Darbe döneminde Sana: Açlık, sefalet ve keskin soğuk

Sana’nın güneyinde yerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta Yemenli bir kadın kıyafetlerini asıyor (EPA)
Sana’nın güneyinde yerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta Yemenli bir kadın kıyafetlerini asıyor (EPA)
TT

Darbe döneminde Sana: Açlık, sefalet ve keskin soğuk

Sana’nın güneyinde yerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta Yemenli bir kadın kıyafetlerini asıyor (EPA)
Sana’nın güneyinde yerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta Yemenli bir kadın kıyafetlerini asıyor (EPA)

Küçük kız Nura ve annesi, soğuk Sana gecelerini terk edilmiş binalarda ya da konutlar arasında binadan binaya taşınarak geçiriyor. Tek istedikleri ise bir akşam yemeği ve soğuktan korunmak için bir battaniye bulmak, zira uluslararası ve insani yardım kuruluşları tarafından sağlanan yardımların yüzde 75’i Husi milislerin kontrolündeki bölgelere gidiyor olsa da geçimlerini sağlayacak kimseleri yok ve durumları ev kiralamalarına izin vermiyor.  
Çok sayıda dilenci gruplarının, sokak kavşakları, restoran veya yiyecek dükkanlarının girişleri başta olmak üzere işgal altındaki başkentin sokaklarına yayılmasıyla birlikte, akşam geç saatlerde yoldan geçen kişiler, kaldırımlarda uyuyan birçok fakir erkek, kadın ve çocukla karşılaşıyor. Kışın gelmesine ve sıcaklığın yaklaşık 3 dereceye düşmesine rağmen, bu insanların sığınacak bir yerleri bulunmuyor. Sokakta yürüyen bir kişi, şairler tarafından yaşam tarzı ve güzelliği övülen bu şehrin nasıl bir sefalet ve yoksulluk yuvasına dönüştüğüne de tanık oluyor.
Küçük Nura ve annesi, şehrin sakinlerinden yardım istedi.  Annesi, kızının bir geceyi sıcak bir yerde geçirip akşam yemeği yemesini dilediğini söylerken, “Barınacak yerimiz yok ve geceleri binalardan birinin girişine sığınıyoruz” ifadelerini de sözlerine ekledi.
Çektiği sıkıntılardan bitkin düşen kadın, çocuğuyla birlikte erken kalkıp günü geçim arayışıyla geçirdiklerini ancak kışın başlamasıyla birlikte bu ıstırabın daha da arttığını anlattı.
Husi milislerinin, tüccar veya derneklere yönelik tüm hayır faaliyetlerini engellemelerine ve dağıtılacak her türlü yardımın dağıtımı için mezhepsel vizyonlarına göre dağıtılmasını şart koşmasına rağmen, gençlik grupları battaniye toplayıp en fakir ve en muhtaç ailelere dağıtmak için medyadan uzakta çalışmaya devam ediyor. Bazıları da kullanılmış kıyafetleri toplayıp çocuklara ve yaşlılara dağıtıyor. Bazı aileler ise, Sana’da sıcaklık sıfırın altına düşerken aşırı soğuğa göğüs geren çocukların ihtiyaçlarını karşılamak için kıyafet değiş tokuşu yöntemine sığınıyor.
6 yıldır maaşı kesilmiş olan Ümmü Layal isimli öğretmene göre, arkadaşlarının, aileler arasında büyük çocukların eski kıyafetleri küçük çocuklara verilerek kıyafet değiş tokuşu yaparak kış mevsimi ve yeni kıyafet alamama sorunun üstesinden gelmek üzere bir fikir bulduğunu belirtti. Bu fikrin diğer meslektaşları ve arkadaşları arasında yayıldığını anlattı. Arkadaşlarının kullanılmış kıyafetleri yıkayıp değiş tokuş etmek için çalıştığını söyledi.
Yemenli bir yetkilinin Şarku’l Avsat’a belirttiğine göre, Dünya Gıda Programı (WFP), Husi milisler tarafından kontrol edilen bölgelerde bir milyon ek yararlanıcının bulunduğunu onayladı. Bu sayının, devlet kontrolündeki bölgelerdeki yararlanıcıların listesinden düştüğünü belirtildi. Bunun sonucunda, gıda yardımı dağıtım oranını milis kontrolündeki bölgelerde yüzde 75’e, hükümet kontrolündeki bölgelerde ise yaklaşık yüzde 25’e çıktı. Yetkili, devlet kontrolündeki bölgelerde yerinden edilmiş tüm kişiler için düzenlenen bir elektronik kayıt projesi olduğunu ve bunun, yılın başında on binlerce yararlanıcının yardımsız kalmasına neden olan hatalarının üstesinden gelmeye yardımcı olmasının beklendiğini belirtti.
Yerinden edilmiş insanların kaldığı kamplarda da durum farklı değil. Zira on binlerce aile çadırlarda ya da kumaş ya da metal parçalardan yapılmış evlerde yaşıyor. Diğer yandan BM, yeterli battaniye veya ısınma aracı olmayan 54 bin aile olduğuna yönelik uyarıda bulunuyor.
Yerinden Edilmiş Kişiler Kamplarının Yönetimi Yürütme Birimi, Marib’deki yerinden edilmiş insanların şiddetli yağmurlara, soğuğa ve diğer tehlikelere karşı savunmasız olan kamplarda yaşadıklarını, bazı kuruluşlardan ve bazı girişimlerden aldıkları yardımlardan başka gelir kaynaklarının olmadığını söylüyor.
Bu koşullar, Dünya Gıda Programı’nın (WFP) Ekim’den Aralık’a kadar olan dönem için Yemen’deki Entegre Gıda Güvenliği Faz Sınıflandırılması’nın (IPC) öngörülerini doğruladığı bir zamanda yaşanıyor. IPC bu yılın ilk yarısında olduğu gibi yüksek gıda güvensizliği seviyelerine dikkat çekiyor.
Çocukları Kurtarın Vakfı, Yemen’de 2021 yılında çocuklara karşı kaydedilen ihlaller açısından çatışmalardan en kötü etkilenen 10 ülke listesinin başında yer aldığını, buna rağmen Ukrayna’ya kıyasla medyada yalnızca yüzde 2,3 oranında yer aldığını belirtti.
Çocukları Kurtarın Vakfı’na göre, listedeki sıralama ihlallerin sayısına, çatışmanın yoğunluğuna, etkilenen çocukların yüzdesi ve sayısındaki artışa ve bunun çatışmayla bağlantısına dayanıyor. Son bir yılda çatışma bölgelerinde yaşayan çocukların yarısından fazlası yani yaklaşık 230 milyon çocuk, çatışmaların en ölümcül olduğu ülkelerde yaşıyor ve bu da bir önceki yıla göre yüzde 9’luk bir artışı gösteriyor.



Naim Kasım: İran'ın her türlü destekle yanındayız

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)
TT

Naim Kasım: İran'ın her türlü destekle yanındayız

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv- Reuters)

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Naim Kasım dün yaptığı açıklamada, grubunun bir tarafta İran, diğer tarafta İsrail ve ABD arasındaki çatışmada “tarafsız olmadığını” söyledi.

Naim yaptığı açıklamada, “Bu nedenle İran'ın, liderliğinin ve halkının yanında olduğumuzu ifade ediyor ve bu acımasız İsrail-Amerikan saldırganlığı karşısında uygun gördüğümüz şekilde hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Naim şöyle devam etti: "İsrail'in son günlerdeki saldırganlığı bu halkın direncini ve tüm baskılara meydan okuduğunu kanıtlamıştır. Ayrıca İsrail'in acizliğini, ağır kayıplarını ve saldırganlığında Amerika'nın desteğini aramaya yönelik çaresizliğini de gösterdi. Ancak bu, bizi İran'ın yanında durma ve bu kibir ve zorbalığa son verilmesine katkıda bulunacak her türlü desteği verme sorumluluğumuzdan kurtarmaz."

Kasım, “Amerika bölgeyi kaos ve istikrarsızlığa, dünyayı da açık krizlere sürüklüyor” diyerek, “İran'ın kendini savunma hakkı vardır ve bölge halkları ile dünyanın özgür insanlarının büyük lider ve İran'la aynı siperde olma hakkı vardır” dedi.

Hizbullah'ın İran lideri Ali Hamaney'in “yaklaşımına” bağlı kalması, Lübnanlıların, Tahran'ın istemesi halinde Hizbullah'ın İsrail ile İran arasında devam eden savaşa katılacağı yönündeki korkularını tazeledi. Lübnan'da resmi düzeyde bu hipotezi çevreleyen belirsizlik ve askeri analistlerin Hizbullah'ın böyle bir savaşa girebilecek askeri kapasitesi konusundaki kuşkuları göz önünde bulundurulduğunda, Hizbullah'ın İsrail ile İran arasında devam etmekte olan savaşa müdahil olacağına dair endişelerini artırıyor.