Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar: Rus heyeti Türkiye’nin operasyondan vazgeçmesi karşılığında SDG’nin Menbiç ve Ayn el-Arab’dan çekilmesini teklif etti

Türkiye destekli Suriyeli bir grubun savaşçısı Halep’in kuzey kırsalındaki Mara beldesi yakınındaki Suriye Demokratik Güçleri mevzilerine ateş açıyor (6 Aralık – AFP)
Türkiye destekli Suriyeli bir grubun savaşçısı Halep’in kuzey kırsalındaki Mara beldesi yakınındaki Suriye Demokratik Güçleri mevzilerine ateş açıyor (6 Aralık – AFP)
TT

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar: Rus heyeti Türkiye’nin operasyondan vazgeçmesi karşılığında SDG’nin Menbiç ve Ayn el-Arab’dan çekilmesini teklif etti

Türkiye destekli Suriyeli bir grubun savaşçısı Halep’in kuzey kırsalındaki Mara beldesi yakınındaki Suriye Demokratik Güçleri mevzilerine ateş açıyor (6 Aralık – AFP)
Türkiye destekli Suriyeli bir grubun savaşçısı Halep’in kuzey kırsalındaki Mara beldesi yakınındaki Suriye Demokratik Güçleri mevzilerine ateş açıyor (6 Aralık – AFP)

İstanbul’da Cuma günü sona eren Türkiye-Rusya istişare görüşmeleri hakkında bilgi sahibi kaynaklar, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin başkanlığındaki Rus heyetin Ankara’nın Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirme sinyali verdiği askeri operasyonu engellemek amacıyla Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığındaki Türk heyetine bir teklif sunduğunu iddia etti. Bu sırada Türk tarafı terörle mücadele ve güvenlik konularında Suriye rejimi ile birlikte çalışmaya hazır olduklarını bir kez daha yineledi.
Kaynakların aktardığına göre, Rus heyeti, Türk heyetine Menbiç ve Ayn el-Arab’daki (Kobani) Suriye Demokratik Güçleri (SDG) unsurları ile silahların çıkarılmasını ve geriye sadece SDG’ye bağlı Güvenlik Güçleri (Asayiş) unsurlarının kalmasını, bu unsurların da Suriye rejim güçlerine bağlı güvenlik kuvvetlerine entegre edilmesini teklif etti. Bu teklif, Türkiye’yi Menbiç, Ayn el-Arab ve Tel Rıfat’ta düzenleyeceğini ilan ettiği kara harekatından vazgeçirmeyi amaçlıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklara göre, Rus heyeti istişare ve görüşmeler sırasında, SDG ile son iki hafta içinde Suriye’nin kuzeyinde yaptığı toplantılarda SDG’nin söz konusu geri çekilme teklifini, Türkiye’nin Menbiç ve Ayn el-Arab’a saldırmaması şartıyla kabul ettiğini belirtti.
Kaynaklar, Türk tarafının Rus heyetinin teklifine onay vermediğini, teklifi incelemek için süre talep ettiğini ve ayrıca SDG’nin Menbiç, Tel Rıfat, Ayn el-Arab’dan çekilmesi ve Türkiye’nin güney sınırları boyunca 30 kilometre derinliğindeki güvenli bölgeden uzaklaşması talebine bağlı olduğunu vurguladığını bildirdi. 22 Ekim 2019’da Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki SDG mevzilerine yönelik operasyonunun durdurulması ve ateşkesin sağlanması amacıyla Ankara ve Moskova’nın Soçi’de imzaladıkları mutabakat muhtırasında, 30 kilometre derinliğinde güvenli bölgenin oluşturulması konusunda anlaşmaya varılmıştı.
Kaynaklar, Türkiye’nin askeri operasyon seçeneğini göz ardı etmediğine, bununla ilgili tüm hazırlıkları tamamladığına fakat Rus tarafı ve aynı şekilde ABD tarafıyla süren istişarelere zaman tanıdığına dikkati çekti. Nitekim ABD, Türkiye’nin herhangi yeni bir askeri operasyon düzenlemesine karşı çıkıyor.
Rusya’nın, Türkiye ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimi arasında yakınlaşma sağlama çabalarına değinen kaynaklar, Rus ve Türk heyetlerinin İstanbul’da iki gün süren toplantılarda bu konuyu da ele aldıklarını belirterek, Türk heyetinin bu hususta Şam ile görüşmelerin düzeyinin istihbarat servisleri düzetinin ilerisine taşınmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığını, Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumaya çalıştığını fakat aynı zamanda rejimin Suriye toprakları içinden gelen tehditleri engelleyebilecek güce sahip olduğundan emin olmak istediğini dile getirdiğini aktardı.

Hükümet: Türkiye ve Esed rejimi işbirliği yapabilir
Türk-Rus müzakereleriyle eşzamanlı olarak, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Sözcüsü Ömer Çelik, ülkesinin terör tehditleriyle mücadele konusunda Esed rejimiyle iş birliği yapabileceğini söyledi. Perşembe akşamı gazetecilerle bir araya gelen Çelik, Türkiye’ye yönelik tehditlerin ortadan kaldırılması ve aynı zamanda Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması için Türkiye ve Esed rejiminin iş birliği yapabileceğini söyledi. Bu tür bir iş birliğinin etkili sonuçlar ortaya çıkaracağını kaydeden Çelik, “Görüşmeler istihbarat teşkilatlarınca sürüyor. Bu olgunlaştırılır, siyasi ajanda çerçevesinde görüşülür. En sonda da en yüksek düzeyde görüşme olabileceğini Cumhurbaşkanımız da belirtmişti. Suriye, terör örgütü tehdidi altında. Batılı ülkelerle ticaret bağlantılı, Suriye içinde birden çok terör örgütü ciddi şekilde yerleşmeye başlamıştı. Bu, Suriye’nin toprak bütünlüğüne tehdit. Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyacağız. Türkiye hep barışa destek verdi. Burada diyalog olması lazım. Bunun devamında da toprak bütünlüğünün korunması ve terörle mücadele için etkili sonuçlar ortaya çıkacak kuşkusuz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha önceki bir konuşmasında, ülkesinin Suriye ile işleri yoluna koyabileceğini belirterek, “Siyasette ebedi olarak dargınlık, kırgınlık, küslük olmaz. Vakti, zamanı geldiği anda oturur, değerlendirir, ona göre de bir yenilemeyi yapabilirsiniz” ifadelerini kullanmıştı.
Öte yandan, Türk askeri güçleri ve desteklediği Suriyeli gruplar ile SDG’nin kontrolündeki bölgelere düşen birkaç top mermisi dışarda tutulursa, Suriye’nin kuzeydoğu bölgelerinde göreli bir sükûnet hali hakim.
Türk güçleri Cuma günü Halep kırsalındaki Binah ve Meyase köyleri yakınında bulunan SDG mevzilerini topçu atışlarıyla bombalamıştı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre bu bombardımanın dışında Perşembe gecesinden bu yana bölgede sükûnet hakim. Rejim güçleri ülkenin orta kesimindeki şehirlerden Halep vilayeti istikametinde SDG’ye bağlı Menbiç Askeri Konseyi ile olan temas hatlarının bulunduğu bölgelere 40 tank, personel taşıyıcı araç, lojistik malzeme ve obüslerin yer aldığı bir askeri takviye gerçekleştirdi.
SOHR, Türkiye’nin Pençe Kılıç Harekatı’nı başlattığı ve SDG’ye kara operasyonu düzenleme mesajı verdiği 19 Kasım’dan bu yana bölgede konuşlu rejim askerlerinin sayısının yaklaşık bin 500’e ulaştığını belirtti.



İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
TT

İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)

İsrail, sahada gerilimin arttığı ya da Filistin Yönetimi'nin çeşitli siyasi kazanımlar elde etmeye çalıştığı dönemlerde yıllardır sürdürdüğü bir politikanın parçası olarak Filistinli yetkililerin iç ve dış hareketlerini kısıtlamaya geri döndü.

Gazze savaşının başlamasından bu yana İsrail bu yaklaşımını yoğunlaştırdı. İsrail makamları dün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'daki Ramallah ve Nablus vilayetlerinde bir dizi kasaba ve köyü ziyaret etmesini engelledi.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.

Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.

Abbas'ın seyahatinin engellenmesi

Geçtiğimiz günlerde İsrail, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Suriye'ye yapacağı ziyarete hazırlık amacıyla Ürdün'e gitmesini de engellemeye çalıştı. Ancak yoğun çabaların ve çeşitli tarafların temaslarının ardından Abbas, İsrail'in oyalamasının ardından Ürdün'e karayoluyla gitmek zorunda kaldı.

y6jukı
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Bazı yetkililer son dakikaya kadar ve birden fazla kez Abbas'ın hava yoluyla seyahat edeceğini teyit etmeye çalıştı, ancak sonunda yıllardır nadiren gerçekleşen bir şey olarak Abbas karayoluyla gitti.

İsrail'in bu kısıtlamasının, Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye'yi ziyaret etme ve İsrail'in halen ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ülkesinin topraklarına saldırdığı Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera ile görüşme niyetinden mi yoksa Filistin'in ‘iki devletli çözüm’ çerçevesinde bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması için başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ve Suudi Arabistan'la koordinasyon içinde hareket etmesinden mi kaynaklandığı bilinmiyor.

Elbette bu tutum İsrail hükümetini ve Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kızdırdı ve Fransa'nın çabalarına ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına saldıran açıklamalar yapmasına neden oldu.

Sessiz kalmak

Filistin hükümeti Mustafa'nın Batı Şeria'daki bazı kasabaları ziyaret etmesinin engellenmesi konusunda sessiz kalırken, Filistin Devlet Başkanlığı da Suriye ziyareti öncesinde Başkan Abbas'a karşı İsrail tarafından yapılan girişimler konusunda sessiz kaldı.

dfrgthy
İsrail askerleri askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarında (İsrail ordusu)

İsrail'de hiçbir resmi kurum İsrail'in attığı bu adımlar hakkında yorum yapmazken, bazı medya kuruluşları Netanyahu hükümetinden resmi bir yorum almaksızın Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye ziyaretini engelleme girişimlerini haber yaptı.

Gözlemciler, Filistinli yetkililerin hareketlerine getirilen bu kısıtlamanın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria şehirlerine uyguladığı siyasi ve fiziki kuşatma çerçevesinde gerçekleştiğini düşünüyor.

Geçtiğimiz birkaç ay içinde Batı Şeria bir dizi yoğun askeri operasyona maruz kaldı. İsrail ordusu gece gündüz baskınlar düzenliyor, daha fazla kontrol noktası kuruyor, bölge sakinlerine yaptırımlar uyguluyor ve bir bölgeden diğerine veya bir vilayetten diğerine hareketlerini kısıtlıyor. İsrail polisi çeşitli yollarda konuşlanmış durumda ve Filistinlilere hiç de azımsanmayacak miktarlarda trafik cezaları uyguluyor.

Batı Şeria'nın coğrafi yapısının değiştirilmesi

İsrail askeri operasyonları üç aydır ağırlıklı olarak Cenin Mülteci Kampı’nda, aynı süre zarfında Tulkerim Mülteci Kampı’nda ve yaklaşık 70 gündür Tulkerim vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’nda yoğunlaştı. Bu operasyonlar, ‘silahlı terörizmin yuvası’ olarak tanımlanan bu kampların coğrafi yapısını değiştirmeye yönelik olarak evleri buldozerle yıkmayı ve yeni yollar inşa etmeyi içeriyor.

Söz konusu operasyonlar, yaklaşık 18 aydır acımasız bir savaşa maruz kalan Gazze Şeridi'nde yaşananların bir tekrarı olarak on binlerce Filistinlinin bu kamplardan göç etmesine neden oldu. Diğer vilayetlerdeki köyler, kasabalar ve kamplar da her gün daha fazla yerleşim karakolu kuran, yerleşim yolları inşa eden, Filistinli çiftçilere ait ekipmanlara el koyan ve onlara saldırarak aralarında çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalıyor.

DFRGTYH
Batı Şeria'nın El Halil kentinde Yahudi yerleşimine bakan bir tepede yürüyen Filistinli adam, 3 Nisan 2025. (AFP)

İsrailli yerleşimciler dün sabah Nablus'un doğusundaki Beyt Decen köyünde bir elektrik hattını uzatmak için çalışırken Filistinlilerin ekipmanlarına ve üç kamyona el koydu. Başka bir grup yerleşimci de Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde mahsulleri sulamak için kullanılan su pompalarını çaldı.

Filistinlilere göre yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların çoğu İsrail ordusunun koruması altında gerçekleştiriliyor. Bu durum, Tel Aviv'de yerleşimi ve yerleşimcileri teşvik eden Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanların yer aldığı aşırı sağcı hükümet altında bu tür saldırıları meşrulaştırarak İsrail'de açık ve net bir yaklaşım değişikliğine işaret ediyor.