%C4%B1-k%C4%B1nad%C4%B1
Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı
Pakistan polisi (AP)
Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.
Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/ortado%C4%9Fu/5222702-suudi-arabistan-pakistanda-polis-memurlar%C4%B1n%C4%B1n-hedef-al%C4%B1nmas%C4%B1n%C4%B1-k%C4%B1nad%C4%B1
Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı
Pakistan polisi (AP)
Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة