‘Üstü örtülü çatışma’ Halbusi’nin Irak Meclis Başkanlığı koltuğunu kaybetmesine sebep olabilir

Bazı gözlemciler, Halbusi’nin siyasette saf dışı bırakılması için Şii partilerin buna onayı vermesi gerektiği görüşünde.

Muhammed el-Halbusi (AFP)
Muhammed el-Halbusi (AFP)
TT

‘Üstü örtülü çatışma’ Halbusi’nin Irak Meclis Başkanlığı koltuğunu kaybetmesine sebep olabilir

Muhammed el-Halbusi (AFP)
Muhammed el-Halbusi (AFP)

Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ile Sünni siyasetçiler arasında kulislerin arkasında yaşanan çatışmanın şiddeti hakkında değerlendirme yapmak için bazı Sünni siyasi partilere ve liderlere bağlı haber platformlarının yayınları uygun bir kriter olabilir. Sünni Çözüm Partisi lideri Cemal el-Kerbuli ve Sünni siyasetçi Haydar el-Molla, son iki gündür muhtemelen devlette yüksek mevkide bulunan bir yetkiliyi üstü örtülü bir şekilde hedef alıyor, ‘yakışıksız ifadeler’ kullanarak çeşitli suçlamalar yöneltiyor ve onun en kısa zamanda görevden alınacağını söylüyorlar. Gözlemcilerin çoğu, Kerbuli ve Molla’nın doğrudan isim vermese de Meclis Başkanı Halbusi’yi işaret ettikleri görüşünde.
Sünni liderler arasındaki üstü örtülü çatışmaya dün (pazar) Selahaddin Vilayeti Aşiret Şeyhleri Meclisi de dahil oldu. Selahaddin Aşiret Şeyhleri Meclisi, yaptığı açıklamada, vilayetin mevcut yerel yönetimini desteklediklerini vurguladı. Açıklamada Halbusi’nin ismi açık bir biçimde geçmemekle birlikte, Selahaddin Aşiret Şeyhleri Meclisi’ne yakın bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bu açıklama doğrudan Halbusi’ye yöneliktir. Halbusi geçtiğimiz günlerde vilayet yönetimini eleştirmişti” dedi.
Meclis’in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Arife tarif gerekmez. Sünniliğin ve Sünni seçmenlerin sırtına basarak yükselen bazılarının, zaman zaman yaptıkları ve üstüne timsah gözyaşı döktükleri açıklamalardan bıktık. Meclis, merkezi hükümetten, hizmet sağlamak ve vilayetin her yerinde güvenliği güçlendirmek için önümüzdeki bütçe ve artık tek bir partinin kontrolü altında olan İmar Fonu projeleri üzerinden Selahaddin vilayetine daha fazla önem vermesini talep ediyor.”
Selahaddin Aşiret Şeyhleri Meclisi’ne yakın kaynak, açıklamada DEAŞ ile savaşta etkilenen bölgelerin yeniden imarı için kurulan İmar Fonu’nun tek partinin kontrolü altına girdiğini ifade eden bölüme işaret ederek, burada kastedilen tek partinin Halbusi’nin liderliğindeki Takaddum (İlerleyiş) Partisi olduğunu söyledi. Kaynak, Takaddum Partisi’nin Sünni nüfusun ağırlıkta olduğu Anbar ve Ninova vilayetinde kontrolü ele geçirmesinin ardından Selahaddin’de de nüfuz sahibi olmaya çalıştığını belirtti.
Kaynak, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Sünni Azim Koalisyonu’ndan Halbusi ile ittifak kuranlar da dahil olmak üzere Sünni liderlerin çoğu bütün yollara başvurarak Halbusi’nin Sünni vilayetlerdeki nüfuzunu kırmaya çalışıyor. Sünni liderler, Halbusi’nin, gelecek yıl Ekim ayında yapılması planlanan Vilayet Meclisleri seçimleri üzerinde hegemonya kurmasına izin vermemekte kararlı. Çünkü bu seçimlerde kontrolü ele alması, pratikte bir sonraki genel seçimlerde Sünni siyasetin kararlarını tekeline alması anlamına gelir. Bu, Sünni liderler açısından kabul edilemez bir durum.”
Kaynak, siyasi nüfuzunun kırılması amacıyla Halbusi’nin gelecek aylarda görevden alınması ihtimalini yok saymadığını belirtti. Iraklı siyaset uzmanı Dr. Yahya el-Kebisi, Halbusi’nin görevden alınmasının, ülke siyasetinde söz sahibi olan Şii partilerin Sünni partilerle işbirliği yapmasına bağlı olduğunu söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan Kebisi, “Halbusi’nin görevden alınması meselesi en başta Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin vereceği karara bağlı. Bu, Sünnilerin alabileceği bir karar değildir. Özellikle bazı bölge ülkeleri Halbusi’yi desteklerken,
onun görevden alınmasıyla ilgili şu ana kadar Koordinasyon Çerçevesi içinde bir konsensüs oluşmuş değil” diye konuştu.
Kebisi, değerlendirmesinin devamında şu ifadeleri kullandı:
“Anbar’da ciddi bir çatışma var. Bu çatışma özellikle 2018 öncesindeki yıllarda Anbar’ı temsil eden siyasetçiler ile Şii siyasetin açıktan desteğiyle Anbar’ı kendisi için bir derebeyliğe dönüştüren Halbusi arasında cereyan ediyor. Bu çatışmanın dozunun artmasında Şii siyasetin rolünün olduğunu görmezden gelmiyorum. Ancak Halbusi 2020 seçimleri sonrasında Sadr cephesine yanaşmaya başlayınca bazı milisler Halbusi’yi tehdit etmede kullanmak için bazı kişileri desteklemeye başladı. Anbar’daki her şey bizzat Halbusi tarafından yönetiliyor. Anbar Valisi sadece Halbusi’nin derebeyliğindeki bir memur. Ayrıca malum anlaşma (Halbusi’nin 2020’de Spor Bakanlığı’ndan vazgeçmesine karşılık İmar Fonu’nu alması) kapsamında İmar Fonu Halbusi’nin. Bu fon ona yönetimde ilave güç sağladı. Halbusi İmar Fonu projelerini Anbar’da çevresinde bir müşteri ağı kurmak için kullandı. Özetle tüm bu koşullar ve şartlar bir arada bulunuyor. Yani pratikte Halbusi’nin hasımlarının Anbar’da rol alma fırsatları yok. Halbusi’nin Anbar’daki Seçim Kurulu ve güvenlik kurumları üzerindeki kontrolü ve dolayısıyla seçim sonuçları üzerindeki kontrolü sebebiyle hasımları Anbar’da onun karşısına çıkamıyor. Bugün Koordinasyon Çerçevesi içinde Halbusi’nin geleceğiyle ilgili ciddi bir anlaşmazlık bulunuyor. Bu durum Koordinasyon Çerçevesi üyelerinin bazılarını ve özellikle de Nuri el-Maliki’yi, Halbusi’yi siyaset sahnesinden çıkarmak amacıyla Halbusi’nin tahakkümünü kıracak her türlü adımı destekliyor. Diğer üyeler ise Halbusi’yi kolay kontrol edilebilir biri olarak gördükleri için devam etmesini destekliyorlar. Halbusi’nin hasmı olan Sünni isimler onu saf dışı bırakmak için Koordinasyon Çerçevesi içindeki anlaşmazlığa yatırım yapıyorlar. Bu isimler özellikle Halbusi’nin kendisine ihanet etmesi nedeniyle Mukteda es-Sadr’ın öfkeli olduğu görüşünde.”



Suriye'de istikrarı bozan İsrail saldırılarının zamanlaması dikkat çekiyor

TT

Suriye'de istikrarı bozan İsrail saldırılarının zamanlaması dikkat çekiyor

Suriye'de istikrarı bozan İsrail saldırılarının zamanlaması dikkat çekiyor

Suriye Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, İsrail, Suriye'nin güneyindeki son saldırılar ve bunların sonuçlarından tamamen sorumlu tutuldu.

Bakanlığın açıklamasında, istisnasız tüm vatandaşlarını korumaya özen gösterdiği ve bunların başında Dürzi vatandaşların geldiği vurgulandı.

Dışişleri Bakanlığı, dün sabah ülkenin güneyinde İsrail'in düzenlediği saldırılarda çok sayıda asker ve güvenlik görevlisi ile sivilin öldüğünü belirtti.

Bakanlık açıklamasında, saldırıların ‘ulusal istikrarı sarsmak ve Suriye'nin birliğini bozmak amacıyla, devletin güvenliği sağlamlaştırmaya ve savaşın etkilerini ortadan kaldırmaya çalıştığı kritik bir dönemde, dikkatlice planlanmış ve şüpheli bir bağlamda gerçekleştiğini’ belirtti.

Devletin tüm Suriyelileri istisnasız olarak korumaya özen gösterdiği ve bunların başında Dürzilerin geldiği vurgulanan açıklamada, Suveydalılara ‘devletlerinin ve ordularının arkasında durmaları ve şüpheli projeler ya da kargaşaya yol açacak çağrılara kapılmamaları’ çağırısı yapıldı.

Suriye'nin güneyinde nüfusunun çoğunluğunu Dürzilerin oluşturduğu Suveyda’da, bazı kaçırma olaylarının ardından Dürziler ile Bedevi aşiretleri arasında son iki gün içinde kanlı çatışmalar yaşandı. Çatışmalarda en az 90 kişi öldü, yüzlerce kişi de yaralandı.

Öte yandan Suriye Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, tüm kamu ve özel kurumların yanında sivil ve askeri kurumların ‘her türlü aşırılığı veya ihlali önleme’ konusunda kararlı olmaları gerektiği vurgulandı.

Suriye resmi haber ajansı SANA tarafından yayınlanan açıklamada, ‘İlgili denetim ve yürütme makamları, rütbesi veya konumu ne olursa olsun, ihlalde veya suistimalde bulunduğu kanıtlanan herkese karşı derhal yasal işlem başlatmakla yükümlüdür’ ifadesi yer aldı.

Çatışmalar devam ediyor

Suriye İçişleri Bakanlığı ise yaptığı açıklamada, ülkenin güneyindeki Suveyda’nın bazı mahallelerinde çatışmaların devam ettiğini, hükümetin kent önderleriyle koordineli olarak tam kontrolü yeniden sağlamak ve güvenliği kontrol altına almak için çaba gösterdiğini belirtti.

Açıklamada, daha önce şehir önderleriyle mutabakat sağlandığı, ancak ‘yasa dışı’ silahlı grupların bu anlaşmaları ihlal ederek ‘polis ve güvenlik güçlerini hedef alan hain saldırılar düzenlediği’ ve güvenlik ortamını sarsarak mutabakatı bozmak istediği belirtildi.

İsrail hava kuvvetlerinin bu silahlı grupları desteklemek için güvenlik güçlerinin ve askeri polisin konuşlandığı yerleri hedef alan hava saldırıları düzenlediğini açıklayan Bakanlığa göre bu saldırılar sonucunda çok sayıda güvenlik gücü ve ordu mensubu hayatını kaybetti. Açıklamada, hükümetin tam kontrolü yeniden sağlamak ve güvenlik ve istikrarı sağlamak için önde gelen isimlerle birlikte çaba sarf etmesine rağmen, bazı mahallelerde çatışmaların devam ettiği belirtildi.

İsrail saldırıları

İsrail, Suriye'nin güneyindeki Suveyda’da yaşanan gelişmelere yeniden askeri müdahalede bulundu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye'nin Suveyda ilinde konuşlandırılan Suriye ordu güçlerini, ‘Suriye'nin güneyine asker ve silah sokulmasını yasaklayan silahsızlanma politikasına aykırı olduğu ve İsrail'e tehdit oluşturduğu’ gerekçesiyle ‘vur emri’ verdiklerini açıkladılar. Bu emir, Suriye hükümet güçlerini hedef alan hava saldırıları ile hemen uygulamaya konuldu.

İsrail ordusu, Suveyda’da Suriye ordusuna ait askeri araçları vurmaya başladığını açıkladı. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından yaptığı açıklamada, “Siyasi düzeyden gelen emirlerle, Savunma Ordusu kısa bir süre önce Suriye'nin güneyindeki Suveyda bölgesinde Suriye rejimine ait askeri araçlara saldırmaya başladı. Bu saldırı, dün Suveyda bölgesine doğru hareket eden zırhlı personel taşıyıcı ve tank konvoylarının tespit edilmesinin ardından gerçekleşti. Savunma Ordusu, dün zırhlı araçlar, tanklar, zırhlı personel taşıyıcılar ve roketatarların yanı sıra, bölgeye ulaşımlarını engellemek için yolları da bombaladı.”

Netanyahu ve Katz’ın verdiği emir sonrası yapılan yazılı açıklamada ayrıca “İsrail, Suriye'deki Dürzilere zarar gelmesini önlemeye kararlı. Bu kararlılık, İsrail'deki Dürzilerle olan derin kardeşlik ve Suriye'deki Dürzilerle olan ailevi ve tarihi bağlarımızdan kaynaklanıyor” denildi.

Dera kırsalı hedef alındı

SANA daha sonra, İsrail’in düzenlediği hava saldırılarının Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kırsalındaki İzraa kenti çevresini hedef aldığını bildirdi. Suriye devlet televizyonu, saldırıların kentteki 12. Tugay mevzilerini hedef aldığını duyurdu.

