Beyrut'ta Maskoon Korku Filmleri Festivali’nin altıncısı düzenlenecek

‘Hüzün Üçgeni’ festival açılış filminden bir kare
‘Hüzün Üçgeni’ festival açılış filminden bir kare
TT

Beyrut'ta Maskoon Korku Filmleri Festivali’nin altıncısı düzenlenecek

‘Hüzün Üçgeni’ festival açılış filminden bir kare
‘Hüzün Üçgeni’ festival açılış filminden bir kare

Maskoon Korku ve Fantastik Film Festivali'nin organizatörleri, Lübnan'ı içinde bulunduğu kabustan kendi yöntemleriyle çıkarmak istediler. Festivalin altıncı baskısının ışığı görmesi için aylarca çalıştılar, birçok zorlukla karşılaştılar.
Festivalin sanat yönetmeni Antoine Waked, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, çok çeşitli zorluklarla karşılaştıklarını söyledi. Yaptıklarını, bu etkinliği düzenleyenlerin Lübnan'ın kültürel çehresini korumak için yürüttüğü bir savaş olarak tanımlan Waked, “Belki de karşılaştığımız en büyük zorluk festivalin finansmanıydı. Bu, önceki beş festivalde zaten acısını çektiğimiz bir engel. Ancak bu yıl, ülkenin maruz kaldığı korkunç ekonomik krizin ışığında daha zordu. Ayrıca Lübnan'daki genel durumumuzun iyi olmaması bu tür projelere olumsuz yansıyor” şeklinde konuştu. Maskoon Korku ve Fantastik Film Festivali'nin organizatörleri sağlam bir iradeye sahipti. Kasvetli bir gerçekliğe teslim olmayı reddederek festival mekanını değiştirmemeye direndiler. Fakat daha küçük çaplı bir festival düzenlemeye karar verdiler. Uzun metrajlı 12 film yerine 6 film gösterime girecek. Bununla birlikte yayınlanacak kısa film sayısı aynı kalacak. Festivalde 10 kısa film gösterilmesi planlanıyor.
Maskoon Korku ve Fantastik Film Festivali, Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye kazanan İsveçli yönetmen Robin Ostlund'un ‘Hüzün Üçgeni’ filmiyle 12 Aralık'ta vizyona girecek. Bir tür kara komedi olan film çarpık çağdaş dünyanın çelişkilerini alaylı bir dille ele alıyor.
Waked, “Maskoon Korku ve Fantastik Film Festivali yarışmasına katılan kısa filmler arasında Ürdün, Katar, Fas, Tunus ve Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere birçok Arap ülkesi yer alıyor. Her birinin süresi 30 dakikayı geçmiyor ve konuları fantezi, korku, komedi ve diğerleri arasında değişiyor” dedi.



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe