Mısır’da göçmen tartışması: Mülteci mi yoksa bölge sakini mi?

Hükümet açıklamaları ve uluslararası kuruluşların istatistikleri arasında değişiklikler mevcut.

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)
TT
20

Mısır’da göçmen tartışması: Mülteci mi yoksa bölge sakini mi?

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri. (Reuters)

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin ülkesinin farklı milletlerden altı milyon mülteciye ev sahipliği yaptığını açıklaması, Mısır’ın kapılarını açtığı kişilerin sayısı ile ilgili soruları yeniden gündeme taşıdı. Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Uluslararası Göç Örgütü'nün birkaç ay önce açıkladığı bir istatistik, Mısır'da 133 ülkeden 9 milyon göçmen olduğunu gösteriyor. Sosyal paylaşım platformlarında paylaşılan iddialara göre ise Mısır kendi vatandaşlığında bulunmayan 20 milyon Arapa ev sahipliği yapıyor. Uzmanların tahminlerine ve uluslararası kuruluşlara göre Mısır'da ikamet eden yabancıların sayısının izlenmesindeki tutarsızlığın ana nedeni, gurbetçilerin farklı kesimlerine verilen ‘mülteci, göçmen, turist, ikamet eden’ arasında değişen isimler arasındaki farktan kaynaklanıyor.
Şukri, Kuzey Makedonyalı Mevkidaşı Bujar Osmani ile dün gerçekleştirdiği görüşmede “Mısır ülkede yaklaşık 6 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Onlara geçim kaynağı, bakım ve tam destek sağlıyor” dedi. Mısır'ın yasa dışı göçle mücadele çabalarını desteklemek için Avrupalı ve uluslararası ortaklara duyulan ihtiyacı vurguladı. Mısır tarafından yapılan açıklamaya göre Şukri, Osmani’ye Mısır'ın yasa dışı göç olgusuyla mücadelede oynadığı büyük rol ve Mısır vatandaşlarına onları yasa dışı göçün tehlikeli kaderinden korumak için iş fırsatları sağlama konusunda bilgi verdi. Mısır'ın yasa dışı göç konusuyla ilgili yasal çerçevelere bağlılığına vurgu yaptı.
Şukri'nin 6 milyon mülteciye işaret ettiği istatistik, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin söz konusu dosyayla ilgili olarak mültecilerin barındırılmasına ilişkin birden fazla röportajda söyledikleriyle de örtüşüyor. Sisi, ülkesinin mültecileri kamplara kapatmayı reddettiğini vurgulayarak Kahire'nin bu dosyayla ilgili olarak hiçbir ülkeye şantaj yapmadığının altını çizdi.
Ancak BM Uluslararası Göç Örgütü'nün geçtiğimiz ağustos ayında açıkladığı detaylı bir istatistik, Mısır'da ikamet eden göçmen sayısının 133 ülkeden 9 milyondan fazla olduğunu gösteriyor. Bu da yaklaşık 103 milyon kişiden oluşan nüfusun yüzde 8,7’sini oluşturuyor.
Örgüt izlenen ‘göçmenleri’, kişinin yasal statüsüne bakılmaksızın, sınırlar arası veya olağan ikamet yerinden uzak bir ülke içinde hareket eden herhangi biri olarak tanımladı. Mısır’daki göçmenlerden ‘büyük gruplar’ olarak nitelenenler ise şöyle sıralandı:
Sudanlı: 4 milyon
Suriyeli: 1 buçuk milyon
Yemenli: 1
Libyalı: 1 milyon
Örgüte göre bu dört ülke şu an Mısır’da ülkede ikamet eden göçmenlerin yüzde 80'ini oluşturuyor. Mısır'ın komşu ülkelerinde uzun süreli istikrarsızlık nedeniyle 2019'dan bu yana göçmen sayısında belirgin bir artış olduğunu ve binlerce Sudanlı, Güney Sudanlı, Suriyeli, Etiyopyalı, Iraklı ve Yemenliyi Mısır'a sığınmaya yönelttiği biliniyor
Ahram Siyasi Araştırmalar Merkezi'nden uzman Beşir Abdulfettah’a göre uluslararası kuruluşlar ve hükümetler için bir mülteci veya göçmen tanımlama kriterleri konusunda farklılıklar var. Dolayısıyla kesin bir nüfus sayımı yapmak zor. Ancak her iki tarafın ifadeleri bize bölge ve çevredeki bazı ülkelerdeki huzursuzlukla uyumlu yukarı yönlü bir grafik çerçeve sunuyor.
Abdulfettah Şarku'l Avsat’a şu açıklamada bulundu:
“Mısır, ilgili uluslararası kuruluşların tahminlerine göre (göçmenler hakkında olumlu bir söylem sunsa da) Mısır'a gelenlerin bir kısmı gelişlerinin gerçek sebebini açıklamıyor. Aralarından bazıları yasal olarak ikamet eden veya Mısır'a turist vizesi ile gelebilecek akraba ziyaretleri ile ilgili vizeler alıyorlar. Bu da sayının doğru bir şekilde izlenmesini zorlaştırıyor.”
Mısır'ın bazı bölgesel partilerin yaptığı gibi, kendisini başkalarının çıkarı için mülteci dosyasını alan veya yöneten bir ülke olarak sunmadığı uyarısında bulunan Abdulfettah iş birliği programlarının, yasa dışı göçü önlemek için sınır güvenliği kontrol çabalarını güçlendirmeye ve çeşitli ekonomik ve yaşamsal baskılara rağmen mültecilerin ve bölge sakinlerinin ihtiyaçlarını dikkate alan istihdam programları oluşturmaya odaklandığını söyledi.
Uluslararası Göç Ajansı'na göre, göçmenlerin yüzde 56'sı beş ana Mısır valilliğinde barınıyor. Bunlar Kahire, Gize, İskenderiye, Dimyat ve Dekahliye. Göçmenlerin geri kalanı Asyut, Asvan, Garbiye, Ismailiye, Uksur, Mersa Matruh, el-Minufiye, el-Minye, Port Said, Kalyubiye, Kina, Şarkiya, Sevhac, Süveyş gibi vilayetlerde yaşarken Kızıldeniz ve Güney Sina’da ise az sayıda göçmen bulunuyor. Elçiliklere göre örgüt, ‘göçmenlerin üçte birinden fazlasının, yani yüzde 37’sinin istikrarlı işlerde ve istikrarlı şirketlerde çalıştığını aktardı. Bu, Mısır'daki göçmenlerin işgücü piyasasına ve Mısır ekonomisinin büyümesine olumlu katkıda bulunduğunu gösteriyor.



SDG saflarındaki Arap savaşçılar hükümet kontrolündeki bölgelere firar etti (VİDEO)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) savaşçıları Mayıs 2018'de Deyrizor'da (Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) savaşçıları Mayıs 2018'de Deyrizor'da (Reuters)
TT
20

SDG saflarındaki Arap savaşçılar hükümet kontrolündeki bölgelere firar etti (VİDEO)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) savaşçıları Mayıs 2018'de Deyrizor'da (Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) savaşçıları Mayıs 2018'de Deyrizor'da (Reuters)

Suriyeli yerel kaynaklar, Haseke'nin kuzeyindeki Tel Tamer ekseninde onlarca Suriye Demokratik Güçleri (SDG) mensubunun tüm teçhizatlarıyla birlikte Suriye ordu güçlerinin bulunduğu Rasulayn bölgesine girdiğini ve Suriye'nin doğusundaki el-Mayadin'e doğru başka firarlar olduğunu bildirdi.

Bunun sonucunda SDG, Tel Tamer kentindeki bazı askeri komutanlara karşı, ihmalkarlık ya da askerlerin kaçışını kolaylaştırma suçlarından soruşturma başlatmak üzere bir gözaltı operasyonu başlattı.

Rasulayn kentinden bilgi sahibi bir kaynak, firar edenlerin daha önce SDG tarafından zorla silah altına alınmak üzere geri çekilen Arap aşiret mensupları olduğunu söyledi. Şarku'l Avsat, firarların cumartesi akşamı tespit edildiğini ve firar edenlerin Rasulayn'daki Hamza Tümeni'nin askeri akademisinde olduğunu öğrendi.

Öte yandan 8 Arap SDG savaşçısının firar ederek Suriye'nin doğusundaki Deyrizor'un el-Meyadin kentine geçtiği bildirildi. Bölgedeki kaynaklar, firar edenlerin Deyrizor'un eş-Şadadi beldesinden olduğunu söyledi.

Bu SDG üyelerinin ilk firarı değil; firarlar birkaç yıldır devam ediyor. Bilgi sahibi bir kaynağa göre aradaki fark bu kez sayının daha fazla olması.

Gazeteci ve araştırmacı Samir el-Ahmed, SDG saflarındaki firarların artmasını çoğu üyenin zorla silah altına alınmasına bağladı. El-Ahmed, SDG'nin Suriye'de zorla silah altına alma uygulamasını yürüten tek güç olduğuna dikkat çekti. Firar edenlerin çoğu, Esed rejiminin düşmesinden sonra SDG'nin dışlayıcı güvenlik ve ekonomi politikalarını protesto etmek için Şam hükümetine meyletmeye başlayan Arap aşiretlerinden.

Cumartesiyi pazara bağlayan gece hükümet güçlerinin kontrolündeki el-Meyadin şehrinin mahallelerine roket mermileri düşerken, bölgedeki kaynaklar mermilerin SDG'nin kontrolündeki bölgelerden atıldığını bildirdi. Aktivistler bombardımanı SDG savaşçılarının el-Meyadin'e sığınmasına bir tepki olarak değerlendirdi.

Esed rejimi ve İranlı milislerin çekilmesinden bu yana el-Meyadin'i hedef alan ilk bombardıman olan bu olayda mermiler pazar yerinin yakınına düştü. Bombardıman sonrası herhangi bir yaralanma rapor edilmedi.

Medya sayfaları ve aktivist hesapların Deyrizor'un doğu kırsalındaki el-Meyadin şehrine atılan iki merminin etkilerini gösteren video ve fotoğraflar paylaşması ve mermilerin SDG'nin kontrolündeki bölgelerden atıldığının belirtilmesi üzerine SDG, Deyrizor'un doğusundaki Fırat nehrinin batı yakasına roket mermisi atılmasının sorumluluğunu reddetti.

SDG tarafından dün resmi internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada, “Güçlerimizin kontrolündeki bölgelere atfedilen Deyrizor'daki el-Meyadin kentine top mermisi düştüğü haberlerini yalanlıyoruz. Güçlerimizin bunlarla hiçbir ilgisi yoktur. Güçlerimiz son olayları araştırıyor” denildi.