Suriye devlet televizyonu, yerel kaynakların verdiği bilgiye göre İsrail uçaklarının Suveyda kentinin çevresine 4 hava saldırısı düzenlediğini ve Suriye ordusunun geri çekilen araçlarının geçiş yolu olarak kullandığı düşünülen çeşitli noktaları hedef aldığını bildirdi. Kaynaklar, İsrail hava saldırıları sonucunda Suriye askerleri arasında ölen ve yaralananların olduğunu bildirdi.

İsrail'in saldırıları, Suriye Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra’nun Suveyda’nın önde gelenleriyle yapılan anlaşma sonrasında Suveyda'da ateşkes ilan etmesinden kısa bir süre sonra gerçekleşirken, olay, İsrail'in şiddetli çatışmalar ve bombardımanlarla eş zamanlı olarak Suriye ordusunun şehre girmesinden birkaç saat sonra meydana geldi.

Bakan Kasra X hesabından yaptığı açıklamada, “Suveyda’da faaliyet gösteren tüm birimlere, şehrin ileri gelenleriyle yapılan anlaşma uyarınca, ateşkesin tamamen durdurulduğunu ve sadece şehrin Dürzi çoğunluklu bölgelerinde ateş açanlara karşılık verileceğini bildiriyoruz” ifadelerini kullandı. Bakan Kasra, Suveyda’da askeri hareketliliği denetlemek ve işlenen ihlallerin hesabını sormak için askeri polisin konuşlandırılmaya başlandığını doğruladı.

Suriye hükümeti güçlerinin girişiyle eş zamanlı olarak Suveyda’da şiddetli çatışmalar yaşandı. Bu gelişme, yetkililer tarafından duyurulduktan ve dini kurumlar tarafından memnuniyetle karşılandıktan sonra gerçekleşti.

Dürzi ruhani liderler, silahlı Dürzilere silahlarını teslim etmeleri ve Suriye ordusuna direnmemeleri çağrısında bulundu. Bunlar arasında, hükümet güçlerinin girişini memnuniyetle karşılayan, ancak daha sonra hızla geri adım atan ve ‘bu barbarca harekata mevcut tüm araçlarla karşı koyulması’ çağrısında bulunan önde gelen Dürzi şeyhi Hikmet el-Hicri de vardı.

Daha sonra paylaşılan bir videolu açıklamada Hicri, şunları söyledi:

Ailelerimizin ve çocuklarımızın güvenliği için bu aşağılayıcı açıklamayı kabul etmemize rağmen, onlar anlaşmayı ve sözlerini bozdular ve savunmasız sivillere yönelik rastgele bombardımanlara devam ettiler.

Bu açıklamanın kendilerine Şam tarafından dayatıldığını ve dış ülkelerin baskısıyla, Dürzilerin evlatlarının kanının dökülmesini önlemek için yapıldığını söyleyen Hicri, Dürzilerin ‘toplu bir soykırım savaşına’ maruz kaldığını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Suriye basınından aktardığına göre Suveyda'nın birçok mahallesinden doğu ve güney kırsal bölgelere yoğun bir göç yaşanıyor.

Resmi haber ajansı SANA, İsrail hava kuvvetlerinin hükümet güçlerinin Suveyda’ya girmesiyle eş zamanlı olarak Suveyda şehrini hedef aldığını bildirdi.

Dürzilerin Ruhani Liderliği

Dürzilerin Ruhani Liderliği, hükümet güçlerinin Suveyda’ya girişini memnuniyetle karşıladı ve silahlı gruplara ‘hükümetle iş birliği yapmaları, hükümet güçlerinin şehre girişleri karşısında direnmemeleri ve silahlarını İçişleri Bakanlığı'na teslim etmeleri’ çağrısında bulundu.

Dürzi Ruhani Lideri Hikmet el-Hicri'ye yakın olan Dürzilerin Ruhani Liderliği, dün sabah yaptığı açıklamada, “İçişleri Bakanlığı güçlerinin girişini memnuniyetle karşılıyoruz” diyerek, Suveyda'daki tüm silahlı grupları hükümetle iş birliği yapmaya çağırdı.

Açıklamada, “Suriye hükümeti ile diyalog kurulmasını, olayların etkilerini gidermek ve eyalet sakinleriyle iş birliği içinde devlet kurumlarını etkinleştirmek için çağrıda bulunuyoruz” ifadeleri yer aldı.

sdfghyj
Suriye askeri polisi, Bedevi aşiretleri ile Dürzi nüfusun yoğun olduğu Suveyda’daki yerel militanlar arasında çıkan çatışmaların ardından ed-Dur beldesi girişinde konuşlandı (EPA)

Öte yandan Süveyda İç Güvenlik Güçleri Komutanı Ahmed el-Dalati, Dürzilerin Ruhani Liderliği’nin tutumunu memnuniyetle karşıladığını belirterek, ülkedeki dini otoritelerden İçişleri Bakanlığı'nın attığı adımları destekleyen ‘tek bir milli tutum’ sergilemelerini istedi. Dalati, “Yasa dışı silahlı grupların ve fraksiyonların liderlerine, İçişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı güçlerinin girişini engelleyen her türlü eylemi durdurmaları ve iç barışı korumak için silahlarını yetkili makamlara teslim ederek, tam iş birliği yapmaları çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye güçleri Suveda'ya girdi

Suriye güçleri, dün sabah son iki gün boyunca çatışmaların yaşandığı, nüfusunun çoğunluğu Dürzi olan Suveyda’ya girdi. Böylece Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın geçtiğimiz yılın sonlarında iktidara gelmesinden bu yana hükümet güçleri ilk kez Suveyda’da konuşlandırıldı.

Suriye güçleri, Dürzi ruhani liderlerin Dürzi silahlı gruplara silahlarını bırakıp hükümet güçlerinin girmesine izin vermeleri çağrısında bulunmalarının ardından konuşlandırıldı.

Süveyda İç Güvenlik Güçleri Komutanı Dalati yaptığı açıklamada, İçişleri ve Savunma bakanlıklarına bağlı güçlerin Suveyda’nın merkezine girmeye başlayacağını söylemişti. Dalati, ‘bir sonraki duyuruya kadar şehir sokaklarında sokağa çıkma yasağı’ ilan edildiğini açıkladı.

İçişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, ‘dini otoriteler ve silahlı grupların liderlerini’ tam iş birliği yapmaya çağırdı.

Top ve patlama sesleri

Fransız Haber Ajansı AFP muhabiri, Suveyda'nın dışındaki Mazraa köyünde top ve patlama sesleri duyulduğunu ve Suveyda şehri çevresine giren askeri konvoyları gördüğünü bildirdi. AFP’nin aktardığına göre Savunma ve İçişleri bakanlıklarına ait roketatarlar ve ağır toplar da şehir çevresine konuşlandırıldı.

AFP muhabiri, bazı beldelerde çatışmaların devam ettiğini ve askeri birliklerin şehre girmeye hazırlandığını aktardı.

Suveyda, son iki gün içinde eski Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinden sonra en şiddetli çatışmalardan birine tanık oldu. Çatışma, hükümet güçlerinin müdahalesinden önce silahlı Bedevi gruplar ile Dürzi silahlı gruplar arasında yaşandı.

8ıo9l
Suveyda'daki çatışmaların ardından bir cesedin yanından geçen Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi (EPA)

Suveyda’da bazı kaçırma olaylarının ardından pazar günü patlak veren çatışmalarda, 18’i Savunma Bakanlığı’na bağlı güvenlik görevlisi olmak üzere en az 90 kişi hayatını kaybetti.

İsrail, bölgedeki ‘birkaç tanka’ saldırdığını açıkladı, ancak İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz daha sonra Dürzileri hedef almamaları konusunda uyarıda bulundu.

Geçtiğimiz mayıs ayından bu yana, yerel gruplar ve yetkililer arasında yapılan anlaşma uyarınca, Suveyda’nın güvenliğini Dürzi silahlı gruplar sağlıyor. Ancak, ilin kırsal kesimlerinde Sünni Bedevi aşiretlerinden silahlı gruplar da bulunuyor.

ıı89o
Suriye ordusu ve güvenlik güçleri, Suveyda dışında yaşayan Bedevi aşiretleri ile yerel silahlı gruplar arasında çıkan çatışmaların ardından bölgeye konuşlandırıldı (EPA)

Suriye’de muhalif grupların iktidarı devralmasından sonra Şam'ı ziyaret eden uluslararası toplum ve Batılı delegeler, özellikle mezhepsel şiddet ve çeşitli bölgelerdeki ihlallerin ardından dışlanmalarından endişe duydukları azınlıkların korunması ve geçiş döneminin yönetimine katılımlarının sağlanması için yetkililere çağrıda bulundu.