Jennifer Lawrence: Açlık Oyunları'nda en büyük mesele kaç kilo vermem gerektiğiydi

"Genç kızların kiloları yüzünden Katniss gibi giyinemeyeceklerini düşünmelerine izin veremezdim"

Açlık Oyunları, Suzanne Collins'in aynı isimli romanlarından sinemaya uyarlandı (Lionsgate Entertainment)
Açlık Oyunları, Suzanne Collins'in aynı isimli romanlarından sinemaya uyarlandı (Lionsgate Entertainment)
TT

Jennifer Lawrence: Açlık Oyunları'nda en büyük mesele kaç kilo vermem gerektiğiydi

Açlık Oyunları, Suzanne Collins'in aynı isimli romanlarından sinemaya uyarlandı (Lionsgate Entertainment)
Açlık Oyunları, Suzanne Collins'in aynı isimli romanlarından sinemaya uyarlandı (Lionsgate Entertainment)

Ünlü oyuncu Jennifer Lawrence, başrolü canlandırdığı Açlık Oyunları (Hunger Games) serisinin çekimlerinde kilosunun büyük bir sorun olduğundan bahsetti.
Lawrence, oyuncu Viola Davis'le Variety'nin YouTube kanalına konuk oldu ve Katniss Everdeen karakteri için kilo vermesinin istendiğini anlattı.
Çocuklar ve ergenlik dönemindeki gençlere hitap eden seride oynamanın büyük bir sorumluluk getirdiğinden bahseden Lawrence şunları söyledi:
"Kitlemizin çocuklar olduğunun farkındaydım ve en büyük mesele ne kadar kilo vereceğimdi. Benim de genç yaşımın ve diyete giremememin yanında Katniss gibi giyinmek isteyen kızların belli kiloda olmadıkları için bunu yapamayacaklarını düşünmelerini ister miydim bilmiyorum. Bu düşüncenin zihnime sızmasına izin veremezdim."
Ünlü oyuncu 2012'den 2015'e kadar üç filmi çekilen Açlık Oyunları için o yıllarda verdiği başka bir röportajda da hiçbir rolü için diyet yapmayacağını söylemişti.
2012'de Elle'e konuşan Lawrence, "Hiçbir rol için kendimi aç bırakmayacağım. Küçük kızların 'Katniss gibi olmak istiyorum, o zaman akşam yemeğini pas geçeyim' demesini istemiyorum" ifadelerini kullanmıştı.
Ünlü oyuncu, kilosunun Açlık Oyunları'ndan önce de sorun olduğundan başka söyleşilerinde de bahsetmişti.
2017'deki bir ödül töreninde Lawrence, bir yapımcının iki haftada 7 kilo vermesini istediğini, başka birinin de bu görünüşüyle porno filmlerde rol alabileceğini söylediğini anlatmıştı.
Lawrence, Açlık Oyunları'nın tüm dünyada geniş kitlelere ulaşmasının ardından büyük ün yakalamıştı ve 2013'te de Umut Işığım'la (Silver Linings Playbook) En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı.
Independent Türkçe, IndieWire, Reuters



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe