WHO: İnsan vücudunda antibiyotiklere karşı artan bakteri direnci, ölüm riskini artırıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

WHO: İnsan vücudunda antibiyotiklere karşı artan bakteri direnci, ölüm riskini artırıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), insan vücudundaki bakterilerin enfeksiyon durumlarında antibiyotiklere karşı direncini artırdığını ve bu artışın ölüm riskini doğurduğunu açıkladı.
Örgütün yayımladığı Küresel Antimikrobiyal Direnç ve Gözetim Kullanma Sistemi Raporu'nda, antimikrobiyal direnç analizlerine dair veriler paylaşıldı.
87 ülkede 2020 yılında yaşanan enfeksiyon vakalarının incelendiği raporda, kan dolaşımı enfeksiyonuna sebep olan Klebsiella zatürresi ve Acinetobacter bakterisinin antibiyotiklere karşı yüzde 50 oranında direnç gösterdiği belirtildi.
Kan dolaşımı enfeksiyonlarının yüzde 8'ine Klebsiella direncinin sebep olduğu ve bu direncin enfeksiyonların tedavisinde kullanılan karbapenem bakterisine direnç göstererek ölüm riskini artırdığı bildirildi.
Koli basili ve Salmonelloz bakterilerinin direncinin yol açtığı kan dolaşımı enfeksiyonları ile bel soğukluğu enfeksiyonlarının 2017'ye kıyasla yüzde 15 arttığı kaydedildi.

"Milyonlarca kişinin hayatını tehlikeye atmaktadır"
Raporda görüşlerine yer verilen WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "Antimikrobiyal dirençteki artış, modern tıbbın etkisini azaltmakta ve milyonlarca kişinin hayatını tehlikeye atmaktadır" ifadesini kullandı.
Ghebreyesus, bu küresel tehdidin boyutunu anlamak için dünya genelinde mikrobiyoloji testi kapasitesinin artırılmasına ve niteliksel verilerin tüm ülkelerce paylaşılması gerektiğine işaret etti.



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience