Fransa'nın Aden Büyükelçisi Jean-Marie Safa, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Husilerin çocukları silah altına alması dehşet verici’

Fransa'nın Aden Büyükelçisi Jean-Marie Safa. (Fotoğraf: Ömer el Hakil)
Fransa'nın Aden Büyükelçisi Jean-Marie Safa. (Fotoğraf: Ömer el Hakil)
TT

Fransa'nın Aden Büyükelçisi Jean-Marie Safa, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Husilerin çocukları silah altına alması dehşet verici’

Fransa'nın Aden Büyükelçisi Jean-Marie Safa. (Fotoğraf: Ömer el Hakil)
Fransa'nın Aden Büyükelçisi Jean-Marie Safa. (Fotoğraf: Ömer el Hakil)

Fransa'nın Aden Büyükelçisi Jean-Marie Safa, Yemen’e ilişkin açıklamalarda bulundu. Fransız büyükelçilerinin İran destekli Husilerle temas halinde olduğunu belirten Safa, ulusal diyalog sırasında Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi ile Avrupa Birliği'nin (AB) Yemen Büyükelçi Yardımcısı sıfatıyla bir araya geldiğini dile getirdi. Husileri ‘karar verme yetkisi olmayan’ kişiler aracılığıyla uluslararası alanla iletişim kurmakla suçladı.
Safa, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda Yemen Başkanlık Konseyi’ne övgüde bulunurken, Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına atıftla, Husilerin çocukları silah altına almasını dehşet verici olarak nitelendirdi. Yemen hükümeti projesinin Yemen toplumunun çeşitliliğine saygı duyan ve halkın çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan çoğulcu bir cumhuriyetçi devlet projesini temsil ettiğine değinen Safa, Başkalık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi’nin, Yemen ve Yemenlilerin çıkarlarını savunan vatansever ve uzlaşmacı biri olduğunu vurguladı.
Husilerin uluslararası toplum nezdinde mağdur rolü oynamaya çalıştığı konusunda uyarıda bulunan Safa, “Artık bu kimseyi ikna etmiyor” diyerek Husileri terör sistemi kurmak ve Yemen toplumunu ve kadınları koruyan değerleri yok etmekle suçladı.
Ülkesinin açık bir şekilde barışı seçen Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Suudi Arabistan'ın çabalarını takdir ettiğini vurgulayan Safa, BM himayesinde tüm Yemenli tarafları aynı müzakere masası etrafında bir araya getirmek için çalışıldığını bildirdi. Fransa'nın Aden Büyükelçisi Jean-Marie Safa, Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği röportajda başta Yemen’de meşru hükümetinin çabaları ve darbeci Husilerin yasa dışı eylemleri olmak üzere uluslararası arenanın çalışmaları ve Yemen’de halkın yaşadığı dram da dahil olmak üzere birçok başlıkta açıklamalarda bulundu.

-Sayın Büyükelçi; Fransa, Yemen Başkanlık Konseyi'nin kurulmasından bu yana Yemen'de yaşananları ve bu yıl içinde gerçekleşen olayları nasıl görüyor ve değerlendiriyor?
Yemenliler, Başkanlık Konseyi’nin kurulmasını büyük bir umutla karşıladı. Bu umut, yasal yönetimin ülkenin iyiliği için birlikte çalıştığını görmek ve böylece devleti ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşların hizmetinde yeniden kurmakla ilgili. Yemen'de iki siyasi proje çatışıyor. Husi projesi, tüm Yemenliler üzerinde tam yetki ve kontrol empoze ediyor. Giderek totaliterleşen, toplumu boğmayı, kadınları sindirmeyi ve gençlerin beynini yıkamayı amaçlayan bu proje karşısında çoğulcu, toplumun çeşitliliğine saygı duyan, cumhuriyetçi ve çoğulcu bir cumhuriyet devleti projesini temsil eden Yemen hükümeti var. Hükümetin projesi, halkın çıkarlarını her şeyin üstünde tutuyor. Alimi, Yemen ve Yemenlilerin çıkarlarını savunan vatansever ve uzlaşmacı biri. Meşru hükümet birçok sorunla karşı karşıya ancak Husilerin aksine, halkına ve uluslararası topluma karşı sorumluluk duygusuyla hareket ediyor. Kamu yararı için bölünmeleri aşarken hatalarını düzeltmeye ve yolsuzlukla mücadele etmeye çalıyor. Birleşmiş Milletler’in yakın tarihli bir raporunda, hükümetin çocukların silah altına alınmasıyla mücadele çabalarına övgüde bulundu. Diğer yandan Husiler arasında çocukların silah altına alınması hız kazandı. Bu yıl 6 aylık bir ateşkese tanık olundu. Ateşkes, sekiz yıllık savaştan bitkin düşen Yemen halkı için adeta bir soluk niteliğindeydi. Bugün, söz konusu ateşkes halen mevcut ancak bir anlaşma yok. 2 Ekim’den bu yana savaşsız bir durum yaşıyoruz. Ateşkesin yenilenmemesinden ise yalnızca Husiler sorumlu. Stratejileri açık: Her halükarda hükümeti devirmek ve yerine geçmek istiyorlar. Bu nedenle hükümetle müzakere etmeyi reddetmekle kalmıyor, özellikle petrol tesislerine düzenledikleri saldırılarla ekonomik olarak krize sokarak hükümeti yıkmak için şiddete de başvuruyorlar. Bunun bedelini de Yemen halkı ödüyor. Fransa'nın üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, bu saldırıları ‘terör eylemleri’ olarak sınıflandırdı. Ancak Yemen halkının dramının sona ermesi, iç savaşın bitmesine bağlı. Husiler, Fransa'nın tam desteğini yinelediği BM Özel Temsilcisi Bay Hans Grundberg'in himayesinde, hükümetle barış müzakeresi yapmalı.

-Özellikle sizin tarafınızdan yapılan kınama sonrasında Husilerin Fransa'ya yönelik saldırgan bir tepkisi oluştu. Size göre bu saldırıların nedenleri neler?
Elbette Husilere dünyadan, Yemen'deki çatışmanın kurbanlarına ilişkin resmi tepkiler var. Husiler baskıcı ve kadınlara, gençlere, aşiretlere ve genel olarak Yemenlilere yönelik baskılarını her geçen gün artırıyor. Husilerin sicili artık gerçeği saklamaya yetmiyor. Husi rejiminin Sana'adaki aşırılıkları tüm uluslararası toplumu endişelendiriyor. Bazıları onları Afganistan'daki Taliban Hareketi’ne, bazıları da Kızıl Kmerlere benzetiyor. Husiler ne zaman başka bir hareketle karşılaştırılsa bu her zaman sandığınızdan daha kötü oluyor. Yemen toplumunu içeriden yok ediyorlar. Kadınları ve çocukları koruyan kabile yapılarını ve kabile değerlerini yok ediyorlar. Halk üzerinde bir terör ve takip sistemi kurdular. Ancak kaynakların kontrolü üzerinde acımasız bir nüfuz mücadelesi ile karakterize edilen Husilerin içinde, daha pragmatik bir kanat mevcut gibi görünüyor. Bu da siyasete katılmak için askeri seçeneği terk etme ihtiyacı olduğu anlamına geliyor. Resmi tepkilerin yanı sıra Husilerin yürüttüğü tüm dezenformasyon kampanyalarını da unutamayız. Geçtiğimiz eylül ayında Mukalla'ya yaptığım ziyareti çevreleyen asılsız,  hatta hayal ürünü açıklamalar adeta delilik. Fransız destekli, balıkçılık alanında bir kalkınma projesi başlatmak için Mukalla'ya gittim. Bu yanıltıcı kampanyalar neden Fransa’ya yönelik? Fransa'nın sesi insani değerleri savunmaktan vazgeçmediği ve sistematik olarak Yemen halkına kulak verilmesi gerektiğini hatırlattığı için mi?

-Husilerle doğrudan veya dolaylı iletişiminiz var mı?  Eğer varsa, en son ne zaman görüştünüz ve kendilerine ne söylediniz?
Fransız Büyükelçiliği, Husilerle temas halinde. Husileri uzun zamandır, ulusal diyalog döneminden beri tanıyoruz. Abdulmelik el Husi ile AB Büyükelçi Yardımcısı olarak görev yaptığım şubat 2012'de, Avrupalı ​​büyükelçilerle birlikte görüşebildim. Fransa’nın Aden Büyükelçisi olarak Ekim 2020'de göreve geldiğimden beri iletişim halindeyiz ancak Husilerin davranışları bu iletişimi zorlaştırdı. Husiler kendilerini dünyadan izole ediyor. K arar verme yetkisi olmayan insanlarla uluslararası topluluğa özel tartışma kanalları dayatıyorlar. Gerçek bir diyaloga kapıları kapatan Husilerin bu davranışından dünya sorumlu değil. Bu tavırlara rağmen Husileri ve Yemen’i çıkmaza sokan askeri seçeneği müzakere edip bunu terk etmenin kendi çıkarlarına olduğu mesajını vermeye devam ediyoruz.

-Özellikle Husileri engellemelerini sürdürmek ve iç gerilimi artırmakla suçlayan bir hükümet varken, Yemen ateşkesinin nasıl başarılı olacağını düşünüyorsunuz?
Fransa şu an ateşkesin yenilenmesi ve siyasi sürecin Birleşmiş Milletler himayesinde yeniden rayına oturtulması için gösterilen tüm çabaları memnuniyetle karşılıyor. Fransa, inanç ve kararlılıkla olağanüstü bir iş çıkaran Grundberg'in çabalarını güçlü bir şekilde destekliyor. Açıkça barışı seçen ve tüm Yemenli tarafları Birleşmiş Milletler himayesinde aynı müzakere masasına getirmek için çalışan KİK ve Suudi Arabistan Krallığı'nın çabalarını takdir ediyor. Fransa, ılımlılık ve barıştan yana temel bir rol oynayan Umman Sultanlığı'nın aktif rolünü de takdirle karşılıyor.

- Yemen'in merkezinde İran destekli bir grubun varlığı sürerken siyasi çözümün nasıl başarıya ulaşmasını bekliyorsunuz?
İran, bölgeyi sarsan çeşitli krizlerde olumsuz rol oynuyor. Yemen'de, İranlıların Husiler üzerinde açıkça etkileri var. Bu nüfuzun barış ve Yemen menfaatine kullanıldığını görmeyi umuyoruz. A yrıca Husilerin hali hazırda İran'da olup bitenleri çok yakından izlediğini düşünüyorum.

-Batı ülkeleri Husileri Yemen’de istikrarı bozmakla suçluyor. Yemenlilere bu konuyla ilgili ne söylemek istersiniz?
Onlara dünyanın Husilerin doğasına gözlerini açmaya başladığını söylüyorum. Uluslararası toplumda, her şeye saldıran Husi rejiminin aşırılıklarına dair endişeler artıyor. Kadınlar, çocuklar, memurlar, kültür ve aşiret değerleri gibi başlıklardan söz ediyorum. Husiler, Yemen toplumunu içeriden yok ediyor. Yemenli gençlerin bugününü ve geleceğini mahvediyorlar. Yaz kampları,  beyin yıkamama yöntemlerinin başında geliyor. Husi ideolojisi yüzünden bütün bir halk tehlikede.

- Yemen'de Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu ülkeleri ile siyasi ve insani alanlarda yürüttüğünüz çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fransa, Yemen içinde ve dışında tüm taraflarla görüşüyor. Herkes barış istiyor. Husiler, ulusal uzlaşmanın ve dolayısıyla iç savaşın sona ermesinin önünde duran tek taraf. Yemen Başkanlık Konseyi'nin tüm Yemenlilere hizmet eden bir devleti yeniden kurma çabalarını hep birlikte desteklemeliyiz. Körfez Arap ülkeleri büyük ölçüde bu desteğe bağlılar. Devletin halka hizmet etmeye dönüşünün Yemen'de gerçek çözüm olduğuna inanıyoruz. Yol uzun olacak. Bu yöndeki çabalarımızı uluslararası camianın her düzeyinde ve her tarafında sürdürmeliyiz.

- Yemen Başkanlık Konseyi'nin deneyimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Fransa, Yemen'de istenen barışa ulaşmak için konseyi destekliyor mu?
Hukuki yönden işler tamamlanamaz. Bu taraf sadece masumlardan oluşmuyor. Yolsuzluk, Husiler arasında olduğu kadar hükümet tarafında da mevcut. Hükümet tarafındaki bazı insanlar barışın sağlanmasına yardımcı olmuyor veya yolsuzlukla mücadele etmiyor.  Ancak Yemen'in yararına çalışan, cumhuriyetçi bir devlete ve vatandaşa hizmet etmek isteyen, her türlü siyasi görüşten birçok insanda iyi niyet görüyorum. Fransa, hükümet tarafının tüm kesimlerinden bölünmelerini aşmalarını ve herkesin yararına uyum içinde birlikte çalışmalarını istiyor.

- Husilerin petrol tesislerine yönelik son saldırılarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Uluslararası toplumdan ateşkesten sonra da devam eden barış ve ateşkese destek amaçlı, bu tür saldırıları durdurmaya yönelik atılan herhangi bir adım var mı?
Fransa, petrol limanlarına yönelik bu saldırıları çok net bir şekilde kınadı. Kabul edilemez. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu saldırıları ‘terör eylemi’ olarak nitelendirdi. Husilerin stratejisi açık: Hükümetin kontrolündeki limanlardan herhangi bir petrol ihracatını engellemeyi amaçlayan saldırılar yoluyla abluka uygulayarak hükümeti ekonomik olarak boğmak. Husilerin uluslararası deniz ticaretine yönelik oluşturduğu tehditten de endişe duyuyoruz. Husiler kabul edilemez kırmızı çizgileri aşıyor. Bu şiddet yolunu sürdürmenin barışın, Yemen'in, Yemenlilerin ve hatta kendi çıkarlarının aleyhine olduğunu anlamalılar.



Trump, İsrail'in Gazze'ye yönelik kara harekâtını savunuyor

Donald Trump, 16 Eylül 2025'te İngiltere ziyaretine çıkmadan önce basına konuştu (Reuters)
Donald Trump, 16 Eylül 2025'te İngiltere ziyaretine çıkmadan önce basına konuştu (Reuters)
TT

Trump, İsrail'in Gazze'ye yönelik kara harekâtını savunuyor

Donald Trump, 16 Eylül 2025'te İngiltere ziyaretine çıkmadan önce basına konuştu (Reuters)
Donald Trump, 16 Eylül 2025'te İngiltere ziyaretine çıkmadan önce basına konuştu (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in Gazze'ye yönelik kara harekatını savunma amaçlı bir eylem olarak nitelendirerek, binden fazla noktaya yayılan saldırının şiddetine dikkat çekti. Hamas'a rehineleri insan kalkanı olarak kullanmaya kalkışmaması konusunda sert bir uyarıda bulunan Trump, bu taktiği sürdürmesi halinde korkunç sonuçlarla karşılaşacağı tehdidinde bulunarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu yaparlarsa, başları büyük belaya girecek.”

İngiltere ziyareti öncesi gazetecilere konuşan Trump, İsrail güçlerinin müdahale etmek istediklerini duyduğunu ve Hamas'ın 20 rehinemizi ve cesetlerini alıp cepheye koymayı planladığını söyledi.

ABD başkanının Gazze hakkındaki açıklamaları, Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlara yönelik eleştirilerle doluydu. İsrail'i Gazze'de soykırım yapmakla suçlayan bir BM raporuna atıfta bulunarak, “Bunu oyladılar... Ne olacağını göreceğiz. Oylamaya sunulacak” diyerek raporu reddetti. Trump, ABD'nin alacağı somut önlemler hakkında ayrıntılı bilgi vermedi, ancak kimsenin bu durumdan memnun olmadığını vurguladı.

Trump'ın açıklaması, İsrail'in Gazze'ye büyük bir kara harekatı başlattığı bir dönemde geldi. Trump, Beyaz Saray'da İngiltere'ye yapacağı  resmi ziyaret öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada bu sözleri sarf etti.

Bir İsrail askeri yetkilisi Salı günü, ordunun Gazze Şehri'ni kontrol altına almak için başlattığı saldırıda “ana” operasyona başladığını belirterek, kara kuvvetlerinin şehrin derinliklerine doğru ilerlediğini ilerlediğini kaydetti.

Ordunun Hamas'ı yenmek için gerekli olduğu sürece operasyonlara devam etmeye hazır olduğunu da ekleyen yetkili, hareketin militanlarının sayısının “2 bin ila 3 bin  arasında” olduğunu tahmin ettiğini belirtti.

İsrail, Gazze'de askeri operasyona hazırlık olarak geçen ay Gazze Şehri sakinlerini tahliye etmeye çağırdı, ancak çoğu kişi Gazze'nin güneyindeki aşırı kalabalık ve yüksek ulaşım maliyetleri nedeniyle tahliye edemediklerini söyledi.

Pazartesi günü erken saatlerde, tahmini 300 bin  Gazze sakini Gazze Şehrinden güneye kaçmış, ancak yaklaşık 700 bin kişi şehirde kalmıştı.


İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

TT

İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

İsrail ordusu Gazze'de genişletilmiş operasyonun başladığını duyurdu ve şehir sakinlerini güneye gitmeye çağırdı.

Bir İsrail askeri yetkilisi bugün, ordunun Gazze şehrini kontrol altına almak için başlattığı operasyonda ‘ana’ harekâta başladığını belirterek, kara kuvvetlerinin şehrin derinliklerine ve merkezine doğru ilerlediğini kaydetti.

Ordunun Hamas'ı yenmek için gerekli olduğu sürece operasyonlara devam etmeye hazır olduğunu ifade eden yetkili, Hamas mensuplarının sayısının ‘2 bin ila 3 bin arasında’ olduğunun tahmin edildiğini belirtti.

Yetkili, “Ordu, Gazze şehrinde hızlı ama güvenli bir şekilde operasyonlar yürütmeyi planlıyor ve rehinelerin ve sivillerin güvenliğini öncelikli tutuyor... İsrail, nüfusun yaklaşık yüzde 40'ının şimdiden Gazze Şeridi'nin güneyine göç ettiği şehirdeki güçlerini kademeli olarak artıracak ve insani yardım çabalarını genişletecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bu sabah X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, kuzey Gazze'yi hedef alan ve en az 20 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan şiddetli hava saldırılarının ardından İsrail operasyonunun genişletileceğini duyurdu.

İsrail, Gazze'de askeri operasyon hazırlıkları kapsamında geçtiğimiz ay Gazze şehri sakinlerine tahliye çağrısı yapmıştı. Ancak birçok kişi Gazze'nin güneyindeki aşırı kalabalık ve yüksek ulaşım maliyetleri nedeniyle şehirden ayrılamadıklarını söyledi.

Adraee’nin X platformundaki paylaşımında şu ifadeler yer aldı: “Gazze sakinleri… İsrail Savunma Kuvvetleri Gazze şehrindeki Hamas altyapısını yok etmeye başladı. Gazze şehri tehlikeli bir savaş bölgesi ve bu bölgede kalmak sizi tehlikeye atıyor. Er-Reşid Caddesi üzerinden Gazze Vadisi'nin güneyindeki bölgelere araçla veya yürüyerek mümkün olan en kısa sürede gidin. Güvenliğinizi ve sevdiklerinizin güvenliğini sağlamak için, şehri terk eden bölge sakinlerinin yüzde 40'ından fazlasına katılın.”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün Gazze şehrinde ‘yoğun bir operasyonun’ başladığını duyurdu. Şehri kontrol altına almak için kara harekâtı başlattığını açıklayan İsrail ordusu, şehir sakinlerine ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki sakinlere ‘mümkün olduğunca çabuk’ güneye gitmeleri konusunda uyarıda bulundu.

İsrailli bir askeri yetkili kara operasyonunun ana aşamasının başladığını bildirirken, İsrail medyası ordudan aldığı bilgiye dayanarak 162. ve 98. tümenlerin Gazze şehrinin batı kesiminde operasyon yürüttüğünü bildirdi.

İki İsrailli yetkili daha önce CNN'e yaptıkları açıklamada, ordunun Gazze şehrine kara harekâtı başlattığını doğrulamıştı. CNN, yetkililerden birinin Gazze şehrindeki kara operasyonunun başlangıçta ‘kademeli’ olacağını söylediğini aktardı.

‘Gazze yanıyor’

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Filistin topraklarına yönelik yoğun hava saldırılarının ardından bugün yaptığı açıklamada, Gazze'nin ‘yandığını’ söyledi ve ülkesinin ‘geri adım atmayacağını’ bildirdi.

Katz, İsrail ordusunun ‘terörün altyapısını demir yumrukla vurduğunu ve askerlerin rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas'ın yenilgisi için gerekli koşulları yaratmak amacıyla cesurca savaştığını’ belirtti. Katz, “Misyonumuzu tamamlayana kadar durmayacağız ve geri adım atmayacağız” dedi.

AFP'ye konuşan görgü tanıklarına göre, Gazze şehri bu sabah erken saatlerde İsrail'in yoğun bombardımanına maruz kaldı. Bu olay, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Yahudi devletine ABD'nin ‘sarsılmaz’ desteğini ifade etmek için İsrail'i ziyaret etmesinden bir gün sonra meydana geldi.

The Jerusalem Post'a göre, Gazze şehrine yönelik hava saldırılarının haftalarca sürmesi ve çok katlı yüksek binaların yıkılmasıyla birlikte, İsrail ordusu daha geniş çaplı bir kara harekâtı için dönüm noktasına ulaşmış görünüyor.

Dün erken saatlerde tahmini 300 bin Gazze sakini Gazze şehrinden güneye kaçmak zorunda kaldı, ancak yaklaşık 700 bin kişi şehirde kaldı.

İsrail ordusu, Refah'ta olduğu gibi, İsrail kara kuvvetleri şehre ilerlemeye başladığında Gazze'deki sivillerin çoğunun kaçacağını umuyordu.


Gazze’ye yönelik yoğun hava saldırıları sürüyor…  İsrail Savunma Bakanı: Gazze yanıyor

Gazze sınırının İsrail tarafında tanklar, arka planda ise Şeridin büyük çaplı yıkımı görülüyor (Reuters)
Gazze sınırının İsrail tarafında tanklar, arka planda ise Şeridin büyük çaplı yıkımı görülüyor (Reuters)
TT

Gazze’ye yönelik yoğun hava saldırıları sürüyor…  İsrail Savunma Bakanı: Gazze yanıyor

Gazze sınırının İsrail tarafında tanklar, arka planda ise Şeridin büyük çaplı yıkımı görülüyor (Reuters)
Gazze sınırının İsrail tarafında tanklar, arka planda ise Şeridin büyük çaplı yıkımı görülüyor (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Trump'ın Gazze savaşının rehinelerin geri dönüşü ve Hamas'ın oluşturduğu tehdidin sona ermesiyle ‘bitmesini’ istediğini doğruladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Gazze'nin ‘yandığını’ söyledi ve ülkesinin ‘geri adım atmayacağını’ bildirdi. Katz, İsrail ordusunun ‘terörün altyapısını demir yumrukla vurduğunu ve askerlerin rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas'ın yenilgisi için gerekli koşulları yaratmak amacıyla cesurca savaştığını’ belirtti. Katz, “Misyonumuzu tamamlayana kadar durmayacağız ve geri adım atmayacağız” dedi.

Hamas’ın çok az zamanı var

Bu atmosferde ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Hamas'ın ateşkes anlaşmasını kabul etmek için ‘çok az zamanı’ olduğunu söyledi. Rubio, İsrail'den Katar'a giderken basın mensuplarına verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “İsrailliler orada (Gazze) operasyonlara başladı. Bu nedenle, bir anlaşmaya varmak için çok kısa bir süre kaldığını düşünüyoruz. Artık aylarımız yok, belki birkaç günümüz veya birkaç haftamız var. İlk seçeneğimiz, Hamas'ın ‘Silahlarımızı teslim edeceğiz ve artık tehdit oluşturmayacağız’ dediği bir müzakere yoluyla bu krizin sona ermesi. Hamas gibi vahşi bir grupla uğraşırken bu her zaman mümkün olmayabilir, ancak bunun gerçekleşmesini umuyoruz.”

Kudüs'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelen Rubio, Gazze şehrine yönelik yeni İsrail saldırısına ve Hamas'ı ortadan kaldırma hedefine desteğini ifade etti.

Ağır bombardıman

Gazze şehri, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun İsrail'e yaptığı ziyaretin ardından bu sabah erken saatlerde İsrail'in ağır bombardımanına maruz kaldı. Rubio, ziyaretinde ABD'nin İsrail'e ‘sarsılmaz’ desteğini ifade etmişti.

Şehrin sakinlerinden Ahmed Gazal, AFP'ye yaptığı açıklamada, “Gazze şehrine yönelik yoğun ve sürekli bombardıman var ve tehlike artıyor” dedi. Gazal, çok sayıda binanın yıkıldığını ve enkaz altında insanlar olduğunu doğruladı.

Eş-Şeva Meydanı yakınlarında yaşayan 25 yaşındaki genç, “Bu sabah erken saatlerde yeri sarsan korkunç bir patlama duyduk. İsrail ordusu, birçok ailenin evlerinin bulunduğu bir binayı hedef aldı. Yıkılan evlerin çoğunda insanlar yaşıyordu. Çok sayıda vatandaş enkaz altında kaldı” ifadelerini kullandı.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal ise Gazze şehrine yönelik yoğun bombardımanın devam ettiğini; ölü ve yaralı sayısının arttığını bildirdi. Bugün şafak vakti İsrail uçaklarının eş-Şeva Meydanı yakınlarındaki bir yerleşim bölgesini hedef alması sonucu enkaz altında ölü, yaralı ve kayıplar olduğunu ifade eden Basal, saldırıyı ‘büyük bir katliam’ olarak nitelendirdi.

İsrail ordusu bu haberler hakkında henüz yorum yapmadı.

Kara harekâtı

Axios internet sitesi, İsrailli yetkililerin, İsrail ordusunun Gazze şehrinin kontrolünü ele geçirmek için dün kara harekâtı başlattığını söylediğini aktardı.

İsrailli yetkililer, Rubio'nun İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Gazze'deki kara harekâtını desteklediğini, ancak bunun hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesini istediğini bildirdiğini söyledi. Üst düzey bir İsrailli yetkili, “Rubio kara operasyonunu durdurmadı” dedi.

sdfgty
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun İsrail ziyaretinin ardından Gazze şehrine yönelik bombardıman yoğunlaştı. (AP)

Şarku’l Avsat’ın Axios'tan aktardığına göre, bir ABD'li yetkili ise Gazze'deki savaşın Trump'ın değil Netanyahu'nun savaşı olduğunu ve bundan sonra olacaklardan Netanyahu'nun sorumlu olacağını belirtti.

İsrail operasyonu, Rubio'nun Netanyahu ve hükümetinin üst düzey üyeleriyle görüşmesinden saatler sonra başladı.

İsrail Hava Kuvvetleri dün gece Gazze şehrine büyük çaplı hava saldırıları düzenledi ve ardından İsrail tankları şehre girdi.

20 dakikada 37 saldırı

Filistin devlet televizyonu dün gece, Gazze şehrinin çeşitli bölgelerine sadece 20 dakika içinde 37 İsrail saldırısı düzenlendiğini bildirdi. Şarku’l Avsat’ın Filistin devlet televizyonundan aktardığına göre, İsrail bombardımanı bu sabah da devam etti; savaş uçaklarının desteğiyle topçu bombardımanı Gazze şehrinin kuzeybatısında yoğunlaştı.

frgtyu
Gazze şehrindeki Burc el-Gafri'yi hedef alan İsrail hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (AFP)

İsrail Kanal 12 televizyonu, İsrail Hava Kuvvetleri'nin dün akşam Gazze şehrine, özellikle de şehrin kuzeybatı kesimine saldırılar düzenlediğini bildirdi.

Kanalın verdiği bilgiye göre, 300 binden fazla Gazze sakini şehri terk etti. Kanal, bir güvenlik kaynağının “Şimdiye kadar bölgeden ayrılan Gazzelilerin sayısı, Gazze şehri içinde operasyonun başlamasına olanak tanıyor” dediğini aktardı.

Filistinli sağlık kaynakları dün akşam, şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden İsrail hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısının 62'ye yükseldiğini, bunların çoğunun Gazze şehrinde olduğunu duyurdu.

İsrail ordusu, şehirdeki en yüksek kulelerden biri olan ve 20 kattan oluşan, yüzlerce ailenin yanı sıra medya kuruluşları, medya yapım şirketleri ve ticari kurumların da bulunduğu Burc el-Gafri de dahil olmak üzere bir dizi yüksek katlı binayı yıkan çok sayıda saldırı düzenledi.

Trump Hamas'ı uyardı

Diğer yandan ABD Başkanı, Hamas'ı İsrailli rehineleri ‘canlı kalkan’ olarak kullanmaması konusunda uyardı. Trump dün Truth Social platformu üzerinden yaptığı paylaşımda şöyle dedi: “Hamas'ın rehineleri İsrail'in kara saldırısına karşı canlı kalkan olarak kullanmak için bölgeden uzaklaştırdığına dair bir haber okudum. Umarım Hamas liderleri böyle bir şey yaparlarsa neyle karşı karşıya kalacaklarını anlarlar. Bu, daha önce çok az kişinin tanık olduğu bir insani zulüm. Bunun olmasına izin vermeyin, yoksa her şey biter. Tüm rehineleri hemen serbest bırakın!”

ı8
İsrail hava saldırıları sonucu yıkılan Burc el-Gafri'nin enkazı yakınında toplanan Filistinliler (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı dün, Amerika'nın İsrail'in Gazze'deki hedeflerine ulaşması için sarsılmaz desteğini sürdüreceğini taahhüt ederek, Hamas'ın ortadan kaldırılması çağrısında bulundu.

Rubio, Başbakan Binyamin Netanyahu ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Gazze halkı daha iyi bir geleceği hak ediyor, ancak Hamas ortadan kaldırılmadan bu gelecek başlayamaz. Bunu başarmak için sarsılmaz desteğimize ve taahhüdümüze güvenebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, Rubio'nun ziyaretini ABD'nin İsrail'e desteğini teyit eden ‘açık bir mesaj’ olarak nitelendirerek, Beyaz Saray'da ‘İsrail'in şimdiye kadar sahip olduğu en büyük dost’ olarak tanımladığı Başkan Trump'ı övdü.

Rubio daha önce, Filistin devletinin kurulma olasılığını engellemek için hükümetinin Batı Şeria'nın bazı bölgelerini ilhak etme planlarının yanı sıra, İsrail'in Gazze şehrini kontrol altına alma planlarını Netanyahu ile görüşme niyetini bildirmişti. Rubio ayrıca, Trump'ın, 7 Ekim 2023'te kaçırılan rehinelerin geri dönmesi ve Hamas'ın oluşturduğu tehdidin sona ermesi ile Gazze savaşının ‘bitmesini’ istediğini vurguladı.

İspanya, İsrail’den füze rampaları satın alma sözleşmesini iptal etti

AFP'nin ulaştığı resmî belgelere göre İspanya hükümeti, geçtiğimiz hafta İsrail ile silah ticaretini yasaklayacağını onayladıktan sonra, İsrail’den füze rampaları satın almak için imzalanan yaklaşık 700 milyon euro değerindeki sözleşmeyi iptal etti.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) tarafından yayınlanan Askeri Denge raporuna göre, İspanyol şirketlerinden oluşan bir konsorsiyuma verilen sözleşme, İsrailli Elbit Systems grubuna ait PULS sisteminden geliştirilen 12 adet Yüksek Hareket Kabiliyetli Topçu Roket Sistemi satın alınmasını öngörüyordu.

Yerel basın ve İsrail gazetesi Haaretz'in iptal haberini yayınlamasının ardından, 9 Eylül tarihli bir belgeyle İspanya'nın resmi kamu ihaleleri platformunda resmi olarak duyuruldu.

Bundan bir gün önce Başbakan Pedro Sanchez, İsrail ile silah sözleşmelerinin fiili olarak yasaklanmasının ‘yasal olarak güçlendirilmesi’ de dahil olmak üzere, ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırımı sona erdirmek’ amacıyla yeni önlemler açıkladı.

Aynı platformda yayınlanan belgelere göre, bir İsrail şirketinin lisansı altında İspanya'da üretilecek 168 adet tanksavar füze rampasının satın alınmasına ilişkin başka bir sözleşme de resmi olarak iptal edildi. Bu son sözleşmenin değeri 287,5 milyon euro idi. Medya kuruluşları, sözleşmenin geçtiğimiz haziran ayında iptal edildiğini bildirmişti.

La Vanguardia gazetesi, İspanyol hükümetinin silahlı kuvvetlerinde bulunan İsrail silah ve teknolojisini elden çıkarmak için bir plan geliştirdiğini ve bu planı şu anda uyguladığını yazdı. İspanya Savunma Bakanlığı, konuyla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi.