Cidde Kitap Fuarı'nda ana gündem Dünya Kupası

Hena Hicazi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Benim derdim duyguları yazarak veya çizerek aktarmak” dedi.

“Yazıyorlar Çiziyorlar: Kalem-Tüy İlişkisi Üzerine” başlıklı üçüncü sempozyumdan bir kesit.
“Yazıyorlar Çiziyorlar: Kalem-Tüy İlişkisi Üzerine” başlıklı üçüncü sempozyumdan bir kesit.
TT

Cidde Kitap Fuarı'nda ana gündem Dünya Kupası

“Yazıyorlar Çiziyorlar: Kalem-Tüy İlişkisi Üzerine” başlıklı üçüncü sempozyumdan bir kesit.
“Yazıyorlar Çiziyorlar: Kalem-Tüy İlişkisi Üzerine” başlıklı üçüncü sempozyumdan bir kesit.

Suudi Arabistan Edebiyat, Yayıncılık ve Tercüme Kurumu’nun 8 Aralık’ta açtığı Cidde Kitap Fuarı, faaliyetlerini 900'den fazla yerel, Arap ve uluslararası yayınevinin ve 400 bilgi platformunun katılımıyla sürdürüyor. Kapsamlı ve çeşitli kültürel program kapsamında, Suudi Arabistan'da türünün ilk örneği olan 100'den fazla etkinlik, dijital yayıncılık ve bilim kurgu alanında 2 konferans düzenlenecek olan fuar, 17 Aralık Cumartesi gününe kadar devam edecek.
Cidde'deki Superdome etkinlik merkezindeki sergi salonunda, yayıncılardan biri Şarku’l Avsat’a şunları söyledi: “Kültür ve spor arasında bir gelgit var. Maçların tarihi yaklaştıkça ziyaretçi sayısı azalmaya başlıyor, bu yüzden yönetim maçları takip etmek için dev bir ekranla donatılmış bir arena tahsis etti.”
Etkinlik bölgesinde yer alan Dünya Kupası bölgesinde, farklı uyruk ve yaşlardan geniş bir izleyici kitlesi bulunuyor. Bir yığın kitap taşıyan genç bir adam olan ve bir kanepede uzanan Ahmed, “Seyircinin Fas milli takımının Portekiz'e karşı kazandığı zafere nasıl tepki verdiğini izleseydiniz, olağanüstü bir olaydı" dedi.
Önceki gün seyirci İngiltere ve Fransa taraftarları olarak ikiye bölündü.
Yayınevlerinin stantlarının önünde de maçları cep telefonlarından takip eden onlarca genç kadın ve erkeği görebiliyor. Futbolun kültür üzerindeki etkisi, özellikle kültürel etkinliklere katılanlarda da görülmekte. Kültür pahasına futbola karşı önyargılı olan birçok kişi var.
Cidde Kitap Fuarı'na dönersek, dün (Pazar) kutlanan kültür programı “Film yapmanın perde arkası” başlıklı bir panel tartışmasıyla gerçekleşti. Panel, Şemsu’l-Mearif filminde Suudi sinemasında bir mihenk taşı olan bu filmin deneyimini ele aldı. Film, Suudi ve Körfez gişelerindeki büyük başarısının yanı sıra “Netflix” platformunda her geçen gün artan yüksek izlenme oranlarıyla başka başarılar da kaydetti. Katılımcılar, filmin hikayeleri ve sahneleri ile yapımcılarının bu sinema şaheserini ortaya çıkarmak için karşılaştıkları zorluklar hakkında konuştular.
Sempozyuma filmin yönetmeni Faris Kudüs ve yıldızları Suheyb Kudüs, Beraa Alem, Ahmed Saddam ve İsmail el-Hasan katıldı.
Şemsu’l-Mearif’in 2020 yapımı bir Suudi çizgi roman uzun metrajlı film olması ve ilk kez 22 Temmuz 2020'de Cidde'de gösterilmesinin ardından Riyad'da bir başka gösterimin yapılması dikkat çekicidir. Bu gösterim, 31 Temmuz 2020'de Suudi sinemalarındaki toplu gösteriden önceydi.
Film, Suudi içerik endüstrisinin altın çağına denk gelen, internet sayesinde hayatları değişen genç Suudilerin hikayesini anlatıyor. Bir lise son sınıf öğrencisi, eski arkadaşı, düşmanı ve akıl hocasının yardımıyla bütçesiz bir korku filmi çekmeye karar verir, ancak proje geleceklerini riske atar.
Serginin dün de tanık olduğu ikinci panel, "Azınlıkların sanatı ve edebiyatı diye bir şey var mı?" başlığı taşıyordu. Azınlık edebiyatı ve sanatının ele alındığı sempozyuma Uhud Hicazi moderatörlüğünde Dr. Paolo Pran, Aldo Nicosia ve Modern Edebiyat ve Eleştiri Profesörü Nura el-Kahtani katıldı.
Üçüncü sempozyum ise “Yazıyorlar Çiziyorlar: Kalem ve Tüy İlişkisi Üzerine” başlığıyla katılımcıların yazı ve çizim ilişkisini tartıştığı sempozyum oldu. Kalem ve tüyün buluşması genellikle yaratıcı projelerin ve beklenmedik insan ilişkilerinin doğmasına yol açıyor.
Moderatörlüğünü Fayez Al-Gamidi’nin yaptığı söyleşiye plastik sanatçısı ve yazar Hana Hicazi, plastik sanatçısı ve şair Hamid Al-Sinan katıldı.

Bu yuvarlak cadı milyonları kendisine aşık etti
Dr. Hena Hicazi, Şarku’l Avsat’a yazma ve hat konusundaki deneyimini ve kalem ile plastik sanat arasında bir ilişki olduğunu keşfettiğini şu sözlerle anlattı: “Çocukluğumdan beri yeni bir şeyler arıyor ve kendimi yazarak yeni bir şekilde ifade etmeye çalışıyorum. Aynı şey çizim için de geçerli. Her zaman kağıtlara ve masalara bir şeyler karalarım. Bu nedenle her iki sanat da yazı ve hat, benim için hep vardı. Hangisinin önce başladığını söyleyemem. Ancak daha sonra çizimden çok yazımı yayınlama eğiliminde oldum.” Hicazi, açıklamalarına şöyle devam etti: “Çizim, kelimelerle ifade edemediğim bir anda geldi ve bu beni tam anlamıyla içimdeki çizim ve renklendirme yeteneğini geliştirmeye itti. Bu yüzden çizim kitapları almaya ve kendi kendime öğrenmeye başladım.”
Hicazi konuyla ilgili olarak, “Yazmaya gelince, benimle birlikte yürüyor. Çocukluğumdan beri okurum. Ve bunu yapmak zorundaydım çünkü okumak yazmanın gerekliliklerinden biri ama çizmeyi de bırakmadım” dedi. Hena Hicazi, yazı ve plastik sanat arasındaki ortak paydalar hakkında da şunları söyledi: “Yazarken yazdığım sahneyi hayal ediyorum. Hayal, görüntüsü ve detaylarıyla geliyor ve o zamanlar hayal ettiğimi yazma süreci. Bu aynı zamanda çizim için de geçerli. Portre çizimiyle biliniyorum. Benim için portre, çizdiğim kişinin ruh halini yazıp, yüz hatlarını doğru bir şekilde tasvir etme anlamına geliyor. Benim için yazı ile çizimin ortak noktası bu ve benim bütün derdim ister yazıyla ister plastik sanatla (portre) olsun özellikle duyguları aktarmak.”
Etkinlikler kapsamında şiir için iki gece düzenlendi. İlk gece Mısırlı şair Hişam Al-Ceh’e, moderatörlüğünü Halime Muzaffer'in yaptığı ikinci gece ise Suudi şairler İbrahim Al-Hüseyin, İbrahim Zuli ve Ravan Talal'a ayrıldı. Şair İbrahim Al-Hüseyin bazı parçalar sundu.
Bunların arasında Kasım Haddad’a ithaf edilen “Bizi Çok Uzun Taşıyan Işık” da yer alıyor:

Işık bizi sarıyor ve parlatıyordu
İki gözyaşı gibi
Bizi kelimesi kelimesine
Bu kadar uzun süre taşıyan ışık.
Ayrıca “Çıkalım” başlıklı bir parça sundu:
Ve bırakalım yollarını
Onun evinde uzun süre kaldık.
Ve resimlerimizi astık.
Mektuplarından hiçbirini taşımak istemiyoruz.
Onun havasını tutmak içimizde tutmak istemiyoruz
Bir kez olsun kelimelerden çıkalım
Ağlamadan
Ve arkanı dönmeden.
Şair İbrahim Zuli de birkaç parça sundu. Aralarında, “Bayraklar” isimli parça da vardı:
Gururlu yorgun bayrakları yanına al
Yenilginin yarasını ne kuruttu?
Ne diye övünüyorsun
Yabancıların ve haydutların önünde
Tek bir anısı olmayan
Üzülmediğin ne varsa yanına al
Savurgan yüzünü al götür
Sahte babalıktan meftun.

Cidde Uluslararası Kitap Fuarı bu yıl iki uluslararası konferansla seyircisiyle buluşuyor. Konferansların birincisi dijital yayıncılık alanında, diğeri ise bilimkurgu alanında. 400 stantta 900'den fazla yerel, Arap ve uluslararası yayınevinin katılımıyla 100'den fazla etkinlik içeren bir kültür programı. Ayrıca manga ve bilim kurgu hayranlarına adanmış bir alan da bulunuyor. Söz konusu etkinlik, Edebiyat, Yayın ve Tercüme Kurumu tarafından ilk kez düzenleniyor ve 17 Aralık Cumartesi gününe kadar devam edecek.



Timothée Chalamet'den "Gizemli rapçi sen misin?" sorusuna kaçamak yanıt

(AP)
(AP)
TT

Timothée Chalamet'den "Gizemli rapçi sen misin?" sorusuna kaçamak yanıt

(AP)
(AP)

Amber Raiken Yaşam Haberleri Muhabiri 

Britanyalı bir yeraltı rapçisinin maskesinin ardında kendisinin olduğu söylentileri viral hale gelse de bu konuda Timothée Chalamet'nin dudakları mühürlü.

Hayranlar, Liverpoollu olduğunu iddia eden ve yüzünün büyük bölümünü kapatarak sahneye çıkan gizemli sanatçı EsDeeKid'in, 29 yaşındaki Amerikalı aktör olup olmadığını aylardır sorguluyor. Rapçinin ilk albümü Rebel, haziranda çıkmıştı.

Britanya'daki radyo programı Heart Breakfast'ın perşembe günkü bölümünde Marty Supreme'in yıldızı, EsDeeKid olup olmadığı sorusuna kaçamak bir yanıt verdi.

Chalamet "Bu konuda yorum yapmayacağım" dedi. 

Yorum yok.

Sunucular, Chalamet ve EsDeeKid'in gözlerinin benzediğini belirttiğinde aktör söyleyecek bir şeyi olmadığını yineledi.

Görsel kaldırıldı.Timothée Chalamet, rapçi EsDeeKid olduğu söylentileri hakkında "yorum yapmayacağını" belirtti (AFP / esdeekid / Instagram)​​​​

Sözlerini "Bu konuda iki kelime söyleyeceğim" diye sürdüren oyuncu, ağzını açıp bir şey demekte tereddüt edince komik bir hal aldı. 

Her şey zamanı gelince ortaya çıkacak. Bu iki kelimeden biraz fazla oldu.

2012 tarihli viral bir videoda New York'taki lisesinde düzenlenen bir etkinlikte sahnede rap yaptığı görülen Chalamet, ergenlik döneminde Lil Timmy Tim adını taşıyan bir rapçi olduğunu sonrasında esprili bir şekilde anlattı.

Chalemet "Lil Timmy'nin aynı tınıya sahip olmadığını söyleyeyim" dedi. 

Lil Timmy başka bir şeye benziyor.

Özellikle ikisinin gözleri birbirine benzediği için önceki aylarda Chalamet'nin EsDeeKid olduğu yönünde söylentiler dolaşmaya başlamıştı. Ağustosta Chalamet, EsDeeKid'in "LV Sandals" şarkısında geçen rapçi Fakemink'in Londra'daki bir konserine gittiğinde bu spekülasyonlar daha da alevlenmişti.

Ancak EsDeeKid, yüzünde kar maskesiyle sahne alarak kimliğini saklamaya devam ediyor. Gerçek adı ve yaşı bilinmiyor. İlk albümü bu yıl çıksa da Spotify'daki aylık dinleyici sayısı 11 milyonu geçiyor.

Diğer yandan Chalamet'in yeni filmi Marty Supreme, Noel Günü sinemalarda gösterime girecek (Türkiye vizyon tarihi 1 Ocak). Josh Safdie'nin yönettiği film şimdiden övgü dolu eleştiriler alırken, The Independent'tan Clarisse Loughrey yapıma 4 yıldız verdi.

Loughrey, "Chalamet, uzuvlarını savuruyor ve role açlıkla saldırıyor. Al Pacino'nun ilk dönemlerindeki performanslarını sergilemesini sağlayan aynı dayanılmaz ve değişken enerjiye sahip" diye yazdı.

Kameranın çiçekbozuğu cildine, zarif bir şekilde işlenmiş tek kaşına ve devamlı kullandığı tel çerçeve gözlüklere yaklaşma şekli, dikkatimizi sadece aktörün gözlerine çekiyor ki tüm kırılganlık da burada yatıyor, tıpkı Pacino gibi.

Loughrey, Chalamet hakkında "Ekran dışında oyuncu, kamuoyunun gözü önünde başarının ne anlama geldiğinin mücadelesini verdi. (Önceki aylarda bir ödül töreninde yaptığı konuşmada 'En iyilerden biri olmak istiyorum' demişti)" diye ekledi.

Belki de Marty'de biraz da kendisini gördüğü için onun daha kırılgan ve sempatik tarafını anlayabiliyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment


Russell Crowe, Gladyatör 2'ye ateş püskürdü

David Franzoni'nin hikayesinden beyazperdeye uyarlanan 5 Oscarlı Gladyatör'de Yeni Zelandalı yıldız Russell Crowe, Romalı general Maximus Decimus Meridius rolündeydi (DreamWorks Distribution)
David Franzoni'nin hikayesinden beyazperdeye uyarlanan 5 Oscarlı Gladyatör'de Yeni Zelandalı yıldız Russell Crowe, Romalı general Maximus Decimus Meridius rolündeydi (DreamWorks Distribution)
TT

Russell Crowe, Gladyatör 2'ye ateş püskürdü

David Franzoni'nin hikayesinden beyazperdeye uyarlanan 5 Oscarlı Gladyatör'de Yeni Zelandalı yıldız Russell Crowe, Romalı general Maximus Decimus Meridius rolündeydi (DreamWorks Distribution)
David Franzoni'nin hikayesinden beyazperdeye uyarlanan 5 Oscarlı Gladyatör'de Yeni Zelandalı yıldız Russell Crowe, Romalı general Maximus Decimus Meridius rolündeydi (DreamWorks Distribution)

Oscar ödüllü oyuncu Russell Crowe, Avustralya'nın popüler radyosu Triple J'e verdiği röportajda Gladyatör 2'nin (Gladiator 2) kendisini hayal kırıklığına uğrattığını açıkladı. 

Ridley Scott'ın 2024 tarihli projesinde yer almayan Crowe, ilk filmin başrolüydü ancak devam halkasından memnun kalmadığını ifade etti.

"Talihsiz bir örnek"

Crowe, "Yakın zamanda çıkan ve adını yüksek sesle söylememize gerek olmayan devam projesi, bence ilk filmin neden özel olduğunu ve işin mutfağındaki isimlerin bile bunun farkında olmadığını gösteren talihsiz bir örnek" dedi: 

Özel olan ihtişamı, gösterisi ya da aksiyonu değildi. Ahlaki çekirdeğiydi.

Gladyatör'de Maximus rolüyle En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanan Crowe, ilk filmde karakterinin bu ahlaki merkezini korumakta kararlı olduğunu ve bunun sette yaratıcı çatışmalara yol açtığını anlattı; özellikle de Maximus'a seks sahneleri yazılmasına karşı çıktığını vurguladı.

"Bu nasıl bir yaklaşım?"

61 yaşındaki Crowe, "O sette her gün bir mücadele vardı. Karakterin ahlaki çekirdeğini korumak için günlük bir savaş" dedi: 

Maximus'a defalarca seks sahnesi eklemeyi önerdiler. Ama böyle yaptığınızda onun gücünü elinden alıyorsunuz. Hem eşiyle böyle derin bir bağı olduğunu söylüyorsunuz hem de başka bir kadınla birlikte olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Bu nasıl bir yaklaşım? Bu delilik.

2000 yapımı Gladyatör'ün hikayesi, Maximus'un eşi ve çocuğunun öldürülmesi üzerine şekilleniyor ve karakteri intikam yoluna sokuyordu. Bu nedenle Crowe, Maximus'un başka kadınlarla ilişkisi olmasının mantıksız olduğunu zira eşine duyduğu bağlılığın filmin duygusal temelini oluşturduğunu vurguladı. 

Oysa Gladyatör 2, Maximus'un Connie Nielsen tarafından canlandırılan Lucilla'yla geçmişte bir ilişki yaşadığını ve bunun sonucunda Lucius adında bir oğlu olduğunu ortaya koyuyor. Crowe'a göre bu durum, ilk filmdeki ahlaki ilkeleri zedeliyor.

Gladyatör 2 öncesinde Crowe, ne Ridley Scott'ın ne de yapım ekibinden herhangi birinin kendisine danıştığını birçok kez söylemişti. 

Ünlü aktör, kendisine danışılmış olsaydı, Lucius'un Maximus'un oğlu olmasına itiraz edebileceğini ima etti. Maximus'un ilk filmin sonunda ölmesi nedeniyle Paul Mescal'ın da kendisiyle iletişime geçmesini beklemediğini belirtti. 

"Bu filmin benimle bir ilgisi yok"

Crowe, Karlovy Film Festivali'nde basına yaptığı açıklamada ise artık Gladyatör 2 sorularından bıktığını söylemişti.

"İçinde olmadığım bir film hakkında gelen soruların sıklığına bakınca bana para ödemeleri gerekiyor" diyen Crowe, sözlerini şöyle sürdürmüştü: 

Bu filmin benimle bir ilgisi yok. O dünyada ben öldüm. Artık toprağın altındayım. Ama hafif bir kıskançlık hissettiğimi de inkar etmiyorum çünkü gençliğimi ve o dönemin hayatımdaki anlamını hatırlatıyor.

Independent Türkçe, Variety, GamesRadar


Chalamet, DiCaprio'nun beklenmedik mesajını açıkladı

Timothée Chalamet saç tıraşı hakkında kendisine Leonardo DiCaprio'nun mesaj attığını söyledi (Reuters)
Timothée Chalamet saç tıraşı hakkında kendisine Leonardo DiCaprio'nun mesaj attığını söyledi (Reuters)
TT

Chalamet, DiCaprio'nun beklenmedik mesajını açıkladı

Timothée Chalamet saç tıraşı hakkında kendisine Leonardo DiCaprio'nun mesaj attığını söyledi (Reuters)
Timothée Chalamet saç tıraşı hakkında kendisine Leonardo DiCaprio'nun mesaj attığını söyledi (Reuters)

Amber Raiken Yaşam Haberleri Muhabiri 

Timothée Chalamet, son saç modeli hakkında Leonardo DiCaprio'dan aldığı komik mesajı paylaştı.

29 yaşındaki oyuncu, Lucid Motors'un Lucid Air Sapphire adlı sedan tipi otomobilinin reklamı için New York Knicks yıldızları Jalen Brunson ve Josh Hart'ın sorularını hızlıca yanıtlarken Oscar ödüllü aktörün mesajını anlattı.

Hart, kendisine beklenmedik bir anda mesaj gönderen "en büyük kişinin" adını söylemesini istediğinde Lucid'in marka elçisi Chalamet, DiCaprio yanıtını verdi:

[DiCaprio] bugün bana takıldı. 'Kafanı tıraş ettiklerini duydum. Doğru olmadığını söyle' dedi.

Sonrasında Hart, Chalamet'nin görünüşünü savunarak, "Yine de iyisin. Yakıyorsun" ifadesini kullandı.

Chalamet, profesyonel masa tenisi oyuncusu Marty Mauser'ı canlandırdığı yeni filmi Marty Supreme'i tanıtmak için ekimde yaptığı Instagram canlı yayını sırasında tıraşlı kafasını gözler önüne sermişti. Canlı yayında Chalamet, şeffaf bir kutunun içindeyken turuncu pinpon toplarıyla çevriliydi ve sonrasında başlığını çıkarıp izleyicilere yeni saç modelini göstermişti.

Öncesindeyse New York'ta çekim yaparken, günlük kullanıma uygun bir kot pantolon ve sweatshirt giyip mavi bir şapka takmışken bir numara saç kesimiyle fotoğraflanmıştı.

Chalamet'nin DiCaprio'yla arkadaşlığı, birlikte rol aldıkları 2021 yapımı Don't Look Up filmine dayanıyor. Dune: Çöl Gezegeni'nin (Dune) yıldızı, DiCaprio'dan aldığı kariyer tavsiyesini 2022'de paylaşmıştı.

Chalamet, kendisine "Sert uyuşturucu ve süper kahraman filmleri yok" dendiğini British Vogue'a anlatmıştı.

2021'de de kendisine aynı tavsiyenin verildiğinden bahsederken bu aklı kimin verdiğini belirtmemişti. Time'a "Kahramanlarımdan biri (Kim olduğunu söylemem çünkü kıçıma tekmeyi basar) tanıştığımız ilk gece kolunu bana doladı ve bana bazı tavsiyelerde bulundu" demişti.

Chalamet'nin yeni filmi Muhteşem Marty (Marty Supreme), Türkiye sinemalarında 1 Ocak'ta gösterime girecek. Josh Safdie'nin yönettiği film şimdiden son derece olumlu eleştiriler alırken, The Independent'tan Clarisse Loughrey de 4 yıldız verdi.

Loughrey, "Chalamet uzuvlarını sallıyor ve role açlıkla saldırıyor. Al Pacino'nun ilk dönemlerindeki performanslarını göstermesini sağlayan aynı dayanılmaz ve değişken enerjiye sahip" diye yazdı:

Kameranın çiçekbozuğu cildine, zarif bir şekilde işlenmiş tek kaşına ve devamlı kullandığı tel çerçeve gözlüklere yaklaşma şekli, dikkatimizi sadece aktörün gözlerine çekiyor ki tüm kırılganlık da burada yatıyor, tıpkı Pacino gibi.

Loughrey, Chalamet hakkında şu ifadeleri de kullanmıştı:

Ekran dışında oyuncu, kamuoyunun gözü önünde başarının ne anlama geldiğinin mücadelesini verdi. (Önceki aylarda bir ödül töreninde yaptığı konuşmada 'En iyilerden biri olmak istiyorum' demişti)

Belki de Marty'de biraz da kendisini gördüğü için onun daha kırılgan ve sempatik tarafını anlayabiliyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/life-style