Fas ile Fransa arasındaki buzlar eriyor mu?

Fransa Dışişleri Bakanı Colonna, Macron'un ziyaretine hazırlık için Rabat'a gidecek.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kasım 2018'de Rabat'a gerçekleştirdiği ziyarette Fas Kralı 6.Muhammed ile bir araya geldi. (Reuters)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kasım 2018'de Rabat'a gerçekleştirdiği ziyarette Fas Kralı 6.Muhammed ile bir araya geldi. (Reuters)
TT

Fas ile Fransa arasındaki buzlar eriyor mu?

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kasım 2018'de Rabat'a gerçekleştirdiği ziyarette Fas Kralı 6.Muhammed ile bir araya geldi. (Reuters)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kasım 2018'de Rabat'a gerçekleştirdiği ziyarette Fas Kralı 6.Muhammed ile bir araya geldi. (Reuters)

Fransa Dışişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanı Catherine Colonna’nın zorlu vize konusunu görüşmek ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un önümüzdeki ayın ortasında yapılması planlanan ziyareti için program taslağı hazırlamak üzere 15 ve 16 Aralık tarihlerinde Rabat'a gideceğini duyurdu.
AFP’nin haberine göre Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, "Bakan önümüzdeki perşembe akşamı Rabat’a gidecek ve ertesi gün de Faslı mevkidaşı Nasır Burita ile bir görüşme yapacak" dedi. Tarafların ‘ikili ilişkileri tüm yönleriyle ele alacağını’ belirten Sözcü, özellikle vize dosyasının gündemde olacağı bilgisini verdi. İki bakan arasındaki görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlenmesinin beklendiğini de sözlerine ekledi.
Gözlemciler bu ziyaretin, özellikle Fas, ABD ve İsrail arasında 10 Aralık 2020'de imzalanan üçlü anlaşmanın ardından, Rabat- Paris hattında aylarca süren sessiz diplomatik krizi sona erdireceğini umuyor. Söz konusu anlaşma ile Washington, Fas'ın İsrail'le diplomatik ilişkiler kurması karşılığında Sahra’nın Fas’a ait olduğunu tanımıştı. Bu, Paris'i şaşırtan ve resmi olarak açıklanana kadar bundan haberinin olmadığı bir anlaşmaydı. Bu anlaşma Paris yönetiminde tepkiye neden olmuştu.
Fransa-Fas ilişkilerinde gerilime neden olan tek başlık Sahra dosyası değil. Fransa'nın ülkeyi ziyaret etmek isteyen Fas vatandaşlarının sayısını azalttığı vize sorunu da var. Rabat, Fransız topraklarında yasa dışı olarak ikamet eden Faslı göçmenleri geri almayı reddetti. Fransız Sözcü, bakanın ziyareti sırasında Sahra konusunun görüşülüp görüşülmeyeceğine dair ise bilgi vermedi.
Paris'in Eylül 2021'de Fas Krallığı'nın Fransa'da yasa dışı olarak ikamet eden vatandaşlarını kabul etme konusundaki isteksizliğini gerekçe göstererek Faslılara verilen giriş vizelerini yarıya indirmeye karar verdiği biliniyor. Bu, Rabat'ın ‘haksız’ olarak nitelendirdiği bir önlem. Sivil toplum kuruluşları bu durumu ‘aşağılayıcı’ olarak değerlendirirken Fransız-Faslı çevreler tarafından ‘başarısızlık’ olarak nitelendirildi. Bu durum, iki ülke ilişkilerinde son bir yıldır devam eden ciddi bir gerginliğe yol açtı.
Rabat, Fas-ABD-İsrail üçlü anlaşmasının imzalanmasından bu yana çatışmada her zaman Fas'ı destekleyen Fransa'yı İspanya'nın yaptığı gibi ‘Fas'ın Sahra üzerindeki egemenliğindeki’ rolünü tanımaya çağırıyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin sakinleştiğinin bir göstergesi olarak, pozisyonun birkaç ay boş kalmasından sonra Christophe Lecourtier Fransa'nın yeni Fas Büyükelçisi olarak atandı. Paris'teki Fas Büyükelçisi’nin pozisyonu Muhammed Benchaaboun'un ‘6. Muhammed Yatırım Fonu Başkanı olarak atanmasından bu yana boş durumda.
Business France yöneticiliği de yapan ekonomist, diplomat Lecoutier, 2014 - 2017 yılları arasında eski Fransa'nın Avustralya Büyükelçiliği görevini yürüttü. Maliye Bakanlığı Hazine Genel Müdürlüğü Genel Sekreteri olarak da görev yaptı.
Özellikle Macron, Cezayir'e yaptığı resmi ziyaretten dönüşünde, geçen ekim ayının sonunda Fransa'nın Le Touquet Belediyesi’nde düzenlenen bir müzik festivalinde Fas'ı ziyaret etme niyetini açıkladıktan sonra, Fas-Fransa ilişkileri belirgin bir bozulmaya sahne oldu. Fransa Cumhurbaşkanı'nın yaklaşan bu ziyareti duyurma şekli hakkında yorum yapmayan Fas diplomasisi, bundan memnun olmadı.
İki ülke arasındaki sessiz kriz, Kral 6. Muhammed ile Cumhurbaşkanı Macron arasında geçen 1 Kasım’da gerçekleşen bir telefon görüşmesine kadar devam etti. Bazı gözlemcileri ve siyasi analistler, söz konusu telefon görüşmesinin Rabat ile Paris arasındaki buzları çözmede başarılı olduğuna ve Macron'un gelecekte Fas'a yapacağı bir ziyaretin yolunu açtığına yönelik görüşlerini dile getirdi.



Filistinli yetkili, Uluslararası Adalet Divanı önünde konuştu: İsrail yardımları engellemeyi ‘savaş silahı’ olarak kullanıyor

TT

Filistinli yetkili, Uluslararası Adalet Divanı önünde konuştu: İsrail yardımları engellemeyi ‘savaş silahı’ olarak kullanıyor

Filistinli yetkili, Uluslararası Adalet Divanı önünde konuştu: İsrail yardımları engellemeyi ‘savaş silahı’ olarak kullanıyor

Üst düzey bir Filistinli yetkili bugün Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere insani yardım erişimini engellemeyi bir ‘savaş silahı’ olarak kullandığını söyledi.

Filistinli yetkili Ammar Hicazi, İsrail'in insani yükümlülüklerine ilişkin bir hafta sürecek duruşmalar başlarken yargıçlara “Bir açlık operasyonuyla karşı karşıyayız. İnsani yardım bir savaş silahı olarak kullanılıyor” dedi.

dfgthy
Filistinli yetkili Ammar Hicazi (sağda) Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) bir duruşmaya katıldı. (EPA)

Hicazi, “Gazze Şeridi'nde Birleşmiş Milletler (BM) destekli tüm fırınlar kapılarını kapatmak zorunda kaldı. Her on Filistinliden dokuzu güvenli içme suyuna erişemiyor. BM ve diğer uluslararası kuruluşların depoları boş” ifadelerini kullandı.

‘Sistematik zulüm’

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Filistinlilere yönelik insani yükümlülüklerine ilişkin duruşmaların ülkesine yönelik ‘sistematik zulmün’ parçası olduğunu söyledi.

Saar yaptığı basın açıklamasında, “Bu dava, İsrail'i gayri meşrulaştırmak ve zayıflatmak için yapılan sistematik bir zulmün parçasıdır. Mahkemede olması gereken İsrail değil, BM ve UNRWA'dır” diyerek Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na atıfta bulundu.

İsrail duruşmalara katılmıyor, ancak müttefiki ABD çarşamba günü katılacak.

UAD bugün, savaştan zarar gören Gazze Şeridi'ne yönelik yardıma tam bir abluka uyguladıktan 50 günden fazla bir süre sonra İsrail'in Filistinlilere karşı insani yükümlülükleri üzerine bir haftalık duruşmalar başlattı.

dfvgrthy
Uluslararası Adalet Divanı (UAD) heyeti, mahkemenin İsrail'in insani yükümlülüklerine ilişkin bir hafta sürmesi planlanan duruşmalarının ilkinde (EPA)

Lahey’deki BM temsilcileri, BM'nin en yüksek mahkemesi olan UAD’da beş gün sürecek maratona saat 10:00'da 15 yargıçtan oluşan bir heyet önünde başladı. Filistin devleti günün büyük bir bölümünde argümanlarını sunacak olan ilk ülke olacak.

Bu hafta, aralarında ABD, Çin, Fransa, Rusya ve Suudi Arabistan'ın yanı sıra Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Afrika Birliği'nin (AfB) de bulunduğu 38 ülke daha görüşlerini sunacak.

Geçtiğimiz aralık ayında BM Genel Kurulu, Norveç tarafından desteklenen ve UAD'dan tavsiye niteliğinde bir görüş bildirmesini isteyen kararı ezici bir çoğunlukla kabul etti.

Kararda UAD'dan İsrail'in BM'nin, kurumlarının, uluslararası örgütlerin ya da üçüncü devletlerin varlığı karşısında ‘Filistinli sivil nüfusun hayatta kalması için gerekli olan acil yardımların engelsiz bir şekilde ulaştırılmasını ve kolaylaştırılmasını sağlamak için’ ne yapması gerektiğine açıklık getirmesi isteniyor.

İsrail, eşi benzeri görülmemiş bir insani kriz yaşayan Gazze Şeridi'ndeki 2,4 milyon Filistinli için hayati önem taşıyan tüm uluslararası yardım akışını kontrol ediyor. İsrail bu yardımı 2 Mart'ta, 15 ay süren kesintisiz çatışmaların ardından kırılgan bir ateşkesin çökmesinden sadece günler önce kesti.

dsfgth
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yiyecek almak için sıraya giren yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini cuma günü yaptığı açıklamada, ‘siyasi amaçlı kıtlığı’ kınadı.

BM'ye göre iki aylık ateşkesin sona ermesinden bu yana yaklaşık 500 bin Filistinli yerinden edildi.

İsrail'in 18 Mart'ta hava ve kara saldırılarına yeniden başlaması, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasıyla tetiklenen savaşın başlangıcından bu yana BM'nin Gazze Şeridi'nde ‘belki de en kötü’ insani kriz olarak nitelendirdiği duruma yol açtı.

Hayal kırıklığı

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, 7 Ekim saldırısında İsrail tarafında çoğu sivil bin 218 kişi öldü.

BM'nin güvenilir bulduğu Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı rakamlarına göre o tarihten bu yana İsrail askeri misillemeleri Gazze Şeridi'nde çoğu sivil en az 52 bin 243 kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. 18 Mart'tan bu yana ise en az 2 bin 111 Filistinli yaşamını yitirdi.

İsrailli yetkililer, Hamas'ı Gazze Şeridi'nde halen tutulan 58 esiri serbest bırakmaya zorlamanın tek yolunun askeri baskı olduğunu söylüyor.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırıların yol açtığı yıkımdan (AFP)

UAD'ın tavsiye niteliğindeki görüşlerinin yasal bağlayıcılığı yok, ancak bu tavsiye niteliğindeki görüş İsrail üzerindeki diplomatik baskıyı arttırabilir.

Ocak 2024'te UAD, İsrail'i olası bir soykırım eylemini önlemeye ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişine izin vermeye çağırdı. Mart 2024'te, İbrani devletini soykırımla suçlayan Güney Afrika'nın talebi üzerine mahkeme, Filistin bölgesindeki yaygın ‘kıtlıkla’ başa çıkmak için İsrail'in yeni önlemler alması çağrısında bulundu.

Cenevre'deki Graduate Institute'de doktora öğrencisi olan Haris Horimajic, “Çatışmaya dahil olan taraflar uluslararası hukuka saygı gösterme konusunda çok az kararlılık gösterdiler. Danışma görüşü talebi, Gazze Şeridi'ndeki feci durumun ele alınması için anlamlı bir diyalog kurulamamasından duyulan yaygın hayal kırıklığını yansıtıyor” dedi.

Geçtiğimiz temmuz ayında UAD İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalini ‘yasadışı’ ilan eden ve mümkün olan en kısa sürede sona erdirilmesi çağrısında bulunan bir tavsiye kararı yayınladı